android'e oturan yeni bir virüs. Banka hesaplarını boşaltıyormuş milletin. şu yazılımlardan sızdığı tespit edilmiş:
Private SMS, Hummingbird PDF Converter – Photo to PDF, Style Photo Collage, Talent Photo Editor – Blur focus, Paper Doc Scanner, All Good PDF Scanner, Care, Message, Part Message, Blue Scanner, Direct Messenger, One Sentence Translator, Multifunctional Translator, Mint Leaf Message-Your Private Message, Unique Keyboard – Fancy, Fonts & Free Emoticons, Tangram App Lock, Desire Translate, and Meticulous Scanner. Auxiliary Message, Element Scanner
batman'in ezeli düşmanı; çizgi roman dünyasının en sadist ve sarkastik insanı.
joker'in gerçek kimliği pek bilinmese de, genel olarak kabul edilen orijin hikayesi batman the killing joke çizgi romanında geçen red hood hikayesidir.
bu hikayeye göre joker, kimyager olarak çalıştığı fabrikadan istifa edip komediyen olma ideali ile girişimlerde bulunan; ancak hiçbir şekilde başarı elde edemeyip dibe vurmuş bir insandır. hamile olan eşi ile birlikte gotham'da köhne bir apartman dairesinde yaşamaktadır ve hayatlarını idame ettirebilmek için gerekli temel ihityaçları bile alamayacak kadar zor durumdadır.
eşinin doğumunun yaklaştığı dönemlerden birinde karşısına çıkan tehlikeli adamların tekliflerini kabul ederek bir soygun işine kalkışır. soygun, eskiden çalıştığı kimya fabrikasında olacakır ve adamlar joker'i, yol göstermesi için işin içine katmışlardır. aynı zamanda joker'e fanus şeklinde kırmızı bir maske giydirerek kimliğini gizli tutacakları konusunda garanti vermiş ve bu şekilde ikna etmişlerdir.
joker, hem zayıf kişiliği hem de korkuları sebebiyle oldukça tedirgin bir halde planın başlamasını beklerken, hamile eşinin bir kaza sonucu öldüğünü öğrenir. eşinin cenazesiyle ilgilenmek istese de, anlaştığı adamlar zor kullanarak joker'i plana sağdık kalmaya ikna ederler. kafasında red hood maskesi bulunan joker ve soyguncular, fabrikanın içine girdiklerinde batman olaya müdahale eder. diğer soygunculardan farklı bir yöne kaçan joker, bir kaza sonucu kimaysal atık dolu bir kazanın içerisine düşer. ayıldığında atık borusundan dışarı çıktığını fark eder; ancak kimyasal maddenin etkisi ve gün boyu yaşadıkları hem fiziksel hem zihinsel bir çok hasar bırakır. ten rengi beyazlaşır, dudakları kırmızı bir hal alır, saçları yeşile döner; akli dengesinde ise ciddi bir bozulma ortaya çıkar. bün boyu yaşadığı tüm kötülükleri ise batman'e atfederek kendisini batman'i öldürmeye adar.
the killing joke çizgi romanında ise joker, müfettiş james gordon'u kaçırarak ona cehennem azabı çektirdiği bir gün yaşatır. (deyatları atlıyorum). buradaki amacı "tek bir kötü gün insanı delirtmeye yeter" düşüncesi ile hareket ederek müffettiş gordon'u delirtmek istemesidir.
joker'in anlatılan bu orijin hikayesi %100 kabul edilen bir hikaye olmasa da, en çok kabul edilen hikayedir.
bu durumların yanı sıra joker, gerçek bir kaotik-anarşi simgesi olarak nietzsche-vari bir deli psikolojisine sahiptir. bu psikolojiyi (az buçuk) anlamak için de 2008 yılında Brian Azzarello tarafından yazılan ve Lee Bermejo tarafından çizilen "joker: graphic novel" çizgi romanının okunması çok iyi olacaktır.
