bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
Kaybedeli yıllar geçmiş acısı taze hala sevgili sayın sözlük...
O gün nasıl canım yandıysa günlerdir öyle canım yanıyor.
Uyuyorum ! Sızıyorum ! Rüyamda görüyorum uyanıyorum, bir daha sızmak istiyorum...
Bazen sızınca deliksiz uyuyabiliyorum çünkü be sevgili sayın sözlük. Bazen uyuşunca beynim hatıralar gelse de aklıma uyurken gözlerimin önüne gelmiyorlar.
Yıllar olmuş sevgili sayın sözlük. Yıllar olmuş ben hala alışamamışım yokluğuna. Alıştım diye kandırmışım kendimi hep. Alışamamışım işte her halimden belli !
Kimseye şikayetim yok da bu hatıralara çok kırgınım !
Fotoğraf makinelerini çok severim sayın sevgili sözlük bir de beyninden çektiklerini... -
Akşam-ı şerifleriniz hayrolsun sayın sevgili sözlük^^
Kendimi geçip giden anların ortasında bomboş duruyor gibi hissediyorum şu sıralar.
Beynimden düşünceler akıyor, ne durdurabiliyorum ne de anlayabiliyorum.
Yanımdan anlar/anılar geçiyor ne dahil olup yaşayabiliyorum ne de bir adım geri çekilip kendimi uzak tutabiliyorum.
Karmakarışıklığın en sevmediğim; hiçbir şeyi anlamlandıramama evresindeyim birkaç gündür.
Biraz uzaklaşıp göğü izledim uzun uzun...
Değişen bulut şekilleri dışında bir şey yok açıkçası.
yine kendime döndüm ama sanırım ücra bir köşede duygularımı unutup geldim.
Her uçuşun bir aşınması olacaktı pek tabii.
Beyin kıvrımlarınızdan öpüyorum sayın sevgili sözlük bir de kaçırdığınız tüm anılardan...^^ -
Çığlıklarınızın düğümlendiği günlere lanet olsun sevgili sayın sözlük, size bir şey olmasın ! -
Birine “dahil” olmak ne zamandır göze sokulan bir şey oldu sevgili sayın sözlük ?
Birine karışmak ne zamandır diğerlerine ispatlanması gereken bir şey oldu ?
Bir şeylere susmak ne zamandır “aptallık” oldu sahi ?
Biz ne zaman bu kadar “küçük hesaplar” peşinde koşan insanlar olduk ?
Ne zaman sakinliğini koruyan insanlara “sen salaksın, anlamıyorsun, cevap verecek bir şeyin bile yok” demeye başladık ?
Sahi ne zaman başladı bunlar ?
Ben kaçırmışım...
kaçırdığım için pişman değilim fakat sorgulamadan da duramıyorum.
o değil de size ne oldu sahi ?
ne zaman bu kadar küçük hesapların peşinde koşturan egolu ama gülünecek hatta acınacak tiplere dönüştünüz ? -
Yıldızların ne ayısı olduğunu hiç öğrenemedim sevgili sayın sözlük !
Küçük büyük bıdıbıdı olmaları hiç önemli olmadı ki... hatta kutup ayısı olsalar belki daha iyi anlardım^^
Hafızam burada yaşamak istememek ile istemek arasında gidip gelirken; istemese bile şu anda içinde bulunduğum kıvrımlarımın arasına dahil olan her nöronumun açtığı pankart “dur burada, burası işte, sakin ve güvenli” diyor.
Bir cümlenin başı ve sonu arasında 2 kelime olsa bile anlamı değişebilir sevgili sayın sözlük...
Bir dinleseler ! Ahh dinleseler...
Neler anlatıyorum bir bilseler.
Çığlık atamadım hiç ama ben de kendimce haykırdım... ama kendimce değil mi !?!?
Güneş doğmasın istedim belki gizlice ama en karanlık gecelerin sabahını gözümü kırpmadan bekledim...
Ümidim yok dedim belki ama inanmaktan da hiç vazgeçmedim usul usul...
Sustum ama belki neler gizledim o sessizlikte ama işte sustum bu yüzden kızamadım bile kimseye...
Gitmek istemedim ki hiç ! Ama belki mecbur bırakıldım...
ama dememek için çok çabaladım ama (!) her dediğimde de kendime hak verdim...
