Page 26 - kulzos dergi - Sayı 2
P. 26
sinema
CLEAR AND PRESENT DANGER - 1994
Yönetmenliğini bir önceki filmde olduğu gibi gene Phillip Noyce’un barındırdığı politik gerilim, fazlaca dallanıp budaklanarak bir
yaptığı 1994 senesine ait filmde Jack Ryan rolünde Harrison Ford var paranoya etkisi yaratmadığı ve biraz klişe duran bir hikâye olduğu
bir kez daha. Tom Clancy’nin yarattığı Jack Ryan evreninin bir diğer için salt politik gerilim – paranoya filmi de diyemeyiz elbette ki.
önemli karakteri John Clark’da, Willem Dafoe’nin oyunculuğuyla ilk
kez Clear And Present Danger’da karşımıza çıkıyor. Kolombiyalı uyuşturucu kartelleriyle iş ilişkisi bozulunca öldürülen
bir iş adamı, Amerika başkanının da iyi arkadaşı olunca, hem
90’lı yıllarda çekilen birbirine yakın tarihli Jack Ryan filmlerinin Amerika’ya giren uyuşturucuyu kontrol altına almak, hem de
bana eğlenceli gelen iki ilginç yanı (aslında tesadüfü) mevcut. Birisi cinayetten sorumlu uyuşturucu kartelini ortadan kaldırmak için
devamlılıkta James Earl Jones’un, Patriot Games ve The Hunt CIA gizli bir operasyon başlatır. Bu esnada geçici olarak CIA müdür
For Red October’dan sonra bu filmde de CIA başkan yardımcısı yardımcısı görevine atanan Jack Ryan’da, cinayetin arkasındaki sırrı
olarak yer alması. Diğeriyse, Alec Baldwin’in Jack Ryan rolünü çözmeye çalışırken askeri operasyondan haberdar olur ve ortalığı
canlandırdığı ve sinemanın hatırı sayılır denizaltı filmlerinden birisi toparlamak için olayların içine dalar.
olan The Hunt For Red October’dan sonra, bir başka iyi denizaltı filmi
2002 yapımı “K-19: The Widowmaker”da denizaltının kaptanı rolünde Aksiyon dozu da iyi ayarlanmış olan filmin yaklaşık 2.5saatlik süresi
izlediğimiz Harrison Ford’un, Patriot Games ile birlikte Jack Ryan biraz uzun. Hikâyenin arkasındaki siyasi örgü biraz klişe ve erken
rolünü canlandırmaya başlaması. çözülebilir olduğundan 2.5saatlik süre içerisinde filmin politik
gerilim tarafı çok çok etkileyici durmuyor. Başka da bir sıkıntısı yok
Clear And Present Danger, casusluk ve politik gerilim filmleri filmin. Vakit geçirmek için birebir.
öğelerini başarılı şekilde yansıtan iyi bir macera filmi. İçinde
THE SUM OF ALL FEARS - 2002
Tom Clancy romanlarının kahramanı Jack Ryan evreninde geçen olmamasından dolayı etkisi çok olmasa da, ben bu tip bir felaketle
dördüncü film olan ve arkasında bıraktığı üç filmle konu bütünlüğü karşılaştığını çok hatırlamıyorum Hollywood filmlerinde. Genelde
olarak çok da fazla bir bağı olmayan 2002 yapımı The Sum Of All bomba son anda bulunurdu bu tip filmlerde. Bombanın patlamasıyla
Fears’ın yönetmeni Phil Alden Robinson ve Jack Ryan rolü bu sefer birlikte Amerika ve Rusya savaş haline geçerken, direksiyonu da
Ben Affleck’te. Diğer önemli rollerde Morgan Freeman ve Liev Jack Ryan devralıyor ve bombada kullanılan plütonyumun aslında
Schreiber var. Liev Schreiber, Jack Ryan evreninin bir diğer önemli Amerikan malı olduğunu ve 30 yıl önce İsrail’e satıldığını keşfedince,
karakteri John Clark rolünde. Açıkçası Liev Schreiber, Ben Affleck’e Rusların suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışıyor.
göre çok daha iyi (en azından o yıllar için karizmatik ve ağır) bir
oyuncuyken, ne demeye baffleck, Jack Ryan olmuş diye sordum Buram buram Amerikan propagandası izlediğimiz filmin temposu
kendime film boyunca. düşmüyor, konu da aslında ne kadar klişe görünse de ilgi çekici.
Böylece film iki saat boyunca hiç sıkmadan kendini izletiyor. Klasik
“Hitler’e deli demişlerdi, ama o deli değildi. Aptaldı. Rusya ile Hollywood aksiyonu içine güzelce yedirilen politik gerilim, Tom
Amerika’ya savaş açmazsın. Rusya ve Amerika’nın birbirine savaş Clancy romanlarından uyarlanan diğer Jack Ryan filmlerinden aşağı
açmalarına ve kendilerini mahvetmelerine yol açarsın.” kalmıyor.
İsrail – Mısır savaşı sırasında nükleer füze taşıyan bir uçağın “Bir çok insan 20. yüzyılın en büyük kavgasının komünizmin
düşmesinden 20 yıl sonra, düşen uçağın taşıdığı füze bulunuyor, kapitalizme karşı olduğunu düşünüyor ve faşizmin kuru gürültü
karaborsada satılıyor ve faşist(!) bir grup tarafından füzedeki olduğuna inanıyor. Bugün daha bilinçliyiz. Komünizm aptalların
plütonyumun kullanılarak bomba haline getirilmesi sonrası, bomba kavgasıydı. Marx’ın takipçileri dünyadan göçtü. Ama Hitler’in
Amerika’ya sokuluyor. Bu sırada başbakanı yeni değişmiş Rusya, takipçileri gün geçtikçe güçlenmekte ve çoğalmakta. Ancak Hitler’in
Çeçenistan’a kimyasal saldırı yapıyor ve saldırı Rus hükümetinin önemli bir dezavantajı vardı. Faşizmin virüs gibi, AIDS virüsü gibi
işi olmasa da, Rus başbakanı zayıf bir imaj çizmemek için saldırıyı yayılabilmesi için bir taşıyıcıya ihtiyacı vardı. Bu taşıyıcı Almanya’ydı
üstlenince Rus – Amerikan ilişkileri iyice geriliyor. Tüm bu karmaşa ama güçlü olmasına karşın Almanya başaramadı... Dünya çok
içerisinde, bu tip filmlerde çok da alışık olmadığımız bir olay oluyor büyüktü. Şansımıza dünya değişti. Küresel iletişim, kablolu yayın,
ve Amerika’ya sokulan nükleer bomba patlatılıyor; hem de baya internet... Bugün dünya daha küçük ve virüsün dağılmak için güçlü
iyi kotarılmış sahnelerde. Her ne kadar bombanın fazla büyük bir taşıyıcıya ihtiyacı yok. Bu virüs havayla yayılıyor.”
24

