1. 'un da dediği gibi yüksek oktavlı ve gayet boktan bir şeydir.

    boktanlığı keşke adam öldürmekle kalsa. ama ne yazık ki savaşlarda verilen çoğu can belki 100-200 sene sonra boşa gidiyor. verilen canlar, basiretsiz ve vizyonsuz bir yönetici gelince masalarda heba oluyor. ölen öldüğüyle, öldüren öldürdüğüyle kalıyor.

    işin tuhaf yanı ise; bazı ülkeler savaşlarda kaybetmediği sürece "ganimet benim hakkım" diye ortalarda gezerken, bu sefer kaybeden konumuna düşünce "ama bu haksızlık! siz bizi sömürüyorsunuz!" moduna geçiyor. ama sen de ona aynısını yapmıştın daha önce ve o zaman hoşuna gitmişti?

    ne yazık ki savaşlar hiç bitmeyecek işte... dünyada sınırlar kalksa ve uzayda koloniler kurmaya başlasak bile yine birbirlerimizle savaşacağız. bu sefer de dünya birliği ile koloniler federasyonu savaşacak. yine ölen öldüğüyle kalacak.
    1kavram 
  2. bütün savaşlar vergi toplayıcı erkin gözünü ve cebini doyurmak için yapılır. her zaman bahane vardır. bu bahane önceleri din idi. yetmeyince vatan diye bir kavram eklediler üstüne. insanları toplu halde ölüme gitmeye, başka insanları öldürmeye ikna etmek için. sonra bir de üstüne etnisite çıktı. bahane ne olursa olsun özünde savaşlar hükmedecek daha geniş bir alan ve buranın getirisiyle doymazları doyurmak içindir. doymazlar. savaşın kazananı yoktur derler. halbuki onlar hiç kaybetmez.
    #138232 laedri | 6 yıl önce
    0kavram 
  3. eskinden ticaret yolları için yapılırdı. sonra madenler sonra enerji için yapıldı.

    bundan sonra su kaynakları ve bildiğin boş/temiz alan için yapılacak. küresel ısınma, aşırı nüfus ve kirlenen alanlar buna işaret ediyor.
    #251908 bere | 4 yıl önce
    0kavram 
  4. adam öldürmenin; insanoğlunun yaşadığı her dönemde ve her yerde "vatan, onur, erkeklik, nam, yiğitlik, din, özgürlük vb" gibi gazlarla topluca yapıldığı olay.

    bu gözle bakmaya başladıktan sonra bilgisayar oyunu bile oynayamamaya başlamıştım bir zaman. neyse sonra geçti.
    #21647 timoteus | 8 yıl önce
    0kavram 
  5. Görenin unutamadığı, görmeyenin görmek için yanıp tutuştuğu , görmek için elinden gelen pisliği yaptığı ve görenlerin dehşete düştüğü kâinatın en acı meyvesine sahip ağacı
    #138225 amed | 6 yıl önce
    0ağaç 
  6. "Savaş, politikanın devamıdır"
    (bkz: )

    "Nükleer Dünya'da, Gerçek Düşman, savaşın kendisidir."
    (bkz: )
    #23837 fly | 8 yıl önce
    0kavram 
  7. "harp zaruri ve hayati olmalıdır. hayat-ı memleket tehlikeye ma'ruz kalmadıkça harp bir cinayettir." Demişti mustafa Kemal Atatürk.
    Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan ilerleyeceğime and içerim...
    #138236 Tukenmekte olan kisi | 6 yıl önce
    0kavram 
  8. Güneydoğu Anadolu bölgesinde takı takma merasiminin kaybolan geleneğidir. Ben de unutmadan burada sonsuzluğa nakledeyim.

    Takı takma merasiminin Adıyaman yöresine ait bir halk oyununa dönüştüğü çeşididir. Eskiden bölgede düğünler Cuma günü, Cuma namazından sonra başlar ve Pazar günü öğle saatlerinde öğle yemeğinin yenmesiyle beraber biterdi(üç gün iki gece) fakat son bir oyunla biterdi. savaş oyunu denen bu oyunda düğüne katılan davetlilerin düğün sahibinden aldığı kumaşa(xılat denir.) karşılık gözünde değer biçtiği miktarı bu oyunla takdim ederdi.

    Oyun ise şu şekilde oynanırdı: Tüm davetliler köy meydanında 10-30 metre çapında(davetlilerin sayısına göre daha da genişleyebilir) bir halka oluştururdu. Tüm davetliler ayakta, sabit ve yüzler çemberin düğün sahibinin olduğu noktaya odaklanılırdı. Savaş, düğün sahibinin kirvesi/sağdıcı ile başlar; Zurna çalınmaz, davul ise ritmik bir şekilde çalmaya devam eder. Davulculardan biri ise çeşitli kuş figürleri(genellikle kartal) ve asker figürleri sergileyerek halka içerisinde ilk olarak sağdıç/kirve önünde en güzel hünerlerini sergileyerek “savaş x kişinin başı üstüne” diyerek ciddi bir efor sarf ederdi. kirve/sağdıç İlk olarak bahşişi uzatır, bahşiş alıp gevşeyen oyuncu parayı işaret ve orta parmağı arasına sıkıştırarak tüm halka oluşturmuş davetliler önünde turlar “siz de verin haa!”yı ima eder ve İkinci defa sağdıç/kirve’nin önüne gelir. Bu geliş çok önemlidir Çünkü bu geliş ile beraber düğünde takılacak veya verilecek olan en yüksek tutar belirlenmiş olacaktır. kimse kirve/sağdıç’tan yüksek bir tutar veremez, zaten düğün sahibi kabul edemez. Sağdıç/kirve’den yüksek bir tutar vermeye yanaşmak ciddi saygısızlık oluşturur hatta ailelerin birbiriyle küsmesine bile sebep olur.

    Oyuna başlamadan önce şöyle bir hazırlık da yapılır: Kirve kadar veya ona yakın takı veya para verecek olanlar İsmini önceden düğün sahibine verir, savaşta onlar da ödediklerinin ifşa olmasını isterlerdi. Böylelikle geri kalanlar da bir çeşit baskı altında tutulup verecekleri parayı artırmaları sağlanırdı. İsmini yazdıranlar üzerinden yapılan savaş bittikten sonra diğer takı veya para verecek olan davetliler de hızlıca ödemelerini yapıp düğüne resmen son verirlerdi. Ortalama 1,5-2 saat sürerdi fakat tanınmış bir ailenin düğünüyse eğer, savaşın 6 saate kadar çıktığı da olurdu.

    neden böyle bir isim tercih edildi bilinmez ama savaş sonrası alınan ganimetlere atfen savaş ismi verilmiş olabilir diye düşünüyorum.
    #158567 iskiski | 6 yıl önce
    0halk oyunu 
  9. yokluğu barış getirmeyen şey.
    #277981 kendinicinevrenol | 3 yıl önce
    0kavram