bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. şunu bi ekliyim^^

    İnsan en rahat etmek istediği dönemlerde en zor şeylerle karşılaşıyor gerçekten.
    Kanserle mücadele ediyorum bir süredir.
    Yendim sanmıştım.
    Nüksetmiş…
    Tam ben “hadi bakalım toparladım” derken babam ciddi bir kalp rahatsızlığı geçirdi.
    Yine hadi bakalım derken başka bambaşka şeyler hep hep çıktı, çıkıyor.

    Kendimi çok geri çekiyorum böyle zamanlarda, biliyorum. Daha öncede yapmıştım çünkü. Elimde mi ? Değil.
    Sanırım kaybettiğim insanların acısını ben başka insanlara yaşatmak istemediğim için bunu yapıyorum galiba. Arkamdan üzülen insan olur herhalde ya, ben bunu düşünüyorum işte.
    Neyse…
    Tuhaf mıyım ?
    Yoo değilim bence.

    Kafamın içinde dönen şarkıların buruk melodileri eşliğinde devam ediyorum hayatıma bir süredir.

    Çok istediğim doktora hayallerime ara vermek zorundayım. Ne maddi ne manevi olarak bunlara yetebilecek durumda değilim artık.

    Yani şey “artık cerrah diyemeyeceksiniz =)”

    Hayaller…
    Umarım bir gün.

    Neyse o değil de “benim şu sıralar kendime bile yüreğim yok.” Saygılı öpücükler sayın sevgili sözlük^^
    #278807 gece ucan kedi | 3 yıl önce
    7kişiye özel 
  2. Şu anda kafamı içini anlatan tek şarkı…
    #277732 gece ucan kedi | 3 yıl önce
    1kişiye özel 
  3. Uzun süredir tedavisini özenle takip ettiğim bir hasta var. Durumu ilk geldiği andan itibaren kritikti. Ara ara düzeldi ara ara kötüleşti. Hasta yakını ailem yaşlarında bir çift. Biraz da hassaslar. Hiçbir asistan direkt olarak diyaloğa girmek istemiyor bu çiftle. Çekinmelerini de anlıyorum aslında arkadaşlarımın, bazen kötü haberleri vermek kolay değildir ya da karşıdakiyle empati yapamadığınızda o ruh haline bürünemediğinizde size tuhaf gelir onların tepkileri.

    Bir gün dayanamadım hocamdan da rica ettim hastayı üzerime aldım. Neyse gittim yanlarına, biraz sohbetle karışık kişilik analizi yaptım. Biraz anamnezle karışık ruh hallerini anlamaya çalıştım. Derken derken öyle bir noktaya geldik ki “hayır ya üzülmek yok” dediğimde “tamam kedicim senin için kendimi tutacağım” dedi bana minnoş teyze.
    Birkaç hafta önce yine bir gün kontrole geldi. Sohbet ettik. Ağlamaya başladı. Tam kızacakken “dur dur dün doğum günümdü, yeni bir yaşımda senin gibi güzel bir insanla tanışabilecek kadar şanslı olduğumdan duygulandım” dedi.
    Kaldım öylece. Hiç beklemiyordum ki. Hastalarımın her birini ayrı severim. Elbette hasta yakınlarımın ruh hallerini de anlamaya çalışan biriyim ama birilerine bu kadar dokunduğumu hiç fark etmemiştim.

    Hastamın durumu hala kritikti, dediğim gibi bazen iyiye gidiyor yakınları hevesleniyordu ama ben her kontrolde boşa umut aşılamaktan ziyade olabileceklerden bahsetmenin daha doğru olacağını düşünüyor ve böyle davranıyordum. Belki dışardan bakan bir çift göz için zalimlikti o durumda böyle olasılıkları konuşmak ama bence asıl zalimlik hassas bir kalbi olmayacak vaatlerle ümitlendirmek olurdu. Yapmadım. Doğru olduğuna inandığım şekilde devam ettim.

    Birkaç saat önce bir telefon geldi “kedicim her şey için minnettarız ama…” diye. Tam “lütfen kendinizi üzmeyin siz elinizden geleni…” diyecekken; “ağladığıma bakma acı işte… biliyorum biz elimizden geleni yaptık, sen de her zaman en iyi şekilde yardımcı oldun bize her konuda, sen olmasan ben bu kadar sakin olamazdım şu anda, insanlığından herkese bahsediyorum, umut olsun diye benim güzel kedim” dedi.
    Ulan Bu sefer de ben ağlamaya başladım. hissettirmeden…

    Bazen elinizden bir şey gelmiyor gibi görünür ama bir şekilde birilerine yardımınız dokunur en kötü zamanda bile. Bu aile bana meslek hayatımda ilk kez bunu öğretti, gösterdi, anlattı. Bana da umut oldular farkında olmadan.

