hayaldi, gerçek oldu. ama hayal ettiğimiz gibi bir gerçek ortaya çıkmadı ne yazık ki. ve eğer kadro dışı bırakılmaya devam edilecek idiyse, gitmesi kalmasından çok çok daha iyi bir seçenek. hem kendisi için, hem de fenerbahçe için. ve öyle de oldu. kendisi de kariyeri değil, istanbul'da kalıp para kazanmaya devam etmeyi seçti gibi duruyor.
özil'in geçmişi tartışılmaz. kimsenin haddi değil. fener kariyeri ise her şeye rağmen o kadar kötü geçmedi. ancak o varken geçmişinde nani ve rvp gibi yıldızlarla sorun yaşamış, çin'de hulk ile sorun yaşamış, vitor'u başa getirmek soruna davetiye çıkarmakla eş anlamlı idi. vitor basın önünde mesut bizim kaptanımız derken, arka planda "fake star" demeyi ihmal etmiyordu. öyle ya da böyle vitor gittikten sonra da mesut takımın kralı olarak görülmedi. yani bir takım afişlerde ronaldo ve messi'nin yanında fotoğrafı yer alan, sosyal medya'da takipçi sayısı dört büyüklerin toplam takipçi sayısından fazla olan mesut, kendisine farklı davranılmasını arzuluyordu. ama takımın başındaki isimler aynı düşüncede olmadı hiç. emre hariç.
mesut, eski on numaralar arasında en iyilerden birisi. ve belki de son örneği. artık yeni on numaralar mesut gibi değiller. takımda mesut gibi bir on numara var ise, takımı da ona göre dizayn etmek gerekiyor. tahtaya önce onun adını yazmak ve etrafını donatmak gerekiyor. önüne, sağına, soluna, mesut'un paslarını içeri atabilecek adamlar koymak gerekiyor. arkasına, mesut'un arkasını toparlayacak adamlar koymak gerekiyor. tüm bunları sağladığınızda ise mesut, mesut oluyor. ama modern futbolda artık böyle bir dünya yok. çünkü hiçbir takım artık tek bir adama odaklanarak takım kuramaz. kuracak olur ise, o adamın sakatlanması durumunda ortada kalır.
öyle ya da böyle, fener'den bir mesut geçti. ne taraftarın ne de onun hayal ettiği gibi de olmadı. dilerim bundan sonrası kendisi için daha iyi olur. ali koç'un da dediği gibi, aklını futbol'a verirse, neden olmasın.
Boş yere transfer edilmiş futbolcuydu ve kendisi hakkında tahmin ettiğimden çok da fazlası olmadı.
Düşünsel temelleri zayıf futbolcu ve profesyonel bir kişi değil kendisi.
Benim tabii ki hiç umurumda değil kendisinin ne yapıp ne yapmayacağı, mesut hayatını fazla fazla kazanmış biri ne yapıp ne yapmayacağı kendine kalmış bundan sonra.
30+ disiplinsiz, yıldız futbolcu diye lanse edilen transferlere sevinilmemeli kendisinin son 4-5 yılı benim gözümde bir nwakaeme etmez.
fenerbahçe'nin içinde ukde kalmış dünya starı. bir türlü kendini ticari işlerinden alıkoyamadı, hoca ile yaşadığı diyalog lanse edildi hep basına ama, bu affedilemez bir olay asla değildi. sorun, mesut'un kendi ticari işlerine odaklanması idi.
çok çok iyi fenerbahçe'li mesut'un, planlarda olmadığı ortaya çıktığında, kulüple kalmadı ve almanya'ya gitti. ilk basın toplantısında jesus, yönetimin kararının uygulayıcısı olmaya devam edeceğini söylese de, antrenman performansına göre karar verecekti. ama mesut gitmeyi seçti. ona göre kendini kanıtlaması gereken bir şey yoktu.
nihayetinde, sözleşmesi feshedildi ve maaş bloğu ortadan kalkarak, fener'in transferlerini açıklanabilir kıldı.
büyük ihtimalle yeni sezonda başakşehir forması ile izleyeceğiz.
ilginç di mi? demek ki olayı futboldan kazanacağı para değil.
