2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oyun kendi şahsına verildiğini düşündüğü için içi boş bir özgüvenle komik davranışlar sergileyen, olmamış siyasetçi.
Bugünkü habertürk yayınını youtube'da bulup izlemenizi öneririm. Ego nedir 2 saatlik bir şova imza attı. Biz akplilerden de oy alıyoruz diyor Altaylı diyor ki 2. seçime kalamazsanız o oylar tekrar akp'ye gidecek bu olabilir diyor. Yani adam chp'de %2-3 tırtıklıyor, Akp'den 2-3 tırtıklıyor yüzde 10'a yakın bir oya sahip oluyor ama bu oyu arkasına alıp iktidarı 55-45 gibi bir puanla devirmek için kullanmaktansa 2. turda akp'den tırtıkladıklarının ve belki de ilk seçimde 6'lı masaya oy verecek olan ama 6'lı masanın kazanamadığı durumda inancı kırılıp tekrardan akp'ye dönebilecek sağ kesimin gidebilmesine dahi göz yumabiliyor. Bu adamın seçim kazanıldığı takdirde siyaset sahnesinde silinmesi gereklidir. Sürekli ofsatta adam böyle bir rezillik olamaz. Sen milyonlarca gencin hayalleriyle kupon yapamazsın. Şu günde kazanan ata oynamak senin sorumluluğundur. Silinmeli bu adam işsiz kalır yüzüne bakan olmaz tek dileğim bu.
Dün izmir mitingini bugün ise ankara mitingini izledim. Yarın 13:00'da istanbul mitingi için alarm kurup bilgisayar başına geçeceğim. orada olamadığım için kendimi kötü hissediyorum fakat 24 haziran günü sandığa sahip çıkmak için gaza getirdiğim benimle beraber toplam 7 kişiyle üstüme düşenin birazını yaptığımı düşünüyorum.
Duygulanıyorum ara ara. Umut sanırım beni duygulandıran. biliyorum fazla politik bir sözlük değil burası fakat herkesin aklının 24 haziranda olduğunun farkındayım. Şimdiye kadar yaşımın yettiği hiçbir seçimde bu kadar umutlanmamıştım.
Gençlerin gözündeki ışığı yeniden canlandırdığın için teşekkür ederim hocam. Çok teşekkür ederim.
günümüzde %35 üzerinde oy alması asla mümkün olmayan türk solunun bölünmesine hizmet eden piyonlardan bir tanesi. bunu ne karşılığında yaptığını şahsen bilemem elbette. muhtemelen barajı aşamayacak, sadece oy bölerek ak partinin çöküş döneminde üç beş sandalye fazla almasını sağlayacaktır. yaptığı tam olarak budur. haliyle, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. bu saatten sonra ağzı ile kuş tutsa, benim için devlet bahçeli'den gram farkı yok. boşuna bunlara "poli"tikacı denmiyor.
4 mayıs 2018 itibariyle cumhuriyet halk partisi'nin 24 haziran 2018 seçimlerindeki cumhurbaşkanı adayıdır.
kanaatimce doğru bir adaydır. zira ilk turda seçmenin sandığa yüksek katılımla gitmesi gerekmektedir.
atatürkçülerin, seküler milliyetçilerin, bahçeli'ye küskün milliyetçilerin, ülkeye kadın eli değmesi gerektiğini düşünenlerin ve merkez sağ seçmenin gönül rahatlığıyla ilk turda oy verebileceği bir aday olarak meral akşener adaydı.
akp kanadından oy parçalama ihtimali olan saadet bloğu -ki %10 barajını geçememesinden dolayı oy vermeyen seçmenin bu seçimlerde o ihtimalin olmaması hasebiyle saadete dönme ihtimali söz konusu- kendi adayını çıkardı.
