pislik konusunda hindistan'dan sonra gelen ikinci ülke.
bu ülkede yere tükürmek gayet doğaldır ve o tükürüklerden birisi size denk gelirse hiçbir şey diyemiyorsunuz.
ayrıca insanların çöp kutularına işemekte bir beis görmediği ülkedir. bu sebeple çöp kutularından uzak durmanızı tavsiye ederim. yine de hintlilere göre insaflılar, sokağın ortasına değil de çöp kutusuna sıçıyorlar.
1.382 milyar nüfuslu dev ülke. Nüfus artışı %0.46 iken %1.2 lik 1.326 milyarlık hindistan'a yakında zirveyi kaptıracak. bazı araştırmalara göre tek çocuk politikası uygulanmasaydı 1.6 milyarı aşmıştı.
Ülke genelinde 4 rakamdan sayılmaz. Sıralarda, restoranlarda 4 rakamı geçen sayılar kullanılmaz. Sebebi ise 4 rakamı ve ölüm kelimelerinin telaffuzu Çince aynı şekilde söyleniyor. "si" olarak telaffuz edilir.
çin'de geleneksel çin değerlerini öğreten bir okulun derslerde "kadınlar değersizdir ve aşağılanmayı hak etmektedirler" tarzında şeyler öğretmesinden sonra okulun kapısına kilit vurmuştur.
Tayvan adasında ve ülkesinde hak iddia eden ülke eee nasıl olsa iç savaşı onlar kazanmıştır. Kurtlukta düşeni yemek kanundur ne zaman alacak orayı zaman gösterir. Tayvan (çin Cumhuriyeti)
uluslararasi arenada cogu esyanin uzerinde gördügünüz P.R.C kisaltmasinin ait oldugu ülke.
neden bazilarinin üzerinde "made in china" yazarken digerlerinin üzerinde "made in p.r.c" yazdigini da hemen aciklayip sözlüge bomba bilgilerden birini eklemis olayim.
-efendim bu kisaltmayi ilk gordugumde hangi ülke lan bu demekten kendimi alamadim. Actim harita ve elektronik bir ürünün kullanma kilavuzunu, tek tek ülkelere baktim. internet filan o zaman elimize her istedigimizde gecmiyordu. aramaya inanip aratmistim ama o zamanlar tabii türkce aratiyorum, sonic cikmiyordu(neyse daha fazla uzatip küfür yemeden yazayim hemen).
sonra ögrendim ki bazi ithalatci firmalar insanlar üzerinde made in china etiketi görünce almiyorlar, siz uzerine bunu yapistirin diye fabrikalarla anlasiyorlar. böylece bilgisi olmayan biri uzerinde bu etiketi görünce olumsuz bir duygu ve dusunceye kapilmiyormus. cakallara bak sen.
ayrica kadinlari iyi olsa da erkeklerinden acayip gicik aldigim ülke. cok kiskanc ve pislikler, ve korkaklar. bakmayin siz kung fu mung fu filan. hepsi hikaye onlarin(insallah kung fu ustasina denk gelmezsiniz). bir yanlis yaparlarsa gömün kafayi tüysüz ibnelere.
önümüzdeki hafta çoğu fabrikanın işler hale geleceği ülke. aslında virüs ve yeni yıl tatili geçen hafta bitse de; geçen hafta çoğu fabrika sterilizasyon, personele maske dağıtım gibi işlerle uğraşıyordu.
bir an ülkemizi düşündüm işte. mesela devlet bir emir yayınlasa, "personele maske dağıtılacak" şeklinde, kaç fabrika buna uyar ki? sadece belli başlı, bir kimliği olan fabrikalar uyar herhalde.
Büyük ve devlet geleneği açısından sağlam devletler hiçbir şeyi unutmaz. Ne kendi içlerindeki meseleleri ne de diğer devletler ile yaşadıkları münasebetleri. Er ya da geç, mükafatını veya cezasını verir yahut alırlar.