mesleği futbolculuk olan ve bu mesleği transfer olduğu takımda, körlerin bile görebileceği bir şekilde icra edemeyen futbolcuyu eleştirmek, futboldan anlamamak anlamına geliyormuş, sanki mesutu evde bulaşıkları durularken hep sabunlu bırakıyor diye eleştiriyoruz, bütün dünya psg deki performansı sebebi ile messiye casper messi diyip eleştirirken, bizde elimize top alıp bomba ihbarı yapmaya gidiyoruz eleştirince, neyse , eyvallah.
topu alıp 5 kişi çalımladıktan sonra, 25 metreden doksana şut atması mı? doksan dakika sahada pres yapması mı? mesut'un sahada atabileceği paslara hareketlenebilecek ronaldo, kaka, lacazette, 25 yaşındaki almeida, 26 yaşındaki rosenborg, 30 yaşındaki pizarro var da bizim mi haberimiz yok?
buna rağmen, sakatlıklarla birlikte çeşitli verilen aralar, sonradan girdikleri, 11 başladıkları falan derken, 37 maç 9 gol 3 assist yapmış. daha iyisi de olabilirdi, hala olabilir. sisteme uymuyorsa oynatmazsın, eyvallah. ama mesut'tan bir şekilde, bir noktada verim alacak olan teknik direktördür.
ticari işleri sebebiyle daha evvel başkan tarafından uyarılmasına karşın, konyaspor maçının ardından aldığı 3 günlük izinde, habersiz ülke değiştirmesi ve bunu yine ticari işleri için yapması sebebiyle, yönetim tarafından kadro dışı bırakıldı.
herkes eleştirecek elbet. bu ülkede roberto carlos'un baldırları bile eleştirildi. büyük fenerbahçe'lidir mesut özil. kadro dışı bırakılmasını hak etmiş, fakat duruşu kaptanlığına ve fenerbahçeliliğne yakışır seviyede olmuştur.
geldiğinde heyecan yaşadık bilmem ne ama yeni dünya (futbol) düzeninde çarkları işlemeyen bir futbol takımı içinde başa dert göte yara olacağı da belliydi aslında. içten içe gelmemesini de istemedim değil aslında.
nitekim pereira gibi yıldızlarla problemi olduğu söylenen (ilk döneminde van persie ile yaşadıklarını da hatırlamamak elde değil) bir teknik adam altında da saatli bomba işlevi gördü. sosyal medya ve ekranlarda her hafta üstüne koyarak takımda bir "mesut özil problemi" olduğu söylendi, söylendi, söylendi ve gerçekten de suni bir problem gerçeğe döndü.
pereira'nın oyunun fiziksel yönünü ortaya çıkartan anlayışı içinde güç olarak da, kondüsyon olarak da sürekliliği olamayacağı aşikardı orta vadede. "elinde mesut varsa mesut'la oynarsın" veya "bu takım üçlü oynamaz" gibi bir çok tartışmanın içinde, olan vitor'a oldu haliyle ve bileti kesildi; ki ekranlarda gitmesi için nasıl bir pr yapıldığını hatırlatma gereği bile duymuyorum.
sonuç olarak geldiğinden beri çıkış yapması beklenen ferdi'den sezonun en formda adamını yaratan, geçen sezonlarda taraftara saç baş yoldurtan tisserand'dan üst seviye stoper performansı alan, takıma kim ve crespo gibi iki çok sağlam futbolcu kazandıran, muhammed ve arda'yı (hem de öyle maçın son saniyelerinde oyuna sokarak değil, avrupa kupası maçlarında) oynatarak yıllardır "genç oyuncu" açlığı çeken taraftarı mest eden, taraftarın yıllardır sistemi - planı olmayan takımın artık gözü kapalı ne oynayacağını bilmesini sağlayan pereria gitti, mesut kaldı.
ve bugün görüyoruz ki problem "gene" teknik direktörde değilmiş.
gördüğüm kadarıyla vitor konusunda taraftarın kafası zaten bir süredir berraklaşmıştı. özil'in kadro dışı bırakılması da bunun sosu oldu.
