1. henüz resmileşmemiş olsa da, bugünkü akp grup toplantısındaki konuşmada rte'nin ağzından çıkan seçim. erken seçim aslında bu ama başlıkta öyle yazmasın dedim. normalde 18 haziran'da yapılması gereken seçimi 1 ay önceye "zorunluluktan" almak erken seçim olmuyor işte. başka türlü padişahın aday olma ihtimali yok çünkü. ayrıca yok hac kafileleridir, yok öğrencilerin finalleridir, eve gidişleridir, yok ramazan bayramının nisan sonuna gelmesinin fırsatıdır; başka tarih de olamaz gibi geliyor bana artık. "ampule bas, geç"ciler kendi kararlarının nasıl manipüle edildiğinden bile habersiz ama ben yazmış olayım gene de işte.

    büyük ihtimalle şubat ayı içinde, "seçimin mayıs ayında yapılması teklifi" meclise gelecek. muhalefet oylarıyla bu reddedilirse de, en geç 8 mart'ta rte meclisi feshedip seçim maratonunu başlatacak. yani, mart ve nisan aylarında bol bol parti propagandası duyacağız her yerde. şimdiden vaziyet alın.

    hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de meclise girecek milletvekillerinin belli olacağı genel seçimler aynı gün yapılacak. başlığı bölmeye de gerek görmedim. ikisini aynı başlık altında değerlendirirsiniz.

    edit: tarih değişirse girdiyi uçururum, sorun değil. kaynak olarak şunları da aşağıya bırakmış olayım:

    - cumhuriyet'in bu sabahki haberi

    - cumhuriyet'in rte konuşmasından sonraki "biz demiştik" haberi

    - trt'nin rte konuşmasından sonraki haberi
    #283382 lake of the hell | 2 yıl önce
    0seçim 
  2. dönemini de katarsak le başlayan kısmi parlamenter demokrasi tarihimizin sıradaki seçimi olmakla beraber, 'nin 13. cumhurbaşkanını belirleyecek olan seçimdir.

    dönemini içine katarak, günümüze dek süren serüvenimizde olgusu bence hiçbir dönem kavramsal olarak anlaşılamamakla beraber; düşünce devrimlerinin yaşandığı dönemlerde, hatta ve hatta günümüzde bile ile eşdeğer tutulacak şekilde çizildi. siyasilerin elinde eğildi, büküldü, birilerinin dediği gibi "amaç" değil de "araç" olarak görüldü.

    2023 senesinde bile bazı düşüncelere, görüşlere, itirazlara denk gelince, siyaseten yeterince eğitilip yetiştirilememiş bir toplumsal yapının halen daha varlığını sürdürmekte olduğunu üzülerek gözlemliyor insan.

    Gerek düşün dünyasında, gerek siyaset arenasında hayali dahi kurulamayacak ölçüde reformist politikalarla, askeri başarılarla, toplumsal devrimlerle bizlere miras bırakılmış ve en temel mız olan "seçme ve seçilme hakkı" nı hangi sebepten ötürü olursa olsun kullanmamak günümüz dünyasında kabul edilebilir bir tavır değil.

    Türkiye'deki seçim yasasının, hatta daha doğru bir ifadeyle zorbalığın, nin sistemsel gereksinimlerini ve altyapısını karşılamadığına katılıyorum fakat bir oturup düşünün. Hangi görüşten olursanız olun, hiçbir görüşünüz olmasa da oturun düşünün : tarih boyunca sadece biat etmeye alıştırılmış ve kul olmaktan gurur, memnuniyet duyması gerektiği öğretilmiş ve yüzyıllardır neredeyse hiç değişmemiş çağdışı bir zihniyete karşı mücadele edebilmek, geleceğimizi tayin edebilmek için yapabileceğimiz ne var ? konuşabileceğimiz neresi var ?

    Modernleşen Türkiye tarihini ilan eden ve ’nin temel dayanağını oluşturan ilkeyi ve anayasal maddeyi unutmayalım:



    Not : işbu girdi Herhangi bir yazarla, görüşle polemiğe girmek için değil; 2023 senesinde olmamıza ve sistem olarak bu kadar kısır bir girdaba sıkıştığımız bir dönemde hemen her yerde okuduğum, gördüğüm, denk geldiğim tavırlardan ötürü duyduğum üzüntüden dolayı yazılmıştır. Her görüşe, hatta apolitik davrananlara bile bir nebze saygım var ama inandığı değerler uğruna veya reddettiği / itiraz ettiği şeyleri değiştirmek için elindeki en temel yurttaşlık hakkını kullanmayana saygım yok.

    son olarak:

    "bir ülkede demokrasi olduğuna hükmetmek için seçimle iktidara gelmek değil, seçimle iktidardan gitmek daha önemlidir."

