-
haftalık haber - politika dergisi ve aynı adı taşıyan web sitesi .
***
daha öznel bir tanımla; bir bilim insanı olarak, bir gün bilim dünyasını sarsacak müthiş bir keşif ile kapağında olmayı hayal ettiğim dergi.
böyle...
***
ilk kez 1920'lerde new york'ta yayımlanmış ve haftalık yayımlanan ilk dergiymiş. zamanla farklı ülkelerde de baskıları çıkmaya başlamış. şu anda 4 milyona yakın tirajı ile amerika'nın en çok satan dergisi. ilk çıktığında ismi "olaylar" ya da "gerçekler" gibi anlamlara gelen facts imiş. daha sonra, yoğun iş temposuna sahip insanların da kısa sürede okuyabileceğine dikkat çekmek amacıyla ismini time, yani zaman olarak değiştirmişler.
hemen hemen her büyük şirket gibi hisseleri birkaç kez el değiştirmiş. şu anda marc benioff adlı bir girişimciye ait.
dergi genellikle, kapağında kırmızı bir çerçeve ile yayımlanıyor ama mesela 11 eylül saldırılarının olduğu dönemdeki sayısı siyah çerçeve ile ya da 28 nisan dünya günü sayısı yeşil çerçeve ile yayımlanmıştı. bazı sayıların kapakları ise, üzerine kırmızı bir çarpı atılmış isimleri içeriyor. yani derginin genel olarak kendine özgü bir görünüşü olmakla beraber, günün anlam ve önemine ya da kapak yaptığı isimlere bağlı olarak ufak değişiklikler yapabiliyorlar.
şu ana dek derginin kapağında en çok (55 kez) yer alan kişi richard nixon olmuş. bazı sayılarında kapakta yılın kişisi seçilen bir isim yer alıyor. bazı sayılarda da yılın ya da yüzyılın en önemli 100 ismi gibi listelere rastlayabilirsiniz.
bu da derginin ilk kapağı imiş. kapakta gördüğünüz kişi, amerikalı eski politikacılardan biri (Cumhuriyetçi Parti lideri) olan joseph gurney cannon. -
haftalık derginin 1923 yılında kapağında bulunan isimler şöyle:
3 mart – joseph g. cannon
10 mart – warren g. harding
17 mart – hugo stinnes
24 mart – mustafa kemal atatürk
31 mart – stephen sanford
7 nisan – joseph conrad
14 nisan – winston churchill
21 nisan – samuel m. vauclain
28 nisan – mısırlı fuad i
5 mayıs – james m. beck
12 mayıs – john barton payne
19 mayıs – rené viviani
28 mayıs – franklin d. roosevelt
4 haziran – john l. lewis
11 haziran – herbert l. pratt
2 temmuz – andrew mellon
9 temmuz – mason m. patrick
16 temmuz – james couzens
23 temmuz – roy asa haynes
30 temmuz – eleanora duse
6 ağustos – benito mussolini
13 ağustos – samuel george blythe
20 ağustos – f. e. smith
27 ağustos – frederick g. banting
3 eylül – david lloyd george
10 eylül – jack dempsey
17 eylül – israel zangwill
24 eylül – j. p. morgan
1 ekim – samuel gompers
8 ekim – h. h. asquith
15 ekim – frank o. lowden
22 ekim – john w. weeks
29 ekim – roy chapman andrews
5 kasım – giulio gatti-casazza
12 kasım – woodrow wilson
19 kasım – erich ludendorff
26 kasım – hugh s. gibson
3 aralık – robert m. la follette
10 aralık – albert baird cummins
17 aralık – anton lang
24 aralık – george bernard shaw
31 aralık – anthony h. g. fokker
-
red hot chili peppers 'ın 2002'de çıkan by the way adlı albümündeki parça
şarkının linki:
www.youtube.com/...
şarkının sözleri:
-- spoiler --"time"
i was walking through a courtyard
without shoes and
without regard
automatic catacombs
take me where i wanna go
all around
all in faces
it astounds
and amazes
good to last innatural
touch me i'm a chromosome
what time
fascinated by the face of time
what time
i got it to give and now we're gonna make some time
ultra-fine and ultralistic
can i spy into the mystic
system down for infiltration
open mind free of frustration
i was driving
to a safe place
and arriving
as i retraced
yell into a telescope
aim it at the star of hope
what time
fascinated by the face of time
what time
i got it to give and now we're gonna make some time
all over the under
the smell of blood and thunder
i'm connected by the lightning rod
giving into the beauty and
heaven knows how well i know you
ultra-fine and ultralistic
can i spy into the mystic
system down for infiltration
open mind free of frustration
all around
all in faces
it astounds
and amazes
good to last innatural
touch me i'm a chromosome
what time
fascinated by the face of time
what time
i got it to give and now we're gonna make some time
all over the under
the smell of blood and thunder
i'm connected by the lightning rod
giving into the beauty too and
heaven knows how well i know you
time
-- spoiler --
-
1938 yılında hitler'i yılın kişisi seçen dergi.
