aşağıdaki Orhan veli şiirinin, benim gelme hikayemi çok güzel betimlediğini düşünüyorum;
dün fena sıkıldım akşama kadar. iki paket cigara bana mısın demedi. yazı yazacak oldum, sarmadı. keman çaldım ömrümde ilk defa.
dolaştım, tavla oynayanları seyrettim. bir şarkıyı başka makamla söyledim. sinek tuttum bir kibrit kutusu. allah kahretsin, en sonunda kalktım buraya geldim.
tam olarak gelmiş sayılmam aslında. (bkz: ben aslında yoğum)
üye olmayınca hafiyecilik oynanmıyormuş. dediler üye olacaksın ben dedim olmayecem, dediler olacaksın ben de mecbur kaldım oldum. (bkz: beyefendi neden terörist oldunuz)
meta sözlük’e babamın -kendisi ekşi sözlük yazarıdır- ‘bak böyle bir sözlük var. Hem de çaylak onayına gerek yok. Ekşi sözlük köşelerinde harcanma’ demesiyle üye olmuştum.
Orada güzel vakit geçirdim. Hatta İstanbul buluşmasına da katıldım -bu arada bu sözlük içinde yapılan bulaşmaya işlerimin yoğunluğu ve ağır psikolojik travmam yüzünden gelemedim- sonra işte o siyasi meselelerin bolca yaşandığı bir devirde hesabım kapatıldı. Evet binlerce girdi sonrasında hesabım kapatılmıştı. Diğer yandan sözlük yönetimine de çok sert eleştiri yapardım. Ki tseven’e bile yapmıştım. Sonra zaten bir daha uğramadım.
Bir Eylül sonu akşamı aklıma meta sözlük geldi. Acaba ne yapıyorlar, ne ediyorlar diye bir bakayım dedim. Ama sözlük kapanmıştı. Google amca birden bana kulzos diye bir şey gösterdi. Bu ne biçim isim lan diye girdim siteye. Birde ne göreyim hep aşina olduğum nickname’ler. Kendimi şöyle hissetmiştim adeta: eksiup.com/...
Sonra bir söz verdim. Burada etliye sütlüye dokunmadan yazacağım sadece. İşte böyle başladım hikayem. 2 seneden fazla olmuş maşallah.
hiç anlatmamışım şu güne kadar. ekşi'de yazıyordum. yazıyordum ama son zamanlarımda yazasım kalmamıştı. içerik hızla zayıflıyordu ve yazarak bunu engellemenin imkanı yoktu. çünkü durumdan memnun olmayanlar azınlıktı. her gün eklenen on birlerce içeriksiz girdinin yanında yazmaya gayret ettiklerimiz devede kulaktı. ve fakat interaktif sözlükler midas'ın kuyusu gibi. bir kez aklından geçeni dökecek bir kuyu bulmuşsan vaz geçemiyorsun. ama ekşi kuyusunun dibinde tefessüh etmiş bir eşek leşi var gibiydi. hem ağlarım hem giderim hesabı ortamdan pek hoşlanmıyorsam da bir şeyler yazıyordum. hoşnutsuzluğumu da. sonra bir gün bir mesaj geldi. meta sözlük diye bir sözlüğümüz var. nezih bir ortam oluşturmaya çalışıyoruz, buyurmaz mıydınız diye. bir bakayım dedim. metaya kayıt oldum. ekşi ile ilişkimi ise maslahatgüzarlık seviyesine indirdim. hakikaten de meta, öncesinde kapısından bakıp geri kaçtığım diğer alternatif sözlüklerden farklıydı. ekşi'nin ilk zamanları gibiydi. hani kaybolan eşeğini bulmuş köylü dayı gibi sevinmiştim. ne oldu peki, bir gün çat diye kapandı. elim böğrümde kalakaldım. uzun bir aradan sonra bir gün eski meta linkini tıkladım. nostalji yapıcam güya. lan!!! kulzos diye bir şey açıldı önümde. girdilere bakıyorum hem içerik zengin, hem üslup güzel. nicklere bakıyorum büyük kısmı meta'dan tanıdığım nickler. derhal kayıt oldum. sonrası işte gele gele geldik bu günlere.
