uzak doğu ülkelerini tanımaya başladıkça bazen "lan acaba hiç bulaşmasam daha mı iyiydi?" diye soruyorum kendime bazen. çünkü dışarıdan görünen ile içerideki çok farklı.
belki bu şeriatçılık sadece japonya ile de sınırlı olmayabilir. diğer ülkeleri çok iyi tanımıyorum. ama bu ülkede şinto geleneklerini yerine getirmeniz, adeta toplum baskısı üzerinden oluyor. mesela çeşitli festivallere, ritüellere katılmamanız dışlanmanıza sebep oluyor. bunu da doğrudan sizi "ne demek tapınağa gelmiyorsun?!" şeklinde değil de, "aaa çok üzüldüm x ritüelini yapmamana. oysa ki kültürümüzün önemli bir yapıtaşıdır." şeklinde kibarca suçlayarak yapıyorlar.
mesela bir katolik kadınla tanışmıştım internet üzerinden. katolik olduğu için bir yandan kızının tapınakta 20 yaş törenine gitmesini istemiyordu. ama kızının da toplumdan dışlanmaması için mecburen bu törene gönderdiğini söylemişti bana.
tamam soft power konusunda inanılmaz bir ülke. özellikle sahne sanatları, sinema ve animasyon filmleri konusunda kimse ellerine su dökemez. ama işin bir de bu boyutu var. japonya endüstri ülkesi olmasına rağmen bir abd veya almanya değil, olması da zor. aynı şeyi belki çin için de söyleyebiliriz.