sonradan konuya ilişkin bir de şöyle bir yazı yayınlamışlar, "seçtik ama bir sor neden seçtik" tarzında:
time.com/...
abd'lilerin parlattığı kişilerle sonradan husumete girmesi de çok ilginç. sovyet-afgan savaşı dönemlerinde de usame bin ladin'i cağdaş (!) bir özgürlük savaşçısı olarak nitelemişti abd basını. sonrası malum. -
the great dictator filmindeki monolog un arkasına eklenmiş, mükemmel de yakışmış hans zimmer bestesi.
Beste zaten kendi başına bir şaheser, duygu yoğunluğu çok yüksek. üstüne bir de filmin bu sahnesiyle çok uyumlu olmuş. -
Çoğu dizi ve film için soundtrack üreten hans zimmer'ın güzel bir parçası. -
bir pink floyd başyapıtıdır. pink floyd benim ruhuma en çok dokunan gruptur. time ise bu grubun, beni en çok etkileyen şarkısıdır.
tek başına time değil de breathe ile arka arkaya geldiği zaman -her ne kadar bu tür şeyler sürekli değişse de- daha fazla sevdiğim bir pink floyd şarkısı yok sanırım.
görece uzun introsundan sonra david gilmour'un "ticking away" diyerek girişi çok coşkulu. ardından david gilmour'un kısmı bitip rick wright şarkıya girdiğinde şarkının bir anda modu değişip sizi sakinleştirirken aynı zamanda gözlerinizin dolmasına sebebiyet verebiliyor. ardından o şahane solo giriyor. david gilmour'un en sevdiğim özelliği; sololarının bu kadar sade olmasına karşın duyguyu inanılmaz bir yoğunlukla aktarabilmesidir. solonun özellikle şu kısmı beni çok etkiler.
süre dolar, şarkı biter ve breathe'e geçilir. time'da yaşanan duygusal alçalmalar, yükselmeler yerini bir anda bir rahatlama hissine bırakır ve david gilmour insanın içine işleyecek bir şekilde "home, home again." der. şarkının bu kısmı da beni fazlasıyla etkileyen kısımlardandır.
müzikal yönden çok etkileyici bir şarkı fakat sözleri de gerçekten muazzam. roger waters'ı çok itici bulsam da söz yazarlığı konusunda başka bir seviyede olduğunu kabul etmek gerek.
her şeyin bu kadar kusursuza yakın olması, bundan tam 46 yıl önce çıkmış bu şarkıyı hala ağzımız açık, gözlerimiz yaşlı bir şekilde dinlememizi sağlıyor. -
eski meta sohbet, an itibarı ile kulzos radyo sohbet odasının da içinde bulunduğu, bir freenode irc komutu.
serverın lokal tarih ve saat bilgisini verir
komutun kullanımı:
/time (ne yapar: işini yapar) -
ing. zaman -
"(t)he (i)nternational (m)agazine of (e)vents"
haftalık olarak çıkan ve dünyanın en seçkin politika ve haber dergisidir.
amerika merkezli derginin avrupa sürümü "time europe", eski adıyla "time atlantic", londra'da basılmaktadır.
"time europe" orta doğu, afrika ve latin amerika'yı da kapsamaktadır. Ayrıca asya sürümü, kanada sürümü ve avustralya sürümü de bulunur. -
pink floyd'un en güzel şarkılarından birisi olması yanında, mükemmel vokal derinliği ve david gilmour'un en iyi sololarından birisini içerir. -
php'de unix time cinsinden zamanı gösteren fonksiyon.
time () şeklinde kullanılır.
misal bu girdi girildiğinde verdiği değer: 1483734802'dir. -
aynı zamanda aşmış bir pink floyd şarkısıdır. the dark side of the moon albümündedir.
ticking away the moments that make up a dull day
you fritter and waste the hours in an offhand way.
kicking around on a piece of ground in your home town
waiting for someone or something to show you the way.
tired of lying in the sunshine staying home to watch the rain.
you are young and life is long and there is time to kill today.
and then one day you find ten years have got behind you.
no one told you when to run, you missed the starting gun.
so you run and you run to catch up with the sun but it's sinking
racing around to come up behind you again.
the sun is the same in a relative way but you're older,
shorter of breath and one day closer to death.
