Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemek "aptallıktır".
Son seçim cumhur ittifakı'nın toplam oyu %97.
İkizdereliler ve memleketimin çoğu yeri neden aynı şeyleri milyonlarca kez yapıp iyi olmasını umuyorsunuz ?
İnsanlar zaten mutsuz da nasıl bir iktidardır bu ki doğa mutsuz, hayvanlar mutsuz, ağaç mutsuz, böcek mutsuz her şey mutsuz.
Dikkatimi çekti eskiden karadeniz'deki bu tip olaylara öğrenciler veya başka yerden insanlar da katılırdı.
Her ne kadar pandemi muhabbeti olsa da artık malum partinin sürekli oy aldığı yerler için millet de allah belanızı versin ne halt yiyorsanız yiyin diyor olabilir.
Ülkedeki rant kaynaklı doğa tahribatına konu olmuş yerlerden bir diğeri.
Bir zaman önce bu tip yerlerde çıkan rant maksatlı doğa katliamı haberlerine içim yanarak bakar lanet okurdum. Artık yapmıyorum. Bu ülke ve insanına dair inancımı öylesine kaybettim ki artık benzer bir habere rastladığım zaman içimin yağları eriyor.
Güney sahilleri talan edildi. Aklınıza gelecek tüm koylar imara açılmış durumda. Bakir gördüğünüz tüm koylar birilerinin malı ve inşaat piyasasında para dönmeye başladığı an üzerine ya yazlık saray ya da otel kondurlacak.
Kaz Dağları kel kaldı; halen 'yok oralar kaz dağları değil' tartışması yapılıyor.
Üçüncü Havalimanı ve köprü için İstanbul'un doğal yaşam alanları önce tıraşlanDı şimdi imara açılacak.
Aoç'ye eklektik bile diyemeyeceğim kadar çirkin bir saray yapıldı.
Türkiyenin yakın tarihe dair mimari ve şehircilik adına en önemli noktalarından Beyoğlunun girişine, ülkenin en önemli meydanlarından birisine cami dikildi. Akm yıkıldı ki bir anıttır mimarlık adına. 5 yıl sonra topçu kışlası yapılmaya başlandığında gezi parkı da ortadan kalkacak.
Çamlıca tepesine kimsenin kullanmayacağı dev bir cami yapıldı.
F1 pisti yapıldı; su havzalarının üstünde. İstanbulda su yok diye haberler çıkıyor her sene.
Boğaziçi öngörünüm hak getire.
Kanal İstanbul için çalışmalar başlıyor.
Daha da aklıma gelen gelmeyen bir çok rezalet, doğa katliamı.
Lakin İkizdere gibi maden çalışmaları, hes vb gibi işlere konu olmuş yerler de dahil bu ülkenin yarısı, İkizdere halkı da dahil bunlara destek oluyor. Rizedeki adam İstanbul'daki köprüye seviniyor, bu ranta verdiği oylarla destek oluyor. Yalan mı bilmiyorum, İkizdere'de ak parti ve mhp'ye çıkan oyların %90 olduğuna dair Bi şeyler gördüm. Bu tabi oraya özel değil muhtemelen ve ranta konu talana uğramış bir çok yer için aynı. Yani kendim ettim kendim buldum durumu. Bu yüzden üzülmüyorum. Sikin bu ülkenin anasını. Sikin ki yaşanabilir en ufak bir alan bile kalmasın. Önümüzdeki genel seçimlerde oyunuzu vermeli unutmayın aynı insanlara ki ülkeyi bu zihniyet yönetmeye devam etsin ve talan bitmesin. Köy, yeşil alan falan kalmasın bu ülkede. En kötü ayasofya'da şükür namazı kılarsınız. Çünkü önemli olan bu. Namaz kılıyor diye mi hizmet getirecek diye mi oy verdiniz bu insanlara bilmiyorum ama layık olduğumuz bu işte. Şimdi susun ve itaat etmeye devam edin bile diyemiyorum çünkü zaten yapacağınız bu.
Düşünüldüğü zaman bu ülkede farkındalık yaratabilmek adına kampanya yapılması gereken o kadar çok konu, icraat adı altında o kadar çok katliam var ki insan hangi birisine üzüleceğini, hangi birisine isyan edeceğini şaşırıyor gerçekten.
Hani dostoyevski der ya : "Acınacak yanımız, bu olayların artık bizi dehşete düşürmemesidir.." diye. Gerçekten trajik doğruluğu olan bir gerçek. Sanırım toplum olarak her şeye o kadar alıştık, kanıksadık, normalleştirdik ki, her geçen gün üzerine eklenen katliamlar serisine ses çıkarmamayı olağan bir durum ve tavır haline getirdik.
türkiye'de kadın olmak gibi başlıklara her zaman argüman olarak "türkiye' de 'ne' olmak kolay ki?" şeklinde itiraz ederim ya; bu yorumumun gerçekçiliği ile her gün farklı şekilde yüzleşmekten, 'demiştim' demekten utanıyorum.
Farklı platformlarda birçok yorum okuyorum; son yıllarda türeyen bir söylem var, bilirsiniz : "su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim." şeklinde. Tamam, svihs diyelim ve kenara çekilelim; neden ? çünkü o coğrafyanın insanı, iktidardaki partiye oy vermişler ve şartsız koşulsuz, düşünmeden desteklemişler. İyi güzel de İnsanların politik tercihlerinin bedelini neden 'ağaçlar' , 'kuşlar', 'böcekler' ödemek zorunda ?
Tamam, katılıyorum; bence de dolaylı olarak da olsa her kim ki bu katliamların içerisinde pay sahibi ise su vermeyelim; hatta verenin hortumunu da sikelim, okey. Ama bunu doğaya yapamayız, yapmamalıyız, utanmalıyız, bir şey yapmalıyız.
İnsanlara değil, gerçek dostumuz doğaya su verelim.