bu çizgi romanda joker, tedavi görüğü arkham akılhastanesindeki doktorları bir şekilde iyileştiğine ikna eder ve serbest kalır. şehre geri dönüşünde ve işleri tekrardan eline alışı sırasında ise yanında bulunan jonny frost adındaki bir eleman kendisine eşlik eder; aynı zamanda tüm hikaye jonny frost tarafından bize anlatılır ve sıradan bir insanın gözüyle joker'i anlamaya çalışırız tüm roman boyunca. joker'in bu hikayesinde yer alan tiplemesi eski çizgi roman ve çizgi filmlerdeki joker ile chirstopher nolan'ın joker'i arasındaki bir köprü gibidir. bu hikayede joker her ne kadar insanların sempatisini kazanabilecek özelliklere sahip olarak çizilse de onun sadist bir psikopat olduğunu unutmamak gerekir.
-balıkları gülümsetecek bir gaz üretip şehirdeki tüm balıkları öldürmesi sonucu tek balık tedarikçisi olarak parayı vurması -harley quinn'e yaptığı fiziksel ve duygusal işkenceler -oyuncakçı ile birlikte lunaparkta tezgah açıp tüm çocuklara zehirli pamuk şeker dağıtması ve öldürmesi -barbara gordon'u felç bırakması ve çıplak fotoğrafları ile james gordon'a işkence yapması -jason todd'u levye ile dövmesi ve sonrasında bir hangar içerisinde bırakıp, hangarı da havaya uçurması -bir oda dolusu yeni doğmuş bebeği ateşe vermesi -superman'in zihnini manipule ederek hamile karısı lois lane'i öldürtmesi gibi bir çok sadist olayın baş kahramanıdır kendisi.
Bir yönetmen, senarist ya da görüntü yönetmeni kendisini "bir oyuncunun performansı filmi ne kadar ileri taşıyabilir" sorusunun cevabını vermek için ne kadar frenleyebilir?
Son yılların üzerine en çok kritik yapılan ana akım filmlerinden birisi sanırım joker. Sistem eleştirisi, senaryo derinliği, karakter derinliği, çizgi romanlarla paralelliği, joker profili, performans karşılaştırmaları, göndermeler... Salondan çıktığınızda etrafınızda muhtemelen bu kritikleri okuyup filme sistem eleştirisi diyenleri duyabilirsiniz, göndermeleri anladın mı diye birbirine soranları işitebilirsiniz; ama hayır. Bu film bunların hiç birisi değil. Bu film tamamen arthur fleck kimliğinde kendini bulmuş joaquin phoenix için içi boşaltılmış bir sahne. Arthur fleck gibi görmezden gelinen phoenix'in joker'e dönüşeceği ve bu sene akademiden aslında hiç ilgilenmediği o ödülü alacağı film bu. Neyi neden yaptığının, insanların neyi neden yaptığının cevabı yok fleck'in. Hayalle gerçeğin birbirine karıştığı hayatı doğaçlama geçiyor. Sağa sola yazıldığı gibi phoenix'in de filmi doğaçlama geçtiğine eminim. Joker'e değil arthur fleck'e hayat vermiş phoenix. Yarısını nefesimi tutarak izlediğim en gerçek, en iyi performanstı beyaz perdede.
Bilinçli şekilde teknik eksiklikler bırakılmasının tek sebebi bu: perdede hayal mi yoksa gerçek mi, arthur fleck mi yoksa joaquin phoenix mi olduğuna karar veremediğimiz joker'i izlemek...
filmin müziklerini Hildur Guðnadóttir yapmıştır. Filmle adeta hemhal olmuş müzik. Özellikle bathroom dance, bir psikopatın zihnini mükemmel biçimde temsil ediyor.
dün akşam izledim filmi. şimdi; klasik müzikte senfoniler vardır bütün orkestra tarafından icra edilen. bir de konçertolar vardır. orkestra yer yer eşlik eder ama esas performans bir enstruman ve icracısı için yazılmıştır. bu film bir konçerto. yılların robert de niro'su bile silinmiş gitmiş. filmle ilgili canımı sıkan tek bir unsur vardı o da penny fleck karakterini canlandıran oyuncunun seçimi. 4 sezon boyunca ekranlarda kalmış, yüzü o diziyle özdeşleşmiş bir oyuncu yerine daha az eskimiş bir yüz bulunabilirdi.
