bugün avukatı fetö'den göz altına alınmış. başkanlığa giden yolda kalan engellerden birisi malum kişi için. kendisini elemine etmenin kesin ve etkili yolu bugünlerde, elbetteki kılıçdaroğlunu fetö'ye bağlamak. bir süredir zaten meydanlarda vs. ufaktan dillendirilip, yolu yapılıyordu zaten.
ülkedeki tüm muhalefet teröre bağlanınca (fetö, pkk) planlanan tek adam rejimi için seçimde kaza kurşununa yol açabilecek tüm olasılıklar da ortadan kalmış olacak ne de olsa.
atılacak bok yazılı-görsel basın propagandasıyla izi kalmış hale getirilecektir.
bu bağlamda olsa gerek, avukatı fetö'den göz altına alınmış. yakında bağıra çağıra, çok daha gür sesle çığırtkanlığı yapılmaya başlanır chp-fetö ilişkisi var diye.
yazık valla. ülke ne hale geldi, kılımızı kıpırdatamıyoruz.
"Köle efendisinin, parya Brahman’ın, köylü toprak sahibinin, işçi patronunun karşısına çıplak yüzüyle çıkmaz çoğunlukla. Ezen de ezdiğiyle yüzleşmez doğrudan. Kişisel iktidar ilişkilerinde, aslında hiçbir iktidar ilişkisinde “yüz” yoktur. Ancak karşı tarafın sizi izlemediğinden emin olduğunuz anlarda çıkardığınız maskeler vardır. Herkes rol yapar ve herkes herkesin rol yapmakta olduğunu bilir. Hâkim olan, güçlülük ve âlicenaplık; tâbi olan, rıza gösterme ve itaatkârlık rolü oynar." Tahakküm ve Direniş Sanatları James C. Scott
Kime diyon knka ana muhalefet liderine mi ?, demek istediğim kişi.
Kanki hani sensin ya bu işin fitilini ateşleyecek hani 15 yıldan beri sen varsın ya güya muhalefetin başında, bi el at da şu işe.
Kendini de bizi de bekletme.
aday olacak gibi duran ana muhalefet lideri. Şöyle bir şey olabilir. . aday olursa umarım kazanır; seçime kadar daha herhangi bir siyasetçi için girdi yok.
müslüman mahallesinde salyangoz satmak sözünün tam karşılığıdır kendisi. çoğunluğu sünni mezhebinden olan ülkede yönetime talip olmuş bir alevidir. sadece alevi de değil aynı zamanda kürt olduğu da söyleniyor. yani adam hem tunceli'li, hem kürt, hem alevi, hem de solcu. bunların aslı var mı, ne kadarı doğru, gerçekten hiç bilmiyorum. hiç merak etmedim. aslı olsa da hiç umurumda değil. ama bu ülkede yaşayan ve çoğunluğu oluşturan anadolu insanının umurunda tüm bunlar. sen istediğin kadar anlat, onlar sadece görmek istediklerini görecekler. inanmak istediklerine inanacaklar. dersimli alevi kürt solcu kemal yerine gidip erdoğan'a oy verecekler. neden? çünkü dersimli kürt alevi solcu olmadığı için.
yaptığı iş büyük. gerçekten büyük. bu kimlikte olan ya da bu kimlikte olmasa bile olduğu iddia edilen birinin bu kadar oy alması bile bir mucize. ama keşke kendisi aday olmak yerine bu sıfatların çoğunu silebilecek birini aday yapsaydı, bu iş çoktan bitmişti.
