biraz önce biten sivas deplasmanıyla birlikte ligin ilk yarısını 17 maçta topladığı 23 puanla tamamlamış izmir'in gururu.
devre arası ne olur, neler değişir; şimdiden kestiremiyorum ama sorun olarak, takımın göze çarpmaması mümkün olmayan, dev defoları maçları izledikçe midemi bulandırıyor artık:
- ligin en kötü bek pozisyonları bizde. berkan-leo ve gassama-murat paluli bek ikilileri 1. lig ayarında bile "eh işte"ler. murat'a biraz daha şans verilmesi gerektiğini düşünüyordum ama gassama'dan daha kötü bir bek olduğu gerçeği, pozisyon almasının facia seviyelerinde olduğu görmemle birlikte netleşti kafamda. berkan'ın mucize yaratmasını beklemek ise, bir taraftar olarak içimi acıtıyor. devre arasında yönetimin 2 bek alması gerekiyor acilen. mümkünse gassama ve berkan'a da kapı gösterilmeli.
- orta sahada soner'in görevinin ne olduğunu halen çözmüş değilim (kendisinin de bildiğini sanmıyorum). poko'nun olmadığı maçlarda castro'nun bütün yükü üstlenmesi, çoğunlukla orta sahanın derli toplu görünmesini sağlıyor olsa da, bugünkü maçta olduğu gibi, castro'nun yetmediği zamanlarda maçlar rakip lehine tek kaleye dönüyor. poko ve alpaslan'ın iyi birer yedek olabileceği fikrimden vazgeçmiş değilim. ancak soner ve artık yaşlanmaya başlayan castro'yu yedekleyebilen bir orta sahaya ihtiyaç olduğu ayyuka çıkmış durumda. orta sahadaki sayısal şişkinlik hem taraftarı hem yönetimi hem de teknik ekibi yanıltıyor bence. 1999 doğumlu yalçın'ın orta sahanın her bölgesinde oynayabilecek derecede esnek olması da güzel ama yeterli değil.
- forvete yakın oynayan kanat ve orta saha oyuncuları ise, 2 yıldır patlama yapmasını beklediğimiz oyuncular. halil zaten 5 yıl kadar önce pik yapmıştı ve o noktadan hızla aşağıya iniyor. yasin'in futbolla pek alakası kalmamış gibi. serdar ise, bu yılın en iyi oynayan oyuncusu konumunda. napoleoni'nin kısa ama hızlı adımlarının hastasıyım. mossoro'nun kilit açma görevi doğrudan forvetin bitiriciliğiyle ilgili olduğundan dolayı, tek başına maç alabilme yeteneği olduğunu sanmıyorum. forvet ise takımın en zayıf yerlerinden biri (takıma bak abi: forvet ve defansı lig standartının kat kat altında. geçen seneki erzurum belediye'den farkımız yok şu anda). jerome'un tek başına oynayamayan bir forvet olması, deniz kadah'ın futbola olan yeteneğinin bitmiş olması, eren'in neden transfer edildiğinin takımla ilgilenen hiçbir kişi tarafından (halâ) bilinmemesi ve genç ege'ye yeterince şans verilmemesi gözüme çarpanlar. net bir bitirici forvet alınmalı. bu olmadıktan sonra, deplasmandaki 9 maçta 8 gol atabilmiş, aldığı 4 mağlubiyeti de sonuna kadar hak etmiş bir takım istatistiği her şeyi anlatmak için yeterli olmaya devam edecektir.
takımdaki laubalilik de, ne yazık ki, stajyer hoca değirmeni olan takımın yönetimsel bir sorunu. berkan'ın kendini padişah sanması, halil'in "göztepe'nin çocuğu" imajını hemen hemen her alanda (kötüye) kullanması, deniz, yasin ve eren gibi bitik oyuncuların kendi isimlerini göztepe'nin önüne görmeleri, gassama'nın ülke takımında oynarkenki oyununun ancak ve ancak %20'sini göztepe için harcaması yüreğimi yakıyor. umarım yeni statla birlikte vizyon olarak da büyümüş bir yönetim izleriz bundan sonra. sene sonu hedefi olan 40 puanın kaldı 17'si. çile henüz bitmiş değil.