    (bkz: )





    #283639 becoolnotfool | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0seçim 
  3. her seçimde söylendiği gibi, en kritik seçim bu abicim. muktedir olmayan tüm çevrelerin en geniş muhalif yelpazede buluşması elzem. aday beğenmeme şımarıklığı yapanların demokrasiden anladıkları tek şey seçimden seçime "aa hakkım vardı lan benim, hadi kullanayım" olduğu için aday beğenmemeleri şımarıklıktır. siyasi liderleri anlarım da düz vatandaşın adaylar üzerine bu kadar kafa yorması enteresan. karizmatik lider seviyoruz biz herhalde milletçe. sisteme, vaat ve planlara değil direkt 'adam'a oy veriyoruz falan. bunu kırmak gerekiyor ülkenin geleceği için, kılışlar o açıdan (kendi adaylığını diretmesini kenara koyarsak) faydalı bir iş yapmaya çalışıyor. bazı noktalardan bakıldığında bu diretme kenara konacak bir şey değil, o ayrı.

    hdp, tip ve birkaç partinin daha yer aldığı ittifak ile zafer-memleket grubunun ayrıca aday çıkarma planları ise beyhude birer gösteri olacaktır. belki seçimi ikinci tura bırakıp erdoğan'ın üçüncü cumhurbaşkanlığı dönemine (bu da ayrı mesele) zemin hazırlayacaktır. izleyip göreceğiz. "onların oyu fazla diye bizim söz hakkımız yok mu" diyebilirsiniz. evet, yok diyeceğimdir ben de. en azından şimdilik bu sistemde yok. ister rüzgarı arkasına alanla ister eski usul diretenle, bir şekilde aynı yelpazeden abanmayı bilmek gerek.

    94 ibb seçimine dönerse iş şöyle manzaralarla karşılaşabiliriz.
    #283999 kraftwerk | 2 yıl önce
    0seçim 
  4. Cumhur ittifakı kazanırsa lafı hiç dolandırmaya gerek yok artık. açık alanda şırıngayı çıkarırlar ve kıçımızdan kan çekerler.

    yukarıdaki girdide de belirtildiği gibi fanteziye gerek yok en PragMatik seçimi yapmak zorunda bu iktidardan kurtulmak isteyen herkes.

    Bu iktidar değişmeden bu ülkede hiçbir şey değişmez ve tartışılamaz bunu çok iyi anlamak lazım. Askeriyle, yargısıyla, polisiyle ve bürokrasisiyle devletin kendisi olmuş bir iktidar var karşımızda çünkü.

    En azından güçler ayrılığı, parlamento, DPT'nin yeterli olmasa da yeniden güncellenmiş bir versiyonu, şeffaflık, kişisel hak ve özgürlüklerin garantisi, özerk devlet kurumlarının yeniden tesisi için; muhalif kesimlerin bir bayrak altında toplanması şart.

    Bence de bir takım kişisel istekleri bu seçimlik ertelemek lazım yoksa her şey şimdiki tiranlığa yarayacak.

    Gönül isterdi işleri hiç buraya getirmeyecek bir toplum olsaydı da bunları hiç konuşmasaydık ama gidilecek çok yol var maalesef.

    6 sene önceki düzenini mumla arayan başka bir ülke yoktur herhalde. Kendi tüm yasal güvencesini bir iktidara devreden Nazi almanya'sı dışında başka bir toplum da yoktur herhalde.

    Tam bir trajedi anasını satayım.
    #284000 migfer tokmakel | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0seçim 
  5. olabilir, olmayabilir de. yani rte tarafından 14 mayıs teklif edildi fakat henüz tbmm'den bu yönde karar çıkmadı. büyük ihtimal önerilen tarihte gerçekleşecek seçim. diğer partilerin de itirazı yok. ama yine de ihtimal kapısını aralık bırakmak lazım.
    #284006 laedri | 2 yıl önce
    0seçim 
  6. Hala henüz resmileşmemiş ama ysk'nin çalışmalarına başladığı seçimin tahmini tarihi. Erdoğan'ın 10 mart'ta açıklaması bekleniyor. Bu girdinin esas konusuysa son birkaç günde gerçekleşen olaylar. Hangi başlığa yazacağımı bilemedim o yüzden buraya yazıyorum. Gerçekleşen çalkantılar hepinizin malumu (meral akşener'in çıkışı, aday açıklama durumu vs.) O yüzden olayi pek de tanıtmadan kendi görüşlerimi yazmak istiyorum.

