Uzun zamandır televizyon yoktu evde bu kış pandeminin getirdiği can sıkıntısından olsa gerek ailem eve bir televizyon alma gereksinimi duymuş. Çok zorlu bir süreç oluyor benim için çünkü sürekli TRT izliyorlar ve heryerden padişah yeni çeri ve Osmanlı sıçması bozuk Türkçe konuşan karakterler fırlıyor kusmamak için kendimi zor tutuyorum.
bir sezonda en az 24 bölüm çekebilmek ve bir bölüm için 60 dakikadan fazla olan yayın süresini doldurabilmek için olayların çok yavaş işlendiği dizilerdir.
sahneler gereksiz saçma sapan diyaloglarla, sonu gelmeyen müzikli bakışmalarla uzatılır da uzatılır.
gördüğüm kadarıyla son birkaç yıldır da karakterlerin flashback sahneleri bu dizilerde bir hayli uzun yer tutmaya başladı. öyle diziler var ki yarısından fazlası geçmişte geçiyor, bu da yeni trend olsa gerek.
house un yerli versiyonu "hekimoğlu" nun çıtayı yükselttiği sektör. keşke bölüm süresi daha kısa olsaymış dedirtse de oyunculuklar ve senaryo 10 numara
Ben izlemiyorum, fragmanlardan bile belli çoğunun içi tamamen boş,saçmasapan,sürekli zengin olmayı dikte eden,entrika dolu,mafyacılığı, kabadayılığı, şiddeti özendiren ve insanların sadece beynini bokla doldurmayı amaç edinmiş senaryolar var. Kimseye doğru bir şey katmıyor.
yaklaşık 3 saat boyunca süren süreleri itibarı ile nerdeyse Oscar'lık uzun metraj olan ama içerik olarak bomboş olup aptal eğlendiren televizyon yapımı.
Ana akım medyanın politikaları yüzünden 2 saate varan izleme süresine varan dizilerdir eğer yan dizi izleme platformlarından birisinden Türk dizisi izliyorsanz gayette izlenebilir yapımlarımız olduğunu göreceksiniz. Bunlardan birisi de Haluk Bilgilenir oynadığı ve herkesin aşina olduğu Şahsiyet dizisidir
genel olarak kalitesizlerdir. kaliteli olanlar da izlenebilecek gibi değiller. ben konuya biraz da kanal yönetimi açısından bakıyorum. kanal yönetimi sizden 2-2.5 saatlik bir bölüm çekmenizi istiyor. her hafta bu sürelerle çekilecek yapımların her anının dolu olması çok zor. kalitesizler zaten kalitesiz ama kaliteli diziler de bu süreyi doldurmak için bol müzikli boş sahneler, uzun bakışmalar, gereksiz uzayan diyaloglar kullanmak zorunda kalıyorlar.
genel olarak altın saatler diye türkçeye çevrilen prime time'ı bir dizi bölümüyle doldurabilecek kanal yönetimleri, yurtışında olduğu gibi 45 dakikalık, 1 saatlik diziler çekilmesine müsade etmiyor. velhasıl türkiye'de dizi çekmek zor iş.
bütün bu sebeplere rağmen keyifle izlediğim diziler;
kardeş payı'nı da severek izledim(en azından ilk sezonunu) ancak kardeş payı bir istisna. çünkü kanal yönetimi 1 saatlik bir dizi bölümü çekilmesine müsade etmişti.
hepsini saymayıp, genelleme yaparsak; düşük bütçelerle, sadece entrika dolu senaryolara dayalı çekilen dizilerdir. mekan ve görsel efektler önemsenmeksizin sadece farklı hayatlar gösterme mantığıyla kurgulanan bu diziler, özellikle amerika dizi kültürünün yayılmasıyla çok geride kalıyorlar.
öyle ki, her gün yeni bölümü yayınlanan diziler var. bunlar sıkı çalışmaktan çok, kalitesizliğin göstergesidir kanımca.