Çocuğu yapma aşamasından ziyade yetiştirme levelinde dikkat edilecek hususlardır zira her memeli hayvanın on binlerce yıldır içgüdüsel olarak yaptığı bir eylemden ibarettir ilk aşama. Ama her çocuk sokakta gördüğü o kedinin başını okşamaz, elindeki gofretin yarısını hiç tanımadığı kendi yaşlarındaki o sokak çocuğuna kimse uyarmadığı halde içinden gelerek kırıp da vermez, yaşı küçük arkadaşının yerine bilerek ebe olmaz. İşte ancak böyle ince ruhlu, sevmeyi bilen, kimseyi incitmeyen bir çocuk yetiştirebileceksem eğer evet güzel şeydir çocuk yapmak.
evvela çocuk yapmama opsiyonuna sahip olduğunuzu bir düşünün. bu iş yirminci yüzyılda çözüldü. sonra o çocuğu neden yapmak istediğinizi düşünün. gerekçeleriniz sizi ikna etmiyorsa da vazgeçin.
açık konuşmak gerekirse, bu tarz başlıklara yazmaktan biraz çekiniyorum. bunun sebebi de birinin çıkıp "sanki sen çok biliyon!" dese haklı sayılabilecek olması. çünkü çocuğum yok ve büyütmek, bakmak nasıl bir histir bu konuda bir fikir sahibi de değilim. ama bazen öyle aileler görüyorum ki, artık dayanamıyorum.
-öncelikle; bu çocuğun anlık gidip gelecek bir şey olmadığının, bir ömür boyunca sizinle olacağının ve özellikle belli bir yaşa kadar üstünüzdeki sorumluluğun gittikçe artacağının bilincinde olmak gerek. o yüzden bu sorumluluğu alamıyorsanız, yapmayın.
-çocuk sizin elinize düşen masum ve hiçbir kötülük bulundurmayan, küçücük bir şey. ne öğreniyorsa, ne yapıyorsa sizden görüyor. en basitinden, ilk çocuklar bazen "anne" "baba" demeden önce annesinin babasının adlarıyla seslenir, öyle görmüştür çünkü. bu başlı başına inanılmaz büyük bir yük. bu yükü kaldıramıyorsanız yapmayın.
-o çocuğun sizden başka kimsesi olmadığını unutmayın. sizin yaşınızda ve sizinle aynı şartlarda olan birine edemeyeceğiniz lafları ona da edemezsiniz. uyarmak/kızmak farklı bir şeydir rencide etmek farklı bir şeydir. o çocuğun sizden küçük olmasından ve hiçbir yere gidememesinden faydalanmayın. çocuk istismarı sadece çocuğu dövmek ve/veya ondan cinsel olarak faydalanmak değildir.
-çocuğunuzu dövmeyin. az önce dediğim gibi, onun sizden küçük olmasından ve başka bir yere gidemiyor olmasından yararlanmayın.
-lütfen onla ilgilenin. ilgi bir çocuk için en iyi ilaçlardan, en iyi gıdalardan biridir. sizden göreceği birkaç tebessüm, sizden gelen birkaç tatlı söz onun dünyasını güzelleştirmeye çoğu zaman yeter. bir çocuğu mutlu etmek, dünyadaki en kolay şeylerden biridir aslında. beklemediği bir zamanda ceketinizin cebinden çıkardınız küçük bir çikolata kadar kolay hem de.
-şımartmayın. tek çocuksa bile başkalarıyla nasıl yaşaması gerektiğini öğretin. dünyadaki tek çocuğun sizin çocuğunuz olmadığını unutmayın. paylaşmayı, nezaketi öğretin.
-biliyorum, bazen saatlerce ağlıyorlar. ama etrafımdan gördüğüm kadarıyla çocuğun her istediğini yapmak da en az hiçbir istediğini yapmamak kadar kötü.
-onu koruyun, ama bunu da abartmayın. erik erikson'ın öne sürdüğü psikososyal gelişim basamaklarının ilkidir güvene karşı güvensizlik. çocuk ikisini de sağlıklı bir biçimde öğrenebilmiş olmalıdır.
-en önemlilerinden biri olarak, o çocuğun da bir birey olduğunu ve kendi hayatını yaşayacağını aklınızdan çıkarmayın. büyürken/büyüdüğünde kendi hayallerinizi ona yüklemeyin. o ne olmak isterse onu destekleyeceğinizi söyleyin, yardımınızı esirgemeyin. kendi başaramadığınız şeyleri başarmak zorunda bırakmayın onu, aynı şekilde siz çok başarılıysanız da sizinle aynı şeyleri yapmak zorunda olmadığını da kabullenin.
yazılabilecek birsürü şey var elbette ama özetle, aslında tüm bunların özünde sevgi var. dünyadaki belki de her şey sevgiye muhtaçtır, en çok da çocuklar.
