1. ve filmleriyle sinema sert girişler yapmayı başaran 'nin ekim ayinda vizyona girecek olan son filmi. ve birlikte rol almakta. Film düzenlerini bozma ihtimaline karşı hayatlarına kimseyi dahil etmeyen bir çifti konu ediniyor.

    Posteri: cdn.collider.com/...
    #51468 thedirector | 8 yıl önce (  8 yıl önce)
    2film 
  2. göndermeleri çok fazla olan, ilk yarısı konuyu anlatmaktan ziyade, merakı pompalatmayı amaçlayan, ikinci yarısı ise insanı adeta felç eden, 2017 yapımı filmi. ben beklentimi sıfıra çekmiştim, büyük şok yaşadım. aronofsky'nin senaryosunu da yazdığı 'ı sevdiyseniz, bu filmi de sevme ihtimaliniz çok fazla. ayrıca aronofsky'nin en iyi filmi olduğunu düşünüyorum. oyunculuklar olarak bilemiyorum ama senaryo olarak oscar'a aday olacaktır.

    filmde hiçbir karakterin ismi yok. ancak bu durum kafanızın karışmasına, "bu kimdi ya?" diye şaşırmana neden olmuyor. 'ın mother!'dakine benzer bir rolü yok daha önce. kamera hep kendisini merkeze alıyor. bütün olayları lawrence'ın gözünden izleyeceksiniz. aslında film düzenden, hayatlarına kimseyi dahil etmeyen bir çiftten bahsetmiyor. biraz eski kafa olarak görünen bir kadın ve onun yazar eşinden bahsediyor. filmin özellikle ikinci yarısında neye uğradığımı şaşırdım ben. aronofsky'nin 'sini izlediğimde de böyle olmuştum. sanırım yaklaşık 20 yıl sonra aronofsky eski muhteşem günlerine dönmüş durumda. 'ı da, 'ı da sevmemiştim. mother!'da ise gözlerim yuvalarından çıktı adeta.

    filmin 18 yaş sınırı ile gösterime girmesinin nedeni, dini referansların yoğunluğu ve bana göre fazlalığı. sanki aronofsky, birkaç filmde anlatabileceği şeyleri mother!'a sıkıştırmış gibi görünüyor. film 3 buçuk saat olsaydı, bu fikrim değişebilirdi ama filme 2 saat yetmiyor. benim filmle ilgili iki olumsuz eleştirim var: ilki süresi. 2 saat değil, 3 buçuk saat sürseydi, senaryodaki onlarca göndermeyi daha rahat ve anlık olarak anlayabilirdim. ikincisi ise, birkaç yerdeki cgi yetersizliği. genel olarak çok göze batmıyor bunlar ama gene de "keşke cgi hiç kullanılmasaymış" dedim ben birkaç sahnede. filmin geri kalan hiçbir kısmına dil uzatamam.

    dini referansların sizi sıkabileceği uyarısıyla, kesinlikle izlemenizi öneririm. gecenin köründe değil, dinlenmiş bir kafa ile, kendine dinlenmek için zaman ayırabilmiş bir insan olarak izleyin. the fountain'ı izledikten sonra göndermeleri anlayıp beğendiyseniz, mother! da tam sizlik demektir.

    fragman
    #66112 lake of the hell | 7 yıl önce
    0film 
  3. tanrı, doğa ana, küresel ısınma, insanın mayası vs. şeklinde bir film.
    #66132 Sabbracadabra | 7 yıl önce
    0film 
  4. "'a ciddi anlamda gıcık olsam da (bkz: ) gibi hayran olduğum bir yönetmene ait olduğu için vakit kaybetmeden izleyeceğim filmdir." demiştim daha önce ve öyle de yaptım.

    filmin imdb sayfasında açıklama olarak, "bir çiftin evlerine gelen davetsiz misafirler sonucunda ilişkilerini gözden geçirmelerini ve test etmeleri..." şeklinde bir açıklama var; ancak filmin esas konusuysa bu açıklamanın zerre alakası yok. böyle bir açıklama ancak ve ancak algı ve zeka seviyesi yerlerde sürünen; hayatı sosyal medya, televizyon ve gıybet üçgeninde geçen yurdum zombileri için geçerli olabilir.