    Meral akşener'in yaptığı çıkışın iki tane yanlış kısmı vardı bana kalırsa. Birincisi tarihi ikincisiyse imamoğlu'na ve yavaş'a çağrı yapmasıydı. Bu çıkışın tarihi yanlıştı çünkü seçime iki ay kalmışken yapılan bu çıkış başka bir zaman yapılsa çok daha yararlı olabilecekken şu an pek de işe yarar mı emin değilim. Ayrıca kılıçdaroğlu'nun aday olma sevdası olduğunu benim gibi sade vatandaş bile bir senedir biliyorken akşener'in bu çıkışı bu kadar bekletmesini çeşitli sebeplerle anlayabilirim ama doğru bulmuyorum.

    İmamoğlu'na ve yavaş'a yaptığı çağrıysa tam bir facia. Başka bir partinin üyesi olan iki belediye başkanına böyle seslenmesi, kendi siyasi hayatının yanında, bu başkanların siyasi hayatına bir problem sokmasına sebep oldu. İmamoğlu veya yavaş şu anda bu çağrıya cevap verirlerse bir kısım insanı karşılarına alacaklar. Eğer cevap vermezlerse yine bir hizibi karşılarına alacaklar. Zaten bu iki potansiyel adaya da yeterince saldırılıyorken onları böyle bir polemiğe atmak gerçekten bana saçma geliyor. Ayrıca chp'nin kendi işine karışması da çok büyük bir moronluk bana kalırsa.

    Kemal kılıçdaroğlu da masum değil yalnız, bunu söylemeliyim. Meral akşener yaptığı açıklamada bilimsel ve iktisadi bir yöntem kullandıklarını söyledi ama buna rağmen çalışmalarına kulak asılmadığını, altı partinin ortak anket çalışması yapması fikrineyse şiddetle karşı çıkıldığını ekledi. İşte burada kemal kılıçdaroğlu haksızdır. Bilimden uzak kalmak, matematiği hiçe saymak çok büyük bir problemdir. Ayrıca kendisinin adaylık sevdası da en az meral akşener'in çıkışı kadar muhalefeti "bölen" bir durumdur. O yüzden tüm "bölücü" yaftasını -bu lafı hic sevmem kullanan herkes bana portatif tayyipcikler gibi geliyor- akşener'e yapıştırmıyorum ben. Ayrıca kendisine demokrat diyenlerin de demokrasiden hiç haberi olmadığını düşünüyorum. Winston churchill bile partisinin basında 15 yıl kalmışken -ki churchill'in bu kadar uzun kalmasının sebebi de ikinci umumi harptir, onun dışında bu kadar uzun kalan biri neredeyse yok.- kendisinin 13 senedir chp'nin başında olması bana hiç demokratik gelmiyor. Bir insanın 13 sene bir koltukta oturup kendine demokrat demesi nereden baksanız tutarsızlıktır, aynı erdoğan'ın durumu gibi. Kendisinin türkiye'ye bir "demokrasi dersi vermesi" gibi bir durumsa bence yoktur çünkü demokrasi halkın iradesini dinlemektir, anketleri susturmak değildir. Burada bir çeşit hoşgörü ikilemi çıkıyor ortaya. Demokrasi için demokratik olmamak kabul edilebilir mi?

    Kısacası bu olayın özünde (istatistik biliminin dikkate alınması) meral akşener haklıdır ama bu çıkışı basiretsizce, zamansızca ve yanlış şekilde yapmıştır. Muhtemelen erdoğan'ın karşısına da kılıçdaroğlu çıkacaktır ve seçim ikinci tura kalacaktır. Ikinci turuysa hdp'nin, anti-kılıçdaroğlu tayfanın ve ilk turda sandığa gitmeyenlerin tutumları belirleyecektir. O yüzden o konuda bir fikrim yok ne olacağına dair. Umarım hepimiz tayyip'in gitmesi gerektiği konusunda hemfikir oluruz. Sonumuz Buridan'ın eşeğine benzemez inşallah.
    #284715 kayser sose | 2 yıl önce
    0seçim 
  7. kemal kılıçdaroğlu'nun ilk turda kazanacağı ve herkesin epey şaşıracağı bir seçim olacaktır.
    #284818 uia | 2 yıl önce
    0seçim 
  8. hadi herkese geçmiş olsun ; maviliklere...

