halkın fakirliğiyle beraber fransız ihtilali'nin sebeplerden birisi olan sınıf.
düşünün ki, yaptığınız bir iş sayesinde epey para kazandınız. ekmek verdiğiniz bir sürü adam var.
lakin elinizde biriken fazla parayı harcayamıyorsunuz.
arazi alayım diyorsunuz, soylunun biri çıkıp "sigigit burası benim yerim" diyor.
parası neyse vereyim en önden opera izleyeyim diyorsunuz, soylunun biri çıkıp "bu herifin ne işi var lan burada?! al bunu al al al al" deyip sizi çıkartıyor salondan.
üstüne bir de savaş çıkıyor işi gücü bırakıp savaşa gidiyorsunuz. savaşta ölseniz işletmeniz çöküyor veya siz savaştayken adamın biri sermayenizi alıp kaçıyor.
adamlar isyan etmesin de ne yapsın?
yalnız bunun türkiye'de olanları ciddi anlamda vizyonsuz. siyasi bakımdan demiyorum bunu. bir batı burjuvasına bakın bir bizim burjuvamıza bakın farkı göreceksiniz.
kelimenin kökeni burg. etrafı duvarlarla çevrilmiş küçük kentsel yerleşimler. kentlerde yaşayan insanları tanımlamak için kullanılmış evvel zamanda. zaman içinde köylüler ve işçiler dışında kalan, hayatını aldığı eğitimin becerileri üzerinden sağlayan ya da küçük sermayeli iş yeri sahiplerini işaret eden sosyal sınıfı tanımlamak için kullanılır hale gelmiş. günümüz toplumunda orta sınıf için kullanılan bir terimdir. burjuva ülkemizde yetmişli yıllarda sol düşünce tarafından kullanılan popüler hakaret sözcüklerinden biri olmuştur. tarla ya da fabrika işçisi değilsen burjuva damgası yemek kaçınılmazdı. işin tuhaf yanı bu yaftayı yapıştıranların da büyük kısmının burjuva sınıfının çocukları olmasıydı. günümüz dünyasında üretim teknolojileri değiştikçe ve nüfus kentlere yığıldıkça işçi ve köylü nüfusu hızla azalıyor. üretimde çalışan insanların büyük kısmı artık hizmet sektöründe yer almaya başladı. terimin içi de boşalıyor gibi. ya yeni bir tanım yapılacak, ya da farklı bir terim uydurulacak. dünya çok büyük bir ivmeyle değişiyor
müziğe girişi ludwig van beethoven ile olan sınıf. aslında wolfgang amadeus mozart da beethoven gibi serbest bir besteciydi. ama en büyük müşterisi saray ve soylular olduğundan beethoven daha bir burjuva kalmaktadır mozart'ın yanında.
oysa ki, yasaklamak yerine "bakın bu adam burjuva, ama biz sosyalistler ondan daha güzel müzik yapıyoruz" deyip beethoven'dan daha güzel işler ortaya koysalar kendi açılarından daha olumlu olurdu bence.
türkiye'deki sosyalist dergilerden birisi de müzikteki burjuvalaşmayı şu şekilde ele almış:
Kentli olarak türkçeleştirebileceğimiz insan sınıflandırması.
Köylü gibi milletin efendisi, soylu gibi dededen soylu olmadıkları, paraları olduğu için küçük emrah ezikliği karizmasına da uzak oldukları için bazı yeni yetme kulzoserlar bu kelimeyi bazılarının komünist sözcüğünü kullandıkları gibi hakaretvari de kullanabilirler.
Örnek: şımarık burjuvaların terkedip gittiği sözlük...