diğer tarafta doğrudur yanlıştır, iyidir kötüdür; bir mağduriyet yaşayan hdp ve mevcut iktidarın politikalarından hoşnut olmayan hdp seçmeni, kendi adayıyla bu sahneye çıkıyor. 60 belediyesine kayyum atanmış, afrin operasyonuyla ve barzani'nin bağımsızlık referandumuna tavır alınarak küstürülmüş, oy verdiği vekilleri içeri tıkılmış, genel başkanı tutuklu yargılanan ve en önemlisi türkiye realitesinde kürt alerjisi en fazla olan partiyle ittifak yapmış bir iktidara karşı, kürt seçmenin akp'den kopuşu sağlanmıştır. -operasyonları, devletin takındığı tavırları doğru veya yanlış diye eleştirmiyor, bu tavırların realitede ve tabandaki yansımasını aktarıyorum sadece-
*
bu şartlar altında kürt seçmen ilk turda sandığa gidecektir, akp harici muhafazakar sağ seçmen saadet'e yönelebilerek sandığa gönül rahatlığıyla gidebilecek, atatürkçü, seküler milliyetçi, merkez sağcılar akşener'e elleri giderek oy verecektir. tüm bunlar erdoğan'ı yıkmaya yetecek miydi peki? bu konuda tereddütlerim vardı. yapılması gereken ise şuydu: chp seçmenini küstürmeden, 2. bir ekmeleddin vak'ası olmadan, ulusalcı, atatürkçü, kemalist, sosyal demokrat bir adayın ortaya çıkarılması gerekiyordu, çok şükür ki bu da bugün muharrem ince'nin aday gösterilmesi ile sağlandı.
realist olursak ilk turda cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün görünmüyor. günümüzden seçime kadar çok absürt tablolar oluşmazsa seçim tahminlerim aşağı yukarı şöyle olacaktır:
bu tabloya bakıldığı zaman ilk turda akp/erdoğan, parlamentoyu muhalefete kaptıracaktır ve cumhurbaşkanı seçimi 2. tura kalacaktır.
akşener'in 2. turda kürtlerden gönül rahatlığıyla oy alması zor görünüyordu, ancak ince'nin 2. turda solculardan, sosyal demokratlardan, liberallerden, milliyetçilerden, ulusalcılardan, muhafazakar seçmenin bir kısmından ve en önemlisi de kürt seçmenlerden oy alması mümkün görünüyor. zira ince'nin hdpli vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması sırasındaki tavrı, 6 milyon hdp oyları hakkındaki görüşleri ve erdoğan'dan ziyade ılımlı ve demokrat yaklaşımı kürtleri cezbedebilecektir 2. tur açısından.
işte bu yüzden 2. tura kalacak adayda -ki kanatimce çok büyük ihtimalle erdoğan'ın yanında ince olacak- %60'a yakın muhalefet kanadının ittifakta bulunması muhtemel görünüyor şu konjonktürde.
temennim, seçim sürecinde akşener, ince, temel reis ve demirtaş'ın -katılabilirse propagandalara- birbirlerine tenkit ve saldırılarının olmaması, ortak hedefin; demokratik ve laik hukuk devletinin katili olan kişi/kişiler olması gerekiyor. ortak gayenin ise: eğitimde, ekonomide refahın sağlanması, sosyal ve siyasal hayatta ılımlı havanın sağlanması, hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının sağlanması, türkiye'nin iç ve dış güvenliğinin sağlanması ve son olarak da en büyük temennim güçlü bir parlamenter sistemin temini olmalıdır.
imza:
ilk turda; parlamento seçimi için oyunu ergenekon ve balyoz mağdurlarını bağrına basan, atatürk ilke ve inkılaplarını benimseyen, kuruluş felsefesini kucaklayan, güçlü parlamenter sistemi tekrar temin etme sözü veren ve son yıllarda ülkemizde olmayan muhalefet bloğunda heyecan yaratan partiye, başkanlık için ise gökyüzünden toprağa inen 6 ok rozetini bugün yakasından çıkarıp tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağını deklare eden adaya, 2. turda ise; erdoğan'ın karşısında her kim olursa ona oy verecek bir atatürkçü.
