iletişim kurmaya çalışırken illallah ettiren yapı taşı. eşler arasındaki ilişkiyi geçiyorum hadi onlarınki seçim de çocuğunki zorunluluk. bence beklentileri biraz düşürmek lazım. bazı temel şeyler var işte: barınma, yemek, eğitim falan. bu konularda uzlaşıldı mı? güzel. evde ekstrem bir kavga gürültü şiddet yok? kafi. zaten anne baba dediğin arada baya bir nesil farkı olan yaşını başını almış, kendi katı kuralları içinde yaşayıp giden insanlar. yani şöyle bir durup ben kimden ne istiyorum diye bakınca çok fazla insanın düşüneceği şey şudur bence: ''benim annem babam daha kendini tanımıyor, benim beklentilerimi nasıl anlasın?'' zaten kendini tanıyan, bunun gerekliliğinden haberdar olan bir avuç yetişkin insan var, o piyango kolay kolay kimseye vurmuyor. ekstrem bir durum olmadıkça aileyle sorun çözmenin yolu sorun çözmeye çalışmamaktır. *
şimdi muhtelif kereler söyleyip içinizi şişirdiğim üzre çizim neyin yaparken arka fonda türk dizisi ya da filmi açıyorum bazen. ayn anda hem çizip hem ingilizce dinleyemiyorum ama türkçe bunu yapabiliyorum. işte anadil kuzum, yapacak bir şey yok. neyse dizimize dönelim.
dizi net bir mafya dizisi.
dizinin geneli atar üzerine kurulu. kadın erkek, çoluk çocuk ,yaşlı genç herkes birbirine atar yapıyor, racon kesiyor, tavır koyuyor.
zamanında bir dizi vardı özcan deniz'li. neydi dizinin adı, bakayım, siz fark etmediniz ama baktım, asmalı konak o diziyi de tam izlememiştim ama benzer bir anaerkil aile modeli içerisinde geçen bir diziydi.
ona çok benziyor.
ancak diziyi tam özetlemek gerekirse "asmalı konak dizisinin, kurtlar vadisi prodüksiyonuyla çekilmiş versiyonu" diyebiliriz.
serenay sarıkaya isimli güzel kızımızın yakışıklı olan tüm aktörlerimizle yaptığı sinerjik çalışmalar kıvanç'la taçlanmış durumda.
bir de aynı tatta belçim bilgin var, o da aile ilişkileri kapsamında tüm yakışıklı aktörlerimizle bir arada bulunmuştu hatırlarsanz.
dizinin detaylarını şöyle özetleyelim;
dizide kimse araç park etmiyor. yolun ortasında durup inebilirsiniz, arkanızdan biri toplar. çemkirene siz de hönkürürsünüz ama gerek yok. amerikan polisi parkı denebilecek park bile yapılmıyor. kendime not alayım bu park modelini de yazayım bir ara.
dizide havalı olmak için oversize denilen mont ve kaban türleri mecburi.
cinsiyet fark etmeksizin omuz çizgisi dirseğinize yakın modeller tercih etmelisiniz. havalı grup bu oluyor. diğerleri genç nüfus popülasyonuna giriyor.
kafanız çok attığında muhtelif kişileri, korumaları bacağından vurabilir, (sıkabilir) milletin ofisini falan yakıp kavurabilirsiniz.
kimse ardınıza düşmeyecektir.
polis de peşinize düşmez, sıka sıka gezin ayol.
detayları daha çok olabilecek ama zati yeterince fazla yazdığım dizi için sosyal mesaj şu olsa gerek,
anacığınızı kızdırmayın sıkar walla.
ya da;
anacığı kızınca ona buna gözü kapalı sıkabilecek bir adam bulduysanız kıvanç değilse katlanmayın.
kıvanç'sa bir derece.
en genel hatlarıyla ; anne , baba ve çocuklardan oluşan en küçük toplum kurumudur. bu kurum bir kadın ve erkeğin evlilik akdi ile oluşur. toplumdan topluma ve kültürden kültüre tanımı ve çeşidi ve niteliği değişiklik göstermektedir.
