Bir aşkın bitişini en iyi tanımlayan dizedir. Nötr duygu.. artık öfkenin dahi olmadığı noktadır. Bitiren taraf için ferahlama, bitiremeyen taraf içinse bir cehennemdir.
Sana karşı olumlu ya da olumsuz bir şey hissetmiyorum, sıradansın anlamında kullanıyor bu cümle ama hayatımızdan çıksa bile kişi -paylaştığımız süreden bagımsız- ona karşı mutlaka negatif ya da pozitif bir izlenimimiz oluyor. Bir şeyler paylaşılan kimse sıradanlaşmaz psikolojik yapıda. Sevgi azalabilir, negatif duygular artabilir -zamanla negatif hislerde azalır- ama bu bile o kişiyi yoldan geçen birinden farklılaştırır.
Buradan da anlıyoruz ki yaşanılan anları özel kılan o kişidir. Yani sevdiğiniz kişi. Bazısı anılardan kopamaz. Ve şöyle düşünür; kişileri değil anıları unutamıyor insan. Bu tartışmalı bir ifade. Gelelim bu ifadeye. Sıradan, alelade birisin diyor. Bir şey ifade etmiyorsun. Metroda, sokakta, çarşıda, pazarda ya da iş yerinde, okulda kısacası hayatın her alanında görüp etkilenmediğim kim varsa onlardan bir farkın yok. Ee yaşanmışlıklar? Maziyi ne yapacaksın? İşte bunları silemezsin. Yüksek ihtimal içinde halen yasatacak o anıları. Silmeyecek. Bu bundan sonrasi için keskin ifade. Daha bu saatten sonra önüme dünyaları sersen yokum demek. Etki etmez. Oysa öncesinde belki bir dilim pasta ve kahveyle harika sohbetleri, izlenilen bir sıradan filmle bile mutluydu bu kişi. Disardan bakanin bu ilişkide hiçbir özen yok diyeceği ufacık bir özeni bile gözünde büyütüyordu. Çünkü seviyordu. Sevenin gözü kördür, kulağı sağırdir. Belki kendisini gercekten özenle sevecek birinin jestini, hosluklarini bile görmez itici bulur. Ama o sadece kuzum dese içi eriyip gider. Başkası kuzum dese belki o lafı itici bulur. Anlatabiliyor muyum? Türlü aksakliklara rağmen herkes gibi görmediği birine söyleniyor bu laf o sebeple bir uyanış manifestosu aslında.
Ama yine de Bence büyük bir öfkeyle küfür etkisi oluşturmak için söylenmiş. Ayrılış için okkalı bir cümle. Lakin kalbe dönüp baktığında güç çok güç bir mesele. Bir şey hissettiğin biri bir sey hissetmedigin birinden kisilik olarak daha düşük biri olabilir. Hatta eksi yönleri de çoktur fakat sen onu seversin. Bilirsin ve bu eksikliklere rağmen seversin. Kusurlarıyla seversin. Sevmediğin biri ise, istediği kadar muazzam olsun dikkatini çekemez. Sanırım bu oraya da vurgu yapıyor. Dümdüzüm artık bundan sonra. Umrumda değilsin diyor. Sıradanlasmayı anlatıyor ne acı. Bir zamanlar basit bir jestiyle dünyalar mutlusu olan kişi artık soğuk bir duvara dönüşmüş. Kolay değil o raddeye gelmek. Kimseyi o raddeye getirmemek lazım. Bu lafı hak etmemek lazım. Bizi sevmiş türlü öküzlüklerimize, kabalıklarimıza, belki de yalanlarımiza rağmen sevmiş. Ama biz ne yapmışız. Yıkmışız, yakmışız aslında sırf onu da değil kendi dünyamızı da yakmışız. Ki halen bu okkalı lafta bile Sevmiş ki elalem oldun diyor sevmese siktir olsun gitsin kurtuldum derdi. Yazik cok yazık.
herkese gidip "siz de onun gibisiniz" demediğiniz için, cümleyi sarf ettiğiniz "o" kişisini asla herkes dediğiniz kitleden görmediğinizi kanıtlayan bir cümledir.
kendi içinde çelişir.
acıtma amacı güder, ama karşılığını bulamaz. zira sözün söylendiği kişi için "herkes" gibi olmuşsunuzdur artık, ki zaten bu sebeple sizi bu denli kıracak rahatlığa ulaşmıştır. ezcümle bu cümleyi birine söylemeyi düşündüğünüzde aynaya bakarak söylerseniz doğru yere gidecek bir sözdür.
“herkese günaydın sana good morning çünkü sen artık bir yabancısın “özdeyişinde açıklandığı gibi ya herkessindir ya da yabancı ama kimse herkes gibi olamaz.