küçük olan kızsa baba sevgisinden yoksun ve hep değersiz hissettirilmiş olandır. güvende hissedecek birini aramıştır. Allah kızları baba sevgisinden mahrum bırakmasın.
lisedeyken az kalsın gerçekleştireceğim bir şeydi. babam yaşına yakın bir adamla. sosyal medyadan tanışmış olduğum...
evet adam çok yakışıklıydı. tarzı vardı. karizmatikti. bana görü ünlüydü bile hatta. ilgilendiği alana ilgisi olanların tanıyacağı bir adamdı. zaten o alanla ilgili muhabbet kurmamız sayesinde başlamıştı herşey. şimdi düşününce çok garip geliyor.
birincisi ben olgun değildim. olm ben hala olgun değilim ki? geçen gün annem soruyor "kızım sen ne zaman adam olacaksın?" diyor. "kendime penis taktırınca." diyorum, böyle noel baba görmüş boğa gibi rengi atıyor kadının... ay konu neydi?
zor yafu. valla bak. yani benim için zor değildi. bana bişicik zor gelmez zaten. ama onun için çok zordu. tüm buluşmalarımızda rahat olmadığını hissettim. stüdyosundan dışarıya adımımızı attığımız an geriliyordu. o özgüven, o doğallık, sanki yerini "kim ne der" düşüncesine bırakıyordu. olm sevmişiz lan? kim ne derse desin? hayret bişi...
herkesin aşka bakışı farklı. öyleli bişiler işte. emannnn, neyse ne. geçmiş zaman. olmadı zaten.
kendinden yaşça büyük birisiyle (bir kadınla) birlikte olma hususunda, kadınların öğretici bir yanı olduğu için kendi adıma rahatsızlık duymayacağım eylem. erkek kaç yaşına gelirse gelsin, hep öğreneceği bir şeyler vardır bilhassa kadından.. şu anda da böyle bir ilişki içerisindeyim. kendimden 8 yaş yaş büyük bir kadınla birlikteyim.
aşkı, iki erin insanın birbirine tattırdıkları hislerin sonucunda vuku bulan bir şey olarak ele alırsak, gayet normal karşılanması gereken bir davranış. zira böyle bir durumda, kutlanılan doğum günlerinin ne önemi var?
gayet normal bulduğum ilişki türü. yıllar önce ben de yaşadım böyle bir şey. kendimden dört yaş büyük bir kızdı. hiç sorgulamadık bile, birbirimizden hoşlandık oldu bitti.
insanlar arasındaki ilişkilerin bir formülü, denklemi yoktur. birbirini seven beğenen iki insan için geri kalan şeyler kendileri için sorun teşkil etmiyorsa sizin için de etmesin. bırakınız yapsınlar.
bizim tolga var mesela, komşunun torunu. ana okulundaki öğretmenine aşık. hem de ciddi düşünüyor. büyüyünce evlenecekmiş. şakası bir yana, bu ilişkinin öteki ucunda da kendinden yaşça büyük bir insanla ilişkiye giren insan var. tek yönlü bakış açısı hatalı duruyor. ilişkilerin yaştaşla yaşanması zorunluğu üzerinden süper bir distopya kurgusu çıkabilir. bu da ayrı bir konu. ileri yaşta evlenen erkeklerin doğurganlık açısından genç dişiye yönelmesi şeklinde bir teamül dünya genelinde mevcut. buna karşılık bütün ilişkileri yalnızca kendine mirasçı üretme amacıyla kurgulanmadığı da bir gerçek. bizim ülkemizde kendinden yaşça küçük insanla ilişkiye girenlerin büyük kısmı erkekler, bu ilişki aslında dişi ile değil, dişinin ebeveyniyle kuruluyor. pazarlıkta anlaşılırsa gelsin nikah. taraflardan birinin rızası dışında gerçekleşiyor bu evliliklerin çoğu da. bunu eleştiririm. bunun dışında iki yetişkin insanın karşılıklı rızaya dayalı ilişkisinde yaş farkı söz konusu olduğunda üçün beşin hesabı yapılmaz. ayıptır. çok büyük yaş farkları zaman zaman hastalıklı durumlar içerebilir ve fakat bunu da yargılamak bize düşmez. iki taraf da mutluysa sana ne, bana da ne.
