1. avustralya kökenli filozof peter singer tarafından 1975 yılında kaleme alınan ve hayvanlara yönelik ayrımcı muamelenin ideolojik temellerini (bkz: ) ve endüstriyel hayvancılığın ve deney hayvancılığının pratik sonuçlarını ortaya koyan türkçeye hayvan özgürleşmesi olarak çevrilen eseridir.

    bu eserin yayınlanmasıyla birlikte Batı dünyasında hayvan hakları hareketi çok önemli bir ivme kazanmıştır.

    Singer kitabın başlangıç kısımlarında, hayvan sömürüsünün arkasındaki temel ideoloji olarak türcülük kavramını ele almaktadır. Bu bölümde türcülüğün de tıpkı cinsiyetçilik ve ırkçılık gibi bir ayrımcılık çeşidi olduğu, tür aidiyetinin diğerlerine nasıl muamele edeceğimize ilişkin keyfi bir ayrım olduğunu ikna edici bir şekilde açıklamaktadır. bir siyaha sırf ırkından dolayı ya da bir kadın sırf cinsiyetinden dolayı ayrımcılık yapmak nasıl yanlışsa bir hayvanın çıkarlarına da sırf bizden farklı bir türden diye daha az önem vermek de benzer bir ayrımcılık biçimidir.

    peki hayvanlara yönelik uygulamalarımızı meşrulaştırabilecek ve sadece insan türünün sahip olduğu ancak hayvanların sahip olmadığı başka kriterler var mıdır? Singer ister zeka, ister öz farkındalık, ister insana özgü olduğu düşünülen başka bir özelliği seçelim her zaman bu özelliğe sahip olmayan insanlar bulunabileceğini (örneğin bebekler ve beyin hasarı olan engelliler) ve bazı hayvanların bu özelliklerden herhangi birinde bazı insanlardan daha iyi not alacağını söylemektedir. bu durumda hayvan çıkarlarına daha az önem vermeyi, zeka gibi bir kritere de dayandıramayız. Eğer bunu yaparsak hayvanlardan hem zeka hem de farkındalık açısından daha aşağı seviyede olan insanları ahlaki ilgi alanımızın dışında bırakmak zorunda kalırız. Eğer bu insanlara ahlaki ilgi göstermeye devam ediyorsak o zaman hayvanları da bu alandan dışlayamayız.

    Peki bir varlığın ahlaki ilgimizin konusu olması için sahip olması gereken özellik nedir? bu özellik sadece ve sadece hissedebilir olmaktır. J. Bentham'ın söylediği gibi: ''Mesele ne kadar akıllı oldukları ve ne kadar konuşabildikleri değil ne kadar acı çekebildikleridir.'' Bu kritere göre insanlar ve hayvanlar ahlaki ilginin konusuyken, taşlar, bitkiler, cansız nesneler bu çerçevenin dışında kalır.

    Hayvanların ahlaki ilginin konusu olduğunu söyledikten sonra bu sefer çıkarlarına ne kadar ağırlık verilmesi gerektiği konusu gündeme gelir.

    singer'ın burada önerdiği çözüm kıyaslanabilir çıkarlara eşit değerin verilmesidir. burada altı çizilmesi gereken ifade ''kıyaslanabilir'' çıkarlardır. örneğin bir hayvanın acı çekmeme yönündeki çıkarı (insanların benzer yöndeki çıkarlarıyla) kıyaslanabilir niteliktedir. Bu durumda bir hayvanın acı çekmesindeki çıkarına insanlarınkine göre daha az ahlaki ağırlık verilmesi kabul edilemezdir. (elbetteki bütün çıkarlar kıyaslanabilir türden değildir. örneğin insanların oy kullanmakta, siyasi partilere üye olmakta, dernek kurmakta çıkarları vardır. ancak hayvanların benzer çıkarlarının olduğu söylenemez.)

    Singer, kitabın sonraki bölümlerinde endstüriyel hayvancılığın ve deney hayvanlarına yönelik muamelenin pratik örneklerini ele almaktadır. Burada anlatılanlar pek çoğumuzun bilmek istemeyeceği gerçekler olmakla birlikte, her biri söz konusu endüstrilerin standart uygulamalarıdır.

    Singer son olarak türcülüğün tarihini ele almakta ve bu görüşün dini ve kültürel arka planını ifşa etmekte, hayvanlara yönelik genel bakışın felsefi evriminin ayrıntılarını detaylandırmaktadır.

    #291006 little thirty | 9 ay önce (  9 ay önce)
    0kitap