ben de en başta ''tehdit falan ettiler herhalde.'' diye düşündüm. ama sanırım şaşkınlıkla üzgünlüğü aynı anda yaşadığı için konuşamadı bile. hiç olmayacak şeyler oldu. kimin oy attığını bilmediğim mhp 11 aldı. muhalefet partileri çok düşük aldı. akp dimdik ayakta. bence sonuçları gördükten sonra oturdu bir köşeye, saatlerce boşluğu izledi. 'hala nasıl böyle olur' dedi. geleceğe bakmak lazım artık. ''50 günlük kampanyada böyleydik, 500 günde daha da iyi olacağız.'' dedi. 'sana güvendik be adam. yüzüstü bıraktın. bir daha size oy verenin..' gibi boş muhalefet olunacağına desteğe devam edilmeli.
yeni partisinin başına geçtikten sonra erdoğan tarafından sıklıkla eleştirileceğini, aralarında da sık sık tartışmalar yaşanacağını düşünüyorum. erdoğan da ince de sözünü esirgemeyen, sert politikacılar. erdoğan ve ince'nin birbirlerine karşı yapacakları çıkışlar da medyada sıklıkla yer bulacaktır zannımca.
türkiye'nin seçmen kitlesini az çok tanıyabildiysem eğer; büyük çoğunluğun sert, sivri dilli, sözünü esirgemeyen politikacıları sevdiğini görüyorum. yani politikacının ne dediğinin pek önemi yok bizim millet için, kim daha iyi bağırıyorsa vatandaşın büyük bir kısmında hayranlık uyandırıyor. bu; sağ seçmen için de sol seçmen için de geçerli. kimse mıymıntı birini lider olarak görmek istemiyor. yukarıda da dediğim gibi erdoğan da ince de dişli ve sert politikacılar. birbirlerinden sözlerini esirgemeyeceklerdir.
bununla birlikte; erdoğan ince'ye sanki ana muhalefet lideri ince'ymiş gibi davranacak, yüksek ihtimalle kılıçdaroğlu'nu kaale almayarak kendi siyasetini ince üstünden yürütecektir. bu sayede de; hem kendi oylarını ince'yle olan tartışmalar vasıtasıyla korumuş olacak, hem de sol oyların bölünmesinin önünü açmış olacaktır. yukarıda söylediğim gibi; liderlerin birbirlerine karşı bağırmalarının seçmeni etkilediği düşüncesindeyim.
sosyal medyada ya da interaktif sözlüklerde her ne kadar ince'yi tekrar desteklemeyeceklerini söyleyen binlerce vatandaş olsa da; anadolu insanının aynı görüşte olacağı düşüncesinde değilim. ince belki barajı geçecek oy alamayacak ama baraj altı da olsa doğu perinçek sabiti dolaylarında bir oy da almayacaktır diye düşünüyorum. en azından benim tahminim bunlar...
chp'den istifa etmiş ve yeni parti kuracak olan siyasetçi. ben kendisinden çok haz etmem, özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşattıklarıyla bir lider olarak bakmıyorum. ancak kendisine yöneltilen "muhalefeti bölme" eleştirilerini anlamıyorum. chp'de yanlış varsa bile oy oranı için tahammül mü edeceğiz? bunun akp'li kafasından farkı nedir? sırf erdoğan kazanmasın da ne olursa olsun mantığıyla siyasetin en sığ noktasına inmekle, erdoğan kazansın ne olursa olsun diyenin sığlığı aynı değil mi?
yanlışlara tepki koyulmayacaksa, bunlara yeni çözüm aranmayacaksa, yeni oluşumlar olmayacaksa niye demokrasi diye bağırıyorsunuz o zaman? parlementer sistemdir, cumhuriyettir, seçmendir falan boş verelim, ya tayyip'in dediği olsun ya da kılıçdaroğlu'nun? bu mudur çözüm?
iyi ki mustafa kemal yaşarken sosyal medya ve liboş tayfa yokmuş diyorum. onlara kalsa ittihat ve terakki'den ayrıldı diye saraycı, vahdettin'in adamı, gizli mutlakiyetçi falan derlerdi.
Edit : şimdi bunu demeden de gecmeyeyim.
