Çok kısa keseceğim, dc sinema evreninin amına koymuş şirkettir.
Attığı tek tük doğru adımı onlarca yanlış adımla piç etmiş ve böylelikle süper kahraman filmleri nasıl çuvallar konusunda çığır açmıştır.
Şöyle kısaca özetlemek gerekirse; 1. Man of Steel filminin zack snyder'a teslim edilmesi doğru, lakin tüm sinema evreninin snyder'a teslim edilmesi müthiş aptalca bir hareketti. Ben kendi adıma hem man of Steel, hem de bvs filmlerini başucu filmi olarak nitelendiriyorım lakin bütün evreni bir yönetmene teslim etmek? Nitekim daha suicade squad'ım çekimleri bitmeden snyder'ın karanlık ve ciddi sineması budanmaya çalışıldı.
2. Dc evreni snyder'a teslim edilmiş olmasına rağmen filmlere snyder'ın ortaya koyduğu sinema karakterinin zıttı yönde müdahale edildi. En güzel örneği suicade squad yukarıda da belirttiğim gibi. Süper bir kadro ancak son derece karaktersiz bir film. Komik mi, ciddi mi belli değil, çünkü stüdyo eğlenceli bir film ortaya çıkmasını istedi. Peki ne zaman? Kurguda.
3. Yıldız oyuncuların kaçırılması. Hoş ne kadar yıldızı var ki zaten dc filmlerinin? Subjektif olacak ama bence tarihin en iyi Batman'ına sahip şu anda warner bros, yani baffleck'e. Ben affleck sadece fiziksel olarak değil background olarak da müthiş bir derinlik katma potansiyeline sahipti batman karakterine. Neden? Çünkü senarist ve yönetmen olarak kariyerinde oscar almayı becermiş, bunu da yaparken aksiyon, gerilim ve suç konusunda iyi film yapabildiğini göstermişti. Bu bağlamda the batman filminin hem senaryosunu yazacağı hem de yöneteceği açıklandı, ki bence tarihin en iddialı batman filmi gelecekti. Ama ne olduysa oldu, baffleck önce senaryoyu, sonra yönetmenliği bıraktı. Muhtemelen boktan adalet Birliği 2 ve the batman filminden sonra rolü de bırakacak. Gerçi Ne olduysa oldu dedim ama muhtemeldir ki gene warner bros baffleck'in fazlasıyla işine karıştı ve filme müdahale etmeye, belkide senaryo ve hikayeyi değiştirmeye çalıştı. Neticede Onlar ben affleck'i kaçırırken, Biz de iyi bir batman filmini kaçırmış olduk. Benzer bir oyuncu yönetimi hatası da jared leto ve joker karakterinde yaşandı. Fiziksel dezenformasyon olarak da, karakter derinliği olarak da gene çok başarılı bir sunum vardı perdede lakin hepi topu 10 dakika görebildik jared leto'yu joker olarak filmde. Bildiğim kadarıyla oldukça fazla sahne çıkartılmış filmden joker karakterine ait. Sonuç? Tarihin en aptal süper kahraman filmlerinden birisi...
Ve son olarak gene benim için en iyi superman Henry cavill, karakteri bırakmış durumda. Daha da kötüsü ismi geçen en önemi oyuncu; Michael B. Jordan. Ya Bi sktrgit be warner, Bi sktrgit ya...
Kısacası; warner yola çıkarken kendi sinema dilini yaratması için zack snyder'a müthiş bir özgür alan bırakmış ancak batman v superman'da aldığı eleştirilere karşılık projeyi olduğu gibi piç edip sistemi değiştirmeye çalışmış, bu arada da suicade squad gibi iyi olabilecek bir filmi de piç etmiş, ben affleck gibi bir adamı hayata küstürmüş (adalet Birliği tam bir facia baffleck adına), superman'a hakkettiği saygıyı tekrar kazandırmış Henry cavill'i elinden kaçırmış, sinema olayı olarak dahi değerlendirilebilecek jared leto - joker birlikteliğini görünmez kılarak bir fiyaskoya imza atmış, neticede bvs ve man of Steel'de gelen eleştirileri fazlaca ciddiye alarak evreni marvel sinematik evrenine benzetmeye çalışarak ortalığın amına koymuştur.
Yukarıda belirttiğim gibi; iki ileri bir geri taktiğiyle ilerliyor warner. Yaptığı tek bir iyi harekete karşılık onlarca boktan manevra sayılabilir. Geçenlerde joaquin phonex'in yeni joker olacağı açıklanınca içime bir su serpilmişti mesela. Lakin öğreniyoruz ki her cavill artık yok ve yerine düşünülen ilk isim Michael B. Jordan. Ya, arkadaş; Bi sktrgit ya...
1918'de 4 amerikalı genç kardeş sinemaya tutku beslemeye başlayınca bu ilgilerinin üzerine gitmeye başladılar ve harry warner, albert warner, sam warner ve jack warner kardeşler warner bros. u yarattı. albert ve harry muhasebesi ile ilgilendi, sam ve jack ise film yapma kısmıyla.
ilk ses filmi olan the jazz singer 1927'de, ilk sesli korku filmi olan the terror 1928'de, ve ilk tamamıyla renkli film olan on with the show! 1929'da bu stüdyodan çıktı.