İlk geldiği günden beri düşündüğüm şeyin değişmediği yıldız futbolcu. Şöyle ki;
İstatistik elbette önemli bir bilim dalı olmakla beraber, geleceğe yönelik rasyonel tahminlerde bulunabilmek adına en gerçekçi ve bilimsel yöntemdir. Lakin hangi iş kolu olursa olsun işin içinde "ruh, insan bilinci" olan bazı konularda / branşlarda yanıltıcı veya manipülatif sonuçlar doğurabilir.
Şahsen ben oturup Mesut'un veyahut başka bir oyuncunun oturup sadece istatistiki verilerini baz kabul edip, tüm yorum ve görüşlerimi o matematiksel sonuçlara göre dizayn etmem. Elbette teknolojinin gelişmesiyle beraber artık maç, antrenman istatistiklerinin yanı sıra; veriler doğrultusunda geleceğe yönelik birtakım keskin tahminlerde bulunup, yorumlar yapmak mümkün. Fakat tek başına "bana göre" yeterli bir ölçüt değil. Ne olumlu manada, ne olumsuz manada.
Türkiye'ye sıfır veya negatif istatistiklerle birlikte gelip, birkaç sezonluğuna bomba etkisi yaratmış oyuncuların yanı sıra; dünyanın en önemli liglerinde önemli istatistiki sonuçlara sahip olup, türkiye'ye geldikten sonra rezil olan birçok oyuncu da gördüm, izledim, tanıdım. Haliyle benim için "tek başına" pek de anlam ifade eden şeyler değil. Neyse gelelim bu kadar laf kalabalığının sebebine;
Türkiye'nin hemen her alanda olduğu gibi, sporun da (birkaç amatör branş haricinde) nitelik ve kalitesinin son 20 yılda bu kadar düşmesine hepimiz şahitlik ettik, ediyoruz ve yüksek ihtimal etmeye de devam edeceğiz. Haliyle böylesi bir dönemde Mesut Özil gibi bir futbolcunun, Türkiye'ye gelmesini ben şahsım olarak gayet olumlu karşılamıştım. İsterse son 5 sene gol atmasın, son 3 yıl asisti olmasın ama yine de çok önemli bir transfer olarak yorumlamıştım. Çünkü Türkiye'de teknik direktörlük yaptığını iddia eden kişilere ve o insanlara teknik direktör olabileceğine dair sözde sertifika veren kurumların kalitesine baktığınızda, mesut gibi oyuncu / sporcu / spor insanlarının oturdukları yerden bile, diğer kişi ve kurumlara nazaran daha çok vizyon katacaklarına ve katkıda bulunacaklarına inanırım.
Örnek vermek gerekirse trabzonspor'un antrenörünün (bkz: hüseyin çimşir), fenerbahçe'nin (bkz: erol bulut) olmasındansa; o takımın hocasız devam edip ama mesut gibi yılların tecrübesini ve top class bir oyuncuyu kadrosunda tutmasını daha yeğ tutarım. Eminim ki gerek kendi takımındaki, gerekse de rakip takım oyuncuları sadece kendisini izleseler bile pozisyon bilgisi, oyun aklı olarak birçok "pro sertifikalı hocadan" daha fazla kazanım elde edeceklerini düşünüyorum.
Tabii ki Mesut veya benzer kalibredeki oyuncuların Türkiye'yi tercih etme sebepleri iyi analiz edilmeli. Bu süreçten kimler tabir-i caizse para yiyor, siyasi erk ve basındaki izdüşümleri bu transferler için nasıl bir kamuoyu yaratıyor veya kolaylıklar sağlıyor gibi.
Sonuç olarak ben bir Trabzonsporlu olarak elbette Mesut'un saha içi istatistiklerinin kötü olmasını isterim ama aynı zamanda takımımızda hali hazırda mevcut ve yeni transfer edilen o kadar genç ve gelecekteki yıldız adayı futbolcularımızın en azından mesut'un bir antrenmanına katılmasını ve karşılıklı oynamasını da isterim. Eminim ki bu çocuklarla yapacağı tek bir antrenman bile, birçok sözde hocanın ne vereceği şüpheli projeksiyonlarından daha faydalı olacaktır.
