Page 32 - kulzos dergi - Sayı 2
P. 32
edebiyat
CENNET YOLU YA DA CENNETİN DOĞUSU
YA DA NE?
Cennet Yolu, John Steinbeck’in 1952 yılında yayımlanan; “1953”
yılındaysa “Vahdet Gültekin” tarafından Türkçeleştirilmiş; Türkiye
Yayınevi “Yıldız Romanlar” dizisinde yayımlanmış ve kitabın 1953 yılı
bahsettiğim baskısını okuma fırsatı bulduğum; ama kitabın bende
yalnızca bazı alıntıları kaldığı için yeniden okuyacağım -neredeyse-
antik kitap-antik roman.
Kitapla ilgili iki bilgi… Bu bilgilerden ilki, kitabın adı Türkçeye
doğrudan (bilinçle) hatalı çevrilmiş… Kitabın günümüzdeki adı:
Cennetin Doğusu; ama kitabın benim için adı hâlâ “Cennet Yolu”…
Bahsettiğim bilgilerden ikincisi, eski kitapların bazılarında
karşılaştığımız nostaljik güzellik ya da şirinlik. Kitabın girişinde,
kitapta yer alan yabancı karakter adları sıralı ve bu adların yanına
parantez içinde bu adların Türkçe okunuşları yazılmış.
Üçüncü ve sonradan aklıma gelen bir bilgi dahaysa; eskiden
çevirmenler, ön söz yazılarında ad ve soyadlarını tamamen yazmak
yerine, ön sözlerde, ad ve soyadlarının yalnızca baş harflerini
yazarmış.
Kitapla ilgili ve günümüzde de devam eden bir ayrıntıyla ilgili –
bence- önemli eleştirimse, kitabın ön sözünde okuyacağımız, John
Steinbeck’in eserinden söz ederken kullandığı bir cümleye dâir; John
Steinbeck, “Cennet Yolu” kitabı için, “Bana öyle geliyor ki şimdiye
kadar ne yazdımsa hepsi bir bakıma bu esere hazırlanış olmuştur”
demiştir. Bana göre hiçbir yazar, hiçbir eseri için böyle bir cümle
kullanamamalıdır. Kullanmamalıdır.
Kitap hakkında benim yazacaklarım bu kadar… Kitaptan bende
kalanlarla devam ediyorum…
Steinbeck’in beşinci eseri olan “Kör Döğüşü” 1936’da çıktı ve
şöhretine yeniden bir kazanç ilâve etti. Muharrir bu eserinde, hayat
kavgasını acıklı-alaylı bir şekilde ele almıştı. 1937’de çıkan “Fareler
ve İnsanlar”ı, Steinbeck sonradan ayrıca piyes olarak yazdı. 1938’de
“Uzun Vadi” isimli bir hikâye kitabı neşreden Steinbeck 1939’da
“Gazap Üzümleri”ni verdi.
Böylece on yılda hemen her sene bir eser veren Steinbeck, artık yarına
klâsik bir muharrir olarak kalacak bir romancı olarak kabul ediliyordu
ve kendisine Pulitzer Mükâfatını kazandıran “Gazap Üzümleri” onun
şaheseri sayılıyordu. Fakat bugün Steinbeck’in kendisini şimdiye
kadar yazdıklarının Cennet Yolu’nun (East of Eden’nin) yanında hiç
kalacağını söylüyor ve şöyle diyor:
“Bana öyle geliyor ki şimdiye kadar ne yazdımsa hepsi bir bakıma
bu esere hazırlanış olmuştur. Elli yaşındayım, ‘Cennet Yolu’ da artık
iyi bir roman değilse demek ki şimdiye kadar bütün ömrümü boş
John St einbeck yere harcamışım. Yıllardır mesleğime dair ne öğrendimse bu kitaba
koydum. Biliyor musunuz ki herkes bu romanı okusun beğensin diye
Bugün Amerika’nın en başta gelen bir iki, dünyanın da sayılı deli oluyorum. Okumaz ve beğenmezlerse öyle üzüleceğim ki…”
romancılarından biri olarak kabul edilen John Steinbeck (Con
Ştaynbek), şöhrete ancak otuzundan ve ilk üç eserinden sonra Steinbeck’in “Gazap Üzümleri” ile “Cennet Yolu” arasında bir iki
ulaşmıştır. 1902’de Kaliforniya’nın Salinas şehrinde doğan John, küçük eser daha verdi: 1941’de “Unutulan Köy” isimli ve Meksika’ya
Stanford’da okumuş ve ilk eserini 1929’da, yirmi yaşındayken dair bir film yazdı, yine 1941’de (E. F. Rickett’le beraber) “Cortez
vermiştir: “Altın Kupa” adını taşıyan bu romanı, bir korsanın Denizi” adındaki bir eserde, seyahat hatıralarını anlattı. Harp
hayatına dairdi. Birbiriyle ilgili hikâyelerden mürekkep bir roman yıllarında yazdığı “Ay Batarken” 1942’de çıktı, sonradan film ve piyes
olan ikinci eseri “Cennet Çayırları” 1932’de, “Meçhul Bir Tanrıya” haline konuldu. 1944’te çıkan “Sardalya Sokağı”ndan sonra, 1947’de
isimli üçüncü kitabı da 1933’te çıktı. Fakat nedense bu ilk eserleri “Aksi Otobüs” ve “İnci” isimli iki kitap daha neşretti… Nihayet “Cennet
ile pek göze çarpmamıştı. Asıl 1935’te çıkan “Kenar Mahalle” ona Yolu”nda bundan önceki eserleriyle kıyas edilemeyecek bir mevzuu
derhal Amerika’da ve bütün dünyada büyük bir şöhret kazandırdı. ele almış, hem de bunu sanatının en temiz, en süzülmüş üslûbu ile
Basit insanların ruhunda ne derin bir âlem bulunabileceğini ve yine işlemiştir. Orada doğumdan ölüme, aşktan nefrete, iyilikten kötülüğe
basit bir mevzuun usta bir muharrir elinde ne büyük bir güzellikle kadar bütün beşeri hisler muharririn kendine has gerçekçi görüşü ve
işlenebileceğini gösteren bu küçük kitap, sonradan filme de alınmıştır.
30

