uygun yerde ve uygun zamanda, dozunda kullanılmalı. yoksa yolda telefon konuşması yaparken "naaabıyonn *küfür*" demek yersiz ve gereksizdir. insan yavruları küfür etmemeli. bakıyorsun teog'a hazırlananlar küfür ediyor. olmaz. aileler dikkatli olmalı.
Evrim ağacında küfürle ilgili bir yazı okudum. (link: evrimagaci.org/... : Link)
En ilginç kısmı kopyala yapıştır yapıyorum:
"Beyninize göre küfürler, kelime bile sayılamaz. Çoğu zaman yoğunlaşmış duygu yumaklarıdır. Hatta beynimizde, sıradan kelimelerden farklı bir yerde bulunurlar! Resmî dil, Broca ve Wernicke alanında bulunurken; küfürler, duyguları ve dürtüleri kontrol eden karmaşık sinirsel ağ olan limbik sistemde işlenir. Bu yüzden şiddetli afazi geçiren biri, tüm konuşma yeteneğini kaybetmiş olsa da "hmm" , "evet", "hayır" , "kahretsin" , "sıçtık" gibi kelimeleri kullanmaya devam edebilir. Hatta bu kelimeleri uygun bağlamda kullanmaya da devam edebilir; fakat araştırmacılar bir sayfadan okumasını istediği zaman bunu yapamaz."
çalıştığım iş vesilesiyle hayatımın bir bölümünü (4 yıldan fazla) bu olguya ve hem çevrimiçi uygulamalarda hem de günlük hayatta kullanımını normalleştirme eğilimi gösteren 13-20 yaş arası gençlere ayırdığımda fark ettim ki küfür rahatlama amacından ziyade karşıdakini rencide etme amaçlı kullanılıyor ve gariptir, bunu gerçekleştiren kişi psikolojik bir tatmin yaşamıyor. Aksine daha da agresifleşerek yalnızlaşıyor, yalnızlaştıkça daha da agresifleşip yeniden küfrediyor. sonsuz bir paradoks aslında. bunda yaşanılan çevrenin payı aslında çok büyük, evde baba, anne, akrabalar küfrediyor; sokakta bakkal amca, okulda öğretmen (maalesef), yolda otobüs şöförü... çocuk doğal olarak kendini savunmanın ve bir yandan da saldırmanın yolu olarak küfrü öğreniyor ve bilgisayarını açtıktan sonra kendisini ifade edebilmek adına ilk yaptığı şey ne yazık ki küfretmek oluyor. çünkü başka ne yapılır bilmiyor. burada biz büyüklerin yapacağı şeyler çok fazla ama özetle "ben rahatlamak için küfrediyorum çok da şahane oluyor" diye durumu normalleştirmek en büyük hatalardan biridir kanımca. dünya gerçekten güzel bir yer ve biz güzel davrandığımızda çevremizin de bizimle birlikte değişebileceğini unutmamak gerekir. küfre küfürle, şiddete şiddetle karşılık vermek hali hazırda gergin ve stresli şu toplumda işleri daha da çıkmaza sürükler ve sürüklüyor. polyanna olun demiyorum ama teşekkür etmek ve özür dilemek kavramlarını hayatımıza dahil ettiğimizde karşımızdakinin de bizimle birlikte bir değişim sürecine gittiğini görmek gerçekten paha biçilemez. ve kesinlikle küfretmekten daha güzel bir rahatlama sağlıyor.
tarifsiz olanı tarif etmek için, elimizden başka hiçbir şey gelmediği zamanlarda kullandığımız isyan sözcükleri olabiliyor.
misal, elektrik faturasını her gördüğümde "orrrrrrospu çocukları" diyerek bir küfür sallıyorum. her faturada rakam yükseldikçe daha fazla r harfi ekliyorum vurgulamaya.
faturayı ödemek ve devam etmek dışında yapabileceğim tek hamle -şimdilik- küfretmek olduğu için bu seçeneğimi değerlendirmeden o faturayı cebime koymuyorum.
insanı rahatlattığını söylenen eylem. günlük hayatta çok nadir küfür ederim. genelde küfrü yazdığım parçalarda ediyorum. ayrıca küfür bence insanı itici yapıyor.
bir yabancı dili ne kadar iyi bildiğinizi gösteren kelime.
yalnız burada kasıt küfürleri ezberleyip "ben her dildeki küfürleri biliyom olm" demek değil, o dilde "kullanılmış köpek prezervatifi" şeklindeki küfürleri spontane bir şekilde edebilmektir.
Dünyanın en güzel 4 seyinden biridir. Bir sanat iki bilim üç kadin dört kufur. 4'u de olmazsa olmaz benim için. Hayatın boyunca kufretmeyeceksin deseler çeker vururum kendimi. İyi ki varsıniz lan mk,siktir git, oç, pezevenk, ve unuttuğum niceleri, bebeklerim.
hakedene edilmeli. insanın içindeki öfkeyi, nefreti bi şekilde dışarı yönlendirmesi lazım. birilerini veya bir şeyleri yumruklamaktansa küfür etmek çok çok daha düzgün bir şey.
ama sırf internetteyiz diye yapamayacağınız şeyleri söylemeyin, klavyenize güvenmeyin yani.