1. kulzos kendi kendisini otomatik olarak yedekler. 2. yedekleme olayı abartıldığında sunucuda yer kalmaz. 3. sunucuda yer kalmayınca veritabanı daha fazla kayıt kabul edemediği için bu duruma itiraz eder. 4. veritabanının gönlünü yapmak için ilave yer açmanın yöntemlerinden birisi kapasite arttırmaktır. 5. kapasite arttırılır. 6. kapasite arttırıldığında sunucunun yeni kapasiteyi işleme alabilmesi için yeniden başlatılması gerekir. 7. yeniden başlatılan sunucuda ubuntu apache sunucusunu yeni doğmuş bebe gibi pürüpak bırakır. 8. o esnada şahsım ssl'in de süresi doluyor ssl'i de yenileyelim hazır çökmüşken der. 3 ayı kalan ssl 10 senelik hale gelir. 9. tüm bunlara dayanamayan sunucu oyun bozanlık yapar ve hiçbir siteyi açmıyorum diye inatlaşır. 10. bu yaştan sonra bir de ubuntu mu öğreneceğim der olayı canarslan12 ye devrederim. 11. kulzos geri gelir.
tüm bu aşamalar günlük mesai sürerken gerçekleştiğinden elbet zaman alır.
gün boyu ulaşılamayan siteydi. sorun neyse halletmişler ve eski sağlığına geri dönmüş. bi' ara bi' açıklama yazarlar da, benim gibi "ne oldu ki şimdi?" diye merak edenleri de rahatlatırlar. bu girdinin nedeni de bu zaten; dürtmek.
ilk girdimi bulamadığım sözlük. Kural ihlali gerekçesiyle ilkimi yok eden moderatörleri vardır. sitemkarım onlara. İlk girdim ile bu girdim arasında geçen zamanda çok şeylerin değiştiğini düşünürken hiçbir şeyin değişmediğini de fark ettirdi bana burası. ya da biz (kendime saygım var) öyle sandık.
yazarlarından en az yarısını, arzuladığımın yarısı kadar bile tanımadığım ve yarısından azını hak ettiğinin ancak yarısı kadar sevebildiğim site.
şu an çalıştığım, kurtulmak için çok çaba sarf ettiğim ama yine de kaçamadığım iş yerimi de bana hediye etmiştir bu site. uzun hikaye ama.*
bir de burada hep asyafil kimliğimle var olsam da, son zamanlarda çok değiştim. yerin dibine batsın asyası diyorum. keşke italyan dili okusaymışım diyorum (gerçekten). ama artık asya'dan kaçış yok ne yazık ki. her yerde asya konusunda uzmanlığımla öne çıkıyorum. kilisede bile "bu çocuk çince biliyor" diyorlar beni başkalarıyla tanıştırırken.*
ilk girdisini girdiğimden beri başıma türlü işlerin geldiği web sitesi.
hayat beni dövdü. Evire çevire dövdü. Arada bir yanaklarımdan öptü. Sonra yine dövdü. Kıvırdı çevirdi yine dövdü.
Başıma gelenleri anlatsam bazı maddeler kulağa komik gelir ama yemin ederim yaşarken hiç komik olmuyor.
Bazıları bildiğin drama, ama yemin ederken gözlerimden bir damla bile yaş gelmedi. Çünkü hayat beni bi dövdü bi dövdü artık uyuştum.
Ama allah var, yanağımdan öptüğü de oldu.
ilk girdiyi yazığımdan beri hayat 2x hızla ilerledi. Tabi böyle olunca 2x hızla dayak yedim hayattan. Ucuz karate filmleri gibi. pata küte. siyah beyaz film gibi. siyah beyaz bir de. charlie chaplin filmlerinde jackie chan oynamış gibi düşünün. Siyah beyaz ucuz karete filminde pıtı pıtı yedim dayağımı.