every year is getting shorter never seem to find the time.
plans that either come to naught or half a page of scribbled lines
hanging on in quiet desperation is the english way
the time is gone, the song is over,
thought i'd something more to say.
home, home again
i like to be here when i can
and when i come home cold and tired
its good to warm my bones beside the fire
far away across the field
the tolling of the iron bells
calls the faithful to their knees
to hear the softly spoken magic spells
-
eric woolfson 'un the alan parsons project 'te vokal sahnesine çıktığı ilk şarkı. the turn of a friendly card albümündendir.
time, flowing like a river
time, beckoning me
who knows if we shall ever meet again
if ever
but time
keeps flowing like a river
to the sea
goodbye my love, maybe for forever
goodbye my love, the tide waits for me
who knows when we shall meet again
if ever
but time
keeps flowing like a river (on and on)
to the sea, to the sea
till it's gone forever
gone forever
gone forevermore
goodbye my friends, maybe for forever
goodbye my friends, stars wait for me
who knows when we shall meet again
if ever
but time
keeps flowing like a river (on and on)
to the sea, to the sea
till it's gone forever
gone forever
gone forevermore
-
tom waits şarkısıdır. şarkı, tom waits'in çoğu şarkısı gibi gece şarkısıdır, şarkının nakaratını bazen tom waits'ten, bazen içimizden günlerce, aylarca, yıllarca aralıksız dinleyebiliyoruz, "and it's time time time / and it's time time time / and it's time time time"
www.youtube.com/...
şarkının sözlerinin türkçesi şöyle,
akıllı yatırım harlow'da
ve ay sokaklarda
gölge çocuklar* yasalara karşı geliyor
ve sen aziz louise'in doğusundan da doğusun
rüzgar konuşuyor
yağmursa alkışlar gibi eşlik ediyor
napoleon ise karnaval yerinde ağlıyor
görünmez nişanlısı ise aynada
grup evine gidiyor
deli gibi yağmur yağıyor
evet, doğru, buralarda ona göre bir şey kalmadı
koro:
ve şimdi zamanı, zamanı, zamanı
ve şimdi zamanı, zamanı, zamanı
ve şimdi zamanı, zamanı, zamanı
senin sevmenin
ve şimdi zamanı, zamanı, zamanı
hepsinin öksüz gibi davranmasının
ve anıları bir tren gibi,
uzaklaştıkça küçüldüğünü görebilirsin
ve hatırlayamadığın şeyler,
unutamadığın şeylere
tarih her rüyaya bir aziz koyar diyor
aslında seninle kalacağını söylemişti
yaraların iyileşene kadar
ama bu ana kuzuları ne zaman vazgeçmeleri gerektiğini bilmiyor
ve matilda soruyor, rüyalar o denizciler mi
yoksa dua edenler mi
sadece gözlerini kapa evlat
bu fazla acıtmayacak
koro:
aslında, takvim kızına göre hayat bayağı berbat
erkekler arabalarına dalıyorlar
ve yollara sıçrıyorlar
ve o** tam hızını almışken, botundan jiletini çekiyor
ve binlerce güvercin ayaklarının ucuna düşüyor
sonuçta, pencerenin önüne bir mum koy
ve onu dudaklarından öp
ta ki çanak yağmur suyuyla dolana kadar
sanki kalbinde ot çekmiş bir yabancı var gibi
ve haracı öde, ben tekrar gelene kadar
* görünmeyen umursanmayan sokak çocukları
** (kadın)
çeviri: angel spy
******
well, the smart money's on harlow
and the moon is in the street
the shadow boys are breaking all the laws
and you're east of east st. louis
and the wind is making speeches
and the rain sounds like a round of applause
napoleon is weeping in the carnival saloon
his invisible fiance is in the mirror
the band is going home
it's raining hammers, it's raining nails
yes, it's true, there's nothing left for him down here
chorus:
and it's time time time
and it's time time time
and it's time time time
that you love
and it's time time time
and they all pretend they're orphans
and their memory's like a train
you can see it getting smaller as it pulls away
and the things you can't remember
tell the things you can't forget that
history puts a saint in every dream
well she said she'd stick around
until the bandages came off
but these mamas boys just don't know when to quit
and matilda asks the sailors are those dreams
or are those prayers
so just close your eyes, son
and this won't hurt a bit
chorus:
well, things are pretty lousy for a calendar girl
the boys just dive right off the cars
and splash into the streets
and when she's on a roll she pulls a razor
from her boot and a thousand
pigeons fall around her feet
so put a candle in the window
and a kiss upon his lips
till the dish outside the window fills with rain
just like a stranger with the weeds in your heart
and pay the fiddler off till i come back again