    Böyle güzel kalplere…
    Yine ve daima !
    İyi ki…
    Yüreğim var^^
    #272721 gece ucan kedi | 3 yıl önce
    0kişiye özel 
  4. Burası benim için bir sığınak.
    Her zaman özgürce kendimi ifade ettiğim bir dünya.
    Muazzam bir ailenin şanslı çocuğuyum ben, evet.
    Ne kadar kıymetli bir şeye sahip olduğumu çok iyi biliyorum.
    Bilmediğim zamanlar da oldu.
    Çok oldu…
    Kendimi bıraktığım, kendimi yıprattığım, kendimi kapattığım.
    Herkesi uzaklaştırdığım, yalnız kalmak istediğim.
    Çok yardım istediğim de oldu, bambaşka bir dilde.
    Bir zamanlar olduğum insandan da razıyım ben.
    Dün olduğum kendime de razı…
    Dün saat bilmem kaç civarında o cümleleri söylememiş, o davranışı sergilememiş olsaydım; şu an bunları yazan bir ben olamazdım.
    İçim çok yandı, çok acıdı.
    Çok yalnız hissettim, gerçekten var olan insanların arasında mıydı bu yalnızlık ?
    yoksa çok sahici bir yalnızlık mıydı ?
    Bilmiyorum.
    Bilmek de istemiyorum.
    Bugün günlerden bir kayıp gibi görünüyordu gözümde.
    Yıllarca…
    Ama bugün günlerden hayata tutunma.
    Bence…
    Yıllar önce parçalanan ve özenle saklanmış olan o parçaların hepsini toplayıp birleştirmiş olmanın haklı tebessümüyle kahkaha atabilme günü.
    Bugün böyle bir gün evet.
    Geçen yıl yine ağlamadan duramamıştım, birlikte söylediğimiz şarkıları dinlerken.
    Şimdi tebessüm edebiliyorum.
    Arada açıyorum videolarımızı, teknolojiyi sevmezdin sen ama güzel şey aslında.
    Yüzünü ve muazzam sesini unutmak elbette mümkün değildi ama o uydurma şarkı sözlerimiz =))
    İşte onları unutmamak için teknoloji muazzam bir şeymiş.
    Kimseyle uyumayı sevmezken; geceleri korkup beni yanında isterdin.
    Kimseyi hatırlamazken bir beni tanırdın.
    Mezarına gelemedim, defnedildin ve ben sonra cesaret edemedim.
    Özür dilerim.
    Ama sen içimdesin zaten.
    Buradasın, hep yanımdasın.
    Seni hatırlamak için bir toprağa ya da taşa ihtiyacım yok ki.
    Her zaman kalbimde, aklımda, her adımımda ve her anımda benimlesin.
    İyi ki sensin.
    İyi ki en güzel günlerim geçmiş.
    İyi ki o yılbaşı gecelerinde arkadaşlarımla eğlenmek yerine seninle şarap içip şarkı söylemeyi tercih edebilecek kadar bağlıymışız birbirimize.
    İyi ki o lanet hastalığına rağmen beni unutmamışsın.
    İyi ki herkesi evinden kovabilirken beni hep yanı başında istemişsin.
    İyi ki çocukken sana ve dedeme dair tüm o gerçek hikayeleri anlatmışsın.
    İyi ki başım ağrıdığında saçlarımı okşamışsın.
    İyi ki tüm bu sahteliğe rağmen sen hep gerçek kalmışsın.

    Bazen insanlar vefat ettiğin yaşı söylediğimde “eee yaşamış yaşayacağını zamanı gelmiş” gibi tuhaf cümleler kuruyorlar.
    Ben bunu hala anlamıyorum.
    Ben sana doyamadıktan sonra milyon yıl geçmiş ne fark eder ?

    Bir yılbaşı akşamı şarap istemiştin, aldım geldim.
    Kızdın bana bu ne diye, tüm şişeyi bana içirdin sonra da güldün saatlerce.
    Bir yılbaşı akşamı şampanya istedin, aldım geldim.
    Patlatınca korktun, seni sakinleştirdim saatlerce.
    Güle koklaşa girdik yine yeni bir yıla.
    Hani nasıl girersek öyle geçerdi ?
    O yıl kaybettim seni.
    Gittin.
    İstemedin bence gitmeyi.
    Ama sevenlerin bekliyordu değil mi ?
    Çok vardı bekleyenin.
    Kardeşlerin, annen, baban, akrabaların ve evet dedem.
    En çok o bekledi bence ve keşke görebilseydim o kavuşma anınızı.

