"yaratılış" efsanelerinin ve mitlerinin en çok sevdiği ortak "arkhe". mitolojilerde -genel olarak- tüm yaratılışlarından önce var olan şey.
türk mitolojisinde, huma kuşu, uçsuz bucaksız suların üzerinde uçar; helen mitolojisinde, ilk var olan thetis denizidir; mısır mitolojisinde ilk var olan nil nehrini simgeleyen sulardır; sümer mitolojisinde ilk ortaya çıkan tanrılar ve kaos'un kendisi su ile ilişkilidir vs.
su, alegorik veya direk betimleme olarak "yaratılış" efsanelerinin hemen hepsinde kendine bir yer bulur ve yaşamın özü ile ilişkilendirilir.
Canlılığın devam etmesi için gerekli olan en temel besindir.
Dünyada 844 milyon insan güvenilir su kaynağı bulamıyor ve tüketemiyor. 2.3 milyar kişinin evinde kullandığı suyun sağlığa uygun olup olmadığı kesin değil. Her 2 dakikada 1 çocuk temiz su bulamadığı için yakalandığı hastalıktan dolayı ölüyor. Çocuk ölümlerinin nedenleri arasında 3.sırada ishal yer almakta. İshal nedeniyle yaşanan su ve mineral kaybı, çocuk ölümlerini getiriyor. Yani bu insanlar bizim tuvalette kullandığımız suya ulaşamadıkları için ölüyor ve hasta oluyorlar.
Peki Biz ne yapıyoruz?
Su tasarrufu yapıyoruz değil mi? Dişimizi fırçalarken suyu kapatıyoruz mesela. Ama bir şişe sütün bazen yarısı bazen daha azı-daha çoğunu dolapta unutup, atıyoruz. O 1 şişe süt için gereken su miktarı 1100 litre. Yani siz 1 şişe sütün çeyreğini dahi atsanız, 275 litre suyu çöpe atmışsınız demektir.
1 lt temiz su için 3 lt su 1 tane Kıvırcık için 40 lt su 1 bardak kahve için 140 lt su 1 kg domates için 185 lt su 1 tane ekmek için 330 lt su 1 şişe şarap için 960 lt su 1 kg elma için 1000 lt su 1 lt süt için 1100 lt su 1 kg makarna/2 paket makarna için 1900 lt su 1 kg pirinç için 3400 1 tane kot pantolon için 11.000 lt su 1 kg et için 15.000 lt su gerekiyor.
Çöpe attığımız her yiyecek ve içecek için, eskimediği halde yenisini aldığımız her kot pantolon veya herhangi bir kıyafet için binlerce litre suyu harcıyoruz. Ve biz su tasarruf yaptığımızı düşünüyoruz. Doğaya daha fazla zarar verip, geleceğimizi karartıyoruz.
Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
yaz aylarında daha çok ihtiyaç duyuyoruz su içmeye. sıcağın etkisiyle terliyor insan, su kaybediyor. bu kaybın da telafisi gerek. evdeysen mesele yok. doldur bardağı iç. ama sokakta aldığımız sularla ilgili sıkıntım var. yarım litrelik pet şişelerin çevir aç kapakları eskisine göre daha küçük, daha sığ. tutmak ve çevirmek zorlaştı iyice. bazı markaların kullandığı şişeler ise çok ince. naylon torbadan az hallice bunlar da kapağı çevirirken formunu koruyamıyor. ezilip büzülüyor, içindeki su kenarından taşıyor. bir de su şişelerinin kiminde kırmızı kiminde mavi kapaklar var. biri doğal kaynak suyuymuş. diğeri kuyuda dinlendirilmiş su. neyse işte. ter mevsimi geçene kadar su içmeyi ihmal etmeyin. yokluğu baş ağrısından mide bulantısına türlü rahatsızlık veriyor.
Canlılığın başlangıcı kabul ediliyor kimilerince .
Metabolizmayı hızlandırır, vücuttan fazlasını atmak için daha fazlasını içmeniz gerekir böyle garip bir matematiği var. yarışmalarda tartıya çıkmadan önce günde 9-10 litre içen hayvanımsılar var bunun için.
Edit: arkadaşlar bu yazdığım rakamlar profesyonel sporcuların su atmak için doktor kontrolünde uyguladığı şeyler, evde üçbeş kilo fazlalıktan kurtulmak için bunu uyulama gafletine düşmezsiniz diye umuyorum.
ne içersem içeyim, su'yun yerini asla tutumuyor! süt, ayran, meyve suyu, çeşit içkiler, meşrubatlar... hayır, yerine birşey konmuyor! yeryüzünü yaşanır kılan, onu biçimlendiren; bulunduğu kabın şeklini alan, ateşi söndüren, susuzluğu dindiren sihirli sıvıdır. katısı ayrı, gaz hali ayrı güzeldir!