    hakkında hiçbir şey bilmemeniz durumunda iki kez izlemeniz gereken bir film; zira filmin içerisinde her alan her sahne, her eşya, her karakter alegorik bir anlatımın parçası.

    denen karıyı hiç sevmem. patlaması haricinde hiçbir şekilde ilgimi çekmemiştir oyunculuğu. donuk bakışları, durgun mimikleri ve oynarken yüzünde oluşan "ben ne yapacağım!" paniği şeklinde ifadeler sebebiyle sinirimi bozuyor her gördüğümde. 'de üstlendiği / rolü yüzünden gıcıklığım kat be kat artmış olsa da 'da beni irrite eden tüm bu özellikler, rolünü destekleyen unsurlara dönüşmüş.

    filmin ikinci güzel yanı. oynadığı bir çok film gibi burada da rolüyle bütünleşmeyi yakalamış durumda.

    kamera açılarının sürekli olarak 'ı merkeze alarak hareket etmesi, alışkın olmayanlar için biraz baş dönmesine sebep olsa da, alegroik anlatım içerisinde düşününce, neyi merkeze almamız gerektiğine yönelik bir atıf gibi durmakta. 'in ise sürekli orada bir yerde olduğunun bilinmesi; ancak çoğu zaman kadraj dışı durması, karaktere ve anlatıma katılan güzel bir detay gibi durdu gözümde.

    buradan sonrası ağır spoiler içerir!

    filmi izlerken bir yandan da internetten kim-kimdir, alegorik atıflar neleri ifade ediyor şeklinde ufak bir okuma yapınca film daha çok ilgimi çekti ve sonuna kadar gözlerim açık bir şekilde izledim. filmi net bir şekilde anlayabilmek için şu atıfları tespit etmiş olmak gerekiyor;


    -- spoiler --


    mekan ve karakterler:

    javier bardem: tanrı
    jennifer lawrence: doğa ana
    ev: dünya
    yazarın odası: cennet
    kristal: yasak elma
    ed harris: adem
    Michelle Pfeiffer: havva
    Brian Gleeson ve Domhnall Gleeson: habil ile kabil
    yazarın şiiri: kutsal kitap
    hayranlar: insanoğlu

    olaylar:

    adem'in eve gelmesi ile tanrı'nın sıkkınlığını atması, heyecanlanması ve adem ile daha çok vakit geçirmesi divan edebiyatında bahsedilen bir durumu hatırlattı bana: "tanrı, bilinmeyi istedi ve kendi suretinden insanı yarattı." tanrı, bilinmek ve yüceltilmek arzusunun önüne geçememekte ve bu yüzden doğa ana ile ters düşmekte. doğa ana ona her şeyi sunmaya hazırken, tanrı, egoist bir çocuk gibi sorgusuz sualsiz kendisini yüceltecek olanlara, yani kendi yarattıklarına muhtaç hissetmekte kendisini.

    adem'in evde kaldığı ilk gece kaburgasında yara olması ve ertesi gün karısının gelmesi, klasik adem-havva hikayesi; ancak havva'nın doğa ana'ya karşı kibirli ve laf dinlemez davranması hem insan doğasının itaatsizliğini hem de sorunlara gebe olmasını yansıtmakta. zaten ilk büyük sorun da tanrı'nın çok değer verdiği kristalin yani yasak elma'nın kırılması ve yazarın çalışma odası olan cennet'ten kovulmaları bu durumun ilk adımı oluyor.

    adem ve havva'nın odadan kovulmalarının hemen ardından seks yapmaları ise uzun süredir bahsedilen alegorik anlatımlardan birisini temsil ediyor: yasak elma aslında cinsellik / cinselliğin bilgisi idi ve adem ile havva cinselliklerinin bilgisine ulaştıkları için cennetten kovuldular. yasak elma, cinselliğin bilgisini temsil eden bir simgedir ve ne zaman insanoğlu bu bilgiyi edinir, ardından cennetten kovulur. bu yüzden kristal kırıldıktan hemen sonra adem ile havva seks yapmaktalar filmde.