Sevmeyeceginiz , konusmayacağıniz , beraber kahvaltı etmeyeceğiniz kimseyi yaşlanınca bana baksın mantığıyla dünyaya maksimum 60 yıl maruz bırakmayın !
-bakmayı beceremeyecekseniz yapmayın! -adam gibi hem ahlaki hem de insani değerlerle yetiştiremeyecekseniz yapmayın! -hizaya getirmek(!) için dövecekseniz, sövecekseniz, korkutacaksanız, kızacaksanız yapmayın! -kendi hayatınızdaki bir çok rahatlığı feda etmeyi göze alamayacaksanız yapmayın! -götünüzü rahata çok alıştırıp da sıkıya gelemeyecekseniz yapmayın! -maddi gücünüz yetersiz kalacaksa yapmayın! (doğum kontrole harcayacağınız para uzun vadede daha az olacaktır) -kızınızı "ayıp, yasak, günah" diyerek; oğlunuzu "göster amcana pinini" diyerek yetiştirecekseniz yapmayın! -çocuğunuzun iyi bir "insan" olabilmesi için, bir "birey" olabilmesi için gerekli özeni göstermeyecekseniz yapmayın! -çocuğu sabahtan bakıcıya, büyükanneye, kreşe teslim edip akşam alacaksanız ve bir de şikayet edecekseniz hiç yapmayın! -ev temizliği, yemek vs. şeyler için çocuğunuzu bir kenara itecekseniz, yapmayın! -sessiz dursun diye her istediğini verecekseniz/alacaksanız, yapmayın! -uslu dursun diye telefonu, tableti, televizyonu açıp önüne koyacaksanız, yapmayın! -bebek de olsa her gün ona bir kaç sayfa kitap okuyup hikayeler anlatmayacaksanız, yapmayın! -çocuğunuzun yeteneklerini tespit edip, gelişiminde yardımcı olmayacaksanız, yapmayın! -çocuğunuz bir hata yaptığında ağzına sıçıp hayatı zehredecekseniz yapmayın! -"ben senin annen/baban değilim" tarzında laflarla çocuğa duygu sömürüsü yapacaksanız, yapmayın! -çocuğunuzun herhangi bir özelliği ile dalga geçip onu rencide edecekseniz, yapmayın! -çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslayacaksanız, yapmayın! -çocuğunuzun başarıları ile başkalarına hava atacaksanız, yapmayın! -anne & baba olup, hayatınızdaki tüm rolleri değiştirip eşinizi bir kenara itecekseniz yapmayın!
eğer yukarıdakilerden birini bile yapma ihtimaliniz varsa, önce kendinizi eğitip, ehlileştirip düzeltin, sonra çocuk yapmayı düşünün. sizin zevkleriniz veya hevesleriniz sebebiyle hayata gözlerini açan bir yavrucağın hayatını zindana çevirmeyin. önce kendiniz "insan" olmayı öğrenin; bir "insan" yetiştirmeyi kendinize hak gördüğünüzde çocuk yapın.
Efenim öncesinde bir süre bolcana ceviz yiyiniz. Fındık, fıstık vs vs. Malum günümüz stres, sigara, dikkatsiz beslenme bunlar etkendir. Kıvamını tutturursan ve belli zaman dilimlerini takip edersen fırlama çıkıverir bir yerlerden. 40'lı yaşlarda yapmayın bence, 60'lı yaşında ölürsen ne yapar bu yavrucak, gerçi kader bu. Belli olmaz.
Ailede teyze ve dayıya dikkat edin, genelde onlara çeker. Mesele çocuk yapmak değil, burada uygulamalı gösterecek halimiz yok. Ama ona güzel şartlar sağlanabilcekse neden olmasın?
Sonuçta heves edip bebeklik halleri tatlı oluyor işte. Ama bu büyüyecek. Erkekse ergenliğini düşün. Düşünsene saatlerce wc den çıkmayacak, 13 yaşında. 13'ün tersi işte, bak her şey sistemli. Eeey ataistler sizi..Sonra bana para ver, o da olmuyor işte. Karı kız görünce eller cebe incek, okul pantolonları delik olcak, sanarsın cebinden işeyecek pezevenk, neyse. Nerden biliyorsun demeyin, sen ben yapmamış olsak ta içlerinde büyüdük. Kavgası, yanlış arkadaşlar, kız arkadaşı, asiliği, beğenmeme daha bi sürü ulan.
Sonra okul zamanı, Dilerim insallah kız evladım olur. Kız çocuğu bambaşka. Her yaşta sevimli. Tam bir ponçiklerdir. Babasının aşkıdır o, oy aman olsa da valla canımı versem. Erkek öyle değil ki, itoğlu it kıllandı mı sevimsiz oluyor. Kusura bakmayın beyler, bende bir erkeğim ama çocuk sorumluluk ve erkek çocuğu daha bir sorumluluk. Kendinizden pay biçin. Artık kız erkek şanşımıza. Şakası bir yana Sağlık sıhhatli olsun da, boşverin. Her şeyin başı anne ve baba da biter ve eğitim. Bu hayat elbet düzelir, güzel günler gelecektir.
