yaşadılar ve öldüler. sanayi devriminden sonra 19. yüzyılda buharlı vapurlar, dönemine göre çok hızlı ve konforlu taşıtlar olan trenler insanların gezmek için seyahat etme olanaklarını geliştirdi. işte bu dönemde insanlar geride bıraktıklarına gezdikleri gördükleri yerlerden üstünde bir kaç satır notla resimler göndermeye başladılar. kartpostallar mektup gibi zarf içinde gönderilmez. özel bir şeyler de yazılmazdı pek. arka yüzün bir yarısı adres ve pul için ayrılmıştı. diğer yarıya da selamlar her şey çok güzel filan türünden ufak bir şeyler yazılır açık gönderilirdi. bunlar adı üstünde posta kartı. bir de kapaklı, tematik, noel, paskalya, valentine filan konulu kartlar vardı ki onlar tercihen elden verilir, posta ile pek gönderilmezdi. bizim kartpostal çılgınlığımız benim çocukluk ve gençlik dönemime rastgelir. ramazan, kurban bayramları ve yılbaşlarında 15-20 gün kala kitapçıların önleri, vapur iskeleleri gibi merkezi yerlerde kartpostal tezgahları açılır, aynı şehir içinde bile kartpostal gönderilirdi. sonra yavaş yavaş kayboldu kartpostallar. cep telefonları çıktı, sms çıktı, mertlik bozuldu. şimdi bayram seyran vesilesiyle kart gönderen kimse kalmadı. bari smsleri adres defterindeki herkese toptan göndermek yerine kişisel bir şey yazma zahmetine girseler.