yazarken faarkettim. ilişkiye girdiğim en genç dişi 15 yaşında demenin uyandırdığı düşünce bir tecavüz. "lan küçücük kızdan ne istedin orospu çocuğu" demek istiyor insan. ama halbuki öyle olmamalı ben belki o ara 16 yaşında idim. onu bilmeden neden direkt tecavüze kayar ki beyin?
belki de türkçe yazdığımdandır.
she was 15. she doesn't know how to do this. she was afraid but she was wanting....
diye yazsa idim aklımızda muhtemelen 20 25 yaşlarında bir adam ilk cinsel ilişkisini anlatıyor diye gelecekti. buradan 2 çok farklı konudan ders çıkarılabilir.
1. dil ve kültür çok paraleldir aynı cümleler farklı dillerde farklı arkaplanları çağrıştırıyor.
2. ölmüşüz ağlayanımız yok.
"ilişki" denilen şeyin ne olduğuna göre yorumu değişecek olan eylem.
seksten bahsediyorsak, zaten türk erkeklerinin büyük bir çoğunluğu kerhane adı verilen çukura arkadaş zoruyla ya da çevre baskısıyla küçük yaşta gidip ilk deneyimlerini yaşıyor. 18 yaşındaki çocuğun 40'lık seks işçisiyle yaşadığı ilk tecrübesini mi tartışmamız bekleniyor? e tek gecelik ilişkileri de bu çerçevede düşünürsek, nesi garip bunun? iki bireyin de reşit ve akli olgunluğa ulaştıklarını ön koşul olarak düşünürsek, "alan razı, satan razı" noktasına geliyoruz.
eğer ki bahsedilen bir sevgililik ilişkisiyse, o zaman da "kime ne lan bundan?" sorusu çıkıyor ortaya. "erkek yapıyor da, kadın yapamıyor. hani eşitlik?" eleştirisi mağaradan yapılmış. çevremdeki kadınların çoğu kendisinden küçük erkeklerle uzun süredir birlikte. evleneni de var. kadınla adam arasında 12 yaş var. ee? kime ne? benim bütün ilişkilerim de benden en az 4-5 yaş büyük kadınlarla oldu. tekrarlayayım mı: kime ne?
"annesi yaşındaki kadınla ilişkiye giren çocuk" demiş bi' de atanamamış troll. böyle yorumları ben üniversitedeyken duyuyordum. hadi ben izmirliyim diye "olm siz zaten çok genişsiniz, sen sus hele bi'" diyorlardı bana, ben de susup dinliyordum. "memeleri baldırındadır lan onun hahaha" seviyesinde olan, kötücüllükte shredder 'la yarışan bu akıl, çevresindeki dar kalıpları yıkamadığı için yıkabilenlere bok atan güruhun temsilcisi. ne anlatacaksın ki buna?
üniversitedeyken, o dönemki sevgilim benden 4-5 yaş büyüktü ve hatun sert mizaçlı ve kısa boylu olduğu için okula beni görmeye geldiğinde ve yan yana göründüğümüzde millet ona "annesi herhalde" diye bakıyordu. hatuna bunu hiç çaktırmamaya gayret ettim ben. aynı ortamda olduklarımın birkaçından da "olm siz bi' garip görünüyorsunuz birlikteyken" eleştirilerine de hep ateş püskürdüm "kime ne lan bundan?" diye. önemli olan ben değildim çünkü, o'ydu. onun kalbini kırma çabalarına hep kalkan olmaya çalışmıştım bu yaş mevzusu yüzünden. 19'umdaydım bu arada o zamanlar. anlaşamadık, ayrılacağız artık; çok belli bu. "son bi' yemek yiyelim" dedik. kadıköy'de lâl var barlar sokağı'nda. güzel bir şarapeviydi o zamanlar. gayet güzel bir yemek yedik, konuştuk, içtik. mum ışıkları gözlerimizi yaşartmaya başladığında, bana şunları demişti, dün gibi hatırlıyorum:
- yaş farkı konusunda beni ne kadar koruduğunu biliyorum, her ne kadar sen belli etmesen de. çok kırıldığım zamanlar oldu, çevrendekilerin bana arkamdan "annesi galiba" dediğini de duydum. hiçbir şey için sana teşekkür etmeyeceksem de, yalnızca bunun için minnet duyduğumu bil lütfen.