ülkenin güncel profili için fazla insancıl bir adam ne yazık ki. kendisi aksini düşünüyor ki aday oldu. açıkçası ben de kim aday olsa kazanır zaten düşüncesindeydim. ama gördüm ki yok yere ölenlerin yakınları bile... aman ya, neyse.
cumhurbaşkanı adayı olduğunda herkesin "ama o alevi, oy alamaz ki..." demesiyle birlikte ülkeye karşı olan inançsızlığımın pekişmesine sebep olmuş olan politikacı.
ateisti bile bunu dedi. yani artık ülkenin "sünni müslüman" bir ülke olduğunu, laikliğin göstermelik olduğunu ülkenin ateisti bile kanıksadıysa ve bunu değiştirmek için hiçbir şey de yapmıyorsa kimse mevcut düzenin değişeceğini beklemesin.
kendisinin parti içi eylemleri başka bir konu. ama 2023 yılında hala din konuşuyorsak atatürkçüler bile atatürkçülükten bir şey anlamamış demektir.
seçim sonrası Düşenin dostu olmaz deyiminin vücut bulmuş halidir. ülkenin siyaset politikası, muhalif insanların büyük bir kısmını tam anlamıyla sinir hastası bipolar manyaklara çevirdi, daha bir hafta önce dede bahar getirecek umuduyla tabletten telefondan muhafazakar ailesine soru cevap yayını izleten gençler vurun kahpeye diyerek kk'ya saldırıyor. yanlış anlamayın kemal dedenin artık istifa etmesi gerekiyor bu konuda hemfikiriz hatta belki de bir iki sene önce bu istifasını verip "anadolu'da topal eşşek ölse sorumlusu bu adamdır" diye yıllardır iftiraya maruz kalmamış yeni bir siyasetçinin önünü açmalıydı fakat kendisinin soru cevap yayınında belirttiği gibi parti içerisinde bu adamı birleştirici bilge biri olarak gördüklerinden ve zaten delegeleri de kendi atadığından chp'de tutucu bir tavır sergiliyor bu konuda.
ayrıca arkadaşlar, dostlar, romalılar tabi herkesin fikri kıymetlidir ve eleştirmelidir beğenemediği durumları, fakat sanki öfkenizi, öfkemizi yanlış yere kanalize ediyoruz gibi geliyor. yine altını çizerek söylüyorum kk istifa etmelidir bunun aksini savunmuyorum fakat sanki sizin hayatınızın kaymasının, yıllardır çektiğiniz çilelerin, usulsüzlüklerin ve acıların sorumlusu bu adammış gibi gavura vurur gibi vurmanın da bir anlamı yok. hatta düşününce yasa gereği atatürk'e hakaret edemeyip onun yerine ismet'e ağzına geleni söyleyen tiplerden bi farkımız yok bu konuda açıkcası.
madem bu konuya da yazdık, kişisel eleştirilerimi de ekleyeyim buraya, ilk olarak adaylar konusuna değineyim. mansur yavaş'ın adaylığını kendi çevremdeki merkez sağ görüşten insanların ağzından olası bir seçimde destekleyecekleri yönde duyuyordum, hatta bu son dönemdeki politikları beğenmediğinden bunu kendileri de ifade ediyordu fakat mansur yavaş kürtlerden oy alamayacak gibi bir söylemle ve zaten kendisinin de bu konuda bir isteği olmadığından aday gösterilmedi fakat bu yanlış bir karar oldu neden ? şimdi iki tarafında aşırıcıları var bunları bir kenara bırakıyorum fakat geçmişte mhp tabanından geldiği için bu adama kin besleyen tiplerin çoğu ikinci üçüncu şahıslardan duyduğum kadarıyla zapatista örgüt sempatizanı tipler, bunlar aktif bir eyleme katılmamış olsa da söylem olarak bunu kuytu köşede dile getiriyorlar, bu yavşaklar yüzünden kürtleri genelleyerek mansur'a oy vermeyeceklerin aslında içi boş bir genelleme olduğunu ikinci turda ümit özdağ'a içişleri bakanlığı teklif edildiğinde dahi kürtlerin muhalefet lehine oy verdiğinde gördük, yani bu kıyıda köşede takılan söz sahibi zapatistaların gazına gelerek kürtleri genelleyip aday belirlenmesi yanlış bir karardı.
ekrem imamoğlu zaten adaylık konusunda apayrı bir noktada, seversiniz sevmezsiniz veya icraatlerini beğenirsiniz beğenmezsiniz, türk toplumu için başından geçen badireler, azmi ve hazırcevap olması ayrıca kitleleri harekete geçirebilecek konuşmalar yapması adaylık için yeterliydi, kazanır mıydı ? iktidarın tüm kanallarından yaptığı seçim propagandalarına rağmen olası en net winner adaydı.