Amaların öncesine sonrasına çok baktım da, ben de o sebepli cümleleri açık seçik kullanmaya başladım...
Yaş almanın muazzamlığına inandım da; kendi gidişimi henüz sindiremedim...
Sevgili sözlük dedim ama ben mutsuz olduğum zamanlar dışında gelmedim sana...
Yapmadım. Yapamadım.
O da benim işte, bu da benim...
Mutlu düşler görelim sevgili sözlük^^ bence tüm olumsuzluklar içerisinde bile sakince dinleyebilmen çok özel...
İyi ki varsın ! İyi ki varım... seni benimsedim.
not: ne ayısı olduğu önemli olmadan; küçük ayı, büyük ayı, kutup ayısı... seviyorum işte^^ -
Söze nasıl başlasam bilemediğim için yazdım yazdım sildim sevgili sayın sözlük... selam^^
Uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım bu gece, sakince müzik dinlerken kendimi de dinledim... sevgili sayın sözlük sana selam iç sesime hasret buram buram...
Fon müziği bu gece için bu...
Kafamdaki aysellerle boğuştuğum bir zaman... alkol ve birkaç şiir işte irtibatım iç sesimle. Dümdüz böyle bir zaman. Biraz zaman aşımı biraz haddini aşma. Ne yaparsa yapsın da hadi adı da bu gece aysel olsun...
Bu arada aysel’e selam kedi’ye hasret...
Olan olmuş be aysel, ah aysel, yansak ne olacak ulan aysel !
Gökyüzü berraklığına hasret, yirmi beş gün bir kuyruklu yıldız peşinde koşmuş da bulamamış, dondurmasının tadına bakamadan düşürmüş bir çocuk ruhu var bu gece içimde. Adı aysel, adı önemsiz, adı önemli.
bilemeyiz...
Bilemem...
Adı var da duyguların tercümanı yok.
Adı dıştan yok belki ama içten yakar.
Adı herkes için bilinen benim için tecrübe edilmemiş.
Adı selamdır da hep kendisine hasret...
Bilemeyiz...
Bilemem !
Her şeyi bilemem ulen !
İç sesimi bile bilemem ki ben...
Bilinçli veya geriye attığım herhangi bir şeye dair cümleler dökülürken ağzımdan, ne haddime benim her şeyi bilmek !
Mürekkebim biter, kalemim yazmaz !
Aysel’e selam da kedi’ye gece gündüz düpedüz hasret... -
sevgili sözlük...
nasılsın görüşmeyeli ? ben iyiyim. aslında o yüzden pek kapını çalmadım, sanırım haksızlık ediyorum sana genelde kötü şeyleri yazarak, bu sebeple bu güzel anımı yazmak istedim sana bu gece...
ben yokken birileri taşınmış yan tarafa, dünden beri annem "kedi yarın komşunun oğlu gelecek bizim köpeği sevmek için, senin gelmeni bekliyordu o yüzden sabah erken kalk" dedi durdu.
ben de diyorum "ee gelsin anne ben ne yapayım, yemez bizimki bilmiyor musun ? niye gelmedi bu zamana kadar" falan diyorum işte neyse...
dün akşam da çocuğun bizim köpekle balkondan konuşmasını dinliyorum odamdan "benim senin gibi arkadaşım yok biliyor musun ? ama biraz korkuyorum senden..." dedi bir ara duydum, ben de diyorum "çocuk çekingen falan herhalde" neyse... buralara kadar her şey normal aslında.
ufaklık geldi sabah biraz korkuyor, bir ara köpek falan saldırmış, normal dedim olur... sonra dayanamadım dedim "sen dün böyle dedin ben duydum, arkadaşın yok mu senin ?" konuşmayı aktarıyorum hatırladığım şekli ile:
-"var da böyle yok"
"nasıl köpek mi yani ?"
-"kalbinden hasta, benim gibi..."
konuşamadım ben tabii, anneme sinirlendim insan bir uyarır falan diye çocuğa sorduk öyle dümdüz neyse...
-"annem de bana koşma diyor hep, senin annen de sizin köpeğe koşma yorulma diyor, benim tüm arkadaşlarım koşuyor."
"hmm, ee tamam o zaman sen her gün gel biz hep birlikte oynarız böyle koşmadan, hem koşunca ben de yoruluyorum hemen ben de koşmayı sevmem ne güzel bak benimle de arkadaş olursun, olur mu ?"
