küçükken çocukların kaygıyla oluşturabildikleri düşüncelerdir. okulda çikolata yemiş çocuk çikolata yedin mi sorusuna başka çikolata yiyen çocukların adını sayar o da yedi bu da yedi şu da yedi. bu çocuğun çikolata yiyip yemediğini değiştirmez. son 20 yılda çikolata yemeyen çocuk var mı :)
safsata'nın başladığı yere safsatanın dahilinde cevap verirseniz safsata yapmış olursunuz. safsataya direkt cevap vermek yerine temellerini sorgulamanız gerekir. safsatanın temelleri de safsataysa onu kendi haline bırakmanız gerekir. safsatayla tartışılmaz her zaman safsata kazanır. safsata safsatadır.
" batı literatüründe "logical fallacy" olarak geçen, mantıksal safsata diye çevirisini yapabileceğimiz ve hatta, osmanlı devletinde de "kıyas-ı batıl" (geçersiz karşılaştırma) şeklinde, kullandığı mefhum "ilk bakışta doğru ve ikna edici gibi görünen bazı düşüncelerin, aslında mantık kontrolü altında incelendiğinde saçmalık ve safsatadan ibaret olduğunun" ifadesidir. safsataları 2400 yıl önce ilk kez listeleyen kişi aristo'dur. yani felsefe yapmadan önce millete bir tartışma usulü önerisi sunmuş. de sophisticis elenchis isimli eserinde mantıksal safsatalardan 13 tanesini tanımlamış ve listelemiş: petitio principii ve plurium interrogationum gibi ünlü safsata tanımları bizzat aristo'ya ait. başlıca safsata tanımlarını ve örneklerini verelim:
1- argumentum ad hominem (adam karalama safsatası); karşı argüman sunarken "sen dışlanansın, o yüzden tezin yanlış" demek. yani eldeki verileri yanlışlayacak argümanı ya da karşı verisi yok, ancak ötekileştirerek karşılık verebiliyor. bir nevi kişiliğe saldırı...
2- petitio principii (döngüsel nedensellik safsatası); önermenin kendi kendini kanıtladığını iddia etmek.
3- straw man fallacy (korkuluk-çöp adam safsatası); konuyu sansasyonal bir şekilde saptırmak, indirgemek, karşı tarafın tezine cevap veriyormuş görünüp bambaşka, uydurulmuş bir teze çoğu zaman büyük bir kararlılıkla cevap vermek.
4- fallacy of the cake ("you can't have your cake and eat it too" fallacy) (kek safsatası); elindeki keki hem şimdi yiyip hem de sonraya saklayamazsın, ya şimdi yiyeceksin ya sonraya saklayacaksın, ikisini birden yapamazsın.
5-ignoratio elenchi (alakasız sonuç safsatası); iddia ile alakası olmayan bir sonuç çıkarmak.
6- anecdotal fallacy (anekdot temelli safsata); "benim başıma böyle bir olay geldi" gibi anekdot temelli, delillerin tümü incelenmeden oluşturulmuş tez.
7- sümen altı safsatası; bir tez ortaya koyarken hesaba mutlaka katılması gereken belirli noktaları bilinçli olarak dillendirmemek.
8- ihtimal temelli safsata; ihtimalden yola çıkarak somut bir tez öne sürmek.
9- argumentum ad misericordiam (acındırma safsatası); adı üstünde, acındırarak üstünlük elde etme.
10-tu quoque fallacy (sen de ... safsatası); namı diğer what aboutism.
11- hatalı teşbih; iki ayrı vaka arasında hatalı bir benzerlik ilişkisi kurmak.
12- bandwagon fallacy (grup baskısı safsatası); bir öneriyi kabul ettirmek için deliller öne sürmek yerine bir grubun veya grupların baskısını, nefretini veya beğenisini öne sürmek.
13-siyah-beyaz safsatası; iki alternatif durumu yegane seçeneklermiş, üçüncü bir yol yokmuş gibi sunmaya çalışmak.
14-post hoc ergo propter hoc; peş peşe gerçekleşen iki olaydan, daha önce gelen, daha sonra gelenin sebebi olmak zorundadır şeklinde önerme sunmak.
15- plurium interrogationum (çok soru- tek cevap safsatası); detaylı ve açıklamalı cevap gerektiren soruları evet-hayır sorusu şeklinde tek cevap isteyerek sormak.
16- non causa pro causa (yanlış sebep safsatası); delil göstermeksizin ya da yeterli delil olmadan, bir olayın diğerinin sebebi olduğunu iddia etmek.
