çalıştığım iş vesilesiyle hayatımın bir bölümünü (4 yıldan fazla) bu olguya ve hem çevrimiçi uygulamalarda hem de günlük hayatta kullanımını normalleştirme eğilimi gösteren 13-20 yaş arası gençlere ayırdığımda fark ettim ki küfür rahatlama amacından ziyade karşıdakini rencide etme amaçlı kullanılıyor ve gariptir, bunu gerçekleştiren kişi psikolojik bir tatmin yaşamıyor. Aksine daha da agresifleşerek yalnızlaşıyor, yalnızlaştıkça daha da agresifleşip yeniden küfrediyor. sonsuz bir paradoks aslında. bunda yaşanılan çevrenin payı aslında çok büyük, evde baba, anne, akrabalar küfrediyor; sokakta bakkal amca, okulda öğretmen (maalesef), yolda otobüs şöförü... çocuk doğal olarak kendini savunmanın ve bir yandan da saldırmanın yolu olarak küfrü öğreniyor ve bilgisayarını açtıktan sonra kendisini ifade edebilmek adına ilk yaptığı şey ne yazık ki küfretmek oluyor. çünkü başka ne yapılır bilmiyor. burada biz büyüklerin yapacağı şeyler çok fazla ama özetle "ben rahatlamak için küfrediyorum çok da şahane oluyor" diye durumu normalleştirmek en büyük hatalardan biridir kanımca. dünya gerçekten güzel bir yer ve biz güzel davrandığımızda çevremizin de bizimle birlikte değişebileceğini unutmamak gerekir. küfre küfürle, şiddete şiddetle karşılık vermek hali hazırda gergin ve stresli şu toplumda işleri daha da çıkmaza sürükler ve sürüklüyor. polyanna olun demiyorum ama teşekkür etmek ve özür dilemek kavramlarını hayatımıza dahil ettiğimizde karşımızdakinin de bizimle birlikte bir değişim sürecine gittiğini görmek gerçekten paha biçilemez. ve kesinlikle küfretmekten daha güzel bir rahatlama sağlıyor.