1. hayvanlara yönelik yanlı tutumu ifade etmek için kullanılan bir terimdir.

    terim İlk defa tarafından kullanılmış olsa da ’ın 1975 yılında yayınlanan çığır açan eseri kitabı ile yaygınlık kazanmıştır.

    Nasıl ki cinsiyetçilik farklı cinslere yönelik, ırkçılık farklı ırklara yönelik ayrımcı davranışları tanımlıyorsa türcülük de salt farklı bir türden oldukları için hayvan sömürüsünü meşrulaştıran yanlı düşünceye karşılık gelir. sonuçları de en az ırkçılık ve cinsiyetçilik kadar ağırdır.

    güncel örneklere baktığımızda; insan türünün diğer türler üzerinde kurduğu baskı ve uyguladığı sistematik sömürünün arkasındaki psikoloji hemen her zaman türcülüktür.

    her yıl 80 milyar kara hayvanı etleri için öldürülüyor. (deniz hayvanlarının sayısı trilyonları buluyor.) derileri ve kürkleri için katledilen yüz milyonlarca hayvanı da bu sayıya ekleyin. dahası dünyanın en gereksiz bilimsel bilgilerini edinebilmek için yapılan biyomedikal deneyleri, şu aptal kozmetik ürünlerin testlerinde çekilen acıları, eğlence ve spor amacıyla avlanmaları, sirkleri, rodeoları at yarışlarını ve aklınıza gelen diğer sömürü örneklerini düşünün.

    işte bütün bunlar o aptal insanoğlunun en önemsiz çıkarlarını tatmin etmek için yapılıyor... peki diğer konularda gayet iyi niyetli, merhametli anlayışlı, nazik insanlar nasıl oluyor da konu hayvanlara gelince burada bir ahlaki ikilem olduğunu göremiyor? yüzde biri insanlara yapılsa dehşete düşüp ortalığı ayağa kaldıracağımız bir mesele konu hayvanlar olunca nasıl sindiriliyor, görmezden geliniyor ya da destekleniyor? işte burada bilişsel bir çarpıtma olarak türcülük yardıma koşuyor. çünkü çok kısa bir şekilde yukarıda değindiğim bu sistematik sömürüyü ancak hayvanları ahlaken önemsiz bir kategoriye sokarak sürdürebilirsiniz. buradaki sözde çözüm mensup olunan türe dayanan yanlı bir görüş benimsemektir. bütün mesele biz önemliyiz, diğerleri önemsiz demek. ondan sonra yapacağınız hiç bir kötülük vicdanınızı kanatmaz.

    türcülüğün tuzağından kurtulmanın yolu benzer çıkarlara benzer önemi vermekten geçiyor.örneğin işkence görmemekte hem insanların hem hayvanların benzer çıkarları vardır. eğer siz konuyla alakasız özellikleri (zeka düzeyi gibi) ortaya atarak acı verici biyomedikal deneylerde insanların kullanılmasına karşı çıkıp hayvanların kullanımını savunuyorsanız tıpkı ırkçılık gibi bir ön yargıdan yani türcülükten hareket ediyorsunuz. zeka düzeyi gibi özellikler hayvanın kullanılmasını meşrulaştıramaz çünkü zeka iki türün işkence görmemekteki çıkarı ile ilgisizdir ve dikkate alınmaz.

    yine hayvanın da tıpkı insan gibi yaşamakta benzer çıkarı vardır. bir insanın öldürülmesine karşı çıkıp da benzer koşullardaki bir hayvanın öldürülmesini ahlaken savunulur buluyorsanız ve bunun için ''konuyla ilgili bir gerekçe'' gösteremiyorsanız (gösterilebildiğini hiç görmedim) sadece farklı türlerin farklı muameleye tabi tutulabileceği yolunda taraflı bir ön yargıya sahipsinizdir. nasıl ki farklı ırklarda ya da cinsiyetlerde farklı biyolojik özellikler farklı muameleyi haklı göstermez farklı türlere yönelik muamelenin gerekçeleri de biyolojik farklılıklara gönderme yaparak açıklanamaz. bu felsefi olarak tutarsız, mantıksız, bilişsel olarak ön yargılı ahlaki olarak da savunulamaz bir pozisyon olur. ''e tabi farklı davranacaz çünkü biz insanız o hayvan'' demek cahil ağzıyla konuşmaktır.
    #280163 little thirty | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0genel terim