    Bazı günler çok zor.
    Bazı günler daha da zor.
    Bazıları da eh işte.
    Sen gittin gideli idare ediyorum be !
    Kimseye anlatamadım.
    Söyleyemedim.
    Annem üzülmesin diye aylarca görüşmedim.
    Muhtemelen o da ben üzülmeyeyim diye görüşmedi.
    Konuştuk ama yüzümüze bakamadık.
    Sen, ben ve annem biz muazzam bir üçlüydük.

    En büyük korkum ne biliyor musun ?
    Bu üçlüde tek kalmak.
    Biliyorum olacak.
    Çok korkuyorum.
    Asla kendime itiraf edemiyorum ama korkuyorum.
    Onu da kaybetmek istemiyorum.

    Ben son nefesimi verdiğimde bile hala size, bu iki muazzam kadına tapan bir kız çocuğu olacağım.

    benim yüreğim paramparça ama size hep tam !
    #269820 gece ucan kedi | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    1kişiye özel 
  5. neden içinizdeki kötüyü beslemeye bu kadar meraklısınız anlamıyorum.
    nasıl mutlu olabiliyorsunuz başkasının gözyaşından ya da hüznünden ?
    şimdi sevmediğiniz biri çıksa yaşadığı tüm iğrenç, acı dolu, lanetler okunası şeyleri anlatsa bu acılarla tatmin olacak mısınız sahi ?
    sahi bu kadar küçüldü mü yüreğiniz ?
    içinizdeki kin, öfke ve nefret o kadar büyümüş ki; kendinizden başkasına zararı olmadığını da görmüyorsunuz öyle ki nesilden nesile aktardığınız dehşet verici kötülüğünüz sonunuzu getiriyor.
    tebrikler insana dair bir şey kalmamış içinizde artık.
    ruhunuzun karanlığıyla beslenip atan kalpleriniz dışında hiçbir amacınız da kalmamış.
    her şeye rağmen mutlu olmayı öğrenemediğiniz bu hayatı sevmiyor oluşunuzun sorumlusu hiç kimse değil.
    sırf biriyle anlaşamıyorsunuz diye ona duyduğunuz gereksiz öfkenin şiddeti bir gün sizi yakar emin olun.
    sırf biriyle anlaşamadınız diye ona dair bildiğiniz her şekilde kötü dilekler yollayacağınıza; sevdiklerinizin iyi olmasını dileseydiniz bu dünya çoktan daha iyi bir yer olmuştu.

    hiçbirimiz muazzam değiliz ama bu kadar bilinçli bir kötülük...
    her kim olursa olsun, kimsenin içindeki çocuğu ağlatmayın artık !
    #265430 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    3kişiye özel 
  6. Bazen öyle yerlere saklanır ki yüreğimiz, kaçmak için elinden geleni yapar.
    Canınız yana yana gülümsemek kadar zor bir şey yok değil mi ?
    Bazen hiç beklemediğiniz bir anda canınız yanar.
    Nerden de düştü aklıma bu şimdi dersiniz.
    Lanet mi edersiniz yoksa iyi şeylere mi odaklanırsınız ? O kadar belirsiz kalırsınız ki !
    İşte böyle zamanlarda kaçıp saklanır yüreğiniz.
    Bir daha güvenmemek bir kere daha gücenmemek için.
    Bazen çok yüreğiniz olur da korkar saklarsınız.
    Bazen benim sana yüreğim yok derken içten içe çığlık atarsınız gitme diye.

    Bazen gitmek için önce gitmiş gibi yapmak gerekir.
    Bazen kendini bulmak için gitmek gerekir.
    Bir gün görüşmek üzere^^
    #264427 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    8kişiye özel 
  7. Bazı insanların hayatı muazzam olmasına rağmen hep mağduru oynamayı severler.
    Bazı insanlar mağdur olmasına rağmen birkaç insana bu mağduriyeti anlatıp yardım bekler.
    Aslında kendi başına çoktan ayağa kalkmışlardır ama yine de bir şekilde inanıp, güvenip, anlatıp bazen bir omuz ararlar işte.
    Sonra yine öğrenirler “acılarını kimseye anlatma ! Kullanırlar.”

    Uyumanın en güç olduğu o gecelerde aslında içini dökmek için birine ihtiyacı olur bu insanların ama karşılarındaki öyle bencil öyle nankördür ki asla gerçek acıları anlamazlar. Hep kendi küçük dünyalarındaki basit şeylerle kıyaslarlar.

    Defalarca intihar etmeye yeltenir insan böyle gecelerde.
    Defalarca ufacık bir umut esintisi hissetti diye vazgeçer.
    Ve yine defalarca yanılır.