    #285080 becoolnotfool | 2 yıl önce
    0seçim 
  9. amen.
    #286550 migfer tokmakel | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0seçim 
  10. 1 gün sonra yapılacak türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden biri, dönüm noktası olacak seçimdir. %53 gibi bir oranla kılıçdaroğlu'nun kazanacağını düşünüyorum, bu karanlıktan, bu çürümüşlükten kurtulmak dileğiyle, hayırlara vesile olsun.
    kendi yaptığım, olanları hatırlatma videosu: www.youtube.com/...
    #286558 swot | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0seçim 
  11. Bana çok garip duygular hissettiren seçim. Bugün 13 mayıs ve benim içimde sanki üniversite sınavına ya da üniversitenin mülakatına giriyormuşum gibi bir gerginlik var. Birebir aynı hisleri yaşıyorum ve hatta aynı hisleri bastırmak için hala aynı şarkıyı ( oya, bora - sevme zamanı) dinliyorum. Yine aynı "keşke bir an önce olsa artık beklemek istemiyorum" düşüncesi var üstümde.

    Biraz iç döktüğümün farkındayım ve galiba tanım da yapmadım ama şu an irrasyonel bir düşünce akışı içindeyim o yüzden çok da umrum değil. Tek isteğim bu cehennemin, bu cennetin, bu memleketin iyiliği ve salahiyeti. Daha az cehennem olması temennisiyle doluyum. İyi olacak diye düşünmek istiyorum, onuncu yıl marşımızı doya doya söylemek istiyorum, siyasi gündemin yavaşlamasını ve kafami tekrar işe ve okula vermek istiyorum. Yeryüzü aşkın yüzü olmasa da nefretin yüzü olma miktarını azaltsın istiyorum. Ölüm bize daha fazla yaklaşmasın istiyorum ve bir kez, eğer varsa en azından bu kez, kader bizden yana dursun istiyorum. Göğsümü gere gere "memleketim be kardeşlerim. Memleketimiz!" Demek istiyorum. Artık "her şeye rağmen seviyorum bu ülkeyi" demek değil "bir şeyler sayesinde seviyorum bu ülkeyi" demek istiyorum. O güzel bayrağımı almak ve sevdiklerimle yürümek istiyorum. Zulüm bitmese de azalsın, adalet tam olmasa da biraz daha yerini bulsun istiyorum. Benim küçük kardeşim tam olarak hiçbir zaman güvende olmayacaksa da sokakta hiç değilse daha güvende olsun istiyorum. Hayati ve dünyayı biraz daha sevmek istiyorum ve tek istediğim ufak bir neden. Sakallarımı artık kesmek ve rahatlamak istiyorum. Uzun lafın kısası artık bir şeyler değişsin istiyorum. Çok fazla şey istiyorum farkındayım ama malum, hırslar sınırsız kaynaklar sınırlı. Umarım bundan 48 saat sonra isteklerimin bir kısmının dahi olsa gerçekleşme ihtimalinin arttığını düşünebilmem için bir nedenim olur.
    #286567 kayser sose | 2 yıl önce
    3seçim 
  12. yukarıdaki girdilere yoğun duygularla eşlik ediyorum.
    hatta 'nin üniversite sınavına girecekmişim gibi tanımı inanılmaz doğru. tam da aynı karışık hisler içindeyim. geleceğimin şekilleneceği, ne olacağımın belli olacağı bir güne saatler kalmış durumda.
    içimde büyük bir heyecan ve büyük bir telaşlı bekleyiş var.

    eğer istediğim gibi olmazsa çok şey kaybedeceğim.
    en başta çok dost kaybedeceğim, çok yakınım, arkadaşlarım buradan gidecek. hatta ben bile oturup artık bunu çok ciddi düşüneceğim, daha doğrusu planlayacağım.
    kimseyi kaybetmek istemiyorum. ülkemden vazgeçmek istemiyorum.

