31 ekim 1887-5 nisan 1975 tarihleri arasında yaşamış olan generalissimo ve kuomintang lideri.
hem doğal afetlerin, hem salgınların hem de politik karışıklıkların ortasında doğmuştur. mandarince adı jiang jie shi olsa da, hong kong'a taşınınca dilden ötürü ismi chiang kai shek olmuştur. aslında kendisi de han halkından değil, wu halkındandır.
ailesi, zhejiang eyaletinin xikou köyünde yaşayan varlıklı bir ailedir. ailesinin iddiasına göre, soyları zhou hanedanı'na dayanmaktadır. taiping isyanı sırasında varlıklarının büyük bölümünü yitirseler de, hala varlıklılardır.
çan kay şek doğduğunda annesinin sütü bir türlü gelmemiş. bu sebeple bir süt anne tutmuşlar.
çocukluğu epey cesur geçmiş kendisinin. "acaba boğazıma ne kadar uzun çöp sokabilirim?", "suyun altında nefes almadan ne kadar süre kalabilirim?" şeklinde ilginç deneyleri olmuş. yaşıtlarıyla oynarken de, diğer çocuklara liderlik edermiş hep.
okul zamanı geldiğinde de, derslerde olmaktan çok ormanlarda gezer hayvanların seslerini dinlermiş.
küçük yaşlarda babasını kaybedince, annesiyle birlikte aile evinden çıkıp (eskiden çin'de çekirdek aileden çok geniş aile şeklinde yaşıyorlarmış insanlar) 3 odalı bir eve yerleşmiş. annesi geçimlerini sağlamak için dikiş işleriyle uğraşsa da vergilerini ödeyemediği için hep sıkıntı çekmiş. hatta bir defasında vergisini ödeyene kadar minik chiang'ı esir almışlar.
çocukken yaşadığı zorluklar, bencil bir karakter geliştirmesine sebep olmuş. okuldayken, diğer öğrencileri insan olarak görmemesi öğretmenlerini epey endişelendirmiş.
1901 yılında görücü usulüyle mao fumei ile evlenmiş. mao hanım, chiang beyden 5 yaş büyükmüş. bu sebeple aralarında iletişim sorunları olmuş. zaten mao hanım da içine kapanık, sessiz, sakin biriymiş. bu sebeple de chiang beyi kadınlığıyla pek kontrol altına alamamış.* haliyle chiang da hafiften soğumaya başlamış ve chiang askeri eğitim için japonya'ya gitmeye karar vermiş.*
ama hem referans mektubu olmaması, hem de gerekli belgelere sahip olmaması sebebiyle japonya'da askeri okula girememiş ve tekrar köyüne dönmek zorunda kalmış. hıncını zavallı mao'dan çıkartmış. zavallı kadını her gün dövüyormuş. hatta bir seferinde saçından tutup sürüklemiş...
mao hanım ile iyice arası açılan chiang bey, bu sefer de şanghay'a kaçmış. ama annesi "karının yanına dönüp çocuk yapmazsan intihar ederim" diye tehdit edince evine dönmüş ve bir tane erkek çocuğu olmuş.
japonya'da eğitim alma işini epey kafaya taktığından, çin'de askeri okula girmiş. o dönemde askeri okullarda japon hocalar olduğundan, bir hocasının "çinliler mikroptur" demesi üzerine hocasına tebeşir fırlatmış ve askeri okuldan kaçmış.
hükümetin askeri öğrencilere verdiği bir bursu kazanması sonucu tekrar askeri eğitimine geri dönmüş ve bu sefer japonya'ya gidebilmeyi başarmış.
japonya'dayken sun yat-sen'in fikirleri hakkında bilgi edinmiş ve japonya'da 1908 yılında sun yat-sen ile buluşmuş. sun bey, chiang beyden o kadar çok etkilenmiş ki, chiang beyin ileride bir devrim kahramanı olacağına inanmış ki haksız da çıkmamış aslında bu konuda.
1911 devrimi patlak verince, chiang, şanghay'a çağrılmış. chiang bey de kılıcını ve üniformasını okuluna iade edip nagasaki üzerinden çin'e geçmiş.
// bu başlık @materyalist tarafından ukde olarak kaydedilmiş