Daha da düzen tutturamadım, yakın zamanda da tutturabilecek durumda değilim.
Yaşlandım be.
Bir sözlük yazarının da dediği gibi ruhani bir şey de oldu. Bir duruldum, sakinleştim. Ermedim ama ne kadar ham olduğumu gördüm.
Var git hayat kendi yoluna. Yeter la dövdüğün. öptüğünü de ıslak öptün zaten, yanağımdan da parça kopardın. öpme de dövme de.
ilk girdisini girdiğimden beridir hâlâ daha parayı bulamadığım web sitesi. biri de çıkıp bizi parayla dövmedi ki yanacıklarımız dolar yeşiline bulansın.
yaklaşık 7 yıldır yazarı olduğum için burada geçirdiğim yılların adamakıllı bir muhasebesini yaparak hakkını teslim etmek istediğim efsane site. öyleyse önce artılardan, bardağın dolu tarafından başlayalım,
artıları:
-kategori özelliği... ben çok iyi biliyorum ki bu kategori olayı olduğu için şimdi herhangi bir başlığa girsem hiç vakit kaybetmeden istediğim bilgiye ulaşırım, işime yaramayacak girdileri atlaya atlaya geçmeme hiç gerek kalmaz. bana kalırsa kulzos'u tüm sözlük klonlarından ayıran en önemli avantajı bu. çünkü kategorizasyon bilimseldir kardeşim, bir şeyleri ölçüp biçip tartıp sınıflandırmak bilimsel bir aklın işaretidir... eline emeğine sağlık larden usta, böyle devam =)
-girdinin kaç oy aldığını ve bu oyların dağılımını (artı, eksi, orta şeker) göstermesi. buna paralel olarak girdi oylandığında ya da favorilendiğinde anında bildirim gelmesi.
-girdi oylamaya benzer şekilde girdilerin altına yorum yazılabilmesi. bu sayede birbirine yanıt niteliğinde bir yığın girdi okumak yerine, tartışmayı tek bir noktada (yani o girdinin altında) topluyor. tuttum bunu.
-troll'lere ve trollüğe müsaade edilmemesi. yeminle diğer sitelerde (özellikle de ekşi sözlük ve uludağ sözlük'te) bu nevi parazit tipleri görmeye o kadar alışmışım ki kulzos'u açarken trollsüz hava sahasına girmenin rahatlığıyla kuş gibi hafifliyorum.
-çaylaklıktan çıkmak için ekşi sözlük'teki çaylak onay listesi gibi siktiriboktan algoritmalarla kişiyi yıllarca oyalamaması... yazıyorsun 10 tane girdi, gözleri seni tutarsa birkaç güne yazarlığın onaylanıyor.
-reklam almaması. bu sayede site sadece amacı yönünde (yani bilgi-fikir alışverişi ve tartışma) kullanılabiliyor, sayfanın yarısını kaplayan saçma sapan reklam linkleriyle uğraşmak zorunda kalmıyoruz.
-rumuz değiştirme hakkının mevcut olması. hem bu durumda önceki nickaltına yazılan bir şey varsa, yeni rumuzunun nickaltına da taşınabiliyor benim bildiğim.
-kullanıcılarına tek bir tema (arayüz) dayatmak yerine çeşit çeşit tema seçme fırsatı tanıyarak kolaylık sağlaması. aslına bakılırsa tek başına bu hassasiyeti göstermesi bile başlı başına saygıyı hak ediyor.
-kişiye özel başlık açılabilmesi. ben tercih etmiyorum gerçi ama muhtelif başlıklarda (özellikle ''itiraf'' içerikli olanlarda) okura yeni bir şey öğretmeyecek veya yeni bir ufuk kazandırmayacak, özgün bir fikir içermeyen ancak daha çok yazarın kendi özel hayatını alakadar eden girdileri tek bir noktaya kanalize etmesi açısından faydalı buluyorum: hem yazan, hem de okuyan taraf için müthiş ekonomik bu.