Bir hikayem var sayılmaz. Bir süredir sözlüklerde yokum.
Kulzos'u da interaktif sözlük sıralamasında şans eseri gördüm. Dİğer sözlüklere göre geri olunca ismini de duymuştum bazı eski arkadaşlarım da burada yazarlık yapmıştı. Disiplinli ortamından dolayı belki o dönemlerde yöneticilik te yaptığım için gelmemiştim.
İlk kez dün gece aklıma geldi direk üyelik aldım, sabahına yazar oldum.
Gelir gelmez eksilendim, ortam bahsedildiği kadar da ciddi.
Benden ciddi adam olmasın ama ileride birbirimize alışacağız sözlük.
Kaçan kovalanır hesabı, normalde bu ortamda kalmamam lazım ama ben de ters tepti daha çok destek olmam lazım dedim.
Şimdi bu entrime rahat bir 20 nahoş hareket bekliyorum.
Ama eksi alınca rahatsız olan bir tip değilim.
Benden hepiniz eskisiniz, yapacağanız her hareket buraya onlarca sağlam üye/yazar da kazandırır bir hareketinizle ömür billah gelmeye tövbe edecek yazarlarınız da olur.
O yüzden taze ama eski yazarlar olarak her hareketimize dikkat sevgili yazarlar.
Bu da benim hikayem.
valla pek ilginç bir hikaye değil. ama eksik kalmayayım. bataklık haline dönmüş ekşi'de gördüm, geldim. evet, biraz boş ama olsun, yavaş yavaş dolar. hiç olmazsa kaliteli bir şekilde dolar diye umut ediyorum. o yüzden de kalıyorum. sevdim seni kulzos. *
bir gün yine ekşi'de sıramı bekliyorum böyle mal gibi, reis çıktı "bizim dönemimizde insanlar kuyruklarda heba olmadı!" dedi. "ya bi gel gör ekşi'nin çaylaklarını, kuyrukta beklerken ölen var!" dedim. annem "yine mi tv ile konuşuyon sen?" dedi. "yok olm ya, senle konuşuyorum..." dedim. "bana bir daha olm dersen alnının çatısına çakarım terliği!" dedi, çekirdeklerimi de alıp odama gittim. "bir daha da gelmiyorum yanına" dedim giderken. sonra sodamı unutmuşum. tıpış tıpış geri döndüm. bir tane de öptüm yanaandan. "yılışma." dedi. tuhaf kadın valla. ne anlatıyorum ben?
ha, bir gün yine ekşi'de sıramı bekliyorum, bir baktım atta diye bir eleman otu boku favlamış. kim la bu benden daha delisi diye düşünürken kendimi burada buldum. onu bulmaya geldim açıkçası. atta olm bak, buradaysan ses ver. viral viral çağırdın çıktık geldik. kimsin?
larden loughness arayıp “gelmezsen ölümü ye bak” demişti. her ne kadar insan etinin tadını merak etsem de ölüsünü yemek istemedim, ölsün de istemedim. maaşı da güzelmiş. nabayım geldim.
önceleri kendi adım ile blog yazardım, sonra anonim olmanın verdiği huzuru tattım. nerde akşam orada sabah İnternette sörf yaparken buraya da gelmişim. geçenlerde adını duydum yine, bana bi yerden tanıdık geliyor diye giriş yapmayı denedim ve girdim. ne zaman üye olduğumu hatırlamıyorum.
ekşi sözlükte @attaaaa isimli bir çaylağın entrylerimi seri bir şekilde favlaması ile profilini incelemem sonucunda buraya geldim. arada bir halen favlıyor herhalde unutuyor burada olduğumu. eğer okuyorsa selamlarımı arz ederim kendisine
Meta'daki ortam var kanka gel dedi @sabbracadabra. Metadaki modlardan ve burda yeni yazarların bahsettiği o kemik kadro ve gruplaşma muhabbetinden hoşlaşmadığım için de soğuk yaparak, naz yaparak geldim.