Öyle hak helal etmekmis vs hiç takildigim mevzular değildir normalde ama şunca yıllık hayatımda biri için ilk kez tüm hakkım haram olsun dedirtmiştir bana kendisi, sağ olsun.
Benim gibi düşünen de milyonlar var onu da biliyorum.
Onun için yaptığımız çalışmalar, emekler, boşa geçen zamanların hepsi haram olmuştur umarım. Olmadıysa da olur zaten illaki.
Fizik öğretmeni. erken yaşlarda öğretmenlik görevini bırakmış olsa da mitinglerde gömleğinin kollarını katlama şekli bile bir çok öğretmenimi bana anımsatmıştır.
5 Cb adayının da mitinglerini takip etmeye çalışıyorum eğer denk gelemezsem yine de o mitingde ne söylediğini bulmaya çalışıyorum. Benim gibi bir çok genç için çok çok önemli bir seçime gittiğimizin farkındayım. Mevcut iktidarın en çok yüklendiği aday olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebinin ise chp tabanı olan %25'lik kemik kitleyi dışlayıp kalan seçmenin tamamına talip olmalarıdır diye düşünüyorum.
Çok güzel hitap yeteneği olan bu adam mitinglerde umut saçıyor. Chp'nin yıllardır yapamadığı "halka karışmak, halka inmek" işini tam anlamıyla yerine getiriyor. Tıklım tıklım miting yapan bu insan değişim rüzgarını her tarafa yayıyor.
24 haziran bizim geleceğimiz. 24 haziran bizim çocuklarımız. 24 haziran bizim hayatımız. 24 haziran önümüzdeki en ulaşılabilir umut.
Ben millet bahçesinde yuvarlanmak değil iş istiyorum.
Hayatımda ilk defa (zaten yaşım başım ne de) takip ettiğim siyasetçidir.
Bundan böyle de anarşist takılacağım ben diyen yanımı susturup hayal peşinde koşmaktansa bir umut için bu adamı destekliyor olacağım.
Ekşi sözlükte solda kendisinden başka bir şey görmüyorum ilk dört beş başlıkta.
Bir yorum var genel yapılan onu da buraya aktarayım. Bizim tarafın kötü yanlarından biri ise her türlü kötü şeyi yapan bir adamı diğer tarafın sonuna kadar savunmasına rağmen, bizim adam sırf basın açıklamasını geciktirdi diye adamı bir anda silmemiz şeklinde.
Bence doğru bir tespit. Bu ülkeyi düzeltebilecek biri varsa o da bu adamdır bence. Her şey yeni başlıyor diyerek kendimi gazlayayım bari gece gece.
Umudum hala birazcık da olsa varmış aslında. Herkes elinden geleni yaptı mal kitle anlamadı yapacak bir şey yok ancak zaman geçtikçe şu kocamanlar ölecek tek tek. O kırsaldaki yobaz dayı ve teyzeler gitti mi yeni neslin çoğunluğu aydın az buçuk -bu durumu düzeltmek için aydın olmaya da gerek yok ya gerçi, neyse- gelecekte o yüzden işler değişebilir.
Çünkü problem ikna olabilen akpli seçmen değil. Problem ikna olamayan beyin yoksunu ve başa kim geçerse ona yalakalık yapıp peşkeş çektiren, olayı para olan medya sosyatikleri falan. Büyük çoğunluk da işte benim anne tarafının köyündeki tipler. İnşaatta çalışan en az 3-4 çocuklu, karıları kapalı, köylerde yaşayan, çalışmaktan vücutları 20 sene yaşlı gösteren, sigara içmekten bıyıkları sararmış tipler işte. Problem onlar. Onlar hele bir ölsün (evet çok acımasız bir düşünce) gençler olarak gerisini hallederiz gibime geliyor.