şimdi öncelikle şunu söylemelim çocuk yapmak için para, maddiyat, olanak değil "yürek" lazımdır.
Ben 15-16 yaşıma kadar ablamla aynı odada büyüdüm odanın iki yanında 2 yatak, ortada bir masa 1 tane 3 kapaklı dolap o kadar. geceleri annem birimizin babam birimizin yatağına girerdi 4 ümüz sohbet ederdik uyku öncesi. sabah kalkınca tuvalete girme sıkıntısı olurdu, çünkü evdeki herkes evden çıkardı sabah erkenden. elektrik kesilince mum etrafında atlas karıştırır, ansiklopedi okurduk. tepsiyi rampa yapar ceviz yuvarlardık, kim kimin cevizine vurursa karşı tarafın cevizini alırdı falan falan...
şimdi diceksiniz ki vay efendim günümüz koşullarında herkesin elinde akıllı cep telefonları, tabletler, kolej paraları, bez olmuş bilmem kaç lira, mama fiskdsjvneroıvwendokvn...
efendim çocuk dediğin parayla beslenmez, ilgiyle beslenir, alakayla beslenir, sevgiyle beslenir. ona ayırabileceğin zamanla beslenir, onunla paylaşabileceğin şeylerle beslenir. Öğretebildiklerinle, ona katabildiklerinle beslenir. Yüreğine işlediklerinle, onu yoğururken ruhuna kattıklarında beslenir. güzel, huzurlu, mutlu bir aile ortamıyla beslenir (dikkat edin güzel kıyafetler, ayrı oda, PS4 falan demiyorum). gerisi lafügüzaf.
haa konumuza dönersek, çocuk yaparken insan önce yüreğine bakacak bende o çocuğu büyütecek yürek varmı diye.
Bir an durup düşünmek, kurumlardaki çocukları. Belki sonra vazgeçer insan. Onlarla paylaşır sevgisini. Zaten dünyaya gelmiş, sonra bir şekilde terk edilmiş veya yalnız kalmış çok dezavantajlı bir durumdaki çocuğu büyütmek, sevgiyle büyütmek, onu hayata hazırlamak daha güzeldir belki.
Bence çocuğa ayrılabilecek vakit ve nakit düşünülmeli.
Çocuk sayısı arttıkça çocuk başına düşen para ve ilgi (vakit) azalıyor, bence bu sabit bir gerçek.
İnsanlar çocuk yaparken "4 tane istiyorum, boy boy gezsinler." Gibi şeyler düşünebilirler bu çok tatlı ya da "erkeği görmeden durmak yok." Tarzı cümleler normal karşılanıyor olabilir ancak ben bu düşüncelerin peşinden koşulmasına karşıyım. Çok sayıda çocuk düşüncesi cidden hoş gelebilir, eminim sözlükte 6-7 kardeş büyümüş insanlar da vardır ama bence insanlar "verimli" bir şekilde yaşayabilecekleri ve yaşatabilecekleri kadar çocuk yapmalılar. Mesela kendimi düşünüyorum. 10 sene sonra çocuğum oldu diyelim, işten gelince onunla saatlerce oynamak isterim, konuşmak isterim, birlikte bir şeyler yapalım isterim, onunla çok yakın olmak isterim. Eminim her ebeveyn bunu ister ama Maalesef 4-5 kardeş olup da ailesiyle bahsettiğim ya da bahsedemediğim kadar yakın olan bir arkadaşım olmadı.
Bir de imkanlar el verdiğince her çocuğa bir kardeş şart derim. Benim bir tane kardeşim var ve şu dünyada en sevdiğim insan o, en yakın arkadaşım o, dertleştiğim o, sarılıp ağladığım ve saçmaladığım o. Kardeş çok farklı bir şey. kardeşimi severim. Bu maddeye de tanıdığım 2 tane tek çocukla vardım. Birisi liseden. O kadar bencil biridir ki sınıfta çikolata yerken çantasına saklardı, bir kez bir arkadaş sordu ve "birisi ucundan almak ister diye saklıyorum, paylaşmayı sevmem." Demişti, çok bencildi. Diğeri de en yakın arkadaşım. O da aksine bir şeyleri paylaşacak birini arıyordu. Kardeş önemli. Vakit ve nakit de öyle.
Önce çocuk nasıl yapılır onu bilmek gerek.. 1 yumurtayı, milyonlarca spermden biri döller.. Yani bir yumurta ile bir sprem gerek. Dikkat edilecek en önemli şey bu ikisini buluşturmaktır. Gerisini onlar halleder.