1. Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek.

    Örnek kullanım: Türk babanın ve Türk ananın çocuğu Türk'tür. (Anayasa)
    #111305 tdk | 6 yıl önce
    0yakınlık derecesi 
  2. Çocuğu olan erkek, peder.
    #111304 tdk | 6 yıl önce
    0yakınlık derecesi 
  3. Her geçen gün daha çok seviyor, saygı duyuyor ve hayran oluyorum.
    #106756 petra von kant | 7 yıl önce
    0yakınlık derecesi 
  4. "aile" kavramının ikincisi. neden bilmem "ailede kimler vardır?" sorusuna "anne, baba, çocuk..." denir genelde. "baba, anne, çocuk..."değil.

    ben babamla hiç anlaşamam. kızarım, kızdırırım. o hep suskunluğu ile kızdırır aslında. "bak sana nasihat olsun..."la başlayan cümleler kurmaz. akıl vermez. bir şey yapar... akıl alırsın. anlatamadım da... şu anlarda şaşkınım. sebebi gecenin bu saatinde bana attığı bir mail... attığı mailde klişe bir hikaye var aslında. ama hissediyorlar sanırsam evlatlarının hislerini. şaşkınım. buraya yapıştırayım o klişe hikayeyi. sonuna da not düşmüş. o da bende kalsın.

    *****

    "Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister.

    Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: “Oğlum” der, “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

    Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar. İlk önce bir bakkal dükkanına girer ve “Şunu kaça alırsınız?” diye sorar . Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: “Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın” der.

    İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur.

    Üçüncü defa bir semerciye gidir: Semerci nesneye şöyle bir bakar, “Bu der “benim semerlere iyi süs olur. Bundan “kaş dediğimiz süslerden bir on lira veririm.”

    En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. “Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?” diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. “Buna kaç lira istiyorsun?” Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz?” “Ne istiyorsan veririm.” Öğrenci, “Hayır veremem.” diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:

    “Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.” Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker. Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır.

    Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..

    Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır.

    Bilge sorar: “Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?”

    Öğrenci: “Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık” diye cevap verir.

    Bilge hoca çok kısa cevap verir: “Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bileni anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir.” Mesele kuyumcuyu bulmaktadır.

    Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır. İnşallah sizler de sizin değerinizi bilen bir eş, arkadaş ve çalışma ortamı bulabilirsiniz."

    *****

    #101157 kesret | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0yakınlık derecesi 
  5. en yabancı olduğum bir kelimedir.
    #85342 pia | 7 yıl önce
    0yakınlık derecesi 
  6. kendi genlerinin devamını sağlamak çin çocuk yaptığından bihaber olan versiyonu, hayatınızın sonuna kadar sırtınızda bir kambur, ayak başparmağınızda büyük bir nasır ve tabii ki kalbinizin önünde duran koskocaman bir yağ tabakası olarak size gölge eden aile ferdi.

    ne her baba aynı ne de çocuk sahibi olmak isteyen her erkek vicdanlı, merhametli ve empati yeteneğine sahip olabiliyor. hele ki, türkiye gibi bir orta doğu ülkesinde, kadınların hemen hemen tamamen yok sayıldığı, erkeklerin de "aslanım, kaplanım, pipilim" denilerek koca yeleli birer aslan olarak büyütüldüğü göz önüne alındığında, evladının hep daha iyi olmasını düşünen baba sayısı çok az kalacaktır. pırlanta olarak gördüğün, ona layık olmak için çocukluğunda ve ergenliğinde türlü türlü taklalar attığın insan evladının ciğeri beş para etmez, sokakta aynı davranışları, aynı sözleri söyleyen bir yabancı olsa gidip ağzını burnunu kıracağın biri olduğu ne kadar erken anlaşılırsa, o kadar iyi. çünkü bir yerden sonra elinden de bir şey gelmeyecek, "zaten yaşlandı" falan diyerek her şeyi içine atacaksın. sonra "babasına kızan evlat önce babasını, sonra kendini vurdu" haberlerini neden okuyoruz? okursun tabii. sen baba kavramını "ata"ya çevirmiş ve putlaştırmışsın.