ama çok hızlı bir şekilde değişen dünya kültüründe yavaş yavaş bu kuruma ihtiyaç kalmamakta. çünkü insanlar evliliğin gereksiz bir formalite olduğunu düşünmekte. günümüzde bir çok çift evlenmeden bir arada yaşayabiliyor ve hatta çocuk sahibi bile olabiliyor hatta ve hatta bir beraberlik durumu söz konusu olmadan sperm bankaları arayıcılığı ile çocuk sahibi olunabiliniyor.
peki evlilik sadece çocuk yapmak için bir araç mıdır sorusu ile karşı karşıya kalıyoruz. tabi ki de hayır. aile insanın sosyalleşmeyi öğrendiği yerdir. en önemli işlevi budur. fakat modernleşen dünyada insanlar gittikçe bireyselleşmekte ve bu bireyselleşme sonucunda bebekler sosyalleşmeyi daha farklı yollardan öğrenebiliyor.
bu seferde , aile sadece evlilik midir ? sorusu ile karşılaşıyoruz. pek tabii aile sadece evlilik değildir. fakat bir üst paragrafta belirttiğim gibi insanlar gün geçtikçe bireyselleşiyor ve bunun ile beraber gittikçe yalnızlaşıyor. İnsanlar git gide toplumdan veya aileden çok kendini önemsemeye başlıyor ve teknolojinin bu hızla ilerlemesi ileride insanların çocuk yetiştirmesi ve hatta çocuk dünyaya getirmesini bile çok büyük oranda etkileyecek. şöyle düşünebiliriz , bir anne veyahut baba çocuğunu makinelere bırakıp kariyerine odaklanabilir ve çocuk makine tarafından büyütülür ve hatta okula bile yollanır. günümüzde bu durum ailenin çocuğu bir bakıcıya emanet etmesi ile gerçekleşiyor. Aile dediğimiz kurum duygusal bağlar ile bir birine bağlı bireylerden oluşan bir kurum olduğundan bir insanın bir makineye aile bireyi gibi bir duygu ve anlam yüklemesi şuan için imkansız görünüyor , çünkü makilerin duygusu olmaz. İnsan en nihayetinde sevilmek ve ilgi görmek ister.
"aile bir mayın tarlasıdır, birey olabilmek için oradan sağ salim çıkabilmek gerekir." cümlesi geçer barış bıçakçı'nın veciz sözler kitabında. büyüdükçe, gördükçe, yaşadıkça daha da iyi anlıyorum bunu ne yazık ki. bir dönem size hayran olan insanların, hayatınızın başka bir evresine geçtiğinizde sizin kişiliğinize nasıl düşman kesildiğine ve benliğinizi nasıl kabullenemediğine şahit oluyorsunuz. bu çok üzücü mesela. eskiden sizi onlar için "özel" yapan şeyler, şimdi sizi "mantıksız ve deli" yapan bir çizgiye getirmiş gibi. oysa öyle değil. biliyorsunuz, farkındasınız ama sürekli aksine inandırmaya çalışıyorlar. hayatımı ikiye bölmekten ve diğer yarısına verebilecekleri zararı hesap edip, tüm hayatımı bu "iyi hesaplamalar" üzerinde dengeli bir şekilde yürütmek katlanılmaz bir hâl almaya başladı. yoruluyorum, aklım almıyor ama bir süre daha bu insanlarla "öyleymişim gibi" yaşamaya devam etmem gerekiyor.
Bağları diğer ilişkilerden güçlüdür. Yarın sosyal olarak kabul edilemez hatalar yapsan, mesela eroinman olsan uzun vadede yanında muhtemelen ailen kalacaktır.
Ancak bedava gelmez. Kime aile dediğini seçmen ve emek vererek üretmen gerekir.
Yıllar içinde "ailem" dediğim insanlardan, ilişkisini "ay o senin içinin güzelliği, ne güzel çıkmışsınız" ayarında, facebook samimiyetsizliğinde sürdürdüğünü farkettiklerimden uzaklaştım. Hayırlı oldu. Kalanlara hep ViP muamelesi yapmaya çalışıyorum. üstüne yatılıp "neden olmadı" denilecek bir yapı değil aile.
