1. syd barrett'in akıl sağlığını kaybetmesi sonucu 'un 1968-85 yılları arasında "lider"i olan, hem annesi hem de babası büyük britanya komünist partisi üyesi olan çok yetenekli söz yazarı ve besteci, ortalamanın üzerinde müzisyendir. grubun 1973-79 yılları arasında yayımladığı dördü de olan , , ve 'un kalbi ve beynidir. bu dört albüm; zaman, yaşam-ölüm, tüketim toplumunun çürümüşlüğü, müzik endüstrisindeki yozlaşma, yalnızlık ve toplumdan izole olma gibi konuları oldukça sert ve politik bir üslupla işler.

    milyoner olmasına rağmen solculuğundan vazgeçmeyen, hâlâ başta filistin sorunu olmak üzere birçok konuda kendi çapında aktivistliğe devam eden waters; dinmek bilmeyen hırsı ve kibiri nedeniyle grubun diğer üyelerini küçük görmüş, kendisi olmadan devam edemeyeceğini düşündüğü pink floyd'dan ayrılmış(başta blöf olsa da iş sonradan ciddiye binmiş), rock tarihinin gördüğü en önemli gruplardan birinin büyük oranda zayıflamasına yol açmış, pink floyd isminin kullanılmaması konusunda açtığı davalarla ve konuyla ilgili yaptığı açıklamalarla bir çok kişinin antipatisini toplamış bir müzisyendir.

    2006 ve 2013 yıllarında istanbul'da iki konser vermiştir. kendisinin geçmişteki tutumunu beğenmediğim için(tam bir tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok durumu. benzer bir protestoyu sabancı müzesi'nde sergileniyor diye picasso sergisine gitmeyerek de yapmıştım!) ve grubun ardından performansı düştüğü için düşünce tarzını ve ürettiklerini sevmeme rağmen her iki konsere de gitmemiştim. gidenler iki konserin de muhteşem olduğunda hemfikir. bense hâlâ iki konsere de gitmediğim için pişman değilim.
    0müzisyen 
  2. bir-iki pink floyd belgeseli izleyene kadar, süper yetenekli ama başkalarına kredi vermeyen, atarlı aksi bir insan sanıyordum bu adamı. ki izlediklerim hep gilmour tarafından bakan belgesellerdi.

    adam aksi, başkalarına karşı kaba ama diğer yandan, o hal ve tavırları olmasa, kendisinden sonraki pink floyd bile olmazmış.

    dark side'dan sonra bu adamlar "tamam ya çok da kasmaya gerek yok" diye kabuklarına çekilip çalışmaz olmuşlar. her boku bu waters yapmış. kayda gelmeyenler, her buluşmaya "ya çalışamadım, yazamadım" diye gelen gilmour, kişisel sorunlarına tembelliklerini yedirip ondan cesaret alan diğer üyeler adamı verem etmişler. işyerinde de olur ya hep bir bahaneyle işi sallayan ekipler. en sonunda biri atılmamak için durumu toplar, bunları bağır çağır yola koyar, o kötü adam olur. ya da üniversitede proje grubuna gelmeyen, "ben zaten kaldım ya" diye kılını kıpırdatmayan bir şerefsiz vardır ya, bütün işi sana yıkar. demez ki başkalarına karşı da sorumluğum var...

    adam bu atmosferin içinde götünü yırtmış da yırtmış yani. sinir hastası olması çok normal. gilmour uyuzlanan insanlara özgü bir yetenekle, sırf sakin durduğu için iyi adam ilan edilmiş. bakın dünyanın en iyi gitar bestecilerinden bu adam, başka yönlerine zinhar laf atmıyorum.

    radarın altında gezerek sahneye oynamış gilmour. politik eserlerden uzak durmuş, bireysel, başını ağrıtmayacak işlere gömülmüş. bu arada konserinde gezide öldürülenleri gösteren, anısını yücelten waters oldu. daha geçen "israil aperheid uyguluyor" diye açıklama yaptı. doğru ya da yanlış, adam beş aldıysa bir de vermeye çalışıyor. hadi pink enigmatik grup, güncel politika yakışmıyor, solo albümlerde de manzara aynı.

    syd barret'ın pink albümlerinden doğru payı ölene kadar almasını da waters sağlamış, başında durmuş. eminim zor bir adamdır ama işte "get things done" insanı. ve mert bir adam.

    geri dönememe meselesinde de suçlanıyor ama yine az konuştuğu için gilmour'a hak verme durumu var sanki. son live aid konserinde waters arayı yapmaya çalışıyor. sahnedeki halinden de belli. gerçi gilmour "ayağına gittim siktir çekti" diye şarkı yazmıştı o da doğrudur. işler daha iyi gidebilirmiş kısaca.
    #256953 bere | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0müzisyen 
  3. gençken tipsizlikte üyeleriyle yarışırken, yaşlandıkça 'e dönüşmüş olan pink floyd basçısı. 'dan pek şaşmıyor sanırım. gerçi gençlik yıllarında gibi ve da kullanmış.

    en sevdiğim riff'i şu:

    www.youtube.com/...

    bas çaldığım dönemde pek bir hoşuma giderdi bunu çalmaya çalışmak.

    #256955 jean baptiste de la rose et la croix | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    3müzisyen 
  4. pink floyd şarkılarındaki, dikkatli dinlenildiğinde arkada duyulan seslerin sahibidir.
    özellikle ''dark side of the moon'' albümünde bolca yer vermiştir.

    (bkz: )
    (bkz: )
    Bu sesler Roger Waters tarafından ses sistemini kuranlara, tır şoförlerine, ışıkçılara ve diğer ekip elemanlarına verilen cevaplardır. Şarkıların çoğunda bu konuşmalar duyulabilir. Mesela “Dark Side of the Moon sizce ne anlama geliyor?” veya “En son ne zaman şiddete başvurdunuz ve haklı mıydınız?” gibi soruların cevaplarıdır.

    #256956 major tom | 4 yıl önce
    0müzisyen