salya sümük dağıldık orada ikimiz de tabii. kolay atlatılabilen şeyler, laflar, düşünceler değil bunlar; hem yaşarken hem de olup bittikten sonra. altı üstü o senden daha fazla yaşamış. ee?
"söyleyeceğiniz sözler sizi bağlar, doğrudur bu. ama sözler ağzınızdan çıkmadan önce empati yapmayı unutursanız, o sözler sizin değil, muhattabının olur bir anda. öyle bir değiş tokuş olmalı ki (empati-sözler); iki taraf da memnuniyet duymalı bundan, öfke ya da kalp kırıklığı değil"
yaşamadığınız olaylar, durumlar ve hisler için şimdiden peşin hükümlü olmayın lütfen.
Erkek odaklı bir formül olduğu anlaşılıyor, çünkü 40 yaşındaki bir kadının kısmetine bu hesapla 66 yaşında bir dede düşüyor. Oysa ki kadın kısmı 35 ten sonra tatlanıyor, 40 tan sonra yenmeye hazır hale geliyor.
Kimse kusura bakmasın, 40 yaşlarındaki bir kadın ile sevgili olabilmek için 20 yıl daha bekleyemem.
40 yaşında bir adam olarak bu formül bana 27 yaşında bir kadın öneriyor.
Amme hizmeti olması açısından formülün tablosunu el emeği, göz nuru ile hazırladım, internet ortamına bıraktım: i.hizliresim.com/...
yaş farkı, zaman ve ilişki türüyle bir arada değerlendirilmesi gereken bir hadise.
eğer konu arkadaşlık, dostluk ve benzerleri değil de sevgililik ve yan kolları türevinde bir ilişki ise, atıyorum 10 yıllık bir fark, x kişisi 40, y kişisi 30 yaşındayken, cinsiyetten bağımsız olarak, çok da abesle iştigal olarak görülmez. ancak zaman 15 sene geriye çekilirse ortalık karışır. 20 sene ötelenirse 20 yaş fark bile çok göze batmaz.
özetle değişkenlerine bağlı olarak alacağı tepki değişen bir hadisedir.
Türkiye gibi erkek dominant bir ülkede bile kadınların dahi yapabildiği olay.
Ama onlara laf yok çünkü onlar kadın de mi.
Eşitlik mevzusunu kıçından anlayanlar bu mevzu da ses etmezler. Nadir de olsa bu olaylar olabiliyor.
Aynı eşcinsel erkeğin itici ama lezbiyen kadının çekici gelmesi ikiyüzlülüğü gibi.
Ben baya yaş farkı olanları da duydum.
Yani annesi yaşında kadınla ilişkiye giren çocuk mesela. Baya milf kategorisinde porno çekiyor herifler. Ablacım madem bu kadar azdın git jigolo bul di mi ama?
Eyyorlamam bu kadar.
Edit: nasıl da dokundu bazılarına nihahahah
'Kendinden yaşça büyük birisine aşık olmak' okudum, toplum dayatması zihnime işlemiş belki de... olur efenim neden olmasın. Lisede kendinden küçüklerle sevgili olup dedikodu masalarında, servis koltuklarında, otobüs duraklarında, kantin kuyruğunda hunharca yargılanan arkadaşlarım oldu. Tabi bu yargılananlar kızlardı, erkeklere bir şey denmedi diyip olayı kadın erkek eşitliğine bağlayabilirim çünkü akraba çevresinde de kendinden 15 yaş 20 yaş küçük kadınlarla evlenen erkekler yargılandı düğünde dağıtılan döneri yerken, eve dönerken, kınadan ayrılırken... Toplumumuzun herkesin hayatına soktuğu koca burnu yüzünden mesele edilmiş bir olgudur kanımca.