    çok olursak, daha da çoğalırsak, "bir kereden bir şey olmaz"cıları, "telefonunu göster"cileri, "başörtülü bacımın.."cıları, kutsal kitaplara el basıp yemin eden uyuşturucu baronlarını, kafanı kaldırmadan çalıştığın sınavın sorularını çevresine verenleri, "doktor göremiyorduk bak şimdi dövüyoruz bile" diyenleri, "sıfırla babacım"ları, "kadın mı kız mı belli değil"cileri, "ananı da al git"leri, "hamile kadın sokağa çıkmasın"ları...... zamanla yok edebiliriz diye hissediyorum.

    hayatımın yarısını aldıkları bu süreçte terörist oldum, sürtük oldum, adi oldum, çapulcu oldum, Geri zekalı, haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, eşkıya, çürük, siyasi eşkıya, haysiyetsiz, onursuz, sanatçı müsveddesi, edep fukarası, ahlaksız, haysiyet celladı, kan emici… oldum. her gün uyandığımda, her düşündüğüm isyana, hissettiğim duyguya bir hakaretle mazhar oldum.

    3000 kişilik devlet lisesinde okudum, özgür bir üniversitede okudum, taksim-pera civarlarında çalıştım, 19 mayıs'ta spor yaptım, kadıköy'de, kızılay'da eğlendim, bu kadar hakareti bir arada hiç bir yerde duymadım.

    bir kadın olarak gün be gün elimden alınan haklara karşı daha da savunmasız oldum.
    lise yıllarımda tunalı'dan ayrancı'daki evimize gece vakti, çakır keyif şarkı söyleyerek gittiğimiz zamanlar ne kadar özgür olduğumuzu hiç düşünmemiştim.
    o günlere bir daha hiç dönemedim.

    ankara sokaklarında tüm bu yıllar boyunca gittikçe artan zenginliğe şahit oldum.
    envai çeşit suv araçların içinde, ince bantlı ayakkabılı, renkli ojeli pedikürlü ayaklar, cart pembe rujlar yeşil farlar, takma kirpikler italyan marka başörtülerin altında salınmaya başladı.

    pantolonlar kısaldı, parlak deri ayakkabıların burunları uzadı, internetten bu neymiş diye baktığım arabaların içinde çakarlarla yanımdan geçip gittiler.

    ikisi de mühendis arkadaşlarım bir türlü toparlanıp da evlenemedi. birlikte yaşadıkları eve manavdan aldıkları kasalardan kitaplık yaptılar.
    onlar yeni doğmuş bebeklerine tek taş takıyordu.

    benim dövmeme laf eden adam evde karısının kardeşine tecavüz ediyordu. ben görüntüde günahkardım kafadan, adam akşam namaz kılıp aklanıyordu. ben ve benim gibiler cehennemde yanacaktık.
    şortum kısaydı, içki içiyordum katlim vacipti.

    hiç aklım almadı. adını demokrasi koyduğumuz şey bu olmamalıydı. benim haklarımın yok edildiği, benim iş gücümün değersizleştiği, benim paramın eridiği, benim çabalarımın kimsenin umurunda olmadığı bu dünyanın adı demokrasi olamazdı.
    "benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?" diyen kadın sadece manken diye topa tutuldu, haksız mıydı?
    celal şengör'ün oyuyla, "telefonunu çıkar" diyen dayının oyu aynı mı? aynıydı.
    sayıları gittikçe çoğaldı.

    çünkü doğum kontrolü denen şey bilinçli insana vardı, bu çocuk doğacak da ne giyecek, ne yiyecek diye düşünen adam, az üredi ya da üremedi.
    diğeri sallamadı, 3 yaptı 5 yaptı, hepsi büyüdü.
    bilinçli adamın çocuğu azınlıkta kaldı, bilinçli adam aç kaldı.

    ama aklımın asıl almadığı nasıl oluyordu da hiç sesimiz çıkmıyordu, nasıl oluyordu da görüyorduk, biliyorduk ama susuyorduk.

    haksız yere konduğu hapishaneden kaçmaya hiç çalışmayan bir insan olabilir miydi ya?
    vardı işte.
    hem de bir değil, milyonlar vardı.

    bekledik, hepimiz bekledik.
    yan hücrelerde arkadaşlarımız öldü, sustuk, sıramızı bekledik, elbet bir şeyler olacak diye bekledik, elbette masum olduğumuz anlaşılacaktı ve hücremizin kapısı açılacaktı.
    ama açılmadı.
    biri o hakime söyleyecekti, o da karar verecekti. biliyorduk.
    hani işte, yoktu, hiç olmadı.

