Dinozorların yaşayan akrabası, gıda kaynağı hayvan.
Hem yumurtasından hem de etinden faydalanılır.
Et fiyatları arttıkça muhtemelen gelecekte ayaklarını ve kafasını da yemeye başlayacağız, geçmişte kanatları yenmez ve atılırdı, günümüzde tavuk kanatsız mangal keyfi yarım kalıyor.
Gıda zehirlenmelerin de en önemli kaynaklarından biridir, eti çok çabuk bozulur ve yaz düğünlerinin düğün bozanıdır. Gelini görümceyi hastanede aynı odaya düşürür.
Bu yüzden soğuk zincirinin kırılmamasına özen gösterilmeli, dışarıda fazla bekletmeden hemen pişirilmelidir.
Tavuk etini yıkamak, zehirlenme ihtimalini arttırıyormuş. Yapılan incelemelerde zehirlenmeye neden olan campylobacter isimli bakterinin yıkama sırasında suya karıştığı, başka yiyeceklere sıçradığı, mutfak eşyalarına bulaştığı görülmüş.
Bu yüzden tavuk için aşağıdaki 4 uyarı yapılıyor: 1-buzdolabında üzerine ince naylon örterek saklayın 2-çiğ tavuğu yıkmayın 3-tavuk pişirme hazırlığı sırasında kullandığınız mutfak aletlerini iyi yıkayın 4- tavuğu çok pişirin
normal şartlar altında eti çiğ olarak yense de zararsız olan (örneğin japon mutfağında çiğ tavuk eti kullanılan yemekler vardır) ama saçma sapan gıda şirketlerinin yemine suyuna kattıkları sebebiyle pişirilse bile eti zehirli olan hayvan.
ne zaman tavuk yesem zehirleniyorum. bu sebeple artık dana eti vazgeçilmezim oldu. gıda endüstrisi yüzünden gut hastalığına yakalanacağım bu gidişle...
bu adla yiyebileceğiniz iki ayrı grup hayvan var: biri düdüklüde bile zor pişen, suyu yağlı, tadı, kokusu olan besleyici bir kuş, diğeri endüstriyel çiftliklerde antibiyotiklerle yemlenen, hareket etmemekten eti yumuşamış, kemiği hamurlaşmış, mantardan hızlı pişen tatsız, kokusuz bir garabet.
Yumurta gibi bir güzelliği ortaya çıkaran varlık. Kendimi bildim bileli yumurtaya bayılırım. Her şekilde severim. Çiğ içmek konusuna mesafeliyim tabi ancak yumurta muazzam bir şey ve Tavuk da eğlenceli bir hayvan bence. Yeni yumurtladıklarında yanlarına gidersen kovalar dediler, küçükken böyle bir deneyimim olmuştu. Keşke gitseydim yanına. Eğlenirdik. Son birkaç senedir kırmızı etin kokusuna hiçbir şekilde dayanamadığım için tavuk etini tercih ediyorum. Kokusu o kadar ağır gelmiyor. Bir de annem derisini yememek konusunda uyarır hep. Aslında kızarmış br tavukta en çok kalori derideymiş lakin annemin endişesi bundan değil. Marketten alınca üstünde tüyler oluyor hala. Ne kadar temizlesek de yememek gerek. Dışarıda yemek yerken de tercih ettiğim bir yiyecek kendisi. Izgara, köri soslu falan iyi oluyor. Onun dışında KFC vb yerlerdeki haliyle sık tüketilirse sağlık açısından hoş şeyler olmayacaktır. Güzeldir tavuk. Var oluşuya değil de var ettiğiyle severim. Yaşasın yumurta yaşasın tavuk.
yaklaşık 6-7 ayda olgunlaşan ve sağlıklı olarak yemek için hazır olan hayvandır.
fakat marketlerde aldığımız tavuklar yemine suyuna katılan ilaçlar ve hormonlu yemler sayesinde 50 günde üretilmektedir. fark ederseniz etiketlerinde tavuk yerine piliç yazar.eti serttir ve tadı farklıdır. bunların zehirden farkı olmadığını düşünüyorum ve yemenizi önermiyorum.
Ben bu hayvandan yapılan yemeğe et diye bakmıyorum. Benim gözümde mantar, tavuktan daha etli ve et olmayı hakeden bir besin.
Özellikle günümüzde ki tavukların ne tadı var ne tuzu. Saman gibi. Ot gibi yiyoruz. Yanına sos, baharat katmasan iyice birşeye benzemeyecek... Yalnız soslu kanatları oluyor bunların, o'nu mangalda güzel kızarttığında lezzetli olabiliyor.
Güzelim hayvanı direkt yemek olarak algılayan ve bu minvalde girdi yazan yazarları da kınıyorum bu arada :)
Dürümcülerde tavuk döner diye yedirdikleri ama aslında bu hayvandan yapılmadığını düşündüğüm şey. Tabiki bu hepsi için geçerli değil ama belli bir fiyatın altındakilerin tavuk olmadığı kanısındayım. Annemin evde yaptığı ile o bir mi be. Başka hayvan onlar.
bakıcımızın eşi besliyor. bi dolu tavuk var bahçelerinde. bu sayede biz de dışarda gezen köy tavuğu yumurtası yiyebiliyoruz. oğlum da onları kovalamaya bayılıyor, naapacaksa yakalayınca, canavar.