    Kimse bilmez en dipteki halini.
    Kimse anlayıp da elinden tutmak istemez.
    Dibe çekersin zanneder o bencil insanlar.
    Halbuki o fırtınalı sularda sizin kadar sakini yoktur.

    Zordur hayat.
    Bazıları için küçük dünyasında.
    Bazıları için tüm evren içerisinde.

    Bazen yüreğiniz kalmaz.
    Kimseye…
    #264042 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    10kişiye özel 
  8. bazıları hala ilkokuldaki gibi saç çekerek sevmeye çalışıyor.
    bazıları lisedeki gibi küçük intikamların peşinde.
    bazıları hala kendini bulamamış.
    bazıları ise hiç var olmamış.
    Bazıları adeta bir kara delik.
    Bazıları danışıklı dövüşünün tam ortasında.
    Bazılarının iç sesi bile susmuş.
    Bazılarının ruhu bile yok.

    çocuk ruhlu kalmak böyle bir şey değil.

    birçok insanı sevmiyorum muhtemelen onlar da beni sevmiyor.
    Sevmek için çabaladığım çoğu insan hayal kırıklığından öteye gitmedi.

    daha küçük olduğum yaşlarda buna çok üzülürdüm, şimdi ne kadar az insan severse kendimi o kadar doğru görüyorum.
    sevmediğim kadar sevilmediğimin de gayet bilincindeyim ve bu bana uzun zamandır sadece huzurlu hissettiriyor.

    Anlaşılmıyorum ahh onlar anlamıyorlar gibi cümlelerim yok. Açık açık söylenen her bir cümlenin farkındalar bence sadece yanımda olmak istemiyorlar, elini tutup yola devam etmesini sağlamak istedikleri kişi ben değilim, hepsi bu. Evet.

    Yakın bir zamanda içimdeki birçok şeyi “doğru” olduğunu düşündüğüm için “doğru” zannettiğim birkaç insana anlattım. Farklı olacağını sanmıştım.
    İnsanların egosu, kibirleri, kendini beğenmişlikleri ve dünyanın bilmem kaçıncı harikası olduğunu düşünmeleri hiç değişmiyor maalesef.

    Herkes kendince haklı evet. Hı hım. Çok haklısınız. Her biriniz !

    Ne demiş şair ?
    “Hiçbirinizle dövüşemem, siz ne derseniz deyiniz”
    Yani sessiz ve sakince alttan alındığınız zaman siz haklı olmuyorsunuz; sadece çabalara değmiyor bazen, o yüzden susuyor insan. Üzerinize alınmayınız. O kadar önemli değilsiniz kendi küçük dünyanız dışında.

    Ve eklemiş şair, evet “benim dengemi bozmayınız”
    Çünkü benim size yüreğim yok.
    #262971 gece ucan kedi | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    2kişiye özel 
  9. anlamsızlıkların içinde boğuluyorum.
    yok ben anlamıyorum.
    ne kadar tuhaf olduğumu anlattım mı ben size ?
    tuhafım evet.
    anlama güçlüğüm vardır mesela.
    insanları anlayamam.
    gerçekten.
    hayvanlarla aram çok iyidir evet.
    bir şekilde ortak dili buluyoruz onlarla.
    insanlarla çok zor.
    tuhaflık mı ?
    bence değil aslında ama öyle diyorlar.
    o yüzden tuhafım evet.

    hangi lavuk "farklı olmak güzeldir." demiş ?
    kim lan o ?
    yok öyle bir dünya.
    ya uyumlusun ve rahatsın.
    ya da uyumsuz ve huzursuz.

    pardon ne diyorduk ?
    ha evet tuhaf...
    ne demiş şair: "hayat kısa kediler bile uçar"

    günlerden bir gün uçuyorum ya da şey ya uçuyorum sanıyorum, evet.
    bi düştüm...
    günlerce sürdü düşüşüm.
    öyle düştüm.
    evet.

    uçmak güzel azizim.
    düşmek ise anlatılmaz.
    paha biçilemez.
    lügat dahilinde bir karşılığı yok.
    evet.

    neyse ne diyorduk ?
    anlamamak...
    evet.
    anlayamıyorum.
    anlaşamıyorum.
    kırıyorum.
    kırılıyorum.

    dağınık...
    ruhlar...
    karmaşık...
    cümleler...
    tuhaf...
    yaşamlar...
    anlamsız...
    noktalar...
    çok anlamlı...
    nidalar...
    dengesiz...
    ağıtlar...
    dengeli...
    kaybedişler...
    düzensiz...
    uçurumlar...
    düzenli...
    serzenişler...
    bıkkın...
    ruhlar...
    gülümseyen...
    suratlar...
    ağlayan...
    beyinler...