Dostluktan farkı, Daha güçlü bir temelle başlaması.
hayattaki başat temel değer imdir. seçmek zorunda kalırsam ailemi seçerim. bunca zamanda gördüm ki, en kallavi arkadaşlıklar, iş ilişkileri, ortaklıklar... hiçbiri gerçek aile bağı gibi olmaz. yıllar çarpar, vurur eskitir -kalırsa- aile kalır.
diğer yandan salt kan, evlilik bağı ile kurulan bir ağ değil aile. karşıdaki de benzer ciddiyette ve samimiyette olacak. bu yüzden "kendine iyi bak, ah canım benim" laflarından öteye gitmeyen, samimiyet testlerinden kalmış aile üyeleriyle bağlarımı kopardım. onlarla sıradan gündelik ilişki de kurulmuyor çünkü, iki taraf ta biliyor karşıdakinin içinden geçeni.
genel bir tanımı yapılamaz. en basitinden "anne-baba ve çocuktan/çocuklardan oluşan bir birim/kurum" olarak açıklayabiliriz. lakin bu tanım sadece çekirdek aile'nin tanımı olmakla beraber eşcinsel birliktelikten doğan aileleri yok saymaktadır.
"aile, biyolojik ilişkiler sonucu insan neslinin devamını sağlayan; toplumsallaşma sürecinin ilk ortaya çıktığı; karşılıklı ilişkilerin belirli kurallara bağlandığı; o güne dek toplumda oluşturulmuş maddi ve manevi zenginlikleri kuşaktan kuşağa aktaran; biyolojik, psikolojik, ekonomik, hukuksal vb. yönleri bulunan toplumsal bir sistemdir."
"aile, genelde iki cins arasındaki ilişkileri ve neslin devamlılığını düzenleyen, standartlaşan bir sistemdir." pü halimize yine eşcinsel birliktelikleri yok saydık. ama aile gerçekten neslin devamlılığı üzerine kuruludur. avcı-toplayıcı klan topluluklarında aile içi seksin meşru olduğunu biliyor muydunuz? yerleşik hayata geçtikten sonra aile içi seks zamanla azalıyor.
kurum olarak aileye baktığımızda toplumun en küçük birimidir. aileye doğan bireylerin psiko-sosyal yaşamı ilk sosyal çevredir. bu bakımdan eğitim aldığımız ilk yer ailedir diyebiliriz.
ailenin özellikleri:
-evrenseldir (birbirlerinden asla etkilenmemiş, temasta bulunmamış kültür ve toplumlarda aile kurumu görülmektedir. çünkü insan sosyal bir varlıktır ve aileye muhtaçtır.)
-duygusal bir temele dayanır. (ister beyindeki kimyasallar diyin ister toplumun dayatması. insan olarak duygularımız var ve bunu aile için harcıyoruz.)
-şekillendirme özelliği vardır. (ilk eğitimimizi ailede aldık.)
-sorumluluk yükleyen bir kurumdur.
-kapsamı sınırlıdır.
-süreklidir ama aynı zamanda da geçiçidir.
aile kavramı bütün olarak çok büyüktür parçalar halinde baktığımızda ise çok fazla olgu ile karşılaşırız. örn:
-evlilik
-akrabalık
-ilişki
-cinsiyet
-otorite
-ev içi emek
-doğum
-cinsellik vs vs
bu kadar mı? asla
aileye alternatif olarak yeni aile türleri/biçimleri doğmuştur. neden doğmuştur? onlarca sebebi var, sormayın.
- yeni geniş aile veya üvey aile - tek ebeveynli aile - birlikte yaşama - bekar kalmak (evet bekar kalmak eylemi bilime göre aileye alternatif olan bir seçenektir.)
- eşcinsel birliktelikler / eşcinsel aile
heh şimdi bu kadar. ailenin işlevleri diye ayrı bir konu var o da başka bir girdinin konusu.