Bu çocukların hıza, çalım atmaya, adam eksiltmeye değil; oyun aklına ihtiyaçları var. Ve bu aklı da ancak Mesut gibi oyunculardan alabilirler.
nedense türk futbolu açısından varlığı bir dert yokluğu yara... kendisi an itibarı ile fenerbahçe'nin en çok maaş alan oyuncusu. maaşı 3 milyon euro. imza parası da 550 bin euro. yani yıllık maliyeti 3,55 milyon euro.
mesut bir ofansif orta saha oyuncusu. şimdi düşünelim, bu ligin bu sezon için en iyi ofansif orta sahası kim diye aklımızdan geçirelim. bilmiyorum sizin aklınıza kim gelecek ama benim aklımda tek bir isim var. bakesetas. sonuç olarak açık ara lider olan takımın ofansif orta sahası kendisi. ne yapmış bu sezon, 28 maçta 1975 dakika süre almış, 8 gol 8 asistlik katkı sağlamış. yani 247 dakikada 1 gol ve 1 asisti var. peki ya mesut? 23 maçta 1397 dakika süre almış. 8 gol 2 asisti var. 175 dakikada 1 gol. asist kötü görünüyor çünkü mesut'un verdiği her pası içeri atacak adam yok maalesef takımda.
demem o ki, bu sezon bile çeşitli nedenlerle düzenli süre alamayan mesut, buna rağmen takımın lokomotif oyuncularından ve ligin en iyi orta sahalarından birisine yakın istatistiklere sahip. mesut'u alıp trabzon'a koysan belki de çok daha yüksek istatistiklere ulaşacak. ve buna rağmen ba(ğ)zı kesimlerce nedense beğenilmiyor.
evet ilk sezonunda maç eksiği çok belirgindi. sezon başında o koşarken ben üzülüyordum. zaten adam sürekli hasta gibi görünüyor gözüme. ama o hep böyleydi. hiçbir zaman vurduğunu deviren, rakibini yiyen bir oyuncu olmadı. onu özel yapan şey yeteneğiydi. ve o yeteneğe hala sahip. ve o yeteneği sergileyebilecek fiziği de arda turan gibi göbek salarak kaybetmiş değil.
mesut özil bu takımın ve bu ligin önemli bir markası. adamın takipçi sayısı üç büyüklerden fazla. bence biraz daha fazla saygıyı hak ediyor. çünkü yatmaya gelmediği aşikar.
sakatlanarak bir buçuk ay kadar sahalardan uzak kalacak olan, geçmişinde real madrid formasını giymiş fenerbahçe'ye ne vereceği halen muallakta olan ve de bunu inşallah türk futbolunun seyir zevki açısından en azından önümüzdeki sezonlarda görmeyi umut ettiğim,zamanında kariyeri için alman milli takımı forması giymenin daha faydalı olacağını düşünmüş türk asıllı süper lig futbolcusu. hem kendisine hem de fenerbahçe'ye geçmiş olsun dileklerimle.
Fenerbahçe 'ye Transferi ile büyük sükse yaratmasının yanı sıra, birçok polemiğin de öznesi olmuş olan yıldız futbolcu.
Ayrıca;
Nasıl transfer olduğu / gerekli bir transfer / iyi bir futbolcu / star oyuncu / dünya starı / fenerbahçeli / kastamonusporlu / müslüman / nazi / demokrat / vesaire., gibi etiketlerin önemli olmadan, tarafgir değil de aptal olmadan, fanatik değil de geri zekalı olmadan, başkasının mutsuzluğu üzerinden mutlu olmadan; en azından sadece ama sadece 'insan' olabilmenin en asgari kriteri olan 'empati' yetisiyle beraber, sırf rakip takımda oynadığı için;
gibi ahlaksızca sevinç nidaları ile haykırmadan 'geçmiş olsun' dememizin zor olmaması gerektiği bir futbolcu.
Muslera'ya da, Abdülkadir Ömür'e de, Mesut'a da, özetle rakip de olsak / fanatik de olsak istisnasız 'canı yanan' herkese 'ama'sız bir 'geçmiş olsun' diyemiyorsak vay halimize.