    bu kadar sinirlenmeyeyim, sakince kısa bir açıklama yapıp bırakayım istiyordum ama olmayacak. beni özellikle annem yıllarca "o baban, o ne derse doğrudur. " diyerek büyüttü. ben de baba denen aile ferdinin olduğunu, bütün bilgeliğin üzerinden gökkuşağı gibi aktığını düşünüyordum. yani bu "değiştiremeyiz ki" lafını artık başka bir yerde duyduğumda hemen bunu söyleyenin karşısına dikilip "çocuğa martaval okumayın" diyesim geliyor. çocuğun gözünde babayı öyle bir yere yerleştiriyor ki bizim toplum, babaya karşı gelmeyi bırak, tek bir alternatif şey söyleyemiyorsun. evi devlet olarak düşünürsek, baba ohal'deki rte oluyor: her yaptığı doğru, her söylediği kelime kanun, her kızdığında haklı, her öğüdü doğru, içine girdiği her ortamın piri. bende de var bu versiyondan. benimkinin deli gibi alkolü olsaydı ve zamanında evde şiddet uygulasaydı, ben de çoktan o 3. sayfa haberi olmuştum.

    baba denilen aile ferdi bir put değildir. eleştirilemez, davranışları yargılanamaz, karşısında bir fikir savunulamaz, söylediği her söz doğru, ürettiği her fikir geçerli değildir. önce iyi insan olmak, ardından baba olmak gerek belki de; bilmiyorum. en azından, vicdanlı, merhametli ve empati yeteneğine sahip olmayanların baba olmamaları gerektiğini biliyorum.
    #66965 lake of the hell | 7 yıl önce
    0yakınlık derecesi 
  7. ailede en sevilmeyendir genellikle. çünkü çok kızarlar, her boka karışırlar. hep ders çalış derler, hep nasihat ederler, hiç beğenmezler, hep daha iyisini isterler, hep daha iyi bir örnekle kıyaslarlar (falanın oğlu odtü'yü kazanmış), hep kısıtlarlar (çok harcama, gece geç gelme, onunla arkadaşlık etme...), hiç aferin demezler...

    genel eğilim böyle de olsa da bütün bu davranışların altında evladının hep daha iyi olmasını isteme dürtüsü olduğunu unutmamak gerekir. bu dürtüyü dışarıya yansıtma şekilleri babadan babaya değişse de genel amacın bu olduğunu unutmamak lazım.
    #66960 11001 | 7 yıl önce
    0yakınlık derecesi 
  8. 'in lakabı.
    #62887 la sagrada familia | 7 yıl önce
    0lakap 
  9. bugün ''20 senedir bi' kere adamlık yap da boşan annemden, bıktık senden.'' dediğim için çok özür dilerim. hiçbir şey demesen de o sessizliğinin altında yatanı biliyorum. biliyorum boktan biriyim. ve yine biliyorum bizi seviyorsun. özellikle de beni.
    21 senedir hiç sarılmadın bana. hiç oğlum diyip öpmedin de. biliyorum mizacın böyle. hayır baba, hayır! kızmıyorum sana.
    kalbini kırdığım özür dilerim. yüzünü söyleyemediğim için buraya yazıyorum.
    bu arada, keşke anneme vurmasaydın baba. bende sana vurmak, bıçak çekmek zorunda kalmazdım. 16-17 yaşında çocuk tutsan atsan savrurdun zaten değil mi baba? bilerek karşılık vermedin. biliyordun hatanı.
    o xanax bitirdi baba. farkında değilsin ama eriyorsun günden güne. elimden bi' bok gelmiyor. şunları bile yüzüne söyleyemiyorum. söylesem de bi' şey demezdin gerçi.
    ben bizi çok özledim. sen, annem, berkay. keşke eskisi gibi az kırsak birbirimizi. sanki eskiden daha iyiydik. yada bana öyle geliyor.
    benle gurur duyduğunu biliyorum. özür dilerim. umarım affedersin beni.
    t:her insanın kahramanı olan şahıs.
    0yakınlık derecesi 
  10. şarkısı.

    'ın çeşitli dillerde versiyonlarını yaparken türkçe'si bu olmuş. ellerine sağlık:
    www.youtube.com/...
    #34972 son kurtadam | 8 yıl önce
    0şarkı 
  11. Kavşakların ortasındaki yuvarlak. Türk usulü yol tariflerinde 'babadan sola dön' diye kullanılır.


    Bir de iskelede halat bağlamak için kullanılan beton kazığa da iskele babası denir.
    #34375 macro | 8 yıl önce
    0genel terim 
  12. az önce konuşurken "olur da sevdiğin kızı istediğimizde vermezlerse kaçır gel amına koyim. bak berkay sana da diyorum kaçırın gelin."
    adam sayko yav. anarşik ruhlu babişkom.
    (bkz: )
    idolum olan adam.
    0yakınlık derecesi 
  13. telaffuzu "anne"ye göre daha kolay olduğundan bebeklerin daha önce sevindirdiği, ebeveynlerden erkek olanı.
    #27787 kesret | 8 yıl önce
    2yakınlık derecesi 
  14. (bkz: )
    (bkz: )
    #20218 thedirector | 8 yıl önce
    0film