2019 yılında gösterime girmesi beklenen dc filmi olur kendileri. Yönetmen todd phillips, başrolde joaquin phoenix, kadroda robert de Niro. Film muhtemelen joker'den çok Arthur fleck'e yoğunlaşacak.
Bugün ortamlara filmle ilgili ilk görüntüler düşmeye başladı, şöyle de 2 dakikalık bir plan var misal ny sokaklarında çekilmiş.
ruhsal olduğu kadar derecesi ne olursa olsun fiziksel dezenformasyon konusunda da çok başarılı rol kesebilen joaquin phoenix'in şu kısacık videoda dahi joker emareleri gösterdiğini kendi adıma söyleyebilirim. İyi veya kötü bir film gelecek (ki arkasında warner olan hiç bir dc filminden artık umutlu değilim) lakin sırf joaquin phonex için oturup sindire sindire izleyeceğim şu filmi.
10 numara oyunculuk olmuş uzun uzun anlatmaya gerek yok. Mükemmel bir psikolojik eser ortaya konulmuş. batman lore'unu bilen insanlar için tatmin edici ufak tefek göndermeler çok güzel olmuş. Artık en iyi erkek oyuncu Oscarı joaquin phoenix almazsa kapatsın gitsin sjw götler. Bu film ile Joker çizgi roman evrenlerinin en korkulan, iğrenç bir villainken iyice anti-heroya dönüştü. Çaresizce acı dolu kahkaları bence iyi yansıtılmış ama mal seyircinin komik zannedip ota boka gülüp durması bir o kadar sinir bozucuydu.
Akıllarda ki soru olan heath ledger jokeri mi joaquin phoenix jokeri mi diye soracak olursanız bence ikisi de ayrı kategorilerde Biri jokerin tam hali iken diğeri başlangıcı bu yüzden karşılaştırma yanıltıcı olabilir. joaquin phoenix kesinlikle bu filmde sırıtmamış jokerin hakkını en az Heath ledger kadar vermiş. Umarım bu seri devam eder de o zaman daha iyi karşılaştırabiliriz.
filmin dc comics ürünü hemen hemen hiçbir joker'le bağlantısı bulunmadığı için beğenmedim. phillips'in kendi açıklamalarında da çizgi roman karakteri olan joker'den uzaklaşmak istediğini okudum. ayrıca dc comics'in yeni bir seri başlatmak istediği, üzerine sinemada pek fazla iş olmayan yan karakterlere kendi adlarıyla filmler yapma planı olduğunu, bu filmin de söz konusu halkanın ilk filmi olduğunu okudum. zaten filmin sonu hariç, hiçbir yerinde dc comics'in adı da geçmiyor (joker'in haklarının büyük kısmı warner bros.'ta olabilir). "madem çizgi romanlarla bağlantı noktalarını belirsizleştirmekti amacın, ne diye bruce wayne hikayesinin içine sıçtın?" diye sorarlar adama phillips efendi.
filmin gerçek-hayal arasındaki bağının oldukça belirsiz olmasıyla ilgili birçok teori üretilmiş durumda. filmin özellikle son sahnesinde arthur fleck'in bir anda ciddileştiği anlarla ilgili üretilen teori sayısı o kadar fazla ki, "hepimiz hayal içindeyiz" mantığını inceptionvari bir düşünsel alt yapıyla fırlatanların yazdıklarını okumak bile mümkün olmuş. ben joker'i hiçbir zaman derinlikli ve katmanlı bir karakter olarak görmediğim için kendisine bu kadar derin bakamıyorum.
