gerçekçi ve karanlık atmosferi, akıcı kurguya rağmen hikaye akışında senaryoya bağlı boşlukları nedeniyle bariz michael mann filmi etkisi bırakan, 2015 yapımı denis villeneuve yönetmenliğindeki suç / gerilim filmi.
müthiş bir açılışa sahip sicario, bu vuruculuğu önce josh brolin (ve parmak arası terliklerinin) sempatikliği, sonrasında da benicio del toro 'nun müthiş karizmasıyla sürdürüyor kısa bir süre daha. esas kız emily blunt 'ta zerre sırıtmamış ve cuk oturmuş rolüne. lakin oyunculara ısınınca, önce açılıştaki o müthiş büyü etkisini yitirmeye sonrada düşen tempo filmi biraz sıkıcı hale getirmeye başlıyor. elbet, içinde bir meksika 'dan adam kaldırma sahnesi var ki, aslında filme hakim olan o korkutucu gerçekçilikle bezeli müthiş bir gerilim sunuyor izleyene. korkutucu, çünkü film çok da bilinmeyen bir dünyayı, meksikalı uyuşturucu kartellerinin dünyasına sokuyor insanı ve kanunsuzluğun hüküm sürdüğünü buram buram hissettiriyor izlerken. böyle böyle tekrar ısınıyorsunuz filme. ancak, açılıştaki aksiyon, filmin geneline hakim değil ve bu beklentinin karşılanmaması biraz üzüyor izlerken.
finale doğru hem gerilim hem de tempo artıyor ve film muhteşem bir (hatta iki) final yaparak kapanıyor.
olay, iş yaparken kanunun belirlediği sınırları sallamayan derin görevlilerin, esas kızı takımlarına dahil ederek meksikadaki uyuşturucu kartellerinden birisini kündeye getirip ortalığa çeki düzen vermesinden ve paralelinde arka planda gerçekleşen bir intikam hikayesinden ibaret aslında. ancak film bunu o kadar gerçekçi, mesafeli ve soğuk bir şekilde yapıyor ki, etkilenmemek elde değil.
ben her ne kadar gerçeklikten bahsetsemde, benicio del toro 'nun ortaya çıkardığı profil filmde izleyeni rahatsız edebilecek tek karakter olarak görülebilir. gene de karakterin arka planı öğrenildiğinde anlamsız da gelmiyor yaşananlar.
uyuşturucu işinin global pazarda nasıl dengede durduğunu az - çok açıklamaya çalışan ve düşününce çok daha derin mevzulara kafa yormanıza yol açacak bazı fikirler de ortaya koyan iyi bir film sicario.
esas kız kate 'in olan biteni anlamaya çalıştığı dönemde, amiriyle girdiği şu diyalogda, filmin konusuna açıklık getirecektir muhtemelen: -ne istiyorsun kate? burada ne yapmak istiyorsun? -prosedürlere uygun hareket edilmesini istiyorum. istediğim bu. dava açılabilir bir dosya oluşturmak. -bu bölgede geçen yıl, daha önceki iki yılın toplamından daha fazla uyuşturucu suçu davası yürüttük. sokaklarda bir etkisini gördün mü? kazandığımıza dair içinde bir his var mı? -yok. -matt gibi danışmanlar, gelir ve ortalığı karıştırır. suçluların tepki verip hata yapmasına sebep olurlar. bu savaşta gerçekten bir fark yaratacak şekilde bu kişilere karşı bu şekilde dava oluştururuz. gerildikleri, adamlarına güvenmeyi bıraktıkları paralarını hareket haline geçirdikleri zamanlar bu zamanlardır. bütün bunlar darbe vurmak için birer fırsat. matt gibilerin amacı budur. bu, kendi kafamdan uydurduğum bir şey değil kate. danışman alma adına yetkim yok. ya da kurumlar arası göreve katılma adına veya hava kuvvetleri üssü'ne ajan gönderme adına. beni anlıyor musun? bu kararlar buradan çok uzakta, kurula seçilen görevliler tarafından veriliyor, atananlar tarafından değil. eğer korkun çizgiyi aşmaksa sana aşmadığını söylüyorum. o çizgi kaldırıldı...