şimdi gelelim kemal dedeye, iktidara gelebilmek için safları sıklaştırdı, barışcıl&zeytin dalı uzatan mesajlar verdi, ayrılıkçı konuşmalar yerine birleştirici konuşmalarla söylemlerini tekrarladı fakat bunlar yeterli olmadı, hezimetle sonuçlandı ve çoğunluk oyu alamadı, söz baharlar gelecek dedi fakat öngöremediği mağlubiyeti sonrası arap baharı geldi *. Bugüne kadar arkadaş ortamında aday olduğu taktirde kazanamama ihtimali olduğunu dile getirsemde hiçbir mecradan yazmadım ki muhalefet artık karar verdikten sonra parçalanmasın, en azından bende karınca gibi bu ateşe bir kor taşımayayım fakat öyle de olmadı muhalefet kanadı kendi kendini yedi bitirdi seçim gününe kadar, arada kalan kararsızlarda transporter tiplere yöneldi bu belirsizlik yüzünden.
kemal dede son programında siyasetin kurtlar sofrası olduğunu söyledi, haklı da fakat kurtlar sofrasına davetle/teklifle başkanlık yapılamaz diye düşünüyorum, zaten ortalık biraz sakinleşince istifa edeceğini tahmin ediyorum, artık daha dişli tuttuğunu koparan adayların önünü açmalıdır.
2023 seçimleri özelinde değerlendirmek gerekirse; kendisi için sürekli tekrarlanan "kazanacak aday" vurgusuyla ilgili birkaç tespitim var. evet, genel manada kazanacak aday değil. bunun nedeni iyi bir miting siyasetçisi olmaması yanında uzun zamandır kendisine karşı yürütülen kara propagandanın aşılamamış olması. iyi bir miting siyasetçisi değildir ama unutulmamalıdır ki kendisi siyasette ak partili isimleri canlı yayınlarda madara ederek yükselmiştir. kısacası sinik bir karakter de değildir.
türkiye'de demokrasinin işlediği tek makam kalmıştır, o da seçimde oy kullanmak. lakin sadece kullanmak. oylarınızın karşılığını bulması, korunması, doğru sayılması gibi noktalarda ise o demokrasi işlememektedir. kısacası bugün sadece oyunuzu kullanıyorsunuz ancak o seçimlerin de ne kadar demokratik olduğu tartışılır. kaldı ki seçimlerde türk halkının kendi geleceğine karar verme hakkı da artık ortadan kalkmıştır. 2023 seçimlerinde kaç yabancının oy kullandığı belli bile değildir. seçimin kazanılmasında "almanyayı iyi yönetiyor" diyerek erdoğan'a oy atan gurbetçilerin katkısı ise yadsınamaz. kısacası kendi kaderimize de ne kadar kendimiz karar verdik, tartışmalıdır.
bu noktada, değişen geleneklerden biriside her gerçek demokraside karşımıza çıkan liderlerin birbiriyle tartışmasıdır. kendisini seçmeninin gözünde yükselttiği profile uygun olarak, bugüne kadar erdoğan en azından benim hatırladığım kadarıyla hiç bir canlı yayında, televizyon yayınında tüm propaganda araçlarını elinde tutmasına rağmen karşı karşıya dahi gelmemiştir kılıçdaroğluyla.