    habil ile kabil'in kavgası sonrası, anma töreni sırasında havva'nın doğa ana'ya "üzerine usturuplu bir şeyler giy!" demesi, insanoğlunun doğa ananın çıplaklığını ve saflığını ayıp olarak addetmesine yönelik okkalı bir gönderme aslında.

    mutfak tezgahının kırılması ve evi su basması nuh tufanının yansıması; ancak şöyle bir durum var ki tufanı yaratan tanrı'nın kendisi değil; insanoğlunun laf dinlememesi. sonrasında ise evdeki herkesi kovan doğa ana oluyor.

    doğa ana'nın hamile kalması ve bebeği her ne kadar isa olarak yorumlansa da ben "umut" olarak yorumlamayı tercih ediyorum; ancak sonlara doğru bebeğin etinin yenmesi ve kanının içilmesi konusu isa atfına daha çok uygun kılıyor durumu.

    filmde yer alan ev, üç katlı olması bakımından aslında cennet-dünya-cehennem sıralamasını yansıtıyor. doğa ana'nın bodrumda bulduğu gizli kapı ve hemen önündeki alev dolu kazan cehennemin en net simgesi. kağı açıldığında dışarı çıkan ve kaybolan kurbağa ise cehennemdeki şeytanlar veya salgın olarak yorumlanabilir. tüm olayların geçtiği orta / giriş kat dünyanın kendisini temsil ediyor. üst katta zaten yatak odaları ve çalışma odası olan cennet var.

    tanrı'nın, doğa ana'nın hamileliğinden ilham alarak kitap yazması, kutsal kitapların ortaya çıkışını temsil ediyor. sonrasında ise şiiri okuyan insanların, şiirin farklı bölümlerine odaklanarak hayran kalmaları ve şaire yani tanrıya tapmaya başlamaları, dinlerin, insanları adım adım zıvanadan çıkartmasını çok güzel anlatıyor. tanrıdan bir parçaya sahip olmak için evi talan edenler; doğa ana'nın uyarılarına kulak asmayanlar ve şiiri yanlış yorumlayıp olayın bokunu çıkartanlar hep insanoğlu.

    evin talan edilmesi aşamasında dikkatimi çeken bir şey oldu; insanların çoğunluğu evi yok etmeye çalışırken, çok az bir kısmı bazı yerleri tamir etmeye çalışıyordu. güzel bir detay olmuş.

    ikinci gözüme takılan detay ise insanlığın kontrolden çıkması ve savaşların patlak vermesi ile tanrı'nın ortadan kaybolmasıydı. doğa ana insanların çılgınlıkları arasında tek başına kalır ve savaş hem dünyayı hem doğa anayı yok oluşun eşiğine getirir. aklıma birden ikinci dünya savaşı gibi büyük savaşlar geldi... ve tanrı ortalıkta yok. sonrasında ise gelip, doğa anayı cennete kaçırıp kapılarını insanoğluna kapatıyor. çoook büyük yorumlara gebe bu sahneler.

    finalde ise doğa ana'nın artık yeter diyerek her şeyi ateşe vermesi: kıyamet.
    filmin başında tanrı, adem'e doğa ana'yı anlatırken "her şeyimi bir yangında kaybettim" diyor. kıyametin yangını, tanrının sahip olduğu her şeyi küle çeviren yangındır aslında ve doğa ana'nın ellerinden çıkmaktadır. cehennem'de biriken katrana adem'in kaybettiği ateşi atarak kıyameti getiriyor doğa ana. filmin bir noktasında doğa ana'nın "ben de gidip kıyameti hazırlayayım..." demesi büyük ironiydi zaten.

    ve sonra tanrı, her şeyi küllerinden yeniden yaratıyor ve başa dönülüyor...

    okuduğum çoğu yorumda bahsi geçen bir durum olarak filmde şeytan atfının olmaması bana da enteresan geldi; ancak biraz düşününce şeytana çok da gerek olmadığını anlıyorsunuz aslında :)


    -- spoiler --


    son söz:
    alegoriyi anlamak ve alt metni okuyabilmek için bir kez,
    filmi ve senaryonu anlamak için iki kez,
    insanları, tanrıyı ve doğa anayı anlamak için üç kez izlenmesi gereken bir film.
    #77253 the ancient one | 7 yıl önce
    0film 
  5. anlatmaya çalıştığı düşünceyi kavradığını sananları her yeni sahnesiyle daha da şaşırtan ve monotonluktan aşamalı olarak uzaklaşan filmdir.


