Ulan adam ayağına kadar geldi; güleryüzüyle seni de kazanmaya çalıştı. Bir olalım, beraber olalım; hep birlikte kazanalım dedi. Bu üslup, bu tavır nedir terbiyesiz herif.
iki yıl öncesine kadar haklı bulduğum insandı fakat zaman değişiyor ve düşünceler de değişiyor. hay seni ilk baş destekleyen ve olumlayan beynimi öpeyim, hay senin kafa yapındaki insanları önümüze aydın diye süren türkiye'nin kültürel erezyonunu dürteyim; sizin gibilerin kitaplarını okuyup boş yere para veren beynimi dürteyim tekrar.
kendi yetersizliklerinizi başkalarının üstüne atarak, hayali düşmanlar yaratarak, kavramları ve olguları çarpıtarak kaç tane beyin zehirleyeceksiniz tanrı bilir.
mustafa kemal paşa zannediyor kendisini, ülkeyi fonculardan, bölücülerden, yobazlardan temizleyecek; ülkeyi fabrika ayarları adını verdikleri kıymeti kendinden menkul ayarlara döndürecek; düşmanı denize dökecek. graham füller'in planlarını falan bozacak. düşman ekipler kim, dış minnakların ileri sürdüğü kuklalar ve tüm partileri ele geçirmişler, yurttaşlar oy veriyorlar onlar mal hiçbir şey bilmiyor; bir tek bunlar biliyor düşman olduğunu, bir tek bunlar akıllı .
bunun gibilere ulusalcı deniyor herhalde bilmiyorum artık ama bu attila ilhan, banu avar kafası atatürkçü düşünceden silinmeli ve tarihin çöplüğüne karışmalı; son örneği de bu tiplerin muharrem ince oluyor işte. kişisel hırs, inandığı aptal argümanlar vs. neyse artık kendi kafasında kurduğu ütopya yüzünden afganistan karanlığını ve devletin kendisi olmuş, iyice tiranlığa gidecek bir partinin getireceği tehlikeyi ka'leye bile almıyor beyfendi.
Adaylık yetmez, siyasi hayattan da çekilsin dediğim, genel başkan. Kurmuşsundur hayatını iyice bak keyfine.
Bu memlekette her şey olursun, rezil olamazsın ama bence daha dikiş tutmaz siyasi hayatı.
Çok yanlış zamanda inat ettin, çok boş işlerle uğraştın. En başta böyle yapsan belki Seçimlerden sonra Yükselebilirdin.
Bence %1 bile alamayacağını anladı, elinde kalan son pragmatistliği de yapıp, üçüncü yol-MOl denedim fakat olmadı, deyip kenara çekildi.
Seçimden sonra başka bir hattan yürümeyi deneyecektir ama bana göre dikiş tutmaz artık.
Ekleme, yurtdışı oylarını da bok ettin bu arada Hırsın yüzünden bravo.
Türkiye'de yaşayan hiçbir gencin suratını unutmaması ve affetmemesi gereken siyasetçi.
Bu adamın %4 falan oyu vardı. Kazanamayacağını kendi de biliyordu. Seçimden 1 ay önce işi inada bindirmeyin "Ben çekiliyorum seçmenim birlik olalım KK'ye basalım" diyerek kendi tabanını KK'ye yönlendirseydi muhtemelen %48-49 almış olacaktır. Peki bu adam naptı? 1 ay boyunca muhalefete salladı da salladı hatta sadece muhalefete salladı. Fetöcülerle birlikteler mi demedi kaset falan sonu yok. Kendi %4'ünü KK'nin %45'ine düşman etti. Tabi KK seçmeni de bunlara bilendi ve bir kutuplaşma yaşandı. Muhalefeti bölen adamdır bu ismini dahi zikretmek istemediğim adam. KK'ciler bir umut son 1 hafta adaylıktan çekilirse bunun seçmeniyle birlikte Tayyip'i göndeririz hayalleri kuruyorlardı. Tabi bu kutuplaşma Muharrem'in ve sosyal medya trollerinin işin suyunu çıkarmasıyla iyice fark edilir bir boyuta geldi. 3 gün kala adaylıktan çekildiğini açıkladı ama sadece açıklamadı. Yine muhalefete birilerine bazı güçlere giydirdi ve kendi seçmeninin öfkesini x2 yaptı. Pimi çekip bombayı muhalefetin kucağına bıraktı.
