"...her somut olayda niteliğini bir ölçüde değiştiren sahici bir bukelamun olmakla kalmayıp, aynı zamanda, bir bütün olarak bakıldığında, belirgin eğilimleri bakımından üç yanlı şaşırtıcı bir olaydır; bir yanda, niteliğinin özünü teşkil eden şiddet, doğal ve kör bir içgüdü sayılması gereken kin ve nefret; öte yanda; savaşı ruhun özgür bir faaliyeti haline getiren ihtimal hesapları ve tesadüfler; son olarak da, savaşı salt akla bağlayan bağımlı bir politik araç kimliği.
bu üç cephenin birincisi daha çok milleti, ikincisi daha çok komutanı ve ordusunu, üçüncüsü daha çok hükümeti ilgilendirir. savaş içinde gemi azıya alan ihtiraslar, halkların sinesinde önceden yer etmiş olmalıdır; ihtimaller ve tesadüfler aleminde cesaret ve istidadın oynayacağı rolün önemi, komutanın ve ordusunun özelliklerine bağlıdır, politik amaçlarla ilgili karara gelince, onu ancak hükümet alır.
komutanın bir yerde devlet adamı olması gerekirse de, yine komutan olarak kalmalıdır. bir yandan, bir bakışta bütün fizik şartları kavramalı, öte yandan emrindeki araçlarla nereye kadar gidebileceğini kestirebilmelidir.
savaşta, bütün ilişkilerin çeşitliliği, belirsizliği bir çok faktörlerin işe karışmasına yol açar. bu faktörlerin çoğu ancak ihtimal kanunlarına göre değerlendirilebilir. komutan, gerçeği bütünlüğü içinde görebilme sezgisinden yoksunsa, içinden çıkılamaz bir görüş ve düşünce keşmekeşinin içine düşer. bu durumda, yolunu tayin etmesine yardım edecek bir fikir edinmesi imkansız hale gelir. bonapart bu konuda haklı olarak, bir komutanın savaşta almak zorunda kalacağı bir çok kararların bir newton veya euler'e dehasına layık matematik problemleri teşkil edebileceğini söylemiştir."