    şimdi biz hepimiz o hücrelerden çıkabiliriz. hepimiz tek ses haykırabiliriz. hepimiz kimi hakim, kimi savcı yapacağımızı seçebiliriz.
    öyle bir andayız ki o kapılar sadece yarın açık olacak ve ardımıza bakmadan kaçmamız için son şansımız.

    ondan sonrası hallolur.
    yeter ki kimsenin bir şey demeye cesaret edemeyeceği kadar kalabalık olalım.
    sakın orada beklemeyin, çıkın, herkesin çıkması gerekiyor.
    adım gibi biliyorum, kimse beni oradan çıkarmaya gelmeyecek.

    şarkıyı unutmuşum;
    www.youtube.com/...


    #286568 la campanella | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0seçim 
  13. Türkiye tarihinin en kritik seçimidir. 2 saat falan zor kestiririm bu heyecanla.
    #286574 Sabbracadabra | 2 yıl önce
    0seçim 
  14. evde oy kullanacak üç kadın var. dolapları altüst ettik. konseptine uygun olarak dallı güllü, en çiçekli ne kıyafet varsa onları giydik. birazdan sandığın yolunu tutacağız.
    #286598 laedri | 2 yıl önce
    0seçim 
  15. Türkiye Cumhuriyeti'nin 2. yüzyılına girdiğimiz süreçte en bahar verici sonucun sandıktan çıkmasını dilediğim seçim.

    oyumu sakarya'da kullandım ve şu an Ankara'ya doğru yola çıkmış bulunmaktayım. adeta içim içime sığmıyor, çocuksu bir hevesle doluyum. sürekli spotify'dan başkanımın seçim playlistini dinliyorum. güzel günler göreceğiz, inanıyorum.
    #286600 skandal | 2 yıl önce
    0seçim 
  16. 2002'den bugüne kadar yapılan hiçbir seçim sonucunu bilemedim. bu seçim için tahminim kemal kılıçdaroğlu'nun %53-56 arası bir oyla cumhurbaşkanı seçileceği yönünde.

    milletvekilliği seçimlerinde ise sonuçların aşağıdaki gibi olacağını düşünüyorum.

    chp%34
    akp %32
    iyip %13
    hdp %10
    mhp %6
    tip % 1,3
    diğer %3,7

    millet ittifakının parçası chp ve iyip bazı illerde tek listeyle seçime girdi. ysk'ye "bu illerde millet ittifakı adını kullanabilir miyiz?" diye sordular ysk talebi reddetti. bu karar millet ittifakı için değil emek ve özgürlük ittifakı için çok önemli ama kimse gündeme getirmedi. hdp/ysp'nin tek olarak girdiği yerlerde aldığı yüksek oylar emek ve özgürlük ittifakına yazılmayacak büyük ihtimalle. hdp/ysp ve tip'in ortak girdiği geri kalan yerlerde ilkinin %5,5 ikincinin % 1,4 oy aldığı durumda ysk tip'in barajı geçememesi nedeniyle seçilen milletvekillerininin seçilme hakkını gasp etmesi söz konusu olabilir. meclis seçim sonuçlarına göre millet ve cumhur ittifaklarının milletvekili sayılarının yakın olması durumunda dört beş milletvekilinin cumhur ittifakına geçmesi dengeleri değiştirebilir. farkın büyük olması durumunda da seçilme hakkı engellenmiş/ gasp edilmiş olur. tabii ysk'nin böyle bir karar alması durumunda büyük bir mücadele başlığı açılır. bunu şimdiye kadar yazmamamın sebebi birinin bu bilgi nedeniyle tip yerine chp'ye oy atmasına yol açma ihtimaliydi. tip'e oy vermedim. niye vermediğimi nickime bakarak anlayabilirsiniz. ama hiç milletvekili çıkaramasa dahi tip'e verilen oy chp'ye verilen oydan bin kez daha değerli benim için.
    0seçim 
  17. İçimde kötü hisler yaratan seçim. Sanki bir dejavu yaşıyorum.
    0seçim 
  18. kemal kılıçdaroğlu'nun kazanması durumunda batıkent sokaklarında şu şekilde bağıra bağıra gezeceğim seçimdir.
    #286607 bachophile | 2 yıl önce
    0seçim 
  19. hala ilk turda bitme ihtimali olduğunu dusunduğum seçimler, bugun sandikta gönüllü olarak gözetmenlik yaptim saat 10'a kadar, iktidarin kalesi olarak bilinen bir ilçe burası fakat muhalif sandik görevlileri dahi burdaki sonuclari az cok bildiğinden sonuç ne ise tüm parti görevlilerininde desteğiyle saygı çerçevesinde sayimlari bitirdi tek tek kimsenin şuphe kalmayacaği şekilde ve burda bile 2018 secimlerine oranla sinan oğan'ın oyları dahil edilmeden bile muhalefet liderinin 5/1 den 3.2/1 gibi bir fark kapattığı ortada yani burda en azından benim gözetmen olduğum okulda oylar muhurlenene kadar bir stress yaşamadan saygı çerçevesinde bitti, fakat işin çok farklı bir boyutu da var cuneyt ozdemir'in yayininda belirttiği rakamlardan yola çıkarak muhalefet liderinin açık ara farkla kazandığı yerlerde 8-9 kere tekrar saydırarak sisteme girilmesi geciktiriliyor ve 5-6 milyon oy açıklanmadı gibi görünse bile aslında tekrar sayılan ve muhalefet liderinin onde olduğu yerler de dahil edildiğinde fazladan bir kaç milyon oy daha olduğu söyleniyor.

