itiraf etmeliyim ki derli toplu bir tanımını yapamadım kafamda başlığın, ama söylemek istediğim birkaç şey var. tanımı kafamda oturtursam editleyeceğim.
şu anki kafa yapımla ve okumaktan hoşlandığım kitap türü bakımından değerlendirip olaya baktığımda, "çok satanlar" adı altında piyasaya sürülen kitapların çoğu gerçekten içerik bakımından faydasız ve şahsen ben bunları okumam. ancak şöyle bir durum var: genç yaşta insan okumaya bu tür kitaplarla başlayıp, sonradan benim gibi bunları yetersiz / gereksiz görebilir. o nedenle bu tür kitapların da, herkes için olmasa da bazı insanlar için dolu dolu içerikli kitaplar okumaya başlamak yolunda bir basamak olması nedeniyle çok eleştirilmesi taraftarı değilim. tabi lafım bunları alıp kahveci köşelerinde poz vermek için kullanan tiplere değil. onları kendi hallerine bırakıyorum.
şöyle bir örnek vereyim; ipek ongun'un gençler için yazdığı serileri eleştiren çok kişi gördüm. ancak şahsen ilk okuduğum kitaplardandı bunlar ve o kitaplar sayesinde daha çok okumak hevesi edinmiştim. çok erken yaşta rus klasiklerini okumaya başladım. ardından reşat nuri güntekin kitaplarına sardım. bir süre sonra hoş gelseler de daha doyurucu bir şeyler aramaya başladım okumak için. bu kez tarihi ve siyasi konuları okumaya başladım. ancak genel olarak çok da hoşlandığım konular olmadıklarından arayış devam etti. oradan oraya, daldan dala atlarken bugün geldiğim noktada okuduğum kitaplar daha çok kuantum, sicim teorisi, astronomi, astrofizik gibi konular üzerine. yani demem o ki, insanlar okusunlar, okumaya başlasınlar da, neyle başlarlarsa başlasınlar. yeter ki aynı seviyede kalmasınlar ve hep bir adım ileriyi hedeflesinler.
okumama konusunda maalesef @bursaria'nın da yazdığı gibi, bahane üretmek çok kolay. ancak okumayı gerçekten isteyen insan mutlaka her müşküle bir çözüm üretiyor. mesela annemin gözleri yakını pek görmez. bilgi edinmeyi de çok sever. biz de kendimizce yöntemi bulduk: ben ona okuyorum. bugüne dek onlarca kitap bitirdik beraber. üstelik o da benim gibi bilimsel konulara düşkün olduğundan, bitirdiğimiz kitapların içerisinde çoklu evrenler gibi birçok konuyu içeren kitaplar da mevcut. bazen de bilimsel dergilerden yenilikleri okurum ona. üzerinde konuşuruz falan... hatta bir gün odamın kapalı olan kapısını pat diye açıp içeriye dalmasını ve "bana kuantum anlat" demesini hiç unutmuyorum (: özetle, önemli olan niyet sahibi olmak. niyet yoksa ne desek boş. namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz derler.
bir de toplu taşıma araçlarında falan kitap okuyanları artistlikle suçlayanlar var. yapmayın arkadaşlar! kitap seven insanlar gerçekten nerede olduklarına bakmıyorlar okumak için. kimseye hava atmak gibi bir dertleri de yok. zaten bu hava atmaya yarayacak türden bir iş değil bizimki gibi toplumlarda. bizde hava daha çok malla mülkle, şekille fizikle falan atılıyor. etiketçi toplumuz vesselam! ben okuyamıyorum dolmuşta falan, çünkü midem bulanmaya başlıyor araç tuttuğu için. fakat okuyabilenlere çok imreniyorum. gösteriş yapmaya çalışan bir avuç insan mutlaka vardır. fakat bu geneli kötülemek için gerekçe değil bence. keşke herkes ellerine telefonlarını alıp boş boş whatsapp kişilerine bakmak ya da seriye takıp instagram'da beğeni yapmak yerine kitap okusaydı...