-"gerçekten mi ? çok sevinirim, hep gelirim sıkılmazsanız" dedi.
ulan nasıl sıkılayım ben senden çocuk ! sen gel ben sana hep zaman ayırırım be... tam olarak böyle ifade etmesem bile ona karşı sanırım anlaştık eheheh. saatlerce oturduk sonra, oynadık falan, oynadık dediğim de beyefendi yaşına göre pek olgun, pek bilmiş, sohbet ettik bir sürü şeyden, kahvaltı falan yaptık, bizim köpeği sevdi bol bol, alıştı... sabahları kahvaltıyı beraber yapmak için sözleştik artık her sabah beraberiz sevgili sözlük...
bu güzel anım da burada dursun istedim, hayatta berbat şeyler olduğu kadar, güzel şeyler de var evet, bana da hatırlatma bu.
akıllı çocukları çok severim sevgili sözlük, böyle özel çocukları daha çok... -
Yine kendimi adını hatırlayamadığım bir filmdeki “arkasında böyle neredeyse dünya patlarken hiçbir şeyden haberi olmayan o karakter” gibi hissediyorum sayın sevgili sözlük^^
Gözlerimi kapatıp açtığımda bir anda kendimi o ütopik dünyamda Bulsam keşke. Her şey bir rüyaymış klişesine o kadar ihtiyacım var ki şu sıra...
Çocukken Salıncakta sallanırken çok hızlı sallandığım zamanlarda oradan ters dönersem dünya da tersine döner mi diye düşünürdüm, sanki o nokta her şeyi alt üst edecek gibi gelirdi, belki beni korkutmuşlardır hızlı sallanmayayım diye ben de böyle bir şeyler üretmişimdir kafamda, bilmem kaç yıl öncesi hatırlamıyorum şimdi detayları yahu sevgili sözlük. her şey bambaşka olur o zaman korkusuyla zevk aldığım bir şeye bile sınır çizip sırf sallanmak için sallanmaya başlamıştım, ne saçma ! şimdi gerçekten bilsem ki öyle bir şey olacak, hiç zevk almayı bile umursamam fizik kurallarıymış, evrenin sırrıymış falan filan anlamam der * hop başka bir yerlere yolculuğu hiç düşünmeden kabul ederdim. Dur neyse hayal kurmayalım şimdi^^
Karıncaları izlemeyi çok seviyorum sayın sevgili sözlük, birde örümceklerin gözlerine uzun uzun bakmayı^^ -
Sabah şerifleriniz hayrolsun sayın sevgili sözlük^^
Zor günleri yaşarken hep bir umut “güzel günleri göreceği be, o günlerin cefası her şey” diyen kaç kişiyiz ? Hepinize hasret kedilerinize selam^^
Tam o güzel günler geldi derken daha zor günleri görüp “tamam ulan nelere katlandın canın yansa da dur bakalım bir sakin be” diyen kaç kişiyiz ? Sizlere selam sadece, olmuşsunuz çünkü size hasrete gerek yok ama kedilerinize hep selam^^
Tam o daha da ne olur ulan artık derken ansızın gelen değişik günlerde beyin kıvrımlarınızın her dönemecinde hissettiğiniz o acıyı parmak uçlarınıza geçmesine sebep olan o serseri sinirnize küfür ediyor ve onunla konuşmaya çalışıyorsanız tam o an haber verin ki sarılalım, çünkü bu noktada artık kelimelerimiz tükendi hiç sevmediğimiz o temaslar bizi kurtacak artık ha birde kedilerinize de hem selam hem hasret artık, durum öyle de vahim.
Yalnız atlattığınız her acının hesabını yine kendinize sorarken “hiç iyi değilim be” dediğinizde “aman ya hayat” diye başlayıp kendi dertlerini anlatan “ben çok acı çektim biliyor musun” derken gözyaşlarınızın bir tanesinden bile haberi olmayan ama mutlu olduğunuz o lanet anlarla bağdaştırdığınız o mükemmel (!) insanlara da kucak dolusu küfürler buradan, eksik olmasınlar, iyi ki varlar (!) yoksa tek başımıza da eğlenebileceğimiz o anlarda kahkahalarımızın dozunu kim ayarlayacaktı ? Hiç düşündünüz mü gerçekten^^
Ve iyi kötü her anınızda yanınızda olan en dipteyken hep kalkmanıza yardımcı olan ama asla kıymetini bilmediğiniz/bilemediğimiz o en güzel yanınıza da sere serpe papatyalar... işte sen iyi ki varsın !
