Sadece gözle görülür yerlere değil, kişiliklere de "makyaj" yapmak, Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, Dikkat çekmek için soytarılaşmak, Kendisini dünyadaki tek kadın / erkek zannetmek,
Ha bir de; kürk mantolu madonna, türk kahvesi ve bir de ayak / bacak fotoğraflarından oluşan bir kompozisyonla fotoğraf çekilmek.
cep telefonudur, bence. sosyal hayatın vazgeçilmezi olabilir, günümüz dünyasında iletişim kesintisizliğinin şartı olabilir, varlığı elzem de olabilir. ama insanların hayatının oldukça büyük bir kısmını meşgul edebilen ve sohbet, muhabbet, anlaşılmak, anlatmak vesaire gibi olayları ortadan kaldıran insanı ekranına hapis eden cihazdır.
yalnızlıktır. hem de kalabalıklar arasında yalnızlık, kendini bir yere ait hissedememektir. artık insanların geceleri daha fazla ayık olmasıyla, bunun sebep olduğu melatonin hormonunun ve biyolojik saatin sapıtmasıyla doğrudan ilintilidir.
binlerce yıldır değişmedi : çoğunluğun düşünce üretmemesi. varolan sıkıntılarda ; kişisel , toplumsal ... yeterince derinde hep aynı dert var. aklınıza gelen her alanda yeterince düşünce üretilebilmiş olsa çözümler zaten önümüzde olurdu ve dertler derya olmuş , ben de bir sandal diye bir şarkı muhtemelen yazılamazdı.
Nefret öğrenilen bir duygu, insanlar doğarken bu duyguya sahip olmazlar doğduktan sonra büyüdüğü aile ve çevrede bu duygu öğrenilir. Nefret öğretilirken açık şekilde anlatılmaz, işaret edilir, ima edilir. Ekilen nefret tohumuna şekil verilmez. Nefretin tohumunu zihnimize atarlar ve sonra arkalarını dönüp giderler. Bazen biz bile onun içimizde nasıl büyüğünü anlamayız. Nefret başına buyruk, savruk büyür.
Nefretin temelinde ortak bir payda vardır. SEVİLMEMİŞLİK -- spoiler --
Beğenilme hastalığı. Özellikle instagram ile maddi durumu yüksek kişilerin hayatını görebildiğimizden bu daha da arttı. İyi yanı insanlar kendine eskiye göre daha çok bakıma özen gösteriyor ama estetik kaygılar da bununla birlikte çok fazla arttı. Normal fiziği ve yüzü olanlar bile depresyona girmeye başladılar. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile diğer hayatları görüp kendininkine bakıp umutsuzluğa kapılma arttı işte bu yüzden insanlar her gün daha mutsuz oluyor. Tek sorun bu değil tabi ama bu da en büyük nedenlerin başında geliyor.
Manipülasyon olabilir. Çok büyük toplulukları çok daha kolay şekilde manipüle edebilirsiniz. Bilgiye ulaşmanın hem bu kadar kolay hem bu kadar zor olması bir çelişki mı acaba?
çocukların çevreden uzak, kopuk yetişmesi. dönüştüğü bireyin kazara veya zaruretten bulunduğu kalabalık ortamlarda boğulması, hapsolduğu ekrana uzanıp rahatlaması. ekranın eş, dost, akraba, komşu ilişkilerinin içinden geçmesi. özetle samimiyetten uzak ekran toplumuna evrilmemiz. teknolojiye komple sallamayalım.
Otizm başta olmak üzere çocuklarımıza bulaşan her türlü illet durum. Serebral palsi, down sendromu, zihinsel gerilik, sma ve daha niceleri... Hayatta daha büyük bir acı var mı, bilemiyorum.