hristiyanların kutsal metinleri için kullandığı terim. kitab-ı mukaddes de denilir.
ortaya çıkartıldığı dönemde biblia (kitaplar) ismi ile anılmıştır. bu sebeple bence "kutsal metinler" veya "kutsal kitaplar" denmesi daha mantıklı bence. çünkü kutsal kitap deyince tek bir kitap akla geliyor.
yaklaşık olarak 1500 yılda, 40 farklı yazar tarafından oluşturulmuştur. hristiyanlara "alın la size kitap" diye yukarıdan atılmamıştır.
ilk türkçe çevirisi, padişah iv. mehmet'in baş çevirmeni ali bey başkanlığında -ki kendisi de aslında bir devşirmedir, ölümüne yakın tekrar hristiyan olduğuna dair söylentiler vardır- 1666 yılında yapılmıştır. bu çeviri hollanda'daki leyden üniversitesi'ne onay için gönderilmiş ve 160 yıl boyunda üniversitenin bir kitap rafında incelenmeyi beklemiştir. daha sonra 1827 yılında osmanlı yazısıyla paris'te basılmıştır.
1928'de yapılan harf inkılabı ile çeviri yeniden ele alınmış ve 1941 yılında hem latin harfleriyle hem de günün türkçesine uygun olarak yeniden basılmıştır.
türkçe'deki değişimler sebebiyle 1979 yılında çeviriye revize ihtiyacı doğmuş ve 1986 ve 1988'de iki adet çeviri yayınlanmış.
günümüze en yakın türkçe çeviri ise 2000'lerde yapılan çeviriler.
katolik kilisesi'nin, rum ortodoks kilisesi'nin ve protestanların kutsal kitapları arasında bir takım farklılıklar bulunur. hatta bazı doğu kiliselerinin kanonları da epey farklıdır.
eski antlaşma 1500 yıla yakın bir sürede ibranice ve aramice olarak kaleme alınmıştır. aramice olarak yazılan kısımlar ilk olarak israil halkının babil'e sürgün edildiği zamanlarda yazılmıştır. daha sonra da aramice, yahudiler arasında yaygın bir dil olmuştur.
burada biraz da ibranice'den bahsetmek lazım. aslında ibranice yahudilerin dili değil de ibrahim'im kenan ülkesine yerleştikten sonra, çevredeki halktan öğrendiği dildir. yani yahudilerden önce de bölgede ibranice konuşuluyordu aslında.
eski antlaşma'da tanrı'nın tüm insanlık tarihini kutsamak amacıyla seçtiği israil halkı için yaptıkları ve halkın tanrı'ya nasıl tapması gerektiği anlatılır.
eski antlaşma'nın ilk kopyaları rulo haline getirilen ve genellikle tomar diye tabir edilen deri parçaları üzerine yazılmıştır. genelde her tomar bir adet kitabı bünyesinde barındırsa da bazen uzun kitapların iki tomara yazıldığı da olurmuş. başında sıra numarası olan kitapların sıra numarasına sahip olması da bu yüzden.
kopyalama işini yapan yazarlar, kopyalama işlemi bittikten sonra her harfi tek tek sayarlarmış ve bir yanlışlık görüldüğü halde (tomarın yazımı bitmiş olsa bile) tomar yakılırmış.
yeni antlaşma (incil) ise yazarlarının isimleriyle anılan incil'in ilk dört kitabı (matta, markos, luka, yuhanna), elçilerin işleri (luka tarafından yazılmıştır), pavlus'un mektupları, yakup, petrus, yuhanna ve yahuda'nın mektupları (ihanet eden değil, öteki yahuda) ve yuhanna tarafından yazılan vahiy kitabından oluşur.
yeni antlaşma'nın yazıldığı dil koine yunancası olarak tabir edilen dildir. bu yunanca büyük iskender sayesinde akdeniz kıyılarından hindistan'a kadar olan coğrafyada ortak bir dil olmuştur. hatta mö 3. yüzyılda eski antlaşma'nın yunanca çeviri yapılmıştır (rum ortodokslar eski antlaşma'da bu çeviriyi kullanmayı yeğlerler).
kutsal kitap'ta anlatılan hikayeler çok katmanlıdır. bazen bir insanın yaşı bile bünyesinde mesaj barındırır. o sebeple her ayeti literal bir şekilde yorumlanırsa pek bir şey anlaşılmaz. ama anlatılan olayla bir bütün içinde yorumlanırsa, ayetin ne amaçla yazıldığı anlaşılabilir.
çoğu müslüman ve ateist "ama kutsal kitap'ta bir sürü ahlaksızlık var!" diyor ve kutsal kitap'ın kutsal olamayacağını iddia ediyor.
ama odaklandıkları konu yanlış. kutsal kitap'ın vermek istediği mesaj insanların ahlaksız olduğudur. belki müslümanlar "ama onlar peygamber! kusursuz insanlar!" diyebilirler, ama kutsal kitap içinde mesih isa haricinde kusursuz bir insan yoktur. herkes günahlıdır ve kötü işler yapmıştır. kutsal kitap "bakın böyle yaparsanız sonunuz bunlar gibi olur" demektedir. "siz de bu adam gibi yapın" dememektedir.