    neyse ne diyorduk ?
    yürekler...
    evet o yürekler.
    benim...
    yüreğim...

    kimseyi incitmek istemezken.
    yüreğim evet bizzat.
    nasıl her seferinde kendini bu hale sokuyorsun ?

    sana da selam olsun günah kedisi...
    yalnız şunu unutma kedi !
    benim sana yüreğim yok.
    evet.
    yok...
    #260374 gece ucan kedi | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0kişiye özel 
  10. ne zaman bir şeyleri yoluna koymak için adım atsam bambaşka bir problem çıkıyor karşıma.
    tam diyorum ki "kedi dur tamam artık toparladın" hop başka bir karmaşa.
    hayat resmen bana "sen hayırdır ya güleceğini mi sandın 3 gün yeter" falan diyor eminim.

    bu sıralar kafama çok taktığım bir şey oldu.
    umarım düşündüğüm gibi çıkmaz.
    umarım çıksa bile bi çözümü olur.

    çünkü düşündüğüm gibi çıkarsa ben kaçarım...
    giderim...
    hiç kimseye ses bile etmeden ansızın kaybolurum.
    biliyorum...

    bir süredir değişimlerin farkındayım.
    her değişimin iyi olmayacağının da öyle.

    bir gün gidersem...
    herkes gülsün isterim.
    olur da bir gün gidersem öyle ansızın...
    hani olmaz ama olursa belki işte,
    kimse üzülmesin...

    ne güzel görünüyor bazı şeylerden dışarıdan bakınca.
    şen kahkahalar.
    normal hayatlar.
    sorunsuz yaşamlar.

    ölüyoruz ulan !!!
    diyemiyorsunuz.
    o yüzden kahkaha atıyorsunuz hep.
    o yüzden mutlu sanıyorlar hep.

    benim yüreğim var ama nerede kaybettim bilmiyorum...
    bir gün bulursam evet vereceğim sana.
    "benim sana yüreğim yok" değil de benim yüreğim yok be...

    umarım bir gün...
    #258272 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    1kişiye özel 
  11. bazen bilmediklerimiz daha iyidir, öğreneceğimizdeki halimizden.
    anlatmak acıyı azaltır cümlesini ilk kim kullandıysa kendisinin acıdan falan anladığını düşünmüyorum evet.
    bazı acılar anlattıkça artar.
    insanların size bakışını değiştirir.
    insanların size acımasına bile sebep olabilir.
    bu sebeple her acı anlatılmaz.
    içten içe sizi kemirip bitirmesi gereken acılar da vardır maalesef.
    kendi başınıza aşmanız gereken ki genellikle de aşamayacağınız.
    sonra kendinizi uzun süre alkole verirsiniz, o sarhoşluk dediğimiz anda beynimizin kendini kapattığı hali bir şekilde size o acıyla baş etme yöntemi gibi gelir.
    sonra bunun size zarar verdiğini düşünüp kendisinden bir miktar uzaklaşırsınız fakat o halinizi de özlersiniz.
    rahatça konuştuğunuz, pata küte eğlendiğiniz, kahkaha attığınız halinizi. evet.
    sonra ara ara o halinize olan özlemle biraz abartır önce canınızı sıkar sonra gülmeye başlarsınız.
    bu sırada yalnız değilseniz ve yıllardır içinizde tuttuğunuz acınızı öğrenmek isteyen birisi varsa bir anda "beni rahat bırak" diyaloğunun içerisinde bam bam söylersiniz ve canı acır bilirsiniz. belki de amacınız canını acıtmak zaten o an. acınızı paylaşmak değil.
    sonra derin ve saatler süren sessizlik.
    aynı evin içinde yalnızlık.
    ve sonra tuhaf sorular bozar bu sessiz yalnızlığı.
    o lanet olası saçma sapan sorular.
    sonra bir kadeh daha koyarsınız ve oturup algılarınızın kapanacağı o muazzam anı beklersiniz.

    bilmek her zaman iyi değildir.
    o acıyı anlatmak da bir halta yaramaz.
    bazen içinizden "bir boktan haberiniz yok ulan" diye bağırmak gelir.
    bazen de sadece yorganın içine girip ağlarsınız.
    bazen kahkaha atmak istersiniz.
    bazen lanet edersiniz.
    bazen canınızın acısıyla can yakarsınız.
    bazen incinmişliğinizle daha da kırılgan olursunuz.

    ama asla eskisi gibi olamazsınız, evet.

    benim sana yüreğim var gerçekten.
    ama paramparça...
    #257996 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    0kişiye özel 
  12. bir zamanlar hayranlıkla dinlediğim bir hikayenin başrolünde gibi hissediyorum son zamanlarda kendimi.

    hani o bir varmış bir yokmuşun bir varmış kısmındayım sanki, öyle bir şey...

    varmış meğer...
    buldum.