üstte ailenin tiplerinden, türlerinden alternatiflerden bahsettik, biraz da işlevlerinden bahsedelim:
öncelikle aile evlilikle ortaya çıkan amacı ve işlevleri olan bir kurumdur. günümüzde amacı yok olmuş ve işlevleri de bir hayli azalmıştır. aile kurum olarak kendi işlevlerini diğer kurumlara devretmiştir, vermiştir ya da diğer kurumlar bunu almıştır.
ailenin başlıca işlevleri: - toplumsal kuralları ve değerleri bireyleri aktarma (eğitim) - bireyleri diğer toplumsal kurumlara bağlama (bireyi topluma hazırlama ve muhtaç etme lütfen burada da kimse ne demek muhtaç etme diye karşı çıkmasın. düzgün bir eğitimle toplumda benlik ihtiyacımıza gerek kalmaz diye düşünüyorum.) - başka kurumlara ve kişilere devredilmeyecek olan işlevleri yerine getirme (basit örn: cinsellik. bi ara devlet bizi karıya götürsün diye espri yapılıyordu) - üyeleri denetleyerek toplumsal amaçların gerçekleşmesine katkıda bulunma (üye denetimi gerçekleştirebilecek tek sözde meşru kurum ailedir)
ailenin biyolojik işlevi: - insan neslinin devamlılığını sağlama. ailenin ortaya çıkış nedeni zaten neslin korunumu yüzündedir. aile kurum olarak toplumdan çocuk yapma ehliyetini almıştır. toplum zaten neslin devam etmesini istiyor. üst girdi de bahsettiğimiz tüm aile türlerinde asıl amaç neslin devamıdır.
ailenin psikolojik işlevi: - aileden başkası bizi sevmez... aile sevgi bakımından doyurucudur ve bu görevi başka hiçbir kurum yerine getiremez. biyolojik işlevi laboratuvar ortamında bir şekilde halletsek bile sevgi ihtiyacını karşılayamayız. bu yüzden ailenin en önemli işlevinin bu olduğunu söyleyebilirim. günümüzde her şey çok kötü ve teknoloji var olsun kötü olan şeyi görmek çok kolaylaştı, burada işte devreye aile girip bireyleri sevdiğinde psikolojik destek sağlamış oluyor. lakin aile bu işlevi sağlayamazsa aile üyeleri pek sağlıklı yapıda olmuyorlar. günümüz modern toplumu içinde çekirdek ailede hem anne hem baba çalıştığı için çocuk sevgisiz kalabiliyor. sonra dışarda sevgi arıyor, bulamıyor. ailesine kinlenip sözlükte aile hakkında 30 girdi yazıyor.
ailenin eğitim işlevi: - bu başlık eğitim-toplumsallaşma işlevi olarak da geçer. vaktiyle eğitim konusunda yazarken amacının toplumsallaşma, yetiştirme olduğunu söylemiştim. işte burada: eğitim/#271903 aileye doğan çocuk ilk eğitimini aileden alır. eğitim süreci aileden başlamış olup ömrünün sonuna kadar sürecektir. en basitinden çocuk yürümeyi, konuşmayı, nesneleri aileden öğrenir. bu bakımdan aile eğitim verme konusunda bilgi sahibi olmalıdır. sanayi öncesinde ve kırsal kesimlerde yaşayan toplumlarda görülen geleneksel geniş aile tipinde çocuğa yürüme, konuşma gibi basit şeyler dışında mesleki bilgi ve birikim de aktarılmaktadır. bu sayede çocuk daha 10 yaşında iken çobanlık yapabilir konuma gelmektedir. modern toplumda eğitim kurumu olan okul aileden bu işlevi almış, kendine geçirmiştir. okul hem çocuğu eğitmiş hem de çocuğu aileden ayırarak aileye boş zaman yaratmış ve ekonomik çalışma saatleri sunmuştur.
ailenin ekonomik işlevi: - kadınların ücret karşılığı çalışma hayatına dahil olmasıdır. tabii bu durum sanayi toplumlarında görülmektedir öncesinde kadının çalışıp para kazanması söz konusu değildir. kadının çalışması ile ev içi eşitliklerde değişme görülmüş erkek eve ekmek getirme olayını kadınla paylaşmıştır ve ekonomik rahatlama yaşanmıştır.