    -- spoiler --


    hayatınızdaki izniniz dışında gerçekleşen değişimlere verdiğiniz küçük tavizlerin nasıl çığ gibi büyüdüğü ve size zarar verdiği tek bir karakterle ifade edilmiş.


    -- spoiler --

    #230054 weaponizer | 4 yıl önce
    0film 
  6. Uzun süredir listemde olan ve sonunda dün gece izlediğim, sembolizminiz batsın, Allah sizi kahretsin dediğim filmlerden bir başkası.

    Ya bu normal senaryolu, başı, sonu, ortası olan film yapmak mı sonradan türedi ve anormal bir şey olarak görülüyor bu sinemaseverler tarafından bilmiyorum ama sembolik anlatı olunca bayılıyorlar anasını satayım.

    Abicim şu hikâyeyi dümdüz şekilde de anlatabilirsin, düz izleyici de keyif alır, altmetin arayan tayfa da kafasına göre okur durur.

    Niye böyle şeyler yapanlar övülüyor hala anlamıyorum.

    Bundan da sinir bozucu olanı, bu filmdeki sembolizm çok barizdi, baştan belli oldu ve gerisi sıkıcı geldi diye kendini ultra dahi ilan eden tayfa.

    Ekşi sözlükte ve filmin yorumlar kısmında, çok sevdiğim Bobin Kafa da buna benzer yorumlar yapmış. Yok mitoloji ve dinler tarihi bilmem gerekiyormuş vs vs.

    Filmi izlemeden bir şeyler okumam gerekiyorsa sokayım öyle filme. Her şeyi bir şeye gönderme veya sembolik anlatısı olarak görmeyince filmden bi bok anlamama olmaması lazım bence.

    Lighthouse da böyle bir filmdi, çoğu Kubrick filmi de böyledir tahmin ediyorum. Bir de yüksek yüksek puanlar basıyorlar.

    Bu izlerken baştan anladım tayfanın yüzde doksan dokuzunun bir yerden okuyup, izlemeden anladığına da çocuklar inanır ancak. Bizi yemeyi bırakın bence.


    -- spoiler --


    Film meğerse her karakterin bir şeyi sembolize etmesini anlatıyormuş. Kimsenin ismi geçmediği için malum bizim şair tanrıyı, Jennifer Lawrence doğa anayı, ev dünyayı, eve gelen gözlüklü Truman showdaki yönetmen abi Hz.ademi, sonrasında gelen kadın Hz. Havvayı, iki çocuk Habil ve Kabili, doğan bebek Hz İsa'yı, elmas yasak elmayı, şairin odası cenneti, su patlama olayı Nuh tufanını, odadan kovulup seks yapmaları ise adem ve havvanın cennetten kovulup avret yerlerinin görünmesi dolayısıyla seks yapmasını, ilk yazdığı şiir tevratı, sonrasında adem geldikten sonra, çocuk yapma kararıyla yazdığı kitap incili sembolize ediyormuş.

    Dışarıdaki kalabalık inananlar ve insanoğlu, en son olan olaylar da tanrının sürekli sevgiden bu dünyayı tekrar ve tekrar yaratması konusu imiş. Vs vs.

    2 saatlik sembolizm izledik yine kısacası yani. Jodorowsky de böyle diye başlamadan bırakmıştım filmi.


    -- spoiler --


    Ben çözerim diyen varsa mitoloji ve dinlere hakim çözsün sıfır okuma yaparak.

    Düz ve normal izleyici isen öncesinde spoiler yiyip izle bence.

    Aranofsky de o dönem Lawrence ile sevgili imiş. Bu kadınların garip tercihleri yok mu..
    #294613 mylipsyourlipsapocalypse | 1 ay önce (  1 ay önce)
    4film