Kedileri çok seviyorum sevgili günlük, birde daha fazla kedileri^^ -
hak eden insanların hepsi bu sabah mutlu uyansınlar be sayın sevgili sözlük.
şu karantina günlerinde, uçsuz bucaksız ormanlarda çıplak ayak yürümüş de tüm olumsuzlukları alıp götürsün diye kendisini doğaya bırakmış gibi huzurlu kalksınlar.
aynada kendilerine bakıp "çok tatlıyım lan" dedikten sonra yansımaya bir öpücük de yollasınlar bence^^
sevilesi insanlara selam, kedilere hasret^^ -
insan bazen ait olduğu sanılan zamana ait değildir sayın sevgili sözlük.
bir ileri bir geri...
keşke kendi 'an'ımızı bulabilsek.
umarım herkes bir gün kendini ait hissettiği o doğru zamanını bulur sevgili sözlük, birde kendini^^ -
Evin içinde çelik kumbaraya ve bir takım çelik tencerelere vura vura dans edip şarkı söylerken bir yandan “keşke kabilemiz olsa akşamları ateş başında dans edip şarkı söylerdik” diye söyleniyordum hatta ev arkadaşımı da dans etmesi için ikna ediyordum ki, beni “sen çık birkaç saat git bir nefes al gel” diye apar topar parka yolladı sevgili sözlük halbuki ben birlikte dans edeceğiz sanmıştım öyle bir enerjiyle kalkınca. Ne kadar da düşünceli bir arkadaş^^ *
neyse kedilerle oturuyorum şimdi iyiyim^^ -
"hayır o öyle olmaz" mantığıyla etrafta dolaşıp, herkese neyi nasıl yapması gerektiğini söyleyen bir ses var herhalde; herkesin bildiği ama benim bilmediğim, görmediğim, duymadığım bir kurallar silsilesi var etrafta sanırım çünkü özellikle şu sıralar ne yapsam, ne desem "yok o öyle diil yia", "cıks olmaz öyle", "yok yanlış yapıyorsun" falan diye çıkıyor biri "abi kim diyor olmaz diye yaparsak olur niye olmasın" dediğimde de "olmaz işte" gibi dünyanın en saçma cevabıyla karşılaşıyorum. olmaz işte nedir yahu ? kendi halimde takıldığım zamanlarda bile kendi başıma onların "kurallarına aykırı" bir şey yaptığım düşünülerek ortamdaki tek "sorun" benmişim gibi davranılmasına gerçekten katlanamıyorum artık. bakın bu psikolojik şiddettir, benim bundan etkilenip etkilenmemem sizi ciddiye alıp almamam bu gerçeği değiştirmez! mantıklı, yapıcı eleştiri olur kabul edersin susarsın dinlersin de yok o yanlış yok bu ayıp aman insanlar ne der mantığıyla sırf diğer insanların düşüncelerini, kendileri hakkındaki tavırlarını etkilemesin diye kendisi olamayan insanların her şeyi biliyor gibi davrandığı,var olmayan ve olsa bile muhtemelen bir halta yaramayacak olan bu gereksiz kurallarınızı kabul etmiyorum ulan!
size ne ya canım isterse bağıra bağıra şarkı da söylerim, canım isterse sokak ortasında dans da ederim, istersem kaldırıma oturur 5 gün kalkmam, istersem bir ağaca sarılır ağlarım, istersem alır başımı giderim, istersem Pikachuyum ben deyip aşağı da atlarım ulan off yetti be! kimseye bir zararım olmadığı sürece istersem her şeyi yaparım en azından yapmaya çalışırım denerim, size de tavsiye ederim^^
akıl sağlığını korumak çok zor iş sevgili sayın sözlük, senin işin de zor vesselam^^ -
En kötüsü sen kendini ne kadar kandırırsan kandır sonunda suratına çarpan gerçeklerden kaçamıyor olmak bence sayın sevgili sözlük.
