yönetmeni bong joon ho filmin senaryosunu da yazmış. film cannes film festivalinde altın palmiye ödülüne layık görülmüş. pasifik civarı ülkelerde de çok sayıda festivalde aldığı ödüller var. hepsini de hakediyor. genel izleyici filmi bir kara komedi olarak izliyor. izlediğim sinemada da ilk yarıda bolca kahkaha duyuldu. bana kalsa gayet trajik bir olaylar silsilesi. öte yandan her şey çok bilindik geliyor. ister istemez aklıma palu ailesi geldi. film kore kültüründen barındırdığı ayrıntılar bir yana bırakılırsa palu ailesi realitesinin yanından bile geçemiyor denebilir. belki de bu nedenle komik gelmedi bana. içim burkularak ve endişeyle izledim. işler boka sarmaya başladığında kim ailesinin literal olarak boka batması da filmin sonuna dair ipuçları içeren bir bölümdü. kulzos radyo'nın chat odasında bir yazar* tarafından tavsiye edildi film bana. bu nedenle malum ortamlara düşmesini beklemeden sinemada izledim. iyi de oldu. büyük ekranda izlemek çok daha doyurucu.
oscar tarihinin en iyi film ödülünü alan yabancı dildeki ilk film olacak kadar büyük bir film mi bilmiyorum açıkçası. beni etkileyen yanı tasarımdaki titizlik ve seyircinin herhangi bir karakteri bir diğerinden önde tutmasına, onunla yakınlaşmasına olanak vermeyecek kadar ustalıkta yazılmış olması oldu. Lakin filmle aramdaki bu mesafe beni sıktı biraz, ara ara koptum filmden hatta.
bir kore yapımı film. türkçeye "parazit" ismiyle çevrilmiş. yönetmenliğini bong joon-ho adında bir vatandaş yapmış. oyuncularını filan da tanımam etmem ama yine de saygımızdan şurapa copy-paste edelim Song Kang-HO Woo-Sik Choi Park So-Dam Chanhg Hyae Jin Sun-Kyun Lee Cho Yeo-jeong Jung Ziso Jung Hyeon-jun. film baya uzun fakat kendini izlettiriyor zaten dili ingilizce olmamasına rağmen oscar kazanan bir film olması bu durumu açıklar nitelikte.
yaşam koşullarının zorluğundan bunalan insanların kaçış yolu aramaya yönelmesi ve devamında buldukları yol çok iyi işlenmiş. uzun süren başkası üzerinden hayatını idame ettirme sürecinin insan psikolojisini ne denli etkilediğini net bir şekilde seyirciye sunuyor. gerilim konusunda uzakdoğu'nun hayal gücünü de düşündüğümüzde karşımıza uzun yıllar unutulmayacak bir şaheser çıktığına tanıklık ediyoruz.
işin aslı meseleyi hayatı sadece başkası üzerinden idame ettirmeye de indirgememek lazım. kapitalizmin sebep olduğu yoksulluk-zenginlik farkı, zevk farkı, anlayış farkı, fırsat farkı... adına her ne konacaksa temiz bir insan düşüncesinin sadece koşullar iyiyken işleyebileceğini gösteriyor. lüks yaşam ve fakir yaşamların devam ettiği çevreye bakınca filmde başlayan seri cinayetlerin sebebinin gelir dağılım dengesizliği olarak gösterilebilir.
emeği geçen herkesin ellerine sağlık diyerek 10 üzerinden 7 puanı yapıştırıyorum.