Not : Sadece futbolcunun sakatlığına; belki de mesut' un oyun aklından mahrum kalacak genç futbolcularımız adına üzülelim diyoruz ama fanatiğin birisi geliyor ve sakatlığı salt hakeme bağlıyor. Üstelik kollandıkları apaçık belli olduğu bir sezonda. Sonra da niye bizden bir şey olmaz diye feryat ediyoruz.Gerçekten vay halimize.)
kötü zeminler ve kasap futbolcuların oynadığı adı süper kendisi ne olduğu belirsiz ligde en az bir ay sahalardan uzak kalacak. işin enteresan olan tarafı cebinde sarı kartın varken adamın sakatlanmasına sebep oluyorsun ama ikinci sarı kartı bile görmüyorsun. ve aynı maçta aynı hakem iki dakika içinde üç ayrı futbolcuya el kol surata temas etti diye sarı kart gösterebiliyor. yahut vardan iptal ettiği penaltıyı muhtemelen çarpışma olarak kabul ettiği için iptal ederken çarpışma esnasında dağılan, topun eline değip değmediği bile belirsiz futbolcuya sarı kart gösterebiliyor. ve böyle enteresan bir ligde mesut özil sezonu kapattı desek çok da hatalı olmaz sanırım.
kendisi muhtelemen muhteşem bir sezon başı kampı geçirip gelecek sezona bomba gibi bir giriş yapacaktır. ama bu sezon artık zor.
yetenek ve kariyer bakımından dünyanın en iyi 10, bilemedin 20 oyuncusu arasında sayabileceğin bir isim. kalitesini tartışmaya gerek yok ancak son yıllarda mesut'un durumu pek iç açıcı değil. premier lig gibi bir yerde dahi, antrenöre rüşvet verip antrenmandan kaçabilen birisi. türkiye gibi organizasyonların ve kurumların yozlaşmış olduğu yerde ise bunu yapması çok zor değil. arsenal, seni istemiyoruz başka takıma git, kadro dışısın dediği halde, parama bakarım diyerek takımda kaldı. kimse ona o paraları vermeyi göze alamaz olmuştu. kısacası kafasında futbolu bitirmişti. kafasında futboldan uzaklaşmış birisi için yetenek çok fark etmez. en basitinden bunu gareth bale'in tottenham transferinde gördük. kafanızda yaptığınız işi bitirdiyseniz bir daha o işi iyi bir şekilde yapamıyorsunuz.
ha bir de olumlu tarafını konuşalım. diyelim ki mesut fenerbahçe camiasıyla gerçekten eski motivasyonunu geri kazandı. o zaman belki de hagi ve alex'ten bile öte bir 10 numara performansı izleyebiliriz. dediğim gibi mesele kalite meselesi değil. sadece kalite meselesi olsa fenerbahçe'yi 4 yıl üst üste şampiyon yazarım. ancak çalışmadan, özveri göstermeden bunların hiçbiri mümkün değil. umarım mesut çalışması gerektiğine inanmıştır çünkü böyle bir futbolcuyu tam performansını izlemek paha biçilemez.
Prestij açısından dibe vurmuş türk futbolu adına iyi olmuş transfer. Bana göre de ülkeye "yatmaya" gelenler ekibinden fakat mesut'un cv'si daha istikrarlı bir görüntüye sahip.
İlk 11'de oynar mı, oynarsa ne kadar faydalı olur, ne kadar mücadele eder bilemem ama mert hakan yandaş, ozan tufan ve aklıma gelmeyen onlarca meziyetsiz futbolcu için kavga eden sözde büyük takımların olduğu bir ligde eleştirilmesi gereken en son transfer olaylarından birisidir aynı zamanda.
Hiç oynamasa, hiç mücadele etmese bile en azından takım antrenmanlarında doğru koşu, oyun aklı, tempo trafiği ile ilgili genç oyunculara bir şey katsa yeterlidir.
iki sene önce böyle demişim : mesut özil/#152851 . ne dediysem de olmuş.
eski alman milli, on numara ve sol kanat pozisyonlarında oynayan türk asıllı dünya yıldızı. tuncay şanlı hayranıydım ben. mesut da fener'de böyle bir rolde oynar. serbest yani. adam, real madrid gördü, arsenal gördü, yine mesela dini bütün bir kardeşimiz, bunlardan kopmadı, şımarmadı. aslını hiç inkar etmedi. "doğduğum topraklara borcumu, milli takımına faydalı olarak ödedim. artık alacak-verecek bir şeyimiz kalmadı" dedi. ben türk'üm dedi. "Real Madrid'de forma giyecek ilk Türk olduğum için mutluyum." dedi.