ailenin dini işlevi: - aslında eğitim başlığında incelebilir ama ondan ufak bir farkı var. aile bireye dini değer ve alışkanlıkları öğretir, aktarır. kısaca din eğitimi verir. dediğimiz fark ise şudur ki: aile bireylerin dini görevleri yerine getirip getiremediğini kontrol edip onları yargılayabilir.
ailenin serbest zamanları değerlendirme işlevi: - üçüncü zamanın değerlendirilmesi olarak da geçer. aile üyeleri boş vakitlerini beraber geçirirler, birbirlerine sevgi pompalarlar. bu işlev çocuk aileden ayrı kalmayarak hem sevgi ihtiyacını karşılar hem de çocuk aileyle vakit geçirerek kötü alışkanlıklarına bulaşmaz.
Zamanında Orange County uyarlaması Medcezir de, bir ara yayınlanıp kaldırılan Lie to Me uyarlaması Yalancı da, bugün öğrendiğim House uyarlaması Hekimoğlu da bok gibi orjinallerine kıyasla.
Yapmayın abi olmuyor işte. Ne süresi aynı, ne kültür aynı, ne yazarlık ne yönetmenlik ne oyunculuk aynı. Hepsinin sebebi izleyecek seyircinin zeka seviyesi gerçi o da ayrı.
Türkiye'nin yapılmış en zekice dizilerinden birisinin Ezel olduğu bizim ülkenin ortalama zekasının ne kadar düşük olduğunu gözler önüne seriyor. Ezel güzeldi falan ama asla bir Westworld bir Dark bir Twilight Zone zekasında bir iş çıkmayacak bu ülkeden uzun bir süre daha bence.
Çünkü bir eser üretmek hem emek hem maliyet demek bunu karşılayacak seyirci lazım.
En ufak konu zorlaştığında "Bu ne yav, anlamıyom ben bir şey. " diyen kitleye iş yaparsan kesinlikle zarar edersin.
Ya daha önce boktan dizilerle, filmlerle kazandığın parayı biriktirip sanata yatıracaksın risk alıp, ya da Lars Von Trier ya da Gaspar Noe gibi foncuların olacak.
Zarar etsen bile o fonlarla hala iş yapma şansın ve özgürlüğün olacak. O yüzden zor baya.
Aile dizisinden genel bir sinema sektörü eleştirisi oldu ama gerçekten Kıvanç çok yakışıklı, Serenay çok güzel ve seksi dışında bu dizileri izleme sebebi ne insanların anlam veremiyorum doğrusu.
amerikan filmleri yoluyla rol modeli olarak bütün toplumlara dikte edilen topluluk formu. anne, baba, üç çocuk, köpek. ve her biri aile bütünlüğünü korumak için her şeyi feda edebilecek yapıda karakterler. bir de utanmadan bu ütopyaya uymayan ailelere dysfunctional diye isim takmışlar. aile esasında kan bağı dışında pek fazla ortak yanı olmayan, toplumsal normlar zoruyla bir evin içinde yaşamaya zorlanan bireylerden oluşur. bu filmlerde dikte edilen aile modeli birey olmanın önüne aile dedikleri organizmayı koyar. ne kadar dysfunctional o kadar iyi aslında.
ilginç bir şekilde yaşamımın en kritik dönemlerinde destek yerine köstek olan yapıdır. esasen aile bağları açısından kötü durumda da değiliz. ya da ben öyle zannediyorum. maddi manevi destekleyen, sahip çıkan bir yapıdayız ancak nasıl oluyor bilmiyorum ama bu en kritik dönemlerde ya ruhen ya da zihnen çökmeye elverişli bir hale getiriyor aile beni. yaşamın içinde çok yoğun halde çırpınmaktan mı yoksa kaldıramayacağımdan fazla yükü sırtlanmanın yan etkisi mi yahut başka bir etken mi bu tahammülsüzlük durumu bilemedim.
