bu adamla ilgili şunu söylemeliyim ki onun mağduru olduğu saray darbesiyle inanın ben bile utandım. türkiye cumhuriyeti'nin seçilmiş başbakanı bu kadar ezik bu kadar basiretsiz olmamalıydı. valla üzüldüm lan ben, acıdım bildiğin bu sincap diye dalga geçtiğim adama... neden böyle oldu'ya dair bile tek kelime edemeden hala o zat'ı yalaması beni korkutmaya yetti de arttı.
12 ekim 2015:
"biliyorsunuz bu, bir eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız"
21 ekim 2015
"hiçbir başbakan, hiçbir hükümet yetkilisi, hiçbir kamu görevlisi suç işleyeceğini bildikleri bir terör örgütüne karşı tedbir almaktan kaçınmaz"
hayatım boyunca bir devlet adamına yapılmış en acayip aşağılamalardan birisine maruz kalmıştır bence. yardımcı rolde putin var: nedense alışkanlık haline gelmiş
son olarak, bence kendisinin politikadaki hayat hikayesi de şudur : giriş gelişme sonuç
müthiş öngörüleriyle büyük laflar etmiş ex başbakan:
1) suriye olayları konusunda insanlık vicdanının sesi, ak parti iktidarındaki türkiye'dir,
2) türkiye olarak bundan sonra da ortadoğu'da değişim dalgasını yöneteceğiz,
3) bütün ortadoğu toplumlarında türkiye sadece dost ve kardeş bir ülke olarak değil, geleceği belirleme fikrine sahip yeni bir fikrin, yeni bir bölgesel düzenin öncüsü bir ülke olarak görülmektedir,
4) bizden habersiz ortadoğu'da yaprak kıpırdamaz...
memleketin bütün dış politakasını batıran kişidir. gerçi kendisi kovalandıktan sonra da bu politikaya mum dikilmiştir o ayrı konudur. bugün kuzey kıbrıs türk devletiyle bile aramız bozuk lan. kuzey kıbrık türk devleti diyorum yanlış duymadınız. işte bu küçük adamın kendisi iktidardan ihraç olsa da, fikirleri iktidardır.
normal şartlar altında böyle bir insanın bir köşede utancından ağlayarak erimesi lazım. fakat işte ne kadar a normal günlerden geçtiğimizin kanıtlarından biri bu küçük adamdır. ortada mesih gibi gezmektedir. yaptıklarım için özür dilemiyorum, aklım hala yapamadıklarımda demektedir.
memleketçe beter haldeyiz. eyy davutoğlu sen daha beter olursun inşallah.
eski partisiyle bir birlerini yesinler, oya ete para vermesinler dediğim ex başbabandır. türkiye'nin en karanlık dönemlerinin başbakanıdır. halka ettiği zulümleri şuraya sıralasak karakter sınırı yetmez. ve bu yaptıklarından dolayı özür dilemek bir yana dursun, yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır şiarıyla parti kurmuştur.
bir de yaşamış en güzel insanlardan biri olan barış manço'nun tertemiz bir şarkısını kirletmiş. söyleyin yapmasın.
Başkanı olduğu ak parti içindeki atama yetkisi bile elinden alınmıştı zamanında. Alınıp genel kurula verilmişti. Mesela il ve ilçe başkanı atayamıyordu yani. Kim atayacak peki? kurul.. Çok demokratik değil mi.
yersen.
Politik kariyerinin en büyük başarısı da 7 haziran genel seçimleri sonrası tüm türkiye'yi koalisyon masalıyla uyutup tekrar seçime gitmek ve ak parti iktidarıyla ota boka "darbe" yakıştırılması yapılan siyasi literatüre 4 mayıs saray darbesi terimini kazandırmak olan ex hoca.
Millet ittifakının son transferi. Deva'ya ekonominin paslandığı gibi dış politika da kendisine paslanırsa sıçtığımızın resmidir. Neyse, başbakanlığı döneminde yaptığı bir açıklamayı bırakayım şuraya, tarihe not düşülsün:
"gazetecilerimiz 'özgür' denilen ülkelerden daha özgür"
dün halk tv'de bir programa katıldı. program boyunca kendini överek başladığı cümle içlerinde altılı masanın dağılması ve kemal kılıçdaroğlu'nun adaylığıyla ilgili önemli şeyler söyledi. anlıyoruz ki masanın dağılmasına ilişkin en önemli faktör milliyetçi muhafazakar seçmenin mağdur edilmeme çabası (ki bunu helalleşme saçmalığıyla görmüş olduk) ve partiler içindeki bakanlık beklentilerinin süreci uzatması olmuş.
bakanlık beklentisindeki koltuk sevdalısı parti ve partililer yanında post kemalizm ekmeğini yiyen sağ cenahın devletten nemalanmaya devam etmesini garanti altına alma çabası yüzünden sıkıntı çekmeye devam ediyoruz kısacası. altılı masa iktidarı devralsa bile sermayenin el değiştirmesi dışında bizim için değişen pek de bir şey olmayacağını tekrar hatırlamış olduk dün. gene bildiğimiz bir detayı da hatırlatmış oldu; ikinci turla birlikte kılıçdaroğlu özellikle zafer partisine altılı masadan habersiz şekilde yanlayarak seçilmek için bütün tuşlara basmış.
programda öne sürdüğü saadet - yeniden refah, gelecek - deva gibi fikirsel tabanda buluşması muhtemel partilerin olası seçim koalisyonları post erdoğan dönemi için bugünkünden daha karanlık bir tablo getirdi gözümün önüne bu arada.