Bunun seçmeni de artık KK'den nefret eder hale geldiği için seçimde KK'ye oy vermektense Erdoğan'a ve Oğan'a kaydı ve ilk turda hezimete uğradık. 1 tanecik insan Don Kişotluk yapmak istediği için gençlerin geleceği bitme noktasında arkadaşlar. 1 çocuk bugün intihar etmiş. 1 kişinin savaşın ortasında idealistlik yapacağı tuttu diye hayatımız bitmek üzere. Eğer ki ayakları yere basan, milletini seven bir siyasetçi olsaydı bu insan şu anda en az 49 oyumuz vardı. En az. Bunun kızgın seçmeninden AKP'ye kayanları da çıkarırsak kafa kafaya 2.tura kalacaktık. Sinan Oğan ile de anlaşıp onun %1'ini alsaydık bu seçimi kazanacaktık.
Şimdi olacak olan şu. 49-45 2. tura gidiyoruz. Oğan her ne kadar %5.5 almış olsa da tabanı %2. %3.5 Mhp'den ve Memleket'ten gelen tepki oyu. Şimdi bu adamla anlaşsan dahi bunun seçmeni aslında buna ait olmadığından tek bir paket halinde taşınamaz. Benim öngörüm Muharrem'in 3.5'u S.oğan'da olsa dahi biz en fazla %2'sini alabiliriz. Kızgın olan yine kızgın kalacak ve Oğan millet ittifakına katılırsa KK'ye vermeyi kabul etmeyecek ve cumhur ittifakına basacak, boş atacak, sandığa gitmeyecek. Bu durumda da %47 olur KK'nin oyu. İnce'ye oy vermiş 0.5'i de alsa 47.5. Ülkücü seçmen İYİP'i HDP ile birlikte olmakla suçladığı için MHP'ye kaçtı. İyip'in oyunun düşmesinin sebebi bu. Oğan millet ittifakına katılırsa 5.5(tüm oylar)-2 (kk'ye gelen Muharrem'in oyları) = 3.5'luk milliyetçi seçmen (2'si Oğan'ın tabanı gerisi MHP). Bu seçmenin bir kısmı yine S.Oğan'ı terörle ilişkilendirip MHP'ye ya da AKP'ye kaçacak haliyle AKP 49.5+1 ya da 2 ile 2. turu kazanacak. Matematiksel olarak şansımız var görülüyor olabilir ama dinamikleri incelersen aslında şansımız yok. Bu seçim sadece MHP ve AKP'den oy alınarak kazanılabilir fakat bu da mümkün değil. MHP'li seçmen İYİP'i terörist görüyor, AKP'li seçmen asla oy vermez. Yani sözün özü bu adam yüzünden tam anlamıyla bir bataklığa batmış vaziyetteyiz. Kendi seçmenini kutuplaştırmasaydı o yüzde 4'ü taşıyıp 45+4+Oğan'dan alınanlar ile seçim kazanılabilirdi ama artık olmuyor. Tek suçlusu elbette kendi değil ama bu millete çok büyük darbe vurdu. O yüzden Muharrem demişti dinlemediniz diyenleri dinlemeyin. Bizim kahine ihtiyacımız yok tahminde iyiyse kupon yapsın bizim savaşta yanımızda savaşacak kaçmayacak askere ihtiyacımız var. Bu dediğimden militarist biri olduğum çıkarımını yapmayın savaşa karşıyım ama ölüm kalım bağlamında değerlendirirsek herkes savaşmak zorundadur ve kendisi siyasi anlamda bir asker kaçağıdır benim gözümde.
bugün tekirdağ'da idi kendisi. hatta 5 metre mesafede karşılıklı el sallaştık. mitinglere giden bir insan değilim pek. lakin bugün tekirdağ mitinginin sonunda ben de oradaydım. görülmesi gereken sağlam bir kalabalığa hitap etti. ve izmir marşı ile bitirdi mitingi. yarın da samsun'da olacak. 19 mayıs'ta samsun'da açıklayacak planlarını. bakalım, ne anlatacak.
nevşin mengü'nün dw türkçe'de kendisiyle yaptığı röportaj, penguen televizyon kanallarındaki şovlarına göre daha içten ve dürüst olan siyasetçi, cumhurbaşkanı adayı.
Ben bir zamanlar deli gibi chpyi savunan ben birkaç senedir ülkede bir oyunun döndüğünün ve herkesin kendi rolünü üstlenip olayların sürekli aynı olduğunun farkına vardıktan sonra bir daha siyasi hiçbir partiyi savunmadım. Baya anarşizm falan gibi bir şey aslında gerçek görüşüm ama hayat bir survival oyun gibidir. Hatta hayatın kendisi zaten survivaldır. Dolayısıyla en asgari şartlarda hoşuna gitmeyen biriyle de olsa mecbursundur ittifak yapmaya. Benim planım artık oy kullanmamak idi. Ancak boş oylar akpye gideceği için ve şu an tayyip ve ekürileri hariç nerdeyse herkesin ülkeyi nispeten daha iyi yerlere getireceğini bildiğim için meral akşener ve bu adama oy atacağım.