    çok ilginç...
    hayatımda böyle bir şeyle karşılaşabileceğime hiç ihtimal vermezdim ama oldu yahu...

    varmış.
    oralarda bir yerlerdeymiş.
    geldi.
    buldu.
    buldum.
    buluştuk.

    bir filmin başrolü oldum sonunda, kendi hayatımda.
    selam, ben geldim diyebildim...
    mesela şöyle diyebildim...

    1 güzel rakam.
    çünkü 0,9 hep eksik, yarım olsa daha iyi hatta ama yok yok 0,9 kötü...
    1 güzel.
    1+1 daha da güzel.
    1+1 bazen 2 etmez, kocaman bir büyük 1 eder, bu güzel işte.

    o değil de benim bu sefer bazı şeyler için yüreğim var...

    evet evet benim sana yüreğim var sayın kedi^^
    #255442 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    2kişiye özel 
  13. çok küçük yaşlarda kreşe başladım, yaş demişim pardon aylarda...
    iki çalışan ebeveyn ile biraz böyle başlıyor hayat, evet.
    şikayetçi miyim ?
    pek değilim aslında.
    olabildiğim halimi sanırım o dönemlerde buldum.

    çok küçük yaşlarda anneannem ile tanıştım.
    benim için birçok insanın ötesinde bir yeri oldu her zaman.
    neredeyse kendimi bildim bileli demeyeceğim bilmediğim zamanlarım bile ona dair.

    yıllar zor.
    yıllar acımasız.
    yıllar gerçekten çok hoyrat.

    alzheimer başlangıcı sırasında lisedeydim, o zamanlar 85 yaşında falandı.
    hala kendi yemeğini, temizliğini yapabilen eski topraklardandı, evet.
    kapısız evlerde asker eşini beklerken hastalıktan kaybettiği çocuklarına üzülmeyi çoktan bırakmıştı.
    çok güçlüydü.
    benim gözümde her zaman en güçlü oydu. hala o.

    arkadaşlarıyla saatlerce kağıt oyunları oynardık.
    nane likörlerimizi kahvelerimizi içer keyif yapardık.
    çocukluğum, ergenliğim, gençliğim böyle bir kadının kollarında böyle muazzam arkadaş ortamında geçti evet.

    biraz huysuzlanmaya başladı zamanla.
    hastalığı ilerledi tabii.
    şaşırmadım.

    çok ilerledi...

    çok...

    çok...

    çok...

    ve gerçekten çok.

    beni hiç unutmadı.
    hiç kötü hatırlamadı.
    annemi ve kardeşlerini yani öz çocuklarını hatırlayamayan alzheimer hastası kadın (dayımlar çok takıldı bu duruma cidden) beni hiç unutmadı.
    tüm kuzenlerim, kendi çocukları, ailesi, kardeşleri, herkes...
    beni hiç unutmadı...

    ben de unutmadım.
    ne mümkün ?
    namümkün !

    suyu sevmemeye başladı son zamanlarında.
    alzheimer sürecinde sık görülür.
    çok ısrar ederdim, gel hadi yıkanalım diye.
    "ölünce yıkarsın" derdi.
    kalbime hançer saplardı da, kızamazdım.

    sonra bir gün kötüleşti.
    olmuş yaş 95...
    böyle söyleyince çoğu insan "eeh artık zamanı" diyor.
    neyin zamanı ?
    ayrılığın zamanı mı var ?
    kim belirliyor ?
    ya ben doyamadıysam ?

    acildeydik, herkes dağıldı bir kenara, herkes kötü, herkes harap, herkes bitkin...

    yoğun bakım !!!

    herkes bir tarafa bayılmış...

    kedi tuttu elinde gözyaşlarını saklayıp, götürdü oradan oraya.
    ben çok korkarım mr'a girmekten, o da korkardı, rica ettik, yarım içerde onun tamamı girdik, el ele...
    elimi öyle sıkmış ki bu süreçte günlerce morluğu geçmedi.
    keşke hala kalsa izi...

    yoğun bakımda 10 gün civarında kaldı, her gün gittim.
    her gün belli izinler, belli zamanlar, elbette kurallar.
    annem ve kardeşleri beni düşünüp bahanelerle girdirmediler içeri beni.

    sonra...

    yok sonrası.

    sonrasında yıkadım.

    söz verdim sonuçta.

    yıkadım...

    gözümün önünde her hali.

    o hali.

    her hali.

