neo-kişisel gelişimcilerin yeni oyuncağı olsa da, marcus aurelius ve seneca'dan çok daha fazlası olan felsefe sistemi.
hinduizm kökenli dinler gibi, reenkarnasyonu savunur. ruh (veya bilinç, veya stoacıların deyimiyle pneuma) ezelden beri vardır ve kaybolmaz. kişi ölünce başka bedenlere girer, o bedenlere can verir.
her varlığa pneuma yön verdiği için de doğadaki tüm canlıların bilinci vardır (çimlerin bile evet). bu sebeple de doğa bir bilinç doğrultusunda hareket eder.
bu veriler doğrultusunda bireylerin doğaya yön veremeyeceği açıktır. bu da bir fatalizme sebep olur. bu fatalizm de stoacıların "bas bas paraları leyla'ya bir daha mı geleceğiz dünyaya..." anlayışını benimsemesine sebep olmuştur. yani adamlar oturmuş "hiçbir şey üzerinde kontrolüm yoksa, o zaman hiçbir şeye etki edemem. o zaman salayım gitsin..." diye düşünmüşler. bu sebeple de mutsuzluğa bile tepki göstermezler. çünkü mutlu olmak ya da olmamak bireylerin elinde olan bir şey değil stoacılara göre. bu sebepten de intihar etmeyi tuhaf bulmazlar. hatta hayattaki sorunların çözümü olarak görürler (kişisel gelişimciler, optimistler falan bilmiyor bunu galiba.*) .hem belki sonraki bedeninde roma imparatoru olacak adam?*
dışarıdan bakınca hristiyanlıkla ortak noktaları varmış gibi görünse de (sabretmeyi öğütlemesi vs) hayata getirdiği çözümler bakımından hristiyanlıktan fersah fersah uzaktadır kendisi. en azından bir hristiyanın hayatında sorunları olan birisine "intihar et kurtul" diyeceğini düşünmüyorum.