-
son yillarda cikan en guzel filmlerden. 2014 yapimi filmde donemin ingiltere basbakani demir leydi'nin madencilerle arasinda yasanan grev anlasmazligi ve escinsellerin madencilere destek olusu izleniyor. bread and roses soyleyen galli kadinlar nasil bir guzelliktir yarabbelalemin. -
bu yılın temmuz ayında gösterimde olması beklenen tolkien'ın 2 senaristinden biri olan stephen beresford'un senaryosunu yazdığı, güneş batmayan ada'da tam 1 yıl sürmüş büyük maden işçileri grevini merkezine oturtan, 2014 yapımı film. izlediğim en iyi lgbti filmi olduğunu düşünüyorum. ayrıca pride, kulzos film topluluğu'nun mayıs-haziran arasını kapsayacak şekilde düzenlenmiş bu ayki listesindeki filmlerden biriydi (kulzos film topluluğu/#145223). iyi ki seçip de izlemişim.
1984'te margaret thatcher'ın ada genelindeki kömür madenlerini kapatmaya çalışması (ki sadece ingiltere'dekilerin sayıları 200'e yakın) ve maden işçilerini bir anda işsiz bırakmayı amaçlaması nedeniyle patlak veren 1984 büyük maden işçileri grevini konu ediyor. thatcher'ın maden işçilerinin en az %80'ini işinden etmesi ve kendisinden önce görevde olan harold wilson'ın "anti-coal" politikasını devam ettirmesinden ötürü ortaya çıkan korkunç işsizlik rakamları ise, filmin gerçekle bağlantı noktalarından sadece birkaçı. thatcher'ın, 1989'da yasalaşan, kısaca "aile kurabilen eşcinsellerin reklamının yapılması"nı yasaklayan kanunun da mimarı olduğunu bilince, filmdeki lgbti-işçi dayanışmasının, olması gereken bir adım olarak gösterilmesini daha iyi anlıyorsunuz. "i can't change my style. it has to be a style of firm leadership. (this) one isn't here to be a softie" (ben tarzımı değiştiremem. bu da güçlü bir liderlik olmalıdır. kimse bu makama yumuşamak için gelmez) gibi açıklamalarıyla kazandığı "demir leydi" yönü hariç, oldukça faşist bir bakış açısına sahip olduğunu görebildiğiniz thatcher'ın bu yönüyle henüz tanışmayanlardansanız, film sizi şaşırtabilir.
film lgbti haklarını ön plana koyuyormuş gibi görünse de, asıl mevuzsu maden işçileri ve büyük grev. gey ve lezbiyenlerin londra'da çektikleri sıkıntılaı gayet güzel işlenmiş (boku çıkarılmamış). galler'in küçücük bir köyünde yaşayan, dış dünya'ya oldukça kapalı insanların bile onlara bakış açısı popüler kültürden etkilenebiliyor mesela. benim nefret ettiğim şekliyle "gay pride" kısmının vıcık vıcık yapılmaması, işin içine özellikle komünizmin bolca sokulmuş olması ve tabii ki toplumdan dışlanmış olan kesimlerin birbirleriyle kaynaşmaları ile birlikte ortaya çıkan muazzam "güçlünün mazlumu ezmesine izin vermeyecek" gücün filmin tamamında hissedilir kılınması, benim adıma, pride'ın en güzel yönleri. ayrıca, hemen hemen bütün lgbti filmlerinde yer verilen berbat espriler ve tabii ki müzikale yakın bir yoğunlukluktaki şarkılı, türkülü ortam bu filmde yok. bu da nefis.
paddy considine'in içinde yer aldığı filmlerinin çoğunu izledim. en iyi işlerinden biri de pride'da canlandırdığı "dai" karakteri. considine'in önceki işlerine aşine olan izleyiciler için lokum kıvamında hissedilecektir. filmi taşıyan da kendisi bence ama yan karakter fazlalığı ve özellikle lgbti komünü içinde yer alan bu karakterlerin hemen hemen hepsinin gerçek karakterler olmaları (evet, filmi izledikten sonra mark ashton'ın başlığını açmak istiyor insan) 2 saat civarındaki filmin izlenilirliğini artıran etkenler. bence pride'ın kötü yönü, görüntü yönetmeninin vasatı aşamaması. şöyle sahneler canlandırılabilir, izleyici kendi gözyaşı ırmaklarlarında boğulabilirdi.
beni yer yer hıçkırarak ağlatan bir film oldu, ne yalan söyleyeyim. zaten ezilmişlikle yoğrulmuş, "birlikten kuvvet doğar" mottosunu kucaklamış filmlerin beni yıkma etkisine fazlasıyla açığım. belki de ben çok fazla etkileniyorumdur; bu da olabilir. ada'nın yakın politik tarihini az biraz biliyorsanız, hoşunuza gidecek bir film pride. eğer siz de burn in hell 'ci tayfadansanız, izlemeyin; önyargı nehirlerinizde yıkanmaya, soğuk mağaranızda takılmaya devam edin.
afiş
fragman
edit: filmin en etkileyici sahnelerinden biri, gerçekten de, ashton'ın madencileri gaza getirdiği konuşması ve madenci eşlerinin bread and roses'ı ipince bir sesle, koro haliyle okumaları. onu da iliştireyim şuraya tüylerim ürperikken. merak etmeyin; bu kadarcık kısa bir sahneyle filmle ilgili spoiler almazsınız. -
lana del rey 'ın 2005'de may jailer olarak çıkardığı sirens adlı albümündeki parça
şarkının linki:
www.youtube.com/...
şarkının sözleri:
-- spoiler --"pride"
you have this way of making me
say the opposite of everything i mean
i kiss you, i hug you
but i could not feel less connected from you
i know i want it all this in the beginning, i really tried
i know i caught you at a not-so-happy time of your life
my dreams are bigger than your junkie pride
i don't quite fit the part of
she who loses everything and falls into insanity
the sunbeams mean nothing
if you can't find the light shining in one thing
i know i want it all this in the beginning, i really tried
i know i caught you at a not-so-happy time of your life
my dreams are bigger than your junkie pride
it's fine if you're hateful
as long as all in all you remain grateful
it made me nervous to know you didn't like me, i really tried
the way i'm feeling in this moment, it can't last my whole life
my dreams are bigger than your junkie pride
-- spoiler --