    yani çok değişik durumlar yaşıyoruz, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde bu süreç ağırdan alınıyor sanırım, kimseyi zan altında bırakmak istemem fakat bu işin arkasında ne olduğunu umarım kısa sürede öğrenebiliriz ve herhangi bir karmaşa, şiddet olayı olmadan bitirebiliriz seçimi, umudunuzu kaybetmeyin.


    #286608 isthatnotokey | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0seçim 
  20. ilginç olayların döndüğü seçim.

    %49,50 oy oranını kabul edip susan bir rte bana hiç doğal gelmiyor. adam kalpten gitti de yerine dublör falan mı koydular acaba?

    ikinci ilginçlik ise . adamın oy oranı sabit kaldı en başından beri, hiç değişmedi. tek bir sandık bu adama mı çalıştı ne oldu?
    #286614 bachophile | 2 yıl önce
    0seçim 
  21. akp seçmeninin tepki oyunu mhp'ye verdiğini gördük. yrp, deva, gelecek ve sp'den daha çok akp'den oy çaldı.
    memleket partisinin oyu kime gitti belli değil. chp, akp'nin en güçsüz olduğu zamanda bile oyunu arttıramadı.

    bütün tahminleri, analizleri boşa çıkaran bir seçim oldu. hadi hayırlısı...
    #286622 biri beni silksin | 2 yıl önce
    0seçim 
  22. sonuçlardan da bağımsız olarak herkes "ikinci tura kaldı" diyorsa cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalmıştır. bu seçimde 18 saat çalıştım. 28 mayıs'ta 36 saat çalışmamızı sağlayacak olan da 14 mayıs sabahı içimizdeki umudun diri tutulması olacak. bu öyle, aman hiçbir şey bitmedi daha, demekle olmaz elbette.

    sandık güvenliğinde görevli/gönüllü vatandaşlar bilir. sandık çevresinde kimsenin türkiye genelinde oy oranlarını takip etme fırsatı olmuyor. zaten anadolu ajansı akp'yi %121'de falan başlattığı için merak da etmiyorlar. akpliler bile umursamıyor o manipülasyonları. fakat o vatandaş gece vakti evine gidip ertesi sabah işe gideceği için uyumadan önce yarım saat haberlere bir göz atınca ne kadar yorulduğunu anlıyor. beklentisi karşılanmamıştır. "ben mi gözümde büyüttüm yoksa bir hile var mı" gibi şeyler düşünür. 2018'deki gibi ortada bırakılmış olmaktan korkar falan. yani kendi umudunu kendi kendine canlı tutamaz.