joaquin phoenix'in leonardo dicaprio'nun "ayılı film" olarak bilinen the revenant'ta yaptığını, joker'de yaptığını düşündüm filmi izlerken. büyük ihtimalle en iyi aktör oscar heykelciğini kapacak. aynı the revenant gibi, joker'in de "oscar için çekilmiş filmler" listesine rahatlıkla gireceğini düşünüyorum. 11 dalda oscar mı? hiç sanmıyorum. marriage story, little women, gisaengchung*, the lighthouse gibi aday filmlerin arasında joker'i, çizgi roman karakteri olmamayı seçen, kökenlerinin tam tersine bir hikaye anlatmayı tercih ederek popülere oynayan bir film olarak hatırlayacağım.
başıma bir şey gelmeyecekse izlerken çok sıkıldım.
böyle psikolojik gerilim içeren filmleri izlerken artık eskisi kadar keyif almadığımı, psikolojime iyi gelmediğini fark ettim. bi de daha önce de yazmıştım; bu joaquin phoenix'in oyunculuğuna şapka çıkarsam da adamı ekranda görmek bana keyif vermiyor. sürekli bi hastalıklı karakter görüyorum karşımda, sevemedim gitti şu adamı. adı bile bi garip, ne yazabiliyorum (kopyala yapıştır yapıyorum her seferinde), ne de okuyabiliyorum (herkeste ayrı bi telaffuz). bu filmde de joaquin phoenix ve dram birleşince beni benden aldı.
tekrar ediyorum: joaquin phoenix'in oyunculuğuna lafım yok, oscar için oynamış, ve kaptı da zaten. heath ledger performansıyla karşılaştırılıyor, hangisi daha iyi diye... benim oyum heath ledger'a. ama tabi pek çok kişinin de belirttiği gibi tamamen farklı kategoriler aslında. ben, batman filmlerinin villain karakteri olan jokeri sevdiğim için ve bunu heath ledger mikemmel oynadığı için oyumu o jokere veriyorum. "o aslında özünde iyi bir insan, onu çevresi bu hale getirdi" klişesinde gezen dram filmi karakteri joker izlemek istemediğim için. ve bir de the dark knight başlı başına muhteşem bir filmdi, heath ledger'ın oynadığı joker'e yazılan senaryo da muhteşemdi. hepsi birbirini tetikledi yani. güzel film, güzel karakter, güzel oyunculuk...
bu filmin hikayesini çok derinlikli bulmadım. çizgi romanlarda bahsedilen ve en çok kabul gören joker hikayesi bence daha iyi. karakterin dönüşümünü daha gerçekçi yansıtan bir hikaye. "sıradışı işler gelmiş adamın başına, o da delirmiş, çok normal." diyebiliyorum. ama bu filmdeki hikaye böyle ne biliyim, herkesin başına gelebilecek şeyler aslında.. e şimdi hepimiz psikopat mı olalım yani. hayatın sillesini yemiş herkes psikopat olsun, oldu...
iki çift lafım da gotham city halkına: yahu siz manyak mısınız? v muamelesi yapıyorsunuz adama, yapmayın! v bir freedom fighter, suç makinesi değil.
migros tarafından üretilen kedi maması. kuru ve yaş mamaları vardır. oldukça ucuz mamalardır, bir kiloluk paketlerde satılır. kiloluk paketleri 88 tl'dir ve bazen indirime girip bir alana bir bedava yaptıkları da olur.
bunu ben ilk başta denemedim. o zamanlar proline ile sürünüyordum. ama sitedeki diğer kedi besleyenler deniyordu ve kediler şaşırtıcı şekilde seviyordu. proline'dan kurtulduktan sonra ben de birkaç paket alıp denedim ve sorunsuz şekilde yediler. ama ne kadar sağlıklı olduğu konusunda yorum yapamacayağım. bir kere üreticisi bir market zinciri, bu bile kafadan 1-0 geriden başlamasına sebep oluyor. dahası ülke genelinde, insanlar için satılan veya ihraç edilmeye çalışılan gıda ürünlerinde bile sürekli tarım ilacı tespit edildi haberleri geliyor. kediler için satılan ürünlerde neler olabileceğini tahmin edemiyorum.