-ekşi sözlük veya uludağ sözlük gibi ''yazar tarlası'' olmaktan ziyade, küçük çekirdek bir kadroya dayanması, buna paralel olarak hemen herkesin birbirini tanıdığı küçük, samimi bir ortamının olması. bu sayede yazdığınız girdiler 1 kişi tarafından bile olsa illaki birileri tarafından okunuyor, özellikle ekşi'de olduğu gibi 5013829657417014903784362970 tane diğer girdinin arasında kaybolup gitmiyor.
gelelim fasulyenin faydalarına, yani eksilerine:
-temaların kullanışsızlığı... yani bu o kadar bariz ki, kulzos'un temaları ne yazık ki inci sözlük'ün o dandik sarı arayüzünün bile gerisinde kalıyor =) yazı fontu küçük olduğu için belirli bir uzunluğun üstündeki girdiler okunaklı olmak bir tarafa, tuğla gibi gözüküyor: bu yüzden de ya hiç okunamıyor ya da ancak bir yere kadar okunabiliyor. şimdilik mavi-beyaz tema kullanarak bu sorunu aşmaya çalışıyorum, çünkü içlerinde en kullanışlı ve okunaklı olanı o.
-demografik (yani nüfus) yönden zayıflığı... tamam az kişiyiz öz kişiyiz, sırf bu yüzden samimi bir ortamı olduğunu yıkarıda da belirttim ancak bir noktadan sonra hep aynı isimleri görmek kişinin kendini yeni fikirlere açmasını engelliyor. örnek vermek için söylüyorum: kapanmadan önce düzenli olarak kullandığım instela da tıpkı kulzos gibi küçük çekirdek bir kadroya hitap etse de nüfus yönünden bir sirkülasyonü, bir dinamizmi vardı... (bkz: instela/@mahallenin delegesi) kulzos'a yılda bir kere falan yeni birileri geliyor, o da çok göze batmadan çekip gidiyor. kulzos'un mevcut aktif üye sayısı da misal beş katına falan çıksa bence instela'daki gibi tam kıvamına gelir.
-bu ikisine bağlı olarak sol tarafın yavaş akması... şimdi doğruya doğruya diğer sitedekilerin aksine tek cümlelik düşük kaliteli girdiler yerine dolu dolu, ufuk açıcı, bilgilendirici içerikler üretiliyor bu sitede, ancak buna ek olarak biraz daha dinamik ve hızlı işlese cıvıl cıvıl olur.
sonuç kabilinden:
her ne kadar kusursuz olmasa da, artıları eksilerine ağır basıyor. ancak yine de eksileri, bu sitenin daha çok gelişmesini ve daha çok kullanıcıya açılmasını engelliyor. fakat tüm bunlara rağmen de gideri var, diğer sözlük klonları gibi insanın zekâsını 80 iq'nun aşağısına çekmekten başka bir halta yaramayan çer çöple dolu değil...
işte bu yüzden de seviyoruz ve destekliyoruz, daha nice yıllarını görmeye...
hostingi bir yıl daha uzatılmış sözlüğümüz. maşallah kol gibi olmuş artık o da. hep bu fahiş fiyatçı marketler yüzünden. sizi gidi üç dört beş harfliler sizi.
eylül ayında da domain yenilemesi gelecek unutursam hatırlatın. :P
e belli ki ben sol pencereye baktığımda o başlıktaki tüm girileri değil (galatasaray ve tip örnekleri gibi yani) sadece o başlıkta son yazılan/son 24 saat içinde yazılan girileri (yani yazlık örneğinde olduğu gibi) okumak istiyorum.
Benim otodidaktik üniversitem, ağlama duvarım, entelektüel kürsümdür.
Şurada aktif olarak dört yıl geçirdim, tüm zamanlarımın bir izi var, bu sözlüğe her zaman minnettar kalacağım.