anlattıklarımla paralel tekrar "kazanacak aday" konusuna dönecek olursam: sorun sadece kazanacak aday değil, aynı zamanda ak parti seçmeni gözündeki chp algısıdır da. bürokratların dahi kılıçdaroğlu'na oy veren güneydoğu illerini vurgulayarak kürtleri cahilce terörist olarak yaftaladığı ortamda iktidar seçmeni gözünde chp'nin adı zaten chpkk'dır. yani sorun sadece kazanacak aday değil, kazanacak partidir de. iktidar propagandasının işaret ettiği yönlerden birisinin sadece kılıçdaroğlu değil, chp'dir. kılıçdaroğlu'na duyulan öfke sanırım seçim sürecinde chp seçmenine defalarca "terör sevici" iması yapıldığını unutturuyor.
bu bağlamda chp'nin veya millet ittifakının adayı örneğin sürekli tekrar edilen mansur yavaş olsaydı, değişen çok fazla şey olmayacaktı. en az kılıçdaroğlu kadar, hatta ondan daha kötü bir miting siyasetçisi olan yavaş'ın ben oy oranının kılıçdaroğlu'ndan bile aşağıda kalacağını düşünüyorum. sadece milliyetçi cenahtan alınacak oy oranını devşirmek için yavaş isminin öne çıkartılması muhtemeldir ki farklı verileri de tetikleyecekti. güneydoğu'da daha düşük oy kullanım oranı veya destek gibi. yani denklemdeki veriler değişecek ama sonuç değişmeyecekti. burada özellikle yazmam gerekiyor ki; millet ittifakının en büyük hatası, ak parti seçmeninin "davasına" olan bağlılığını saçma sapan söylemlerle değiştirebileceğini sanması. yürütülen son derece yumuşak seçim kampanyası bunun kanıtıdır bence. mesela lgbti ve terör korkusu sürekli iktidar tarafından pompalanırken, sırf yabancı korkusu söylemiyle ata ittifakı %5 oy aldı. bunların yanında son iki haftaya kadar millet ittifakından gördüğümüz tek şey kalp işaretleri, mutfak videoları oldu. kısacası millet ittifakı atmosferi doğru ölçememiş, seçim kampanyasını doğru yönetememiştir. bunun da nedeni atmosferi yanlış okurken seçime kazanılmış gözüyle bakmış olmasıdır. işte kılıçdaroğlu adaylığının öne çıkartılmasının nedeni de budur. millet ittifakı tüm plan, program ve kampanyasını seçimi kazandıktan ne yapılacağına dair hazırlamış, bunu da zaten insanlara doğru anlatamamıştır. evet, kılıçdaroğlu kazanılmış bir seçimden sonra parlementer demokrasiye dönüş sürecinde tüm blokları bir arada tutacak en "doğru" isimdir. aday olmasının da nedeni budur. ancak evdeki hesap çarşıya uymamıştır. bunu da anladığımız kadarıyla ittifak içinde ilk gören meral akşener olmuştur. ancak gene söylüyorum; sürekli tekrar edilen mansur yavaş ismi de ancak ve ancak kazanılmış bir seçimde tüm bileşenleri bir arada tutacak yeterlilikte bir isimdir. kazanacak aday değil alternatiftir sadece.
bu noktada tekrar akşener'e dönmem gerekirse; bence akşener'in elinden tuttuğu ekrem imamoğlu türkiye'de popüler siyasiler içinde hitap ettiği kitle göz önüne alındığında erdoğan'ı yenebilecek tek adaydır şu an için. lakin chp içinde "trabzonlu müteahhid" imajı yüzünden ciddi bir güvensizlik olduğunu düşünüyorum kendisine. kaldı ki siyasi yasak ihtimali nedeniyle garip bir kıskacın içinde. bana kalırsa kendisine itimat gösterilmemesi yanında bu da ciddi bir çekince oldu adaylık ihtimalinin değerlendirilmemesinde.