    kılıçdaroğlu, imamoğlu, yavaş, akşener, emek ve özgürlük ittifakı ve artık başka kim varsa her birinin görevi devam ediyor. seçmenini, gönüllüsünü, çalışanını duygusal anlamda zinde tutmak ve ikinci turu kazanabilmek üzerine rasyonel çareler aramak zorundalar. ayrıca sandık kurullarında bulunan üyelerini eğitebilmeyi denerlerse memnun olurum. sandık kurularının birçoğu koridorlarda avukat arıyordu soru sormak için.

    ayrıca millet ittifakının da emek ve özgürlük ittifakının da oy oranları beklentileri karşılamadı. hatta kimilerine göre başarısız sayılabilir. net konuşabileceğimiz yalnız şu var, akp'nin oyları erimemiş mhp'ye kaymış. sebebinin yalnızca hüdapar meselesi olduğunu düşünmüyorum fakat bu kaymadaki motivasyonu da tam olarak anlayamıyorum.

    yorulduk. kafalar da yazılar da karışık. iki hafta sonra görüşürüz.
    #286624 kraftwerk | 2 yıl önce
    0seçim 
  23. "elimizde bir koz var, o da direnç kırmak" algısını daha da yoğun şekilde gösterdikleri bir seçim süreci yaşandı dün, gözlemlerimden birisi buydu.
    Akşamın 7sinde yüksek ses kornalı araçlarla tur atmaya hazırlanmak olsun, oy sayma sürecinde yaptıkları "sevimli" ikiyüzlülükleri olsun, daha sayılacak çok şey var ama ben de insanım takdir edersiniz ki, yorgunum..
    Kıssadan hisse en başta kurduğum cümleye dönüyorum ; direnç kırmak onların elindeki en büyük koz. Burda ve her yerde de okuyorum, duyuyorum, görüyorum. Bitti, bir daha oy vermeye gitmem, ydışına kaçıyorum vs vs vs
    O işler öyle olmuyor arkadaşlar, alt metninde çok detay var elbet ama yorgunum. Buna rağmen direnç kırmak isteyenlere karşın kırılmayacak o direncim, yıllarca nelere göğüs germişiz zaten, böyle abidik gubidik şeyler etki bile edemez (bana göre)
    Direnci kırılanlarla da inanın ne yanyana geliyorum, ne konuşuyorum, ne de uzatıyorum.. isterse annem-babam olsun, fark etmiyor.
    Son 2 hafta, o direncin kırılmaması lazım her ne olursa olsun, 'irade gösterilmeyen yerde kazanım yoktur.'
    bu yazdıklarım hem iç döküş hem de ufak bir yorumlamadır.
    Çok uzun cümleler kurmuyorum belki de kuramıyorum artık, gerçi şikayetçi de değilim.
    Bu biraz uzun oldu, eyvallah.
    #286627 beth lawless | 2 yıl önce
    0seçim 
  24. İlişki durumum gibi olan seçim. Sürekli "Lan acaba bu sefer olur mu? " Diye ümitlenip hüsranla bitiyor hep.

    Ve her seferinde klasik Aziz Nesin ve Ömer Hayyam alıntıları ile, "Bu ülkeden bir bok olmaz. " İle ve "Bu ülkeden gidecem. " Lafları ile bitiyor sonu.

    Sonra yine ümitleniyoruz ve yine hüsran.

    Bu ülkenin temel sorunu, kim nasıl ayarladı bilinmez ama, kampların asla ve asla yer değiştirmemesi.

    Sayı olarak Total muhalif insan daha fazla aslında kağıt üstünde ama o muhalif kesim asla bir kesimde yer almıyor.

    Şimdi mesela Atatürkçülüğün ve Türkçülüğün son kalesi olarak görülen Ata İttifakı adayı Sinan Oğan ikinci tur için hala pazarlık konuşuyor. Milliyetçilerin takıntıları bir geçmedi, Hdp de hdp anasını satayım.

    Bunlar için bu iktidarın gitmesi ve daha demokratik bir ortam HDP mevzusundan daha az önemli mesela.

    Ha benim umudum yok, bir şekilde anlaşsalar bile o kitle Kılıçdaroğluna oy atmayacak. Yine kaybedeceğiz.

    Bir daha da ümitlenmeyeceğim demek ve gerçekten uygulamak istiyorum.
    #286631 mylipsyourlipsapocalypse | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0seçim 
  25. a haber tarzı kanalların hakkında umutsuzluk yayma propagandalarına başladığı seçim.

    muhalif kesim de çok güzel yutuyor bu yemi.
    #286646 bachophile | 2 yıl önce
    0seçim