Zaten meta kapandığından beri gizli gizli stalklıyordum burayı, napıyor la bu işsizler diyordum.
Hatta ilk geldiğimde bisürü kavga, tartışma yaşadık ancak arkadaşlar hepsi ilk zirveye kadarmış. İlk zirvede nerdeyse hepsi gitti. Hala sevmediğim uyuz olduğum tipitipler yok mu illa ki vardır ama zaten günlük hayat da böyle değil mi be birader?
Hazır anlatmışken boş ve hayatınızda hiçbir sikime yaramayacak bir trivia daha vereyim.
Meta'ya da sözlük okumaya yeni başladığım bir dönemde ben de yazmalıyım diyerek ekşi'ye elini kolunu sallayarak yazar olunacağını sanarak ve daha sonrasında akp döneminde asla olmayan pis cehape döneminde olan tüp kuyruğundan beter bir kuyrukta kendimi bulup, şoka uğrayıp meta'nın reklamını görüp aaa buraya hemen yazar olabiliyormuşsun diyerek girmiştim.
Ekşi sözlükte çaylak onay listesinde uzun zamandır bulunuyordum. Girdilerim de sözlük kurallarına uygundu ama bir türlü yazar olamadım. ekşi sözlük'ün formattan çıkmış olduğunu bildiğimden çok fazla girmiyordum aynı zamanda. Bir gün çaylak onay listesi adlı bir başlıkta kulzos hakkında bir girdi gördüm. Baya övülmüştü. Merak ettim bir bakayım diyerek girdim. Daha sonra da üye oldum. Ne mutlu ki girmişim, üye olmuşum. Seviyorum burayı. Bu vesileyle yazarlığımı onaylayan tükenmekte olan kişi'ye selamlar.
Aslında yaş olarak dinozordan hallice olsam da ne ekşi'ye ne meta'ya üye olma gereği hissetmemiştim, varlıklarından haberdar olsam da.
1.5 sene kadar önce erkek arkadaşım "ekşi'de hesap açtım" dedi. iyi dedim, güzel. Üzerinden birkaç ay geçtikten sonra yazar olduğunu söyledi. Sevgili yapar da ben durur muyum? O zaman ben de geleyim, astronomiydi, fizikti, bilimdi... bu konularda ne biliyorsam insanlara da dağıtayım dedim. Demez olaydım! 1.5 sene geçti, hâlâ çaylağım. Daha hâlâ 9000'lerde falanım üstelik.
Yukarıda arkadaşlar da yazmış, attaaa isimli bir üye birkaç entry favlamıştı. Ben de iadeiziyarette (evet tamamı bitişik yazılıyormuş) bulunayım profiline dedim. Tek entry yazmıştı ve o da kulzos hakkındaydı. O sıralar pek sallamamıştım, ta ki 2 gün öncesine dek... ne olduysa birden bir meraktır geldi. Girip bakacağım dedim. Gerçi dedim ki, eğer aynı sistem burada da varsa ben buradan da sıkılırım. 10 entry girmemle yazar olmam bir oldu. Şaşırdım, sevindim... bir aksilik olmazsa kalmayı düşünüyorum. Atmayın ama siz de, e mi canlarım?!
Oradaki entry'lerimi buraya, buradakileri oraya kopyalama ihtimalim var. Görürseniz şaşırmayın. Nick'im bile aynı zaten. Anonimliğe çok da merakım yok çünkü. Fakat kategorilendirme falan gibi olaylara henüz alışamadım. Umarım "seninle mi uğraşacağız" nidasıyla tekmeyi yemem sonunda.
Bir de itiraf; anlam veremediğim her kelimeyi önce tersten okuma huyum olduğu halde, kulzos kelimesinin sözlüğün tersten yazılışı olduğunu bir müddet anlamadım. Kısmet bugüneymiş demek ki ^^