bağlamam gerekirse; seçim atmosferi doğru okunamamıştır. seçim kampanyası baştan aşağı yanlıştır. seçim stratejisi kökten hatalıdır. zaten kazanılmış gözüyle bakılan bir seçim sonrası için sürekli vurgu yapılan ekonominin dümeninde kimin olacağı bile açıklanamamıştır; hatta millet ittifakına oy veren bir tane seçmen bile çıkıp "ekonomiyi düzeltmek için şöyle yapacaklar, planları budur" diyecek durumda değildir. dünya üzerinde böyle kazanılmış bir seçim yoktur muhtemelen. kısacası millet ittifakı ve kılıçdaroğlu çok uzun bir süre somut vaat sunamamıştır kitlelere. ancak bunlar tek başına kılıçdaroğlu'nun hatası da değildir.
ezcümle; muhalefet bir oyun kurmuştur ve bu oyuna en uygun aday kılıçdaroğluydu. lakin oyun planı yanlıştı ve gene belirtmek istiyorum ki bunun sorumlusu da tek başına kılıçdaroğlu değildir.
Doların anlık 23 küsür Olmasının, teknolojik ürünlere bir ayda Birden fazla zam gelmesinin, alım gücünün düne göre düşmesinin, fakirlerin daha fakir zenginlerin daha zengin olmasının baş sorumlularından biridir. Geçiniz efendim o “iyi insan, iyi dede” laflarını. İyi bir insansa gitsin yardım kuruluşlaRında çalışsın. İyi bir dedeyse gitsin torun sevsin şeker götürsün. Ülkenin belki de en kazanılası seçimini koltuk sevdası diktatörlüğü yüzünden kaybettirmiştir. Kendisine oy verenler, kemik chp kitlesi (%20) kendisini Gerçekten destekleyenler değil, Erdoğan’ın gitmesini isteyenlerdir. Hala istifa etmemekte ısrarcı bir tavır sergilemektedir. Masasındaki çapsızların kendisini desteklediğini düşünüp, gerçekten kazanabileceğine inanan bir bunaktır gözümde. Ama o çapsızlar seçimin kazananlarından olmuşturlar. %1 karşılığı yokken mv çıkarmıştırlar. Bunların en büyük sorumlusu, kendisidir. Aksini iddia eden de (hani tatlı su müslümanı deniyor ya bazılarına, aynı hesap) tatlı su solcusudurlar. Kendisi istifa etmediği sürece, bu saatten sonra partisine asla oy vermeyeceğim.
son yaşananlardan sonra akp ile birlikte ülkenin içine etmek için beraber çalıştığına, kripto akp'li olduğuna artık iyice emin oldum.
bu adam mustafa kemal atatürk'ün makamında otururken kendisine danışman olarak perinaz mahpeyker yaman 'ı atadı. bu şahıs daha önce kılıçdaroğlu'nun kendisine küfür etmiş birisi, sıkıntı yok böyle birisini büyüklük göstererek atayabilir. ancak yine aynı şahıs dolaylı yoldan Mustafa Kemal Atatürk'e maymun demiş! kılıçdaroğlu'na bunlar sorulunca da "o zamanlar araştıracak vaktimiz yoktu, bir arkadaşımın tavsiyesiyle atama yapıldı" diye açıklama yaptı!
şimdi kılıçdaroğlu'nun bu açıklamasının, erdoğan'ın 15 temmuz'dan sonra "kandırıldık" demesi arasında bir fark var mıdır? işin daha da komik olan tarafı eren erdem böyle bir atama yok açıklaması yaptı ama perinaz isimli şahıs "böyle bir atama var neden yalan söylüyorsunuz" gibi bir açıklama yaptı.
ulan bülent kuşoğlu ki kendisi mehmet ağar'ın yakın arkadaşlarından birisi, hem bu adamın en yakın arkadaşlarından hemde chp idari ve mali işlerden sorumlu genel başkan yardımcısı. eren erdem yav eren erdem hala daha bu partide genel başkan yardımcısı! uzun uzun yazmaya inanın enerjim yok ama bu adam ne zaman bir açıklama yapsa o açıklama akp'ye yarıyor. bu adam ne zaman bir atama yapsa o atama akp'ye yarıyor. bir de çıkmış diyor ki %48 oy aldım, o alınan oylar kendisine verilmediğini, tayyip gitsin diye verildiğini ya idrak edemiyor ya da yine gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor.