zonguldak, devrek, hışıroğlu köyüne dayanır kökleri. hala akrabaları burada ve alaplı'dadır. real'de oynarken onları ziyarete geldiğinde, herkes şaşırmıştı. çünkü profesyonellik ahlakla oluyor. şimdilerde pek kalmayınca, haliyle şaşırır olduk bu gibi durumlara. kuzey-ren vestfalya eyaletindeki Gelsenkirchen bölgesinde doğdu mesut. buradaki yerel takımların alt yapısında oynadıktan sonra, essen'in alt yapısına geçti. 16 yaşında a takıma yükseldi. profesyonel sözleşme teklif edildi, babası reddetti ve schalke 04 alt yapısına yazdırdı onu.
bu dönem, schalke'de gençler şampiyonu oldu takımı ile. babası da türkiye'de oynar mı acaba dedi, galatasaray'ın kapısını çaldılar. özhan canaydın, cılız bu çocuk dedi. bundan futbolcu olmaz. antremana çıkmıştı mesut galatasaray'da evet. beşiktaş'a gitti, orada da "bunda futbolcu tipi yok" dediler. çünkü evet, dünya yakışıklısı olması lazım bir topçunun di mi amk. ibrahim üzülmez mankendi mesela, zorla bjk'li yaptınız. tövbe.
schalke'de a takıma yükseldi. halil ve hamit altıntop kardeşlerin üzerinde çok emeği olduğunu her fırsatta söyler. nasıl mı ayrıldı schalke'den?
bir gün antremana fenerbahçe forması ile geldi.
werder bremen kariyeri var sonrasında. asıl kariyer zıplaması burada oldu. ilk sezonunda ikinci oldular bundesliga'da. uefa finalini shakhtar'a kaybettiler. sonraki sezonlarda da özellikle diego ribas'ın (o da oynadı fener'de, bildiniz di mi?) juventus'a transferinden sonra, takımın maestrosu oldu. almanya kupası'nı kazandılar. bu da ona alman milli takımı kapılarını açtı. o sezon kupayı alamadılar ama, mesut performansı ile ballon d'or'a aday gösterildi.
"Ben bu ülkede doğup büyüdüm. Genç ve 21 yaş altı’nda Almanya formasını başarıyla giydim. Burada kendimi iyi hissediyorum. Bu nedenle Alman millî takımını seçtim. Almanya A millî takımı kadrosunda da niçin başarılı olmayayım?” diyor ve ekliyordu: “Ben ve ailem her zaman Türk kalacağız. Fakat doğduğum, yaşadığım ülke olan Almanya’nın formasıyla kendimi daha iyi hissediyorum."
bundesliga üçüncülüğünden sonra da real madrid yolu gözüktü. 15m€'ya, "alternatif" olarak alınan mesut'un, kaka ve ronaldo ile olan uyumu, onu takımın değişilmezi yaptı. la liga şampiyonluğu, ispanya süper kupa ve kral kupası şampiyonlukları yaşadı.
sonrasında 50m€'luk arsenal transferi var. burada aslında takımda var oldu. 4 fa cup, 2 süper kupa şampiyonluğu yaşadı. ama 1 dünya kupası şampiyonluğu yaşadığı milli takım'da yaşadığı ırkçı saldırı sebebi ile, alman milli takımından emekli olan mesut için, global baskı oluştu. covid sebebiyle maaşından indirim yapmasını istedi kulüp, bunu da yazıyla tebliğ ettiler. parayı nerede kullanacaklarının açıklaması kendisine yapılmadığı ve en önemlisi onunla birisi bu konuyu konuşmadığı için reddetti. arsenal maaşını ödeyemiyor diye emekçi çimcisini kovmaya kalktı, emekli olana kadar burada oynasam da gitsem de, bu adamın maaşı bana aittir dedi, adamın kulüpte kalmasını sağladı bu olay üzerine de.
ama kadro dışı kalmaktan kurtulamadı.
600 maç, 105 gol ve 216 asist kulüp performansı ile, yanılmıyorsam xavi ve iniesta'dan daha verimli oldu kariyeri boyunca. 92 maç, 22 gol, 40 asist ile de milli takım performansı var.