Türkiye Cumhuriyeti'ne, covid-19 diğer adıyla Koronavirüs hastalığı için 2 milyon adet erken tanı kiti göndermiş ve bunun için ücret talep etmemiş devlettir Çin.
Ücret talep etmemelerinin nedeni ise ücretin, daha önce gazi mustafa kemal atatürk ve türkiye cumhuriyeti tarafından ödenmiş kabul edilmesi. Bunu, tarafımıza ilk tanı kitlerini gönderirken belirtmişler.
Atatürk'ün kurduğu hıfzıssıhha enstitüsü, 1940 yılında Çin'de baş gösteren kolera salgını için aşı üretip, Çin'e göndermiştir.
Çin devleti ise bugün bir vefa borcu olarak ilk parti tanı kitleri için ücret talep etmemiştir.
Düzeltme: Yazım Yanlışı.
Ek: Sevgili @esinti 'nin uyarısıyla yanlış bir bilgiyi düzeltmem gerekti. İlk baktığım haber kaynağı, haber metnini kaldırmış. O haber kaynağında 2 milyon test kitinin hibe edileceği yazıyordu. Sözcü ise ilk 50 bin kitin hibe edileceğini yazmış. Geri kalan test kitleri ise 16 dolar yerine 4 dolara türkiye'ye satılacakmış.
sars-cov-2 ile kendisine karşı düşmanlık zeminlerinin hazırlandığı ülke. çin de boş durmuyor elbette propagandalara karşı kendi propagandalarını da hazırlıyor. at izi it izine karışmış durumda.
internetin ne kadar da bilgi kirliliğiyle dolu olduğunu gösteriyor bu durum da.
şimdi; şu bir gerçek ki bu adamlar hakikaten bazı pazarlarda çiyan, akrep falan satıyor. eğer eski sevgilimin bana gösterdikleri olmasa ben de "yalan yhaa!! onlar öyle bir şey yapmıyor!!!" derdim. bu arada evet, çin hakkında tek bildiğim eski sevgilimden edindiğim bilgiler. onun haricinde japon kültürü gibi eğitimini almadım. o sebeple bunlar yöresel de olabilir. çünkü çin'deki eyaletler arasında epey kültür farkı var. shanghai'da yabancı olmanız sorun olmazken, belki de xiamen'de sırf yabancı olduğunuz için sizi bazı mekanlarda görmek istemeyebilirler. tamamen eyalet kültürü ile ilgili. bu durum japonya'da da böyle. fukuoka'da yabancı olmakla osaka veya tokyo'da yabancı olmak aynı şey değil.
ben şu idrarlı yumurta olayına da, kanalizasyondan yağ çıkartma olayına da şüpheyle bakıyorum şahsen. sevgilimden ayrılmasam onları da sorardım.* ama bir bit yeniği var gibi bu işlerde. tamam adamlar çiyan falan yiyor da ben yine de şüphe ile bakıyorum.
ama şu da bir gerçek ki, bir yabancı olarak çin'deki fakir bölgelerine girmeniz pek mümkün değil. geçtim yabancıları, çinliler bile bu bölgelerden haberdar değil. arada sinoloji konferanslarına katılmasam benim de haberim olmazdı. o konferanslar çin konusunda ufkumu çok açtı diyebilirim.
bu sebepten ötürü de bu fakir yerlerde nasıl çok ucuza et yemeği yiyorsunuz bilemeyeceğim gerçekten. martı döner desem bir türlü, demesem bir türlü. ama yukarıda bahsettiğim konferanslarda sunum yapan hocalar sağ çıktıysa demek ki çok sağlıksız değil. ama içinde kimbilir neler vardır.
sonuçta ülkemizde de bir ara insanlara kırmızı biber diye tuğla tozu yedirildi. bunu da göz önüne almakta fayda var ucuz çin yemekleri hakkında tahminde bulunurken.
ama hong kong hakikaten çok ayrı bu ülkeden. sokakta yediğiniz şeyler bile uyduruk değil.