1998 yapimi amerikan bagimsiz sinemasindan cikmis olan bir film.
matematikle, sayilarla, sembollerle, cisimlerle, bunlarin dogadaki yansimalariyla kafayi bozmus olan max bir gun yahudi bir adamla tanisir. onun yonlendirmesiyle tevrat'taki gizlenmis sayisal kodlamanin sifresini cozmeye calisacaktir.
her şeyi çözümleyecek, her şeye bir anahtar olacak, sırları açığa çıkaracak ve onlara hakim olmayı sağlayacak verinin peşinde olan matematikçi max'in hikayesi.
hayatın her noktasında, her yerinde sayılar, semboller. her şeyi hesaplamakta, bunları kaydetmekte ve bunlarla başka arayışlar içine girmekte.
filmin atmosferi gri. bu da max'in içinde olduğu paranoyayı, çaresizliği, sonu gelmeyen hesaplamaların, sayıların hayatını nasıl kararttığını yansıtıyor. aronofsky'nin kendine has kamera çekimiyle büyüleyici sahneler yakalanmış. herkese hitap etmez sanırım. zaten yönetmeninde derdi o değil, beni bilen bilir, seven sever tarzıyla yapım yapıyor.
yeni dönem amerikan sinemasının en heyecan verici yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen darren aronofsky'nin takıntılar odaklı filmi, bir ilk film olarak büyük bir beğeniyle karşılanmıştı. filmin başrolünü ise, tek kişilik şovunu sergileyen sean gullette üstleniyor.
matematik sevmeyen türk halkının, numeroloji sevdiğinin kanıtı sayı. gerçi türk halkıyla sınırlandırmak da doğru değil. dünya üzerinde çok fazla insan var böyle.
"ağğbiii içinde doğum tarihimiz bile varmış, böyle müthiş bir şey biliyor musun?" diyen insanların yanından uzaklaşınız.
pi sayısı birbirini tekrarlamayan ve sonsuza giden bir ondalıklı sayıdır.
diyorlar ki:
ascii karaktere dönüştürüldüğünde; hayatınız boyunca seveceğiniz tüm insanların adları; öleceğiniz tarih, saat ve ne şekil öleceğiniz; ve evrendeki tüm müthiş soruların yanıtları bu sonsuz sayılar dizisinin içinde bir yerlerde yer almaktadır.
bitmap'e çevrildiğinde; bu dünya üzerinde gördüğünüz ilk şeyin, ölmeden önce göreceğiniz son şeyin ve bu iki nokta arasındaki tüm samimi, önemli ve olağan anların pixel olarak mükemmel bir betimlemesi bu sonsuz sayılar dizisinin içinde bir yerlerde yer almaktadır.
şimdiye kadar var olan veya olabilecek olan tüm bilgiler, evrendeki her varlığın DNA'sı... her şey, bir çevre ve çap arasındaki oranın içinde yer almaktadır.
NASA’nın Kepler uzay teleskobunun k2 görevi sırasında keşfettiği yeni gezegen. yıldızı etrafında 3.14 günde döndüğü için araştırmacılar pi gezegeni lakabını takmışlar. resmi ismi şimdilik K2-315b.
araştırmacılar pi gezegeninin, dünya büyüklüğünde olduğunu ve yıldızının da güneşin beşte biri kadar olduğunu açıkladılar. gezegenin yüzey sıcaklığı 176 dereceymiş. **
Geometrik tanımı çemberin çevresinin çapına oranı, analitik tanımı ise sinüs fonksiyonunun sıfır değerini aldıgı sıfırdan büyük ilk değer olan reel sayı. İkisinin aynı sayıya çıkması hem şaşırtır, hem gülümsetir.
e sayısı ile birlikte matematikteki en meşhur irrasyonel & transandantal sayılardan biri. irrasyonel olması, virgülden sonra kendisini tekrarlamayan sonsuz basamağının olması anlamına gelir. transandantal olması, o sayının hiç bir tamsayı katsayılı polinomun kökü olamayacağı anlamına gelir. irrasyonel olması ayrıca o sayının bir tamsayı bolu bir tamsayı şeklinde de yazılamayacağı anlamına gelir. ayrıca pi, 180 derecenin radyan olarak karşılığıdır. pi sayısının çemberin çevresinin çapına olan oranı seklindeki tanımı doğru olmakla beraber, söz konusu sayı integralden tutunda serilere kadar en alakasız yerlerden bile insanın karşısına çıkarak adamı şaşırtır. (bkz: e sayisi)*
nasa'nın gezegenler arası yolculuk gibi en hassas projelerinin hesaplamalarında bile 15 basamağa yuvarladığı,
46 milyar ışık yılı çapındaki evrenin çevresini bir hidrojen atomunun büyüklüğü kadar hata payı ile hesaplamak için 40 basamağının yeterli olduğu sayı.
çok yoğun baş ağrısı çektiğim her seferde "kafamı matkapla azıcık delip, ufacık kan akıtsam geçer" düşünceleri kurmama sebep olmuş film. sırf bu yüzden asla bir matkaba sahip olamayacağım sanırım.