Burdan da apolitik takılıp şekil yapmaya çalışanların ta amk. Artistlik yapacağınıza şu adama destek çıksaydınız, ama nerde siz olaylara realist bakamıyorsunuz ya neyse.
istifa ederken konuşma yapan babacan ve davutoğlu'na 1 saniye bile ayırmayan a haber, kendisi istifa ederken, tam 1 saat ayırmıştır. bu bile kime ve neye hizmet ettiğinin göstergesidir.
tayyip erdoğan daha önce ne diyordu; "Millet İttifakı'nın parçalanması önemli" ve ardından da ince ittifaklara karşıyım diyor, chp'ye saldırıyor, iyi parti'ye sallıyor ve ardından da istifa edip, parti kuracağım diyor.
uzatmaya gerek yok. sağ iktidar sıkışınca, piyasaya çıkan, imamoğlu ve yavaş'ın yanında durup, millet ittifakını güçlendirmek yerine, cumhura can suyu, millete köstek olan kişidir.
solcuların da en az sağcılar kadar faşist olduğunu tekrardan görmemizi sağlayan öğretmendir. chp'ye kendi girdi kendi çıkıyor 3 sene önce kahraman ama kendi saflarından ayrılınca hemen ...... . öğretmen olmasının yanında siyasetçiliği çok da önemli değildir. ak partiden ayrılanlara da şunun bunun adamı demişlerdi aynı şey karşı tarafta da oluyor. elf gözlerin olsa bile siyasette doğruyu göremezsin.
Gazetecilere tel açıp posta koyan siyasetçi. İnanılmaz gerçekten kim olduğunu sanıyorsun bu adam ya? Çekil kenara viskini yudumla senin neyine memleketi kurtarmak önce kendini kurtar içine düştüğün vaziyetten.
Bugün istifa ederken "bono momlokotom ocon yopoyorom" demiş siyasetçi. Ben ve üçkağıdına her an şahit olan milyonlar da koca bir h.........r diyorlar sana onu bil!! H.........r!!!!! Memleket ve ata'nın adını ağzına alacak son kişisin! Ve umarım artık tarihin çamurlu sularında boğulup gidersin, dönmemek üzere. İtidalli davranamayacağım son konu sana tahammül etmem olur herhalde. Hiçbir şeyi umursamam ama senin vatan, millet, ata edebiyatına koca bir h.......r çekerim! 'Şahsım'dan daha çok silinip gitmeni isteyen belki de en ateşli insanlardan biriyim. Arkanı dön ve çık maaarrreeemm!!! Git, yürü!
hakkında daha önce yazdığım her satırı haklı çıkartan gereksiz insan.
sanıyorum çekilirken bir de her haneden bir oy falan istemiş. kendisi için. niye? çünkü açık açık sahibime verin benim yerime diyemiyor da ondan.
ülke tarihinin en önemli seçimi yapılacakken böyle bir talebi gerçekten olduysa eğer: a- ülke falan umurunda değil, tek derdi kendisi. b- daha önce de söylediğim gibi kendisine verilen görevi hakkıyla yerine getiriyor.
o değil de bu adama oy verdim ben ya. yazıklar olsun.
Önder savın 1 numaralı askeri. Kılıçdaroğlunun hataları vardır elbet fakat erki inceye bırakmamak en doğru politikasıydı. Chp intiharın kıyısından son anda dönmüştü. Yoksa şimdi %20'lere el sallıyordu. Kendisini yakından takip eden ve kadrosunu da bilen biri olarak, tv'lerdeki söylemlerine, mecliste kürsüdeki performansına aldanmamalı. Çok kibirli ve egoist biridir. Yetki ve makamıyla astını ezmekten imtina etmez. Başarıya ve zafere giden her yol mübahtır diyerek bir politika izler ve rakibine bel altı vurmaktan çekinmez (Tayyip ile bu özelliği kesinlikle özdeşir). Siyasi bilgisi ve hitabeti üst seviye bir politikacıdır. Hazır cevap ve çabuk öfkelenen bir kişiliği vardır. (Çabuk öfkelenmesi, çoğu kez düşünmeden konuşmasına zemin hazırlamış ve telafisi olmayan gaflara yol açmıştır). Cumhuriyetçi bir yapıda görünmesine rağmen aslen liberaldir ve güç odaklıdır.
seçim gecesi halkını yarı yolda bırakan,
adam kazandı deyip, halkın karşısına çıkmaya bile tenezzül etmeyen,
ertesi gün "olan oldu, fark büyüktü" gibi açıklama yapan ama sonra çıkıp "arkamda partim durmadı" diyen,
tam da chp yükselişe geçip, büyükşehirleri aldığı bir an tekrar ortaya çıkan ve partiyi kötüleyen,
düne kadar kendisine söven a haber'in, birden gece gündüz kendisini parlattığı kişidir.
sol, muhalefet vs. ne zaman yükselişe geçse, illa benzer şeyler oluyor hep!!.
