türkiye'nin 9. cumhurbaşkanı olmasının yanı sıra, 1965-1993 yılları arasında başbakanlık koltuğunda birkaç kez oturmuş bir siyasetçidir. hatta kendisi için 'süleyman hep başbakan, hep başbakan süleyman' şarkısı da yapılmıştır.
Gazeteciler kendisine bir soru sorardı. Soruya cevap olarak on dakika konuşurdu. On dakika içinde kendine başka sorular sorar, onları cevaplardı. Sorulan sorunun cevabını vermezdi ama gazeteci dahil ortamdaki herkesi ikna ederdi.
1997 yılında cumhurbaşkanı iken bir üniversitede yaptığı bir saate yakın konuşmayı izledim. gazetelerden ve televizyonlardan tanıdığımız laf cambazı adamla hiç alakası yoktu. son derece akılcı şeyler anlattı, gazete ve televizyonlarda gördüğümüz şark kurnazı hallerinden eser yoktu. çok zeki bir insan olduğuna hükmettim. dünyayı ve her türlü gelişmeyi takip eden, yaşına rağmen günceli kaçırmayan, eski hatalarından ders alan bir insan izlenimi uyandırdı. adalet partisi döneminde tüylerimi diken diken eden o çiğ insan gitmiş yaşıyla birlikte olgunlaşmış bir devlet adamı portresi vardı karşımda. siyaset pis iştir. siyasetçinin hiç bir türüne sempati duymam ve fakat gün itibariyle kendisine çoktan razı hale gelmiş durumdayım.
bir dönemin sürekli başbakan koltuğunda gördüğü, fikret kızılok'un bu konuda şarkı bile yazdığı politikacı. şarkının ilk kıtası bile o dönemlerin vehametini anlatmaya yetiyor bence.
Küçücük bir çocuktum Sebebini bilmeden Sokağa çıkamadık İhtilal oldu sandık Sonra biraz büyüdük Alfabeyi bitirdik Azı dişim çıkmıştı Sünnet bile olmuştu
Süleyman (hep) başbakan(hep) Başbakan (hep) süleyman
Sonra ay'a gidildi Evelallah dönüldü Suya yazı yazıldı İçimiz rahatladı Mao henüz ölmemiş Ortaokul bitmemiş Yahya işe başlarken Bankalar hep bomboştu
Kırat attan inerek Kemerini sıkmıştı Halk üstüne binince Başımıza düşmüştü
Hak hukuk düzen vardı Çüş demesi çok zor Ortaokul biterken Yine ihtilal oldu
Süleyman (hep) başbakan(hep) Başbakan (hep) süleyman
Bilgisayar bulunmuş Deniz gezmiş asılmış Papa yine değişmiş Mandela hapisteydi Çevre kirlenmemişti İbo evlenmemişti Ajda tam boşanırken Dolar yine çıkmıştı
Süleyman (hep) başbakan(hep) Başbakan (hep) süleyman
Kenan sopalısıydı Turgut boyalısıydı Pek anlamazdı ama Mesut hopalısıydı Naim kaldırıyordu Zalim bastırıyordu Dündür bugün bugün Gafil avlanıyordu
Kırat attan inerek Kemerini sıkmıştı Halk üstüne binince Başımıza düşmüştü
Hak hukuk düzen vardı Çüş demesi çok zor Tam askere giderken Yine ihtilal oldu
Süleyman (hep) başbakan(hep) Başbakan (hep) süleyman
Paşa resim yapardı Sabancı'ya satardı Netekim ben demezsek Anasını satardı Tonton dayanamadı Hepimizi batırdı Efelerin efesi Muz ağacına tutundu
Süleyman (hep) başbakan(hep) Başbakan (hep) süleyman
Ecevit hep umuttu Erdal bizi uyuttu Yaş günü pastamızı Vestiyerde unuttu Arabamız, evimiz İki anahtarımız Nasıl da inanmıştık Verir diye babamız
Kırat attan inerek Kemerini sıkmıştı Halk üstüne binince Başımıza düşmüştü
Ne padişah ne sultan Bir enişten bir ablan Yanında bir de baban Sefam olsun yaradan
Süleyman (hep) başbakan(hep) Başbakan (hep) süleyman
sol kesimce, denizlerin katili olmakla, sağcılar adam öldürüyor dememekle suçlanan, erbakancı şakirt kesimce ise darbeci ve mason olmakla suçlanan zat.
verdiği acımasız kararlar, yaptığı acımasız eylemler olmuştur ama daima yapması gerekeni yapmış tam anlamıyla bir "siyasetçidir"
bülent ecevit, necmettin erbakan, alparslan türkeş sonradan turgut özal ve erdal inönü gibi muadillerine kıyasla çok daha donanımlı bir devlet adamıdır. ayrıca şapkası ve hazır cevaplarıyla tam bir snobtur.
replikleri ünlüdür bunlardan bazıları;
"memlekette benzin vardı da biz mi içtik?" "kerhaneleri kapatalım da millet bizi mi s.ksin?" "ecevit halk çocuğu, türkeş türk çocuğu, erbakan müslüman çocuğu, biz or.spu çocuğu muyuz?" "çorumu bırakın, fatsaya bakın." "ne veriyorlarsa benden beş fazlası!"
Denizlerin idamına grubuyla beraber evet demesi, faili mechuller, anti emekçi tutumu, sosyalizm karşıtlığı, siyasal islamın zeminini hazırlaması, amerikan sevdalısı ve işbirlikçi siyaseti vs. saymakla bitmez. O sebeple ateşi bol olsun diyorum!
1968 yılında elçiliklere genelge göndererek sartre, aragon, garauduy ve marcuse gibi dünyaca ünlü düşünür ve sanatçıların "türkiye'ye girmeleri arzulanmayan eşhas." arasına sokulmalarını ve bu kişilerin elçiliklere başvurması halinde kendilerine türkiye'ye giriş vizesi verilmemesini sağlayan eski cumhurbaşkanı.
nazmiye demirelalzheimer hastalığına yakalanır ve durumu gitgide ağırlaşmaktadır. süleyman demirel sık sık hastaneye gitmektedir. bir gün doktorlar süleyman demirel'e ''lütfen yormayın kendinizi buralar kadar, gelmeniz gerekmiyor, nazmiye hanım sizi zaten tanımıyor'' derler. süleyman demirel cevap verir ''ben onu tanıyorum ya...''
nazmiye demirel 27 mayıs 2013'te hayatını kaybeder.
seçimlerden önce bir cemaati ziyaret eden demirel, cemaat liderinden oylarını topluca kendisine vermelerini talep eder. cemaat lideri demirel'e tek bir şart sunar; ''eğer bizim cemaatten birini milletvekili yaparsanız, oylarımızı size veririz'' süleyman demirel bu şartı kabul eder, oyları alır.
gelin görün ki tbmm'ye girebilen miletvekillerinin içinde bu cemaatin hiçbir üyesi yoktur. cemaat lideri soluğu demirel'in yanında alır;
- bize söz vermiştiniz, bizim cemaatten biri milletvekili seçilecekti hani? + e seçildi ya... - bizim cemaatten kimse seçilmedi... + ben seçildim işte, ben sizden değil miyim?
deniz gezmiş denen banka soyguncusunun idamına grubuyla beraber evet demesiyle, sosyalizm karşıtlığıyla, amerikan sevdalısı olması gibi nedenlerle kendisine hayran olduğum siyasetçi. mekanı cennet olsun.