“suçu durduramazsın. bunu hiç bir zaman anlamadın. ben suçu kontrol ediyorum.onları korkuyla yönetmek istiyorsun. ya senden korkmayanlara ne yapacaksın? senin yapmadığını yapıyorum. işlerini bitiriyorum..."
76. Venedik film festivalinde altın aslan ödülünü almış. "süper kahraman filmleri" sınıfına dahil edilebilir olması nedeniyle muhteşem bir başarı bence.
Ulan tüm süper kahraman filmlerini düşünüyorum da, bu kadar ikonik bir karakter haline gelmiş başka bir villain gelmiyor bir türlü aklıma. Öyle ki, Jack nicholson tarafından ete kemiğe bürününce çizgi romanlarda bile değişti karakter. Heath ledger'in yorumu zaten dillere destan. Jared leto'nun tadı damakta kaldı, joequin phoenix perdeye gelmeden efsane olur diyeceğim neredeyse. Lan cesar Romero bile kült. Çizgi romanlar bir yana, şiddet anlayışıyla kaotik ruh halinin heath ledher'le bulduğu derinlik bana kalırsa her oyuncunun hayallerini süsleyecek bir karakter haline gelmesine yol açtı perdede. Gerek jared leto, gerekse joaquin phonex'in rolü kabul etmesinin arkasında para olmadığına eminim çünkü her iki aktörde para için saçma sapan filmlerle kariyerleri bok etmeyi umursayacak adamlar değil pek. Bu yüzden kaymağı bolca yenilecektir stüdyo tarafından.
Yo Yo hayır ağlamıyorum, sadece gözüme fragman kaçtı.
Evet, filmin fragmanı bugün düştü. Yoğun dramatik yapı kendini hissettirmekle beraber joaquin phonex'in vücut dilinden anladığım pek umurunda olmasa da oscar'a oynadığı yönünde. Ya da hem bir joaquin phonex hemde bir dc fanı olarak ben çok büyütüyorum. Lakin şurası bir gerçek ki akademi fiziksel deformasyonu seviyor ve süper kahraman filmleri gençleşen akademiyle birlikte daha çok yer işgal ediyor törende. Bu durumda iyi bir yönetmenlik tecrübesiyle uzun yıllar akıldan çıkmayacak ve ödüle oynayacak bir film kotarmak istemiş olabilir stüdyo. Bu da iyi bir film izleyeceğiz anlamına geliyor ki fragman da bu açıdan umut vaad ediyor, ya da umut fakirin ekmeği.
Son olarak; Joker'in geçirdiği (hoş net bir hikayesi yok çizgi romanlar açısından) ruhsal ve fiziksel değişimi düşünecek olursak bence bu role oturacak bir kaç oyuncudan birisiydi joaquin phonex. Sadece bu bile benim bu filmi asla arkaya üç kez izlemem için bir neden ve bu büyüyü bozabilecek tek gerizekalı Sony.
Yeni fragmani beni azicik heyecanlandiran film. Joaquin Phoenix Ledger vasatinin yerine oynamaliydi daha en baştan. Neyse hatanın neresinden dönülse kârdır.
Venedik gestivalinde filmin gösteriminden sonra yazılan yorumlar müthiş, özellikle de phonex'in performansı için. Phonex'in the master'dan sonraki en iyi performansı diyen de var, sinemanın en iyi villain performansı diyen de var, en iyi joker diyen de var ama kötü diyen yok.