ülkenin ana muhalefet partisi böyle yönetiliyor ondan sonra da insanlar akp'ye oy verdi diye bu insanlara kızılıyor.
Her zaman sağduyusunu ve sakinliğini koruyan kendisine yapılan en sert eleştirileri bile ismi ile müsemma bir şekilde olgunlukla karşılayan adamdır.
Pasiflik ve vizyonsuzlukla suçlanır fakat yaklaşık yirmi yıldır sokak ağzının ve kabadayılığın siyasete bulaşmasından olacak ki bu tarz dışında siyaset yapanı pasif ve aciz görüyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun vizyonu bellidir ve bu vizyonu gerçekleştirme adına çok mesafe kat etmiştir.
Chp gibi büyük ve köklü bir oluşumu faşizmden ve benzeri oluşumlardan arındırıp cadde partisi anlayışından çıkararak türkiye partisi olma yolunda chp’ye büyük adımlar attırmıştır. Bazı çevrelerce mhp kadar itici bulunan bir partiyi halkın gözünde normalleştirmiştir. bu, chp'ye yapılmış en büyük iyiliktir.
cumhur oldu diyerek seçim zaferi şimdiden hayırlı olsun diyeceğim siyasetçi.
Hapse girerse cumhurbaşkanına tamamlayacağım. yine birileri mağdur olmak üzere ama yeni gelen nesille 20 yıl daha başta kalabilecek birisi olduğunu düşünmüyorum en fazla 10 sene başta kalır o da çok iyi olursa.
Tahminimdir ama son 20 yılda türkiye'de mağdur gibi gözüken ekmek yiyor siyasette.
Biraz hatip olsa partisine 10 puan daha getirmişti kafadan. İyi olmasını geçtim adamın hitabet direkt vasat.
Bir Şanssızlığı da eskiden olduğu gibi parti liderlerinin bir araya geldiği seçim öncesi programlarına iktidar partisi lideri olan zatın başına ne geleceğini bildiği için katılmaması.
Merkez bankası'nı yerinde ziyaret etme (baskın) kararını açıklamış siyasetçi. Şu adam için "ama lider özelliği yok." diyenin ağzına kürekle vuracağım gerçekten artık.
Haktan hukuktan bahseden Kemal, neden işe iade davalarını kazanan Şişli belediyesi işçilerini işe almıyorsun? Neden o işçileri, sözde muhalefeti olduğunu iddia ettiğin AK Parti'nin polisleriyle gözaltına aldırıyorsun? İşçiler CHP Genel merkezi önünde işlerini istiyorlar, sen onları görmezden geliyorsun. Kemal, bu işten vazgeç.
kendisi hakkında yapılan "alevi olduğu için oy alamaz" yorumu bile türkiye'deki demokrasinin içler acısı halini ortaya koymakta.
normalde türkiye'deki hiçbir parti benim ideolojimde değil. bu sebeple oy vermeyi düşünmüyordum aslında. ama bu adama bu tarz yaklaşımlar yapılması, bende sırf inadına kılıçdaroğlu'na oy verme isteği uyandırıyor başka bir sünni müslüman olmayan şahsımda.
evet, keşke başkan olsa da sünni müslüman olmayanların öcü olmadığı görülse...
3 aralık 2022 tarihinde açıkladığı vizyon belgesi ile artık çıkartıp masaya vurmuştur. bunu ister argo olarak alın, ister kuramsal bir tavır olarak alın. iki türlü de artık "iktidara bağıra bağıra geliyoruz." demiştir.
not : girdiyi konuşmanın tamamı bitince aldığım notlarla beraber detaylandıracağım.
liderlik vasfı yok diyenlerin de artık bir nebze utanması dileğiyle. tek ve ilk eleştiri argümanı bu olmaz, bu dönemde ise hiç olmamalı. kendinize gelin.