Aylardır kendimi kandırıyorum Biliyorum bunu birkaç saat önce iliklerime kadar hissettim zaten, tedavisi olmadığını bile bile aslında durumu iyiye gitmezken Ben her gün itina ile kendimi kandırıp durumu iyiymiş gibi davranmaya devam ettim. Nörolojik formuna kadar ilerlediğini çok çok iyi bildiğim halde “yok yahu meslek takıntısı hep, iyi iyi tedaviler işe yarıyor daha zamanı var” dedim kendime, Son zamanlarda yürüyüşlerinin bozulmasına, iştahsızlığına, daha az su içiyor oluşuna hatta artık idrarını yapamıyor olmasına bile bahane buldum kendimce, hep aynı cümle işte “daha zaman var”.
Şimdi kollarımda uyurken aslında çok da zaman kalmadığını itiraf ediyorum kendime artık.
Sanırım hayatın beni sınama şekli bu sevgili sayın sözlük en değer verdiğim canlılarla sınanıyorum bu hayatta. imkanlarımın tamamını kullansam bile kurtaramıyorum bazen ve bu bazenlerin her seferinde En başında kendime “Tamam bu hayvan hasta evet, tedavisi de yok buna da evet, kimse de istemiyor alıp eve götürmek zorundasın buna da evet ama artık bu gördüğün kaçıncı vaka, alıştın, biliyorsun olacakları ama en azından kalan zamanını mutlu geçirecek” desem bile İçimdeki sızının hiçbir zaman Azaldığını hissedemedim.
Ve kızgınım insanlara, çok çok kızgınım bu konuda, her seferinde asla reddedemeyeceğimi bildikleri için, bu acıyı kendileri yaşamamak ve vicdan azabından kendilerini kurtarmak adına “sen bizden daha iyi bakarsın, senin işin bu” adı altında sömürüldüğüm ve bu kadar yıpratıldığım için gerçekten çok çok kızgınım.
Bugün tam 4 ay oldu ufaklığımla tanışalı ve maalesef bu teşhisi koyalı. Aylardır İstisnasız her gece birlikte uyurken hissettiklerimi tarif edebileceğimi sanmıyorum. Bu Gerçekten o kadar tarifsiz o kadar çaresiz bir his ki ne bu ufaklıkta ne de geçmişte hayatıma dokunan ama ne yaparsam yapayım kurtaramadığım diğer ufaklıklarda adını koyamadım.
Biliyorum bu son olmayacak ve biliyorum yine “hayır demeyi öğren artık” dediğim her olay için sömürülmeye devam edeceğim sırf bu kadar değer verdiğim için hepsini biliyorum, kendime de kızıyorum ama Herhangi birinde bile hayır deseydim şu halimden daha iyi hissetmeyeceğime de eminim.
Zaman bazı şeylere maalesef iyi gelmiyor sevgili sayın sözlük, birde insanlar hiçbir şeye iyi gelmiyorlar... -
Az önce kaybettiğim birinin videolarını izledim tekrar, hiç aklımda da yoktu aslında saçma sapan bir anda aklıma geldi ansızın. Birini kaybetmek çok değişik bir şey sayın sevgili sözlük herhangi bir Kelime ve/veya cümleyle tarifi Varsa eğer o bende yok işte. Bir süredir aklımdan çıkarabiliyordum, çıkarmaktan çok aslında ölümün Kalanlar için getirdiği evrelerin Belli bir noktasına kadar geldiğimi düşünüyordum böyle ansızın akıllara gelebileceğini söylemedi kimse. İşin tuhaf tarafı sanki yarın gidip görebilecekmiş gibi o eğlenceli videoları izlerken gülümseyebildim sanırım bu da bir ilerleme çünkü önceden ne izleyebiliyordum ne de ağlamadan bakabiliyordum bi fotoğrafa. Şimdi izledim izledim güldüm, ağladım, kendi kendime konuştum, onunla konuştum ve tuhafım yani tarifi yok işte neyse.
Onu çok özledim sayın sevgili sözlük, birde çalıp söylediği o şarkılardaki neşesini... -
Selam sevgili sayın cağnım ponçik sözlük^^
Özlemişim seni, şu şapşal özlem dolu çocuksu tavrı mazur gör o yüzden^^
Tuhaf, zor, güzel, yıkıcı ama yeniden de doğduğum bir dönemin ardından işte geldim burdayım^^
Depresyondaymışmışmışım da haberim yokmuş, çocuksu ruhumu saklambaç oynarken sıkılıp unutuvermişim bir köşede de kimse uyarmamış meğer. Neyse meditasyonlarmış, içe dönüşlermiş, biraz da destekmiş falan derken baya o küçük şebek kediye dönüştüm tekrar.