Çoğu insan amaaan altı üstü tavuk der geçer de... kendiniz büyütür ve beslerseniz güzel hayvanlardır aslında. Herbirisinin karakteri ayrıdır. Horoz dediğin yemez yedirir, yerde bir şey bulduğunda hep aynı ötüşle haber verir üstüne gagasıyla gösterir. Sesine alışırlar... koca götleriyle koşarken sallana sallana gelirler. Birbirlerini gagalarlar bunu ben yiyicem diye. O yüzden biraz aralıklı dökersin artık ne veriyorsan, kavga çıkmasın diye.
Ha hele şunu hiç unutmam: Hasancık denen bir sansar vardır, kedi kadar bir şey... istanbul'un eski semtlerinde de denk gelirsiniz gece yarısından sonra, neyse... Tavuklar bodrumdaydı, gece saat 2-3 falan. Tavukların bağrışını duydum indim el lambasıyla aşağı... 1 celfin (büyük civciv) eksikti. Ertesi gün aynı saatte bir daha. Ertesi gün yine.
Horoz belgesellere taş çıkartacak bir şey yaptı. Kış günü, yüksek bir dut ağacına çıkardı herkesi. Çıkarken zorlanıyorlardı da... biraz pençe biraz gagayla tutunarak. Ulan arkadaş kar buz ortalık... bildiğiniz ince buz yağdığı zamanlar hayatta kaldı hepsi, hayret ettim. Gözümle görmesem birisi anlatsa sittir lan derdim.
Bu hayvanlar doğup büyüyüp 45 gün yaşayıp ölüyorlar. Biz de yiyoruz.
Dellendim bak şimdi böyle düşününce ... kapitalizm senin oymağını zikeyim.
hipnotize edilebilen hayvan. tam olarak hipnotizma sayılmaz aslında. bilim dünyasında buna tonik hareketsizlik deniyor.
tavuğun kafasını yere bastırıp, önüne görebileceği şekilde derin bir çizgi çektiğiniz zaman, hayvancağız öyle kalıyor. ne gerek vardı ki, denen şeylerden biri bana sorarsanız. ama oluyor işte.
yerinde hiç duramayan bir hayvandır. devamlı gezinir, devamlı eşelenir, devamlı bir şeyleri gagalar, devamlı gıdaklar.
çitin üzerine çıkar, beğenmeyip iner. başka bir yere çıkar, orayı da beğenmeyip oradan da iner. bir şeyden ürktüğü zaman da deli gibi sağa sola kaçışır. hiç yerinde durmayan, kıpır kıpır bir hayvandır. bu hareketlilik yalnızca tavuk için değil, kuşlar familyasının da bir özelliğidir.
hatır için çiğ tavuk yenir atasözünün konu mankeni olan kümes hayvanı kendisi. bununla birlikte etobur bünyeler için kırmızı ete nispeten çok daha uygun fiyatlı bir et alternatifi... gel gör ki önümüz yaz.
son günlerde, havaların ısınmasının akabinde, yakın çevremden tavuk eti kaynaklı hastanelik olma haberleri alıyorum. kimisi de hastanelik olmaksızın geçiriyor durumu. ortak belirtiler ateş, karın bölgesinde kramp, ishal, istifra, mide bulantısı, sıtmalanmak şeklinde. ve bu vakaların hepsinde doktorların ilk sorduğu şey "tavuk yediniz mi?" oluyor.
bu durumu yaratan tek sebebe bağlı iki ana etken olabilir. birincisi kümes hayvanları arasında hayvanları etkileyen bir salgın var ancak hayvanları itlaf etmek yerine piyasaya sürüyorlar. ikincisi ise elektrik zamları nedeniyle soğuk zincirin şartları tam olarak sağlanmıyor. her iki etken de tek sebep olan ekonomiye bağlı. özetle, yaz döneminde tavuk kaynaklı bağırsak enfeksiyonu vakalarında artış olması kaçınılmaz gibi duruyor.
ben de şahsen tavuk etini ve özellikle kendi yaptığım köri soslu tavuğu her tür kırmızı ete tercih eden bir insan olsam da tavuktan uzak durmayı planlıyorum. nitekim girdi başında belirttiğim atasözünün yaratılmasının bir sebebi var.
Çok ilginç hayvanlar. Ara ara canım sıkıldpşşğşşğşğşğşğıkça aslında pek de umurumda olmayan şeyler araştırırken buluyorum kendimi. Tavuk hayvanı da bunlardan biri oldu.
Bu uçamayan kuşların dünyada insanlardan sayıca çok olması pek şaşırtmayan bir bilgiydi Ama diğer yandan (özellikle hiç köyü olmayan gariban biri olarak) kendi aralarında keskin bir hiyerarşi olması beni şaşırttı. Kümesinde küçük sürü olarak birbirinize ne üstünlük kuruyorsunuz e budu güzeller.
Tavukların insanlardan daha iyi renk algısı varmış. ultraviyole ışıkları dahi görebiliyorlarmış.
Ve aklımda kalan son bilgi olarak, bu davıklar 100’den fazla insanın ve diğer tavukların yüzünü tanıyabiliyorlarmış. Baya zeki gibi anlattığım bu canlı türü nasıl bu kadar şapşal davranıyor ve kendi dışkısını yiyebiliyor bilmiyorum.