Türk Medeni Kanunu'nun 143. maddesine göre evlendirme memurunun evlendirme töreni biter bitmez eşlere aile cüzdanını vermesi ile kurulan birliktir. Hristiyanlığa göre ise tanrı tarafından kurulan kutsal bir birlikteliktir. Tanrı Adem'i yarattıktan sonra "... “Adem’in yalnız kalması iyi değil” dedi, “Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.” (Yaratılış 2:18) dedi. daha sonra "RAB Tanrı Adem’e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi. Adem, “İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir” dedi, “Ona ‘Kadın’ denilecek, Çünkü o adamdan alındı.” (Yaratılış 2:21-23) (Orjinal metin İş-Adam, işşa veya işşah - KAdın) Evliliğin ne denli güçlü bir bağ ile kurulduğu ise şu ayette yer alıyor: "Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak." (Yaratılış 2:24) Hristiyan inancına göre evlilik yoluyla aile kurulmuş olur. Evliliğin tek şekil şartı ilandır, gizli evlilik olmaz. Kadın ve erkeğin evlilik bağıyla birbirlerine bağlandıklarını ilan etmeleriyle evlenmiş olurlar. Ülkemizdeki resmi nikah hristiyanlıktaki prensipler gereği (sezar'ın hakkını sezar'a vermek, tüm yönetimlerin Tanrı'dan olması gibi) kilise önderleri tarafından zorunlu tutulmaktadır ve ayrıca bir dini nikah gereksinimi bulunmamakla birlikte dileyen hristiyanlar kilise binalarında veya pastör önderliğinde küçük bir toplulukla dini nikahta gerçekleştirebilmektedirler ancak resmi nikah olmadan dini nikah kıyılması isteği kilise önderleri tarafından kabul edilmemektedir. Çocuk aile için Tanrı'nın bereketi ve lütfudur. ancak çocuk olmadan da karı-koca ilişkisi aile tanımı için geçerlidir. Ailenin kutsallığından dolayı cinsel ahlaksızlık dışında hiç bir nedenden ötürü boşanmaya izin verilmez. İkinci bir istisna eşlerden birinin Hristiyan olmaması, inancını yitirmesi gibi durumlarda hristiyanlığı bırakmaya zorlaması durumunda aile birliğini bozmaya izin verilir ancak bunun öncesinde de tüm yolların denenmiş olması şartı bulunmaktadır. Bunun dışında boşanmak geçerli değildir, eşler yaşadığı sürece resmi olarak boşansalar dahi kutsal evlilik bağı devam eder. "İsa onlara, “Karısını boşayıp başkasıyla evlenen, karısına karşı zina etmiş olur” dedi. “Kocasını boşayıp başkasıyla evlenen kadın da zina etmiş olur.” (MArkos 10:11-12) Eşlerden birinin ölmesi durumunda evlilik sona erer fakat çocuk varsa kalan eş ve çocuklar aileyi devam ettirir. Hristiyanlıkta aile kurma şartları; - Kadın ve erkeğin her ikisinin de tam rızası olacak - Daha önce cinsel ahlaksızlık nedeniyle eşinden boşanmış kişiler hariç olmak üzere boşanmış birisiyle evlenilemez. - Bir erkek veya bir kadın sadece tek bir eşle aile kurabilir. - Kadın ve erkek evlendikten sonra yeni bir aile olurlar, anne ve babalarının bulundukları aileden çıkarlar. Esas sorumlulukları birbirlerine karşıdır, yeni çocuklar yaparak kendi ailelerini büyütürler. "‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.’ Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. O halde Tanrı’nın birleştirdiğini insan ayırmasın.”" (Markos 10:7-8) - Aile içinde Kadın erkeğe, erkekte mesih'e bağlı olmalıdır. kadın ve erkek eşittir. "Ne var ki, Rab'de ne kadın erkekten ne de erkek kadından bağımsızdır. Çünkü kadın erkekten yaratıldığı gibi, erkek de kadından doğar. Ama her şey Tanrı'dandır." (1. Korintliler 11:11-12) "Ama şunu da bilmenizi isterim: Her erkeğin başı Mesih, kadının başı erkek, Mesih’in başı da Tanrı’dır." (1. korintliler 11:3)