Mutluyum demek ruh halimi anlatmaya yetmez sevgili sözlük, 3,5 yaşımdayım diyeyim sen anla^^
Mavi balonları çok seviyorum sevgili sayın sözlük, birde uçanları... -
Merhaba sayın sevgili sözlük,
İletişim bozukluğu yaşıyorum insanlara ve en önemlisi kendime dair. Keşke ilişkiler geçmişte günlerce süren mektuplaşmalar kadar değerLi olsaydı. uykudan kıvranırken konuşmaya çabalamanın, zaman ayırmanın, aslında olduğun en doğal halinin, sen olan rol yapmadığın o halinİn “işte bu” dedirtecek bir durumu olsaydı.
Yastıkları seviyorum sevgili sayın sözlük, birde sarılıp yattığım peluş oyuncakları^^ -
Günaydın sevgili sayın sözlük, günaydın^^
Bugün çok bilgece söylenmiş şu sözlerle başlıyorum günüme.
hizliresim.com/...
O yüzden birazcık yaşamaya gidiyorum şu ruh halimi.
öpücükler, öpücükler^^ -
mükemmel değilim ama iyi biri olmak için çok çabalıyorum sayın sevgili sözlük,
yorgunum... -
Sevgili sayın sözlük ruh halim ektedir, öpücükler^^
hizliresim.com/... -
insanı en çok yaralayan şey; birinden içtenlikle bir şey rica ettiğin zaman, ona muhtaçmışsın gibi davranması ve bunu her hücrende hissettirmesi sana.
gurur kırmaktan bile öte bir şey bu, direkt ruhunu incitmek.
ölüm var be sevgili sayın sözlük. bu kadar kalp kırarak nasıl tadı çıkar bu hayatın ?
hem kendime hem başkalarına üzülmekten de yoruldum artık. başkalarının yaptıklarına üzülürken mutlu olmak için çabalayamam.
yine de çok seviyorum kuşların uçuşunu izlemeyi sevgili sözlük, birde tüm hayvanların dans edişini... -
akşam-ı şerifleriniz hayr olsun sevgili sözlük *
hayvanlar çok değişik canlılar, insanın içini görebiliyorlar sanırım ve bugün beni mutlu etmek için çaba sarf etti hepsi, farkındayım. ben de onların çabalarını boş çıkarmamak adına güzel ve keyifli bir gün geçirdim.
çok uzun zaman sonra bu sabah huzurlu kalktım yatağımdan, yanımda çok uzun zamandır beraber uyumadığım bir dostum vardı, iyi hissettirdi varlığını hissetmek.
güne güzel başlayınca devamı da geliyor, biliyor musun papatyalar açmış, birde yeni dünyalar * turuncusunu göstermeye başlamış.
birkaç köpek besledim eve gelirken, tahminlerim doğru çıktı o siyah köpek doğum yapmış beni o tarafa doğru götürdü 8 yavru saydım ve birisine aşık oldum, birde duvardan atlarken bacağımı sıyırdım pansuman yapmak gerekti ama olsun o yavruları görmek hepsine değdi.
kedileri de unutmadım sevgili sözlük merak etme, hepsinin mamasını koydum, sevdim, sırnaştık birbirimize öyle geldim eve.
kedilerden birisi yine kullandı beni, otobüsten indiğim yerdeydi yine, aldım kucağıma eve gelene kadar tepemde bir seyahat aracıymışım gibi bir muamele gördüm, sanırım kuş olmak istiyor kediliğe henüz hazır değil ama aramızda kalsın hoşuma gitmiyor da değil omzumda bir kediyle dolaşmak^^
güzel bir manzarada büyük bir kupada kahvemi yudumlarken bugünü düşündüm, bir canlının seni sevmesi güzel şey gerçekten, toprakta yürüdüm biraz, birkaç papatya kokladım, gökyüzünü izledim uzun uzun, doğanın cömertliği çok güzel şey.
bir köpek yavrusuna aşık oldum sevgili sözlük, birde tüm hayvanlara... -
seni "bana özel" yapmışlar sevgili sözlük^^