şimdi ise artık taraftarı olduğu fenerbahçe formasını giyecek 36 yaşına kadar. her şeyden önce, özüne bağlı ve ahlaklı bir topçu oluşu bile sevinmeye değer. umarım bununla herkes gurur duyar üzerindeki formaları çıkararak.
bu arada dip not eklemek istiyorum, geçen fatih altaylı meselesi oldu. el haddadi update olarak bilinen bir fifa karar güncellemesi var. buna göre, bir futbolcu, seçtiği milli takımı bıraktıktan sonra, son maçının üzerinden 3 sene geçince, pasaportu olan diğer milli takımda oynayabilecek. bu da mesut isterse, 2021 temmuz'unda onu türk milli takımı formasıyla görebileceğimiz anlamı taşıyor.
büyük topçusun mesut. iyi insansın. fener'de 3,5 sene kalmasan da her şey istediğin gibi olsun.
Bir Galatasaraylı olarak söylüyorum; fenerbahçe'ye transfer olması beni mutlu etmiştir.
Türk takımlarında artık doğru düzgün top oynayan Türk adam kalmadı. Hiç değilse süper lig açısından güzel bir transfer. E tabi gönül isterdi ki Galatasaray'da oynasın... Sağlık olsun.
Uzun zamandır Galatasaray'ın maçlarını bile doğru düzgün takip etmiyordum. Transferden sonra ligi daha sıkı takip edeceğim gibi görünüyor. Hoşgeldin özil!
ciddi ciddi koptu geliyor. insanın inanası gelmiyor ama sanıyorum bu hadise gerçek. benim öngörüm bu sezon sonunda gelmesiydi ama arsenal'in onu kadroya almaması süreci hızlandırdı gibi duruyor.
gelişi sadece fenerbahçe'ye değil, süper lige kalite katacaktır. çünkü burada kariyeri boyunca çıktığı 600 maçta 300 den fazla gole katkı yapan bir adamdan bahsediyoruz. 100+ gol, 200+ asist ile o alex tadındaki eski stil on numaraların tarihteki son ve en başarılı temsilcisi.
Kontrat değişmediyse Bu arkadaşımızın arsenal ile yaptığı 4 yıllık kontrat yaklaşık +60milyon euro değerinde, Yani yıllık 15milyon euro civarı bir paraydı.
İnanmadım ama Bugün dha'nın yazdığına göre fenerbahçe ile anlaşmış.
yerli ve milli sevdasını gerekçe gösterip kapağı türkiye'de bir takıma atacak olan eski futbolcu. sezonluk 2.5-3 milyon para isteyecek, ha onu da yerli ve milli para birimimiz tl cinsinden değil, euro cinsinden isteyecektir.
zirveye ulaşınca kendini salan futbolculardan. alman disipliniyle yetişmiş olsa bile bu durum buna engel olmadı. real madrid'e transferi onun için zirveydi. aynı arda turan'ın barcelona ile zirveyi görmesi gibi. başta gayet güzel de oynadı. yine aynı arda gibi. ama sonra real duruma uyanmış olacak ki kendisini elden çıkardı. ve o gün bugündür istikrarlı bir grafik çizemedi.
almanya'da oynarken "bu nedir?" diyerek izlediğim bir oyuncuydu. alman milli takımını seçersem forma yüzü göremem düşüncesiyle türkiye'yi seçmedi. kendine güvendi. haklı çıktı. alman milli takımının da en önemli adamlarından birisi oldu. ama cidden saldı artık kendisini.
gelecek sezon sonu arsenal ile sözleşmesi bitiyor. arsenal yenilemez muhtemelen. ya da bu sezon sonu elden çıkartmaya çalışır. üç beş de olsa bonservis almak ister. ama o gider mi? ona herhangi başka bir kulüp arsenal kadar öder mi? sanmıyorum.
seneye sezon sonu, çok büyük bir aksilik olmazsa, fenerbahçe'ye gelmesini bekliyorum. ama tabi çok acayip bir para önerir birileri, daha gencim diyerek başka yere de gidebilir... sonuçta çok yaşlı gibi gelse de kendisi 88'li. emre'den 8 yaş küçük.