    çok özledim.

    bazen çok özlerim.

    bazen daha çok özlerim.

    20'lerin başında yaşadım bunları, 20'lerin sonunda acısı taze.

    hala özlüyorum.

    şarkılarını.

    sarılmalarını.

    şakalarını.

    kimseyi tanımamasını, beni unutmamasını.

    kahkahalarımızı.

    söylenir mi ? anlatır mı ?
    her şeyini ulan ! her şeyini...

    neyse...

    çok kullanırdı işte kızınca ya da sevmediklerine "benim sana yüreğim yok" diye.

    benim sana yüreğim var.
    sonsuza dek...
    huysuz ve tatlı kadın
    elbet bir gün buluşacağız

    edit: hiçbir yazımı bu şekilde editlemedim ama meh veren kişi ya da eksileyen kişi, amaç ne ya ? gerçekten soruyorum.
    lanet olası çok özgür bir platformdasınız diye insanların acılarıyla bile uğraşabileceğinizi ve bunun çok normal olduğunu mu düşünüyorsunuz ?
    eksileyin, mehleyin...
    umarım böyle acılar tatmazsınız sayın mehleyen ve eksiyelen yazar.
    umarım.
    hayat zor, biz buradayız.
    yıllar sonra anlatabildim evet hafifledim.
    beğen diye anlatmadım merak etme.
    derdim en beğenilenlere girmek olsa bambaşka şeyler yazardım, şüphen olmasın.
    neyin beğenileceğini neyin eksileneceğini bilecek kadar sözlük yazarlığı yaptım emin ol.
    neyse.
    beğenmediğin, mehlediğin şeyler kişisel başlıktaki duygular.
    lanet olsun, hiçbir zaman kızmadım bunlar bile eksilendiğinde ama buna bile lafınız varsa, kendi kötümserliğinizde boğulun ! lütfen.
    saygılar...
    #249580 gece ucan kedi | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    1kişiye özel 
  14. insanlar bana baktıklarında mutlu görünüyorum ama bu doğru değil.
    acılar bedenime artık sığmıyor gibi, tüm sistemlerimi ele geçirip nefes almamı bile engelliyorlar bazen.
    bazen ciğerlerimi tazeleyebileceğim tek bir nefes ya da düşünebileceğim tek bir zaman oluyor.
    işte tam da bu yüzden yüreğim kalmamıştır...
    acıları sahiplenmek çözüm mü ?
    yoksa duvarları sağlamlaştırmaya yönelik bir hamle mi sadece ?
    yeni normaller mi edinmek lazım ?
    yeni düzenler, yeni yükler, yeni gözyaşları ve yeni kahkahalar çözüm mü ?

    artık taşma noktasında birçok soyut karmaşanın yansımaları vücudumda.
    taşsalar rahatlayacak mıyım sahi ?
    yoksa azalarak onlarla yok mu olacağım ?
    bilmek istiyor muyum ?
    hayır.
    sadece yorganın içinde kendime yeni bir kozmik zaman/mekan olgusu arıyorum.
    evet.
    yüreğim yok.
    az önce kara deliğe attım.
    #248755 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    0kişiye özel 
  15. bir gün buralardan göçüp gittiğimde tüm bu hüzünleri hatırlamayacak olmak bu dünyaya dair içimi ferahlatan tek şey.

    Gidişim nasıl olur bilemem ama huzuru bulmak önemli değil, huzursuzluktan kaçmak yeterli benim için artık.

    Özgürlüğüme ve kahkahalarıma kavuşmak istiyorum sadece, hep üç yaşında kalmak.

    Kimseye kırgın olmak istemiyorum mesela.
    Kimseye gönül koymak da istemiyorum.

    Çığlık atmak isterken susmak çok zor.
    Bilerek istediğin eylemi içinde tutmak da öyle.

    Evet evet, yüreğimiz kalmamıştır gerçekten.
    Şu az önceki gözyaşı ile bitti, geç kaldınız.
    #246929 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    0kişiye özel 
  16. bazı konularda problem bende mi yoksa direkt problem miyim diye düşünüyorum bu aralar.

    sevdiğim insanlara gösterdiğim tahammülün %1'ini eh işte tanıdıklara falan göstermem hiçbir zaman.
    çevremdeki istisnasız herkes aileden yakın arkadaşa kadar tahammül konusunda çok daha başka bir görüşe sahip.
    mesela benim sevdiğim insanlar dışında kimseye yüreğim yok.
    ama onlarda durum çok farklı; sevdikleri insanların daha anlayışlı olması gerektiğini düşünerek istedikleri her şeyi çat çat pata küte güm güm söylerken eh işte tanıdıkları insanları "kırmamak" adına sözlerini sakınabiliyorlar. onlara gülümseyebiliyorlar bir şeylerden haz almasalar bile, alttan alabiliyorlar, siz aynı davranışları sergilediğinizde iki dakika tahammülü olmayan sevdikleriniz diğerlerine saatlerce katlanabiliyor.