Keşke kuruluş amacını daha çok katılımla gerçekleştirebilseydi, bir an yapar gibi oldu ama sonra yine sönümlendi. Fakat elimizde hep böyle gideceğine dair bir kehanet yok, bir gün gerçekten daha çok katılımla amacını gerçekleştirir umarım.
Sözlüğe ve Sözlüğe gelip geçen tüm emek veren kaliteli insanlara teşekkür ediyorum, bana kattıkları için. Umarım hayatlarında güzel günler görür, herkes.
Bir yere gittiğim yok (kimsenin umrunda değil tabii ki de :)), sadece bu güzel pazar gününde bir şeyler esti böyle.
Umarım uygarlık tarihi bitene kadar yaşarsın, güzel sözlük.
ülkede olumlu şeyler yaşandığında hareketli, eğlenceli ve kaliteli. memlekette olumsuzluk öne çıktığında sessiz ve sakin. seçimlerden sonra iyice ıssızlaştı. gün gelir tekrardan şenlenir buralar.
Eskiden işlek olan küçük sahil kasabası. Şu anda toz ve kovboy filmerinde yuvarlanan şeyler uçuşuyor. Mülteci de gelmemiş baya baya herkes taşınmış havası oluşturan yer. Onda da 10 kişi varsa 8i ağır dertli (ben başta olmak üzere).
Fırsatı olan birbiri ile dertleşsin. Seçimden sonraki enkaz durumu ve bunun sadece ekonomiye değil insan ilişkilerine olan yansıması (birden değil kümülatif bir toplumsal çöküş elbette) bizi bu hale getirdi.
Para yok ya da zar zor yetiyor ya da borç harç içindeyiz. Tamam diyorsun bir şekilde hallederim aç durmamak dışında. Ama sosyal hayat olmuyor bu sefer de ya da sosyal hayatın ve ortamın kısıtlanıyor.
Düzgün insanlar bulayım hayatımda olsunlar istiyorsun gerek sevgili gerek dost olarak, herkes çıkarcı puşt ya da dengesiz ruh hastası çıkıyor.
Sizi çok iyi anlıyorum sözlük ahalisi. Hepsini yaşıyorum, yaşadım ve muhtemelen yaşayacağım.
Depresyon artık standart ruh halim, biraz iyi hissedersem normale dönüyorum ben de. Mutluluk, gerçek anlamda olanı uzun süredir yok.
Boş vaatler, umutlar veremem, hepimize sabır diliyorum.
dün yaşanan erişim problemi kulzos'un hizmet aldığı hosting firması olan güzel hosting'in sunucuları fiziksel olarak bir merkezden diğerine taşımasıyla alakalıdır. sevgili hosting firmamız işlemden önce kesinti olacağına dair bize haber verme gereği duymadığından bizim de haliyle haberimizin olmadığı bir hadiseydi bu. dün gece sorduğumuzda mevzuyu canlı takip edebileceğimiz bir link attılar bize...
ha bu taşıma esnasında yaptıkları sadece fişi çekip tekrar takmak olduğundan sunucudaki bu kapanıp açılmanın yarattığı sorunları çözmek de bizim tarafa kaldı. ve tabii elbet yine sevgili @canarslan12 sıkıntıları çözdü.
2 sene önce bırakıp gittiğim sözlük. tabii ki tamamen bırakmadım ara ara bakıyordum ama bir şey yazmıyordum. en kötü zamanlarımda bana iyi gelmişti bu sözlük. güzel dostlar, zeki düşmanlar edinmiştim hoştu. kötü zamanlardan geçerken belki yine iyi gelir umuduyla.
Çöle dönen kısımlarını, yükselen yeni trend olan güneş panelleri ile donatıp türkiyenin %13,765'lik enerji ihtiyacını karşılayacakmış. Şimdi lityum iyon piller düşünsünmüş.