osmanlı devleti dönemini de katarsak ikinci meşrutiyetle başlayan kısmi parlamenter demokrasi tarihimizin sıradaki seçimi olmakla beraber, türkiye cumhuriyeti'nin 13. cumhurbaşkanını belirleyecek olan seçimdir.
ittihat ve terakki cemiyeti dönemini içine katarak, günümüze dek süren demokrasi serüvenimizde muhalefet olgusu bence hiçbir dönem kavramsal olarak anlaşılamamakla beraber; düşünce devrimlerinin yaşandığı dönemlerde, hatta ve hatta günümüzde bile vatan hainliği ile eşdeğer tutulacak şekilde çizildi. siyasilerin elinde eğildi, büküldü, birilerinin dediği gibi "amaç" değil de "araç" olarak görüldü.
2023 senesinde bile bazı düşüncelere, görüşlere, itirazlara denk gelince, siyaseten yeterince eğitilip yetiştirilememiş bir toplumsal yapının halen daha varlığını sürdürmekte olduğunu üzülerek gözlemliyor insan.
Gerek düşün dünyasında, gerek siyaset arenasında hayali dahi kurulamayacak ölçüde reformist politikalarla, askeri başarılarla, toplumsal devrimlerle bizlere miras bırakılmış ve en temel yurttaşlık hakkımız olan "seçme ve seçilme hakkı" nı hangi sebepten ötürü olursa olsun kullanmamak günümüz dünyasında kabul edilebilir bir tavır değil.
Türkiye'deki seçim yasasının, hatta daha doğru bir ifadeyle zorbalığın, çoğulcu demokrasinin sistemsel gereksinimlerini ve altyapısını karşılamadığına katılıyorum fakat bir oturup düşünün. Hangi görüşten olursanız olun, hiçbir görüşünüz olmasa da oturun düşünün : tarih boyunca sadece biat etmeye alıştırılmış ve kul olmaktan gurur, memnuniyet duyması gerektiği öğretilmiş ve yüzyıllardır neredeyse hiç değişmemiş çağdışı bir zihniyete karşı mücadele edebilmek, geleceğimizi tayin edebilmek için yapabileceğimiz ne var ? konuşabileceğimiz neresi var ?
Modernleşen Türkiye tarihini ilan eden ve türkiye büyük millet meclisi’nin temel dayanağını oluşturan ilkeyi ve anayasal maddeyi unutmayalım:
Not : işbu girdi Herhangi bir yazarla, görüşle polemiğe girmek için değil; 2023 senesinde olmamıza ve sistem olarak bu kadar kısır bir girdaba sıkıştığımız bir dönemde hemen her yerde okuduğum, gördüğüm, denk geldiğim tavırlardan ötürü duyduğum üzüntüden dolayı yazılmıştır. Her görüşe, hatta apolitik davrananlara bile bir nebze saygım var ama inandığı değerler uğruna veya reddettiği / itiraz ettiği şeyleri değiştirmek için elindeki en temel yurttaşlık hakkını kullanmayana saygım yok.
son olarak:
"bir ülkede demokrasi olduğuna hükmetmek için seçimle iktidara gelmek değil, seçimle iktidardan gitmek daha önemlidir."