17- argumentum ad populum (genel kanı safsatası); çoğunluk benden yana, o sebeple ben haklıyım.
18- kaygan zemin safsatası; elinde hiç delil olmadan, bir veya bir kaç olayın gerçekleşmesi sonucu alakasız bazı olayların da gerçekleşeceğini iddia etmek.
19- safsata safsatası; bir iddia kötü bir şekilde sunuldu ya da içinde bazı safsatalar var diye iddianın komple yanlış olduğunu savunmak.
20- ispat yükümlülüğü safsatası; iddia sahibi iddiasını ispatla yükümlüdür. "ben söyledim, sen aksini ispatla" ise günümüzde en sık kullanılan yöntem.
şu ana kadar 300'ün üzerinde safsata tanımlanmıştır. "
İnsan beynindeki kısayolları kullanarak karşıdaki insana ve/veya izleyicilere anlitik düşünmeyi pas geçirtmeye ve dolayısıyla istenen şeye ikna etmeye yarayan yöntem. Elimde bir veri olmamasına karşın popülist siyasilerin daha sık kullandıklarına dair bir kanıya sahibim.
genelde mantıksal olarak geçersiz (invalid) argümanlardan oluşan bir yanlış akıl yürütme ürünü.
bir de bu açıdan bir örneğini sunalım:
1. yağmur yağarsa sokaklar ıslanır. 2. sokak ıslak.
3. o zaman yağmur yağdı.
bu argümantasyon hatasına ardılı/neticeyi olumlama (affirming the consequent) diyoruz. peki hata nerede?
bu argümanın yapısına bakalım:
p ise q, q,
o zaman p.
bu koşullu önermelerde q, p'nin zorunlu neticesi. eğer p doğruysa q da doğru olmak zorunda.
fakat sokakların ıslanması için, yani q için p zorunlu koşul değil. belediye sokağı suladığında da sokak ıslanabiliyor mesela. dolayısıyla sokakların ıslak olmasından yola çıkarak yağmur yağdığına dair bir çıkarım yapmak bir mantık hatası.
İlk bakışta mantıklı görünen fakat derine inildiğinde altının boş olduğu fark edilen söylemlerdir. Birçok çeşidi olmakla birlikte günlük hayatta çok sık karşılaşılır.
Sözlükten yola çıkacak olursak; yazara göre oy vermek tam bir safsata örneğidir. Hatta özel ismi bile var. (bkz: ad hominem)
50 satırlık yazıdan bir cümleyi çekip yazarı o cümleden vurmaya çalışmak bir örnektir. yazarın söylemediği bir şeyi, söylediği şeylerden yola çıkarak söylemiş gibi göstermek bir örnektir. Yazarın kurduğu bir cümleyi alıp, onu toplum tarafından sevilmeyen bir gruba dahil etmeye çalışmak bir örnektir. yazar bir konudan bahsederken "sen zaten böyle böyle demiştin." yahut "sen ne konuşuyorsun, sen zaten böyle böyle bir insansın." diyerek yazarın söylediği şeyleri ve aynı zamanda yazarı itibarsızlaştırmaya çalışmak bir örnektir.
sözlüğü bir kenara bırakırsak; nadir yaşanan olaylardan yola çıkarak bazı olayları yaygınlaştırmaya çalışmak bir örnektir.
- bu akşam biraz başım ağrıyor.
+ 5 sene önce kuzenime de aynısı oldu. doktora gitti, beyin tümörü çıktı.
ya da
"bill gates de okulu bırakmış." demek,
"bence bu kadın çirkin." diyen birine, "sen önce kendi tipine bak." demek,
"dolar bozdurmayan vatan hainidir." demek de safsatalara güzel örneklerdir.
bu eylemi gerçekleştiren kişiler çoğunlukla bunu isteyerek yapmazlar. safsatalar genellikle tartışmayı kazanma hırsıyla üzerine yeterince düşünmeden söylenen sözlerle ortaya çıkar. bazı insanlar karşısındaki insanı kızdırmak için isteyerek yaparlar.
bazı kendisini çok zeki zanneden insanlar ise karşısındaki insanın safsatayı fark etmeyeceğini düşünerek, tartışmadan galip ayrılabilmek için bile isteye safsatalara başvurur. buradaki asıl sorun; ya kendileri zannettikleri kadar zeki değil ya da karşılarındaki insan zannettikleri kadar aptal değildir. bu durumda ise yancılık, linç gibi kavramlar ortaya çıkıyor. onlara ise başka bir zaman diliminde değinmeye çalışırım.