    çok ilginç.
    benim sevdiğim insanlar dışında kimseye yüreğim yok gerçekten.
    sevdiklerimi alttan alamadıktan ve onları mutlu eden şeylere katlanamadıktan sonra dünya yanmış yanmamış; çiçekler açmış açmamış; mevsimler değişmiş değişmemiş; gün aymış aymamış; hayat iyiymiş kötüymüş pek de bir önemi yok benim için.

    işin kötü tarafı bu değer yargılarına bile kızamayacak kadar yüreğinizin olması bu insanlara.
    ufacık şeylerle mutlu olabilecekken karşınızdakini düşünmek adına yeri geldiğinde enerjinizi, kahkahalarınızı ya da neşenizi bile kendi içinizde yaşamaya karar verdiğiniz halde onların bu davranışlarını görüp önce şaşırıp sonra bu ufacık şeylerden büyük hüzünler yaşamanız içinizde; ne tuhaf ve acı.
    anlatsanız muhtemelen anlayamazlar.
    muhtemelen dünyanın en mükemmel sorusu gelir karşınıza "buna mı üzüldün ?" ya da "bunun nesi sorun ki ?" ya da "ne alakası var ya" gibi...
    neyse.
    belki onların da yüreği yoktur.
    en azından bana...
    durum sadece bundan ibaret bir şeydir.

    evet !
    yüreğimiz kalmamıştır^^
    #246883 gece ucan kedi | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    33kişiye özel 
  17. özgürlüğüme fazla düşkünüm.
    biliyorum.
    bunun bazen anlaşılmadığını ya da insanları kırdığının da farkındayım.
    ama ben böyleyim.
    herkes kendisi gibi, evet ben de böyleyim işte.

    zorla bir şey yaptırıldığında, mecbur bırakıldığımda, o an yapmak istemediğim bir şeyi yapmam istendiğinde, benimle ilgili beklentilere girildiğinde, kendimi diken üzerinde hissedip iyice huzursuz oluyorum ve saldırganlaşıyorum. evet.
    biliyorum.
    ama dedim ya ben böyleyim.
    özel alan ihlali gibi çemberime girilmiş sayıyorum bunları.
    bana, karakterime, özelime saygısızlık gibi algılıyorum.
    doğru olmayabilir.
    biliyorum.
    ama böyleyim.

    çok küçük yaşlardan beri o kadar yalnız kalmışım ki; her işimi kendim yapmaya, istediğimde yapmaya, istediğimde yatmaya alışmışım.
    gerçekten insanlara ihtiyacım olduğunda o kadar uzaklaşmışlar ki; acımı duvarlarla konuşarak aşmayı, içime de duvarlar örmeyi öğrenmişim.
    evde kendi gürültümden başka ses duyduğumda rahatsız olmaya, sevmediğim yemeğin kokusunu hissedince eve ait hissetmemeye başlamışım.
    elimde değil.
    böyleyim.

    kendimi sevmeyi o kadar uzun zaman önce öğrenip, o kadar uzun zaman önce kabullenmişim ki benliğimi, kimsenin ekleme yapmasına izin vermemişim.
    biliyorum.

    her şeyin farkındayım.
    böyleyim.
    ve bundan mutluyum.

    son zamanlarda sık sık aklıma geliyor bu cümle. şurada bahsetmiştim:

    haykırarak söylemek istiyorum bazen.

    anneannemle geçirdiğim yıllar geliyor aklıma.
    o karmaşanın ve dinginliğin içerisinde kendimi buluşum.
    yıllarca değişmeden önüme bakışım.
    hamken bir anda yanıma öyle bir meyve koymuşlar ki sabaha olgunlaşmışım.

    evet boğazım patlayana kadar söylemek istiyorum bazen, ses tellerimi bir daha kullanmamayı göze alarak.
    benim sana yüreğim yok.
    benim kimseye yüreğim yok.
    üzgünüm.
    biliyorum.
    olgunluğun son evresi çürümek, çürüyorum.
    kafamın içinde meyve sinekleri dolaşıyor sadece.
    farkındayım.
    ama böyleyim.
    #246426 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    0kişiye özel 
  18. bu başlık şahsıma ait olması için onay beklemektedir^^

    edit: teşekkür ederim benim için fazla anlamlı^^
    #245997 gece ucan kedi | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0kişiye özel