Ak parti iktidarına son vermek için ortanın solundaki bir partinin milliyetçi ve hatta milli görüşten ayrışma muhafazakar cepheden partilerle bile ittifak kurduğu olağan üstü dönemlerde solu bölme pahasına parti kuran politikacı.
Asker olduğunuzu düşünün ve savaş meydanındasınız. 10 binlerce kişi düşmanla çarpışmak üzere bekliyorsunuz. komutan saldır diye bağırıyor saldırıyorsun yaylanın ortasında kanlı bir mücadele oluyor. O sırada kafayı kaldırıp arkaya bakıyorsun senin komutan atına binmiş kaçıyor. Geçen erkan baş çok güzel bir laf söyledi siyasette bazı anlar dönüm noktasıdır ve yaptıkların seninle mezara gider. Şimdi komutana o da insan korkmak onun da hakkı, o da karısını kızını görmek istediğini için kaçtı gibi aslında anlaşılabilir, kabul edilebilir bahaneler üretebilsek dahi hayatta bazı hatalar affedilmez, affedilemez.
Bazı şeyler yapışır. Mesele bir futbolcu eğer ki santrada topu alıp kendi kalesine sürüp gol atarsa o maç kazanılsa dahi, o o futbolcuyla mezara kadar gitmek zorundadır. Özür diler, başka bahaneler bulur ama affedemezsin. Yapışır üzerine kariyeri boyunca. Bir pedofil hapisten çıktıktan sonra asla topluma kazandırılmaya çalışılmaz. İşlediği suçun kefaretinin olamayacağı düşünülür. Bizim insanlığımıza kazınmış bir kod parçasıdır bu. O kod parçası yasaların da üzerindedir. O kod parçasında if pedo fucks little girl return nothing yazar.
Muharrem İnce de siyasette affedilmeyecek bir hata yapmıştır. O mesajı atamaz mı? Evinde içki içmeye hakkı yok mu? O dedi diye mi tayyip kazandı? soruları bir anlam ifade etmez. Tatmin edici gibi görünen cevaplar dahi bir anlam ifade etmez. Siyasette yukarıdakileri örneklerin equivalent'ı bir siyasetçinin arkasına aldığı, kendisi için çalıştırdığı seçmenini yarı yolda bırakmasıdır. İnsanlığın temel değerlerinden biri olan birlik, beraberliğe, güvene ihanet etmiştir kendisi. Siyasette kendi seçmenini yarı yolda bırakan adam ne kadar yıkanmaya çalışırsa çalışsın o üzerindeki ihaneti temizleyemez. Arkadaşlar bu çok normal bir şey bu arada şaşırmayın. 80 ya da 68 kuşağından babanız, amcanız varsa oturun konuşun, partilerden ihraç edilen devrimcilerin neden ihraç edildiklerini sorun neden tekraradan onları kazandırılmaya çalışmadıklarını sorun. Örnek vereyim bir tane devrimci kadın var ama kadın uçkuruna düşkün. Evli, kocası da devrimci ama kocasını partiden başka bir adamla aldatıyor. Bu da ortaya çıkınca merkez komite kadının partiyle ilişiğini kesiyor. Kadının devrimciliğiyle cinsel hayatı birbirinden farklı şeyler atamazsınız zart zurt sabaha kadar konuşabiliriz ama bu kadının insani bir değeri hiçe saydığı gerçeğini değiştiremiyor ve ilkesi olan insanlar için bu suç temizlenemiyor. Yani bu işler böyledir. Bazı hatalar iz bırakır abicim iz o yüzden olmaz.
