ebed müddet umduğum bir başka var olma sahnesi vardı hep hayallerimde: bodrumlardan ötelere açılan dehliz kapakları, evimizin tabanındaki tahta boşluklardan düşerek sürüklenip en sonunda varacağım yeraltı şehirleri, her biri serçe parmağımdan büyük olmayan dostlarım...
bu yüzdendir ki, aklım ermeye başladığı çağlarda fantastik edebiyat hayatımda yer edinmeye başladı.çocukluğumda başlayıp halen süren "kaçış çabamlarımın" bir aracıydı, tolkien, ursula k. le guin, babannemin anlattığı köyümüzde yaşanan metafizik olaylar ve niceleri.
dağların zirvelerini, insanlar arası hiyerarşiyi ve hayatın gündeliklerini hep aklımda yer eden fantastik evrenlerle bağdaştırıyordum, fantastik evrenlerimse sabah uyandığımda hatırımda kalanlarla oluşuyordu ağırlık olarak.hep bir periye aşık olmak hissi yankılanırdı çocuk havsalamda.
yukarıda anlattıklarımı sadece insanlığın bir kısmı, şanslılar yani gördükleri rüyaları anımsayanlar anlayacaktır.rüyalar: atlaslar, pusulalar ve anahtarlar.kullanabiliyorsak ne iyi.
hatır, hatıra gerektirir. hatıra ise hatırlamak eyleminin eline bakar hep. hatırlamak için yazmalıyız; anları, anıları ve hatıraları. ve elbet rüyaları da.
"yeni doğmuş bir bebek, ister kedi yavrusu olsun, ister insan, uzun süreler boyunca rem uykusu halindedir, dolayısıyla çok rüya görse gerektir. bebekler uyanıkken ilk kez gülümsemelerinden birkaç gün önce rüyada gülümserler. hatta önemli araştırmacılar, hiç değilse bazı türlerde fetüsün doğmadan önce, rahimde de rüya gördüğünü saptamışlardır. belki de bu fetüs rüyalar, doğar doğmaz gerekli olacak hareketlerin alıştırması, öğrenilmesi olarak düşünülebilir" jean bernard
"Bir gün büyük bir uyanış olacak ve bütün bunların koca bir rüyadan ibaret olduğunu anlayacağız. Ama aptallar uyanık olduklarını, olan biteni anladıklarını sanıyorlar; şu adama hükümdar, berikine sığırtmaç diyorlar - ne ahmaklık! Konfiçyus de sen de rüya görüyorsunuz! Ve siz rüya görüyorsunuz derken ben de rüya görüyorum"
"Bir kere rüyamda kelebek olduğumu gördüm. Şimdi artık rüyasında kelebek olduğunu gören Chuangtze miyim, yoksa rüyasında Chuangtze olduğunu gören bir kelebek miyim bilmiyorum."
Chuangtze
..........
"Düşümde bir kelebektim. Artık bilmiyorum ne olduğumu. Kelebek düşü görmüş olan bir insan mıyım yoksa insan olduğunu düşleyen bir kelebek mi?"
sözleri çiğdem talu'ya, bestesi melih kibar'a ait, erol evgin şarkısı, şarkı erol evgin'in gülşen bubikoğlu'yla birlikte başrolünü oynadığı müzikal filmde, "renkli dünya" filminde de kullanılmıştır, filmde gülşen bubikoğlu'nun söylediği şarkıları "yeliz" seslendirmiştir.
tanzimat dönemi sanatçılarından ziya paşa'nın söyleyeceklerini adeta bir rüyanın sorumsuz rahatlığı içinde dile getirdiği nesir biçimindeki yazısı.
londra'da bir parkta otururken -sözde- uyuyakalan ziya paşa, rüyasında kendini beşiktaş sarayı'nda, sultan abdülaziz'in huzurunda bulur. padişaha söylenmeye başlayan ziya paşa, konuşmaları sırasında, yönetimin bozukluğundan, halkın çektiklerinden söz eder. bu durumdan kurtulmanın tek yolunun, ali paşa'yı sadrazamlıktan uzaklaştırmak olduğunu belirtir. sonunda ali paşa bu görevden alınır ve kıbrıs mutasarrıflığına atanır. vapurla kıbrıs'a doğru hareket etmek üzere bulunan eski sadrazamı uğurlayan ziya paşa, abdülaziz'in yanına gideceği sırada park bekçileri tarafından uyandırılır.
rüya'da ziya paşa kişisel hayatından, siyasal görüşlerinden ve o dönemin siyasal hareketlerinden söz eder. bu esnada rakibi ali paşa'yı aşağılamaktan da geri durmaz.
sözleri çiğdem talu'ya, bestesi melih kibar'a ait, erol evgin şarkısı, şarkı erol evgin'in gülşen bubikoğlu'yla birlikte başrolünü oynadığı müzikal filmde, "renkli dünya" filminde de kullanılmıştır, filmde gülşen bubikoğlu'nun söylediği şarkıları "yeliz" seslendirmiştir.
Beni bu sözlüğe getirendir. rüyamda tsevenı görmemle ekşide meta sözlük başlığına bakmak aklıma geldi. sözlüğü gördüm ve geldim. Metayı özlemiştim iyi oldu ^^