Konuşsak birçok konuda aynı fikirde olamayacağımızı biliyorum ama şartlar bunu öngörüyor. Aciliyeti olan işlerde detaylara takılı kalınmamalı. Senin yemeğe ekmeğin yoksa sen "ama sevgilim yok çok yalnızım." Diyemezsin. Bu konularda hep maslowun ihtiyaçlar piramidini örnek gösteririm. En öncelik neyse önce onlar sonra detaylar.
Her ne kadar seçim gecesi büyük bir usul hatası yapsa da, bugün parti kurma çabasının akplilerin işlerine geldiği düşüncesiyle destek verseler ve bu sebeple bizim gibi ona bir zamanlar inanmış insanların kırgınlığı ve oy bölme kaygısıyla tedirginliği devam etse de ve önümüzdeki ilk seçimde rte'nin karşısına ekrem imamoğlu gibi mansur yavaş gibi bugünlerde icraatlarıyla halkta karşılığı ve popülaritesi çok daha fazla olan chp/millet ittifakı aday adayları bulunsa ve cb seçimlerini kazanmak adına daha makul/mantıklı olsalar da...
İnsan o günlerin heyecanı hatırına, o umut dolu günlerin anısına "lan acaba mı?" Demiyor değil... 24 haziran'da sandıktan ince çıksa nasıl olurduk bugün diye hayal kurmuyorum dersem yalan olur. Bu tek başına onu aday göstermek için yeterli bir sebep değil belki ama, mantıksız olduğunu bile bile gönül bir yerde istemiyor değil. Tıpkı eski bir sevgilinin sizi yüz üstü bıraktıktan yıllar sonra tekrar karşınıza çıktığında içinizde ufak da olsa duyduğunuz o hisse benzer bir hisle...
Ama ekrem imamoğlu veya mansur yavaş'ın 2023'teki seçimde aday olması, seçimin millet ittifakınca kazanılması ihtimalinde daha çok önem arz ediyor, bunun da bilincindeyim...
"sınavdan sonra the last of us atmayı da unutmayın" diyerek kendini gençlere rezil etmiş politikacı. Hocam, konsol alırsan atarız dicem de single player bir oyundan bahsediyoruz. Bari cs:go falan diyeydin.
youtube shorts'da manasızca dolanırken kendisinin bir anısını anlattığı bir youtube programına denk geldim. diyor ki, seçim öncesi miting miting gezerken kayınvalidesi vefat etmiş. o da bir mitingi iptal edip karısının yanına dönmüş. ertesi gün bir miting daha varmış. karısına demiş ki "onu da iptal edeyim mi?" karısı da demiş ki "sen görevini yaptın, bu ülkenin sana benden daha çok ihtiyacı var."
cümleler tam olarak böyle olmayabilir. ama aklımda kalan böyle. ama zaten önemli olan şey şu "bu ülkenin sana ihtiyacı var!" işte bu ince abimizin içine düştüğü en büyük yanılgı.
hayır sayın ince, bu ülkenin sana ihtiyacı yok. bu ülkenin herhangi bir insana ihtiyacı yok. bu ülkenin fikirlere, ideallere, ilkelere ihtiyacı var. insanlar gelir geçer. mezarlıklar vazgeçilmezlerle dolu nitekim. bu ülkenin bir fikrin arkasında toplanmış kararlı insanlara ihtiyacı var. çünkü umudu birine bağlarsan seni uçuruma da sürükleyebilir, sürüklemese bile ölüp gittiğinde ortada kalırsın. oysa bir fikir varsa ve bu fikre inanmış insanlar bu yola baş koymuşsa, kişilerin yoldan çıkması da vefat etmesi de herhangi bir şeyi değiştirmez.
ince, biraz kendisinden başka bir şeyi düşünüyorsa, seçimlerde kimin arkasında duracağını beyan edecektir sadece. bu bile geçmişte yaptıklarını, pardon, yapmadıklarını affettirmez ama bir başlangıç olabilir.
Bugün Twitter adresinden müthiş bir tespit paylaşmış. Tespitin çarpıcılığı yaşadığımız seçim sürecini son derece kısa ama net şekilde özetlemesi. Olan biteni hepimiz biliyor, konuşuyoruz ama durumu bugüne kadar en iyi özetleyen muharrem ince olmuş.
Muharrem ince demiş ki: "ski tuttuk arkadaşlar"
Yok lan şaka, şöyle demiş:
"Öyle bir ülke düşünün ki seçime girmek serbest, kazanmak yasak. Seçime girerken aranmayan bir koşul seçildikten sonra aranamaz. Aranırsa buna keyfi uygulama denir..."
24 haziran 2018 türkiye genel seçiminde biz "kısık sesleri"n umudu olmuş, akp hegemonyasına karşı ilk kez yürekleri pır pır ettirip umutlandırmış, neticeten seçimi erdoğan'a kaybetmiş bir siyasetçidir. o geceki tavrı kendisine zarar vermiştir. ama her ne olursa olsun şu twit 'i görünce veya ne bileyim onun adı bir yerlerde geçince o günleri hatırlamıyor musunuz, bir heyecan sarmıyor mu içinizi? benim sarıyor...
Partisindeki diğer siyasetçilere göre gayet de tutarlı olan siyasetçidir. O malum gece, kimler kendisini yarıyolda bıraktı gizemini koruyor ancak bir gün gerçekler ortaya çıkacaktır. Eksik yönleri çok ancak hakkını da yememek lazım.
herhangi bir mitingine katıldığım yegane politikacı idi. hatta o gazla gelip buraya da yazdım iki satır bir şey. o gün o meydandan ayrılırken o kalabalığa "yürüyün ankara'ya gidiyoruz" dese, sanıyorum yürüyüp ankara'ya giderdik. öyle de etkili bir abimizdi. seçimi kaybetti, "adam kazandı" dedi, etkilediği kalabalıklar da sustu oturdu.
bugün bir başka siyasi oluşumda yer almak için chp'den ayrıldı. bugünün geleceğini anladığım 13 ağustos 2020 tarihinde kendisini twitter'da takip etmeyi bırakırken şöyle yazmıştım şahsına: "Geçmişte size inanmıştım. Twitter kullanmayan bir insan olarak da takip ettiğim nadir insanlardan oldunuz. Artık amacınızın ne olduğunu anlayamıyorum. O yüzden sizi takip etmeyi de bırakıyorum. Beni kaybettiniz sayın İnce."
bugün artık kime hizmet ettiğini daha net görüp anlayabiliyorum.
Siyasete ve siyasetçiye neden güvenmemem gerektiğini bana öğrettiği için teşekkür etmek isterdim ama cumhurbaşkanlığı seçiminde tuttuğum, savunduğum sandık ve oy çuvallarına saysın bir zahmet.
Oy bölmekten başka hiçbir işe yaramayacak bir hareket başlattı. Muhafazakarların davutoğlu, babacan'ı neyse sol kesiminde laciverti budur. Benden zırnık alamaz.
bombayı bıraktı çekildi köşesine. bence dikkat edilmesi gereken asıl nokta çekilmesi değil çekilirken yaptığı açıklama.
açıklamasında ; "...türkiye Cumhuriyet Devleti benim itibarımı koruyamamıştır. Bu ülkenin savcısı, bu ülkenin medyası, bu ülkenin emniyeti benim itibarımı koruyamamıştır. Bu itibar suikastı yapılırken bu ülkenin savcılarının ortaya çıkmamasını anlamış değilim. Kamyoncu Şerif’in oğlu, fizik öğretmeni Muharrem İnce’yim. Benden başka mal varlığını açıklayan yok. Ne kadar kaçak FETÖ’cü varsa yurt dışından saldırıyor. Döne döne vuruştum bunlarla. Pazar günü sandığa gideceğiz. Memleket Partisi Türkiye’nin geleceği için önemlidir, Meclis’te olmalıdır. HDP var, CHP listelerindeki 77 Saadetli, Gelecekli, DEVA’lı var. AKP var. Atatürkçüler azınlıkta olacak Meclis’te..."
sözlerinde haklılık payı var mı, var. hakkında çok çirkin iddialar ortaya atıldı, haberler yapıldı. bu olayların ayyuka çıkmasıyla kendisine olan desteğin azaldığı da bir gerçek. konda'nın bugün açıkladığı veriler de bunu doğrular nitelikte. açıklamasından anlıyoruz ki suçu fetö üzerinden millet ittifakına yaptı çünkü partisine oy isterken k.k'ye oy istemedi.
peki kendisi hakkında ortaya çıkan bu iddiaları gerçekten millet ittifakı mı yaptı yoksa ince destekçilerini kendi taraflarına çekmek için cumhur ittifakı mı yaptı? bilmiyoruz, bunu bize tarih gösterecek.
enteresan zamanlardan geçiyoruz, hadi hayırlısı.
ekleme : kendisinin çekiliyorum demesi bir şey ifade etmiyor. oy pusulalarında ismi yer almaya devam edecek, kendisine verilen oylar geçersiz